Ahmed Remzi Hatip

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden

Ahmed Remzi Hatip ya da Risale-i Nur'da geçen ismiyle Ahmed Atak Tarihçe-i Hayat kitabının “Tahliller” kısmında “Ahmet Atak” imzasıyla yayınlanmış bir mektubu olan nur talebesidir. Meclis'te Konya Senatörlüğü ve daha sonra Konya milletvekili yapmıştır. 1948 Afyon Mahkemesine Zübeyir Ağabeyle (Gündüzalp) beraber gitmiş ve Haziran ayında yapılan ilk duruşmayı dışarıdan seyretmiştir. 1952 İstanbul Gençlik Rehberi Mahkemesi sırasında Akşehir Palas otelinde Hz. Üstad’a yakın hizmetlerde de bulunmuştur.[1][2]

Şahsi Bilgiler[değiştir]

Diğer İsimleri:

Doğum Yeri ve Tarihi: Aydın, Bozdoğan, 31 Mart 1930[1][3]

Vefat Yeri ve Tarihi: Ankara, 18 Mayıs 2016[3]

Kabrinin Yeri: Ankara Cebeci Asri Mezarlığı, 137 ada, 61 parsel[3]

Harita Konumu: [1]

Risale-i Nur ile Nasıl Tanıştığı[değiştir]

Lise yıllarındayken Konya’da Sabri Halıcı ve Zübeyir Gündüzalp vesilesiyle Risalelerle tanışmıştır.[1]

Bediüzzaman Said Nursi ile Görüşmeleri[değiştir]

Konya’da lise talebesiyken 1947 yazında Emirdağı’na gidip Üstad’ı ziyaret etmiştir.[1]

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Ahmet Atak'ın Mektubu

Ey mübarek, müşfik ve muazzez Üstadımız Hazretleri!

Bu acib madde ve dinsizlik asrında, nazarlar kısalmış; kalpler, fenalıklar ve kötülüklerle dolmuş yalnız ve yalnız Kur’an-ı Hakîm’in bu zamandaki en hakiki ve kat’î tereşşuhatı olan Risale-i Nur; o kısalmış nazarları, âdeta maddenin ruhuna nüfuz ettiriyor, o kötü kalplerin zindan gibi karanlık olan içini nurla dolduruyor. Bunun için bu asra “Nur Asrı” denmesi münasiptir.

Risale-i Nur, beşeriyetin bu tamiri imkân olmayan yarasını uhrevî ilaçlarla tedavi ediyor.

Risale-i Nur ve onun hârika müellifi siz mübarek Üstadımız, binlerce münevver gence halâskârlık vazifenizi yapmış ve yapmaktasınız. Bunun böyle olduğuna, imanları kurtarılan bu âcizler, canlı şahitleriz. Bu dehşetli asırda, materyalizmi, maddeciliği temelinden yıkan, mason ve komünistlerin bâtıl ideolojilerini bütün ilim ve idrak muvacehesinde zîr ü zeber eden Risale-i Nur, okuyucularına –bu asrın tâli’li insanlarına– bu dünya ile hattâ kâinatla bile değişilmez âb-ı hayatı, ebedîlik suyunu, yani beka âleminin bileti olan imanı bahşediyor.

Ey aziz ve mübarek Üstadımız! Bu kadar kıymetli bir hediyeyi bizlere veren siz Üstadımıza ne kadar hürmet ve muhabbet beslesek azdır. Siz kurtarıcı Üstadımızla Risale-i Nur talebeleri arasındaki bağ, ebedî bir bağlılıktır. Bunu hiçbir kuvvet çözemez. Hürmetle mübarek ellerinizden öper, dualarınızı beklerim.

