Abdullah Yavaşer

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Thumb
Thumb

Bu madde Barlalı Abdullah Çavuş hakkındadır. Abdullah Çavuş unvanlı diğer nur talebeleri için Abdullah Çavuş (Tavzih) sayfasına gidin

Abdullah Yavaşer ya da Abdullah Çavuş Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin sekiz senelik Barla hayatı sırasında yakın komşusu ve talebesi olmuştur. Denizli hapsinde de bulunmuştur.[1][2][3]

Şahsi Bilgiler[değiştir]

Diğer İsimleri:

Doğum Yeri ve Tarihi: Barla, 1895[3]

Vefat Yeri ve Tarihi: 1960[3]

Kabrinin Yeri: Barla, Yukarı Mezarlık[3]

Harita Konumu: [1]

Risale-i Nur ile Nasıl Tanıştığı[değiştir]

Bediüzzaman Said Nursi ile Görüşmeleri[değiştir]

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Şu mübarek ramazanda, yalnız iki haneden bana yemek geldi, ikisi de beni hasta etti. Anladım ki başkasının yemeğini yemekten memnûum. Mütebâkisi, bütün ramazanda benim idareme bakan mübarek bir hanenin ve sadık bir arkadaşım olan o hane sahibi Abdullah Çavuş’un ihbarı ve şehadetiyle; üç ekmek, bir kıyye (kilo demek) pirinç bana kâfi gelmiştir. Hattâ o pirinç, on beş gün ramazandan sonra bitmiştir.

(Mektubat, 16. Mektup, 4. Nokta, 1. Sual, 2. Bereket)


Evet, biz müsveddeyi yazıyorduk, Üstadımız da söylüyordu. Yanında hiç kitap yoktu hiç müracaat da etmiyordu. Birdenbire gayet süratli söylüyordu, biz de yazıyorduk. İki üç saatte, otuz kırk, daha fazla sahife yazıyorduk. Bizim de kanaatimiz geldi ki bu muvaffakıyet, mu’cizat-ı Nebeviyenin bir kerametidir.

Daimî hizmetkârı: Abdullah Çavuş

Hizmetkârı ve müsvedde kâtibi: Süleyman Sami

Müsvedde kâtibi ve âhiret kardeşi: Hâfız Hâlid

Müsvedde ve tebyiz kâtibi: Hâfız Tevfik

(Mektubat, 19. Mektup, Bir İkram-ı İlahî ve Bir Eser-i İnayet-i Rabbaniyet)


Öyle bir fırtına onları iki saat mütemadiyen tokatladı ki bu fırtınadan kurtulmayacaklar diye telaş ettim. Şimdiye kadar bu kışta ne öyle bir fırtına olmuş ve ne de bu kadar kimseye acımıştım. Sonra Süleyman’ı, ihtiyatsızlığının cezası olarak arkalarından gönderip sıhhat ve selâmetlerini anlamak için gönderecektim. Mustafa Çavuş dedi: “O gitse o da kalacak. Ben de onun arkasından gidip aramak lâzım. Benim arkamdan da Abdullah Çavuş gelmek lâzım.” Bu hususta “Tevekkelnâ alallah” dedik, intizar ettik.

(Lem'alar, 10. Lem'a, 14. Tokat, 2. Mustafalar)


Sual: Süleyman nasıl adamdır? Başta buranın memuru, çok adamlar onu tenkit ediyorlar. “Lüzumsuz sözleri hocaya söylüyor, yanlış ediyor, âdeta münafıklık ediyor.” derler. Sana çoktan beri hizmet ediyor, mahiyeti nedir bildir?

Elcevap: Süleyman sekiz sene, benim gibi asabî, hiddetli bir adamı hiçbir vakit gücendirmeden, hiçbir menfaat-i maddî mukabilinde olmayarak, kendi işini bırakıp kemal-i sadakatle lillah için hizmeti bu köyce malûmdur. Böyle bir adamla bu köy değil belki bu vilayet iftihar etmeli. Bu tarz ahlâk bu zamanda bulunması, medar-ı ibrettir.

Ben hem garib hem misafirim. Benim istirahatimi temin etmek köyün borcu idi. Bu köy namına Cenab-ı Hak onu ve Mustafa Çavuş’u ve Muhacir Hâfız Ahmed’i ve Abdullah Çavuş’u bana ihsan etti. Ben de Cenab-ı Hakk’a şükrediyorum. Bunlar bana yüzer dost kadar kıymettar göründüler, vatanımı bana unutturdular. Gurbet ve misafirlik elemini bana çektirmediler. Bunların yüzünden ben, bu köyün hayatta ve vefat edenleriyle alâkadar olup onlara her zaman dua ediyorum.

(Barla Lahikası)


Evet, ben başka memlekette dünyaya gelmişim. Fakat Cenab-ı Hak beni bu memleketin evladına hizmetkâr etmiş ki dokuz sene mütemadiyen bu memleketteki milletin ondan dokuz kısmının saadetine kendi dilleriyle hizmet ettiğim, bu havalideki insanlara malûmdur.

Hem ben bu memlekette Hulusi, Sabri, Hâfız Ali, Hüsrev, Re’fet, Âsım, Mustafa Çavuş, Süleyman, Lütfü, Rüşdü, Mustafa, Zekâi, Abdullah gibi yirmi otuz Müslüman Türk gençlerini âdeta yirmi otuz bin millettaşlarıma tercih ettiğimi ve onları o otuz bin adam yerine kabul ettiğimi, bu dokuz senedeki Türkçe âsâr ile ve hizmet ile göstermişim.

(Barla Lahikası)


...

Hazır Mesud, Galib ve Süleyman Efendiler, Mustafa Çavuş, Abdullah Çavuş selâm ediyorlar. Ben de başta Hüsrev, Bekir Bey umum kardeşlerimize selâm ediyorum. Bilhassa kayınpederiniz Hacı İbrahim Bey’e ve muhtereme hemşireme ve mübarek Bedreddin’e çok dua ediyorum.

اَلْبَاقٖى هُوَ الْبَاقٖى

Kardeşiniz Said Nursî

(Barla Lahikası)


Kalben rahatsızlığım dolayısıyla, Kurban Bayramına kadar Süleyman Efendi, Şamlı Hâfız Tevfik, Abdullah Çavuş ve Mustafa Çavuş’tan başka kimseyi kabul etmiyorum. Affedersiniz, gücenmeyiniz.

Said Nursî

(Barla Lahikası)


Hüsrev’in himmetiyle daireye giren ve Nur’un yeni şakirdlerinden bana mektup yazan Hatice ve Râbia, haslar içinde kabul edildiler. Ve çok alâkadar olduğum Barla’da hararetle Bahri ve evladı ve Eyyüb ve Ali ve Mehmed ve Süleymanların gayretleriyle Nurlar dersine çalışmaları, beni sevinçle ağlattırdı. Ben bütün Barla halkına, hususan Süleymanlar ve Bahri ve Mehmedler ve Mustafalar, eski zamanda Nurlara kıymettar hizmet eden Şamlı Hâfız Tevfik ve mübarek Hâfız Hâlid ve imam Hakkı Efendi ve Muhacir Hâfız Ahmed ve evladı ve ahfadı ve Şem’î ve bana çok hizmet eden Abdullah Çavuş ve oradaki komşularıma ricalen ve nisaen binler selâm ve dua ederim ve mübarek aylarda dualarını isterim.

(Emirdağ Lahikası-1)

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]

  1. Ömer Özcan, Ağabeyler Anlatıyor-4
  2. http://www.risalehaber.com/risale-i-nurda-uc-abdullah-cavus-222688h.htm
  3. 3,0 3,1 3,2 3,3 Isparta Kahramanları, Himmet Koçoğlu