Ömer Halıcı

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden

Ömer Halıcı Risale-i Nur’da adı geçen nur talebelerinden Sabri Halıcı’nın pilot olan oğludur. Bediüzzaman Eğirdir gölünde birkaç kişi kayıkla giderken büyük bir fırtına atlatmış ve yaralanmadan kurtulmuştur. Aynı gün Ömer Halıcı 9. Hava Üst Komutanlığında görevli iken, 31 Temmuz 1954 tarihinde saat 19.55’de, Manyas Gölü civarında bulunan Müvetter köyü yakınlarında, F84 uçağı ile yere çarparak şehid olur. Bunu öğrenen Bediüzzaman Pilot Ömer Halıcı için "Ömer benim yerime şehid oldu" demiştir.[1]

Şahsi Bilgiler[değiştir]

Diğer İsimleri:

Doğum Yeri ve Tarihi: Erzincan, 1919[1]

Vefat Yeri ve Tarihi: Manyas Gölü civarında bulunan Müvetter köyü yakınları, 31 Temmuz 1954 saat 19.55[1]

Kabrinin Yeri: 57 şehidin bulunduğu Balıkesir Asri Mezarlığı Hava Şehitliği

Harita Konumu: [1]

Risale-i Nur ile Nasıl Tanıştığı[değiştir]

Pilot iken Eskişehir Muttalip köyünde bulunan Şeyh Hilmi Efendiyi ziyaret edip tarikat dersi almak ister. Nur talebesi olan babası Emirdağ’da bulunan Bediüzzaman hazretlerini ziyarete gitmesini tavsiye eder. Bediüzzaman'ı ziyarete giderek nurlara talebe olan Ömer Halıcı kısa zaman içinde çok sayıda meslektaşının hidayetine vesile olur.

Bediüzzaman Said Nursi ile Görüşmeleri[değiştir]

1950 veya 1952'de Bediüzzaman hazretlerini Emirdağ’da ziyaret eder.

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ

Aziz kardeşlerim!

Bu defa motorlu kayık içinde Eğirdir’den Barla’ya giderken denizin dehşetli emsalsiz fırtınası Leyle-i Kadirdeki dehşetli hastalık gibi zahmet noktasını kaldırıp büyük bir rahmete vesile olduğunu sizlere müjde veriyorum.

Altı arkadaş ile beraber şehit olmak, yedi ihtimalden altı ihtimal ile deniz bize geniş bir kabir olmak için zemin hazırlandı. Fakat o hal altında mükerrer tecrübelerle yağmurun Risale-i Nur’la alâkadarlığı ve şimdi çok zamandır yağmura şiddetli ihtiyaç olduğu bu zamanda, Risale-i Nur’un gizli düşmanlarının tehlikesinden ve geniş planından kurtulmasına bir işaret olarak o dehşetli haletimiz bir sadaka-i makbule hükmüne geçtiği remziyle, o rahmet-i İlahîden gelen emr-i Rahmanîyi imtisalindeki iştiyak ile yağmurun bir annesi olan bu deniz, o rahmete dair emr-i İlahîyi gayet heyecanla ve iştiyak ile acelelik ile getirmek için bir şefkat tokadı nevinden Nur talebeleri olan bizim başımızı tokat ile yüzümüzü ve gözümüzü yağmurla okşadı. Biz bu haleti zahiren hiddet, manen şefkatkârane okşamak nevinde gördük.

Ben daha fırtına ve yağmur başlamadan evvel hiss-i kable’l-vuku ile hazine-i rahmete bir anahtar olacak dehşetli ve heyecanlı bir musibet hissettiğimden mütemadiyen Cevşen’i ve Şah-ı Nakşibend’in virdini okuyordum. Denizin o dehşeti içinde kemal-i şevk ile o mübarek denizi kabir olarak kabul ediyordum. Böyle kaza ile vefat eden şehit hükmünde olduğu gibi şehit de veli hükmünde olmasından altı arkadaşıma acımadım. Yalnız içinde bulunan çocuğa bir parça acıdım. O kayığın makinesi bozulduğu ve yelkeni de rüzgâr onun aksiyle geldiği için fayda vermediğini ve denizin mevcleri de pek büyük; evvela kayığa ve zahiren bize hücum etmesiyle beraber kayığın içine girmediği için kemal-i sabır ve şükürle karşıladık ve salimen sahile çıktık. ‌اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ عَلٰى كُلِّ حَالٍ dedik.

Said Nursî

(Emirdağ Lahikası-2)

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]

  1. 1,0 1,1 1,2 Ömer ÖZCAN, Ağabeyler Anlatıyor-8