Üniversite Nur talebeleri namına

Siyasal Bilgiler Fakültesinden

Ahmed Atak

(Tarihçe-i Hayat, Tahliller)


Bu mektup Samsun’da münteşir Büyük Cihad gazetesinde intişar etmiştir

Müfterilerin tahrikatıyla Samsun’da muhakeme açılmasına vesile olmuştur. Muhakeme beraetle neticelenmiştir.

Âlem-i İslâm’ın halâskârı, ehl-i imanın sertâcı, Risale-i Nur’un tercümanı, Üstadımız Bedîüzzaman Said Nursî Hazretlerine!

Bu defa dindar Demokratların delâletiyle Afyon Mahkemesince Risale-i Nur’un serbestiyetine; bütün risale, mektup ve mecmualarının suç mevzuu teşkil etmediğinden iadelerine karar verilmesini; senelerce evvel ilan ettiğiniz “Risale-i Nur benim değil, Kur’an’ın malıdır; Kur’an’ın feyzinden gelmiştir. Hiçbir kuvvet onu Anadolu’nun sinesinden koparıp atamayacaktır. Risale-i Nur, Kur’an’a bağlıdır; Kur’an ise arş-ı a’zamla bağlanmıştır; kimin haddi var ki onu oradan söküp atsın!” diye olan hakikatli beyanatınızın açık bir tezahürü ve bu ulvi hizmetinizin İlahî ve Kur’anî olduğunun parlak bir delili bilerek, bu beraet kararının âlem-i İslâm’ın ve bâhusus bu millet-i İslâmiyenin saadetlerinin başlangıcı olması itibarıyla, başta bütün varlığıyla bu zaferleri bekleyen ve Nur ailesine reis ve hakikatler deryasına kaptan tayin edilen ve zulmet-i küfürle tuğyan etmiş insanlığa hâdî ihsan olunan aziz, sevgili Üstadımız ve buna vesile olmakla ehl-i imanı kendilerine dost ve taraftar eyleyen dindar Demokratları ve âdil heyet-i hâkimeyi sonsuz minnetlerle tebrik eder ve arz ederiz ki:

...

Âlemlere rahmetler ve saadetler getiren ve insanlığa selâmet ve teselliler bahşeden bu mukaddes hizmetinizle ehl-i imana zuhurunu müjde verip ispat ettiğiniz ve emareleri gözükmeye başlayan ve bütün kıtalara şâmil hâkimiyet-i İslâmiyenin nurlu ve büyük bayramını bütün ruhumuzla tebrik eder, Cenab-ı Hak’tan uzun ömürlerinize dualar eder, ellerinizden tazimle öperiz.

Ankara Üniversitesi Nur talebelerinden

İsmail, Salih, Âtıf, Ahmed, Ziya, Mehmed, Abdullah

(Tarihçe-i Hayat, Tahliller)


Aziz, sıddık kardeşim Osman Nuri!

Madem Cenab-ı Hak, senin kudsî niyet ve ihlasınla Ankara’da en mühim genç Saidleri senin etrafına toplatmış. Madem Ankara’da benim bulunmamı lüzumlu görüyorsunuz. Ben de şimdi nafakamla tedarik ettiğim nüshalarımı, o küçük Medrese-i Nuriyeme benim bedelime gönderiyorum. Onların adedince Saidler, seninle komşu olurlar.

Hem fedakâr evladın çok fevkinde sadakatle şimdiye kadar hizmetleriyle her biri birer genç Said olarak beş on Abdurrahmanlarım hükmünde Sungur, Ceylan, Tillolu Said, Salih, Abdullah, Ahmed, Ziya gibi genç ve çalışkan Saidleri senin yanına hem benim vekilim hem senin talebelerin olarak benim bedelime o küçücük Medrese-i Nuriyeye nezaret ve bir nevi dershane olarak reyinize bırakıyorum.

اَلْبَاقٖى هُوَ الْبَاقٖى

Kardeşiniz Said Nursî

(Emirdağ Lahikası-2)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

(Muhtemelen üst üste gömülmüştür)

İlgili Maddeler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]