Kuran:Yasin: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
(Yeni sayfa: "Kategori:Kur'an ''Önceki Sure: FâtırKur'anSâffât: Sonraki Sure'' =36. Yâ Sîn Suresi= ''Önceki Sure:...")
 
Değişiklik özeti yok
 
(Aynı kullanıcının aradaki diğer 9 değişikliği gösterilmiyor)
1. satır: 1. satır:
[[Kategori:Kur'an]]
[[Kategori:Sure Okuma Sayfaları]]
''Önceki Sure: [[Kuran:Fatır|Fâtır]] ← [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] → [[Kuran:Saffat|Sâffât]]: Sonraki Sure''
''Önceki Sure: [[Kuran:Fatır|Fâtır]] ← [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] → [[Kuran:Saffat|Sâffât]]: Sonraki Sure''


=36. Yâ Sîn Suresi=
=36. Yâ Sîn Suresi=
{Sûre, ismini iki harften ibaret olan ilk âyetten almıştır. Mekke'de inmiştir. 83 âyettir.
 
Sûreye isim olarak verilen "yâsîn"in, genellikle "Ey insan!" manasına geldiği kabul edilir. Bununla kasdedilen, Hz. Peygamber'dir. Yâsîn sûresi Kur'an'ın kalbi kabul edilmiş ve müslümanlar arasında ayrı bir önem kazanmıştır. Fazileti hakkında hadisler vardır.}
===Bölüm 1===
<div id="1">[[Dosya:Yasin 1.png]]</div>
1- Yâsîn,
<div id="2">[[Dosya:Yasin 2.png]]</div>
2- Hikmet dolu Kur'an hakkı için,
<div id="3">[[Dosya:Yasin 3.png]]</div>
3- Sen şüphesiz peygamberlerdensin.
<div id="4">[[Dosya:Yasin 4.png]]</div>
4- Doğru yol üzerindesin.
<div id="5">[[Dosya:Yasin 5.png]]</div>
5- (Bu Kur'an) üstün ve çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir.
<div id="6">[[Dosya:Yasin 6.png]]</div>
6- Ataları uyarılmamış, bu yüzden kendileri de gaflet içinde kalmış bir toplumu uyarman için indirilmiştir.
<div id="7">[[Dosya:Yasin 7.png]]</div>
7- Andolsun ki onların çoğu cezayı hak etmişlerdir. Çünkü onlar iman etmiyorlar.
<div id="8">[[Dosya:Yasin 8.png]]</div>
8- Biz, onların boyunlarına halkalar geçirdik. O halkalar çenelere kadar dayanmaktadır. Bu yüzden kafaları yukarı kalkıktır.
{Âyet, iman etmedikleri için ceza görecek olan kâfirlerin durumunun temsilî bir ifadesidir.}
<div id="9">[[Dosya:Yasin 9.png]]</div>
9- Önlerinden bir set ve arkalarından bir set çektik de onları kapattık, artık göremezler.
{İman yolları, kendilerine kapalı olduğu için hakkı göremezler.}
<div id="10">[[Dosya:Yasin 10.png]]</div>
10- Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.
<div id="11">[[Dosya:Yasin 11.png]]</div>
11- Sen ancak zikre (Kur'an'a) uyan ve görmeden Rahmân'dan korkan kimseyi uyarabilirsin. İşte böylesini, bir mağfiret ve güzel bir mükâfatla müjdele.
<div id="12">[[Dosya:Yasin 12.png]]</div>
12- Şüphesiz ölüleri ancak biz diriltiriz. Onların yaptıkları her işi, bıraktıkları her izi yazarız. Biz, her şeyi apaçık bir kitapta (levh-i mahfuz'da) sayıp yazmışızdır.
{Ölüleri diriltmek tabiri, cahilleri hidayete erdirmek, müşrikleri şirkten imana döndürmek şeklinde de tefsir edilmiştir.}
===Bölüm 2===
====Sayfa 440====
<div id="13">[[Dosya:Yasin 13.png]]</div>
13- Onlara, şu şehir halkını misal getir: Hani onlara elçiler gelmişti.
{Bu şehrin Antakya olduğu söylenmiştir.}
<div id="14">[[Dosya:Yasin 14.png]]</div>
14- İşte o zaman biz, onlara iki elçi göndermiştik. Onları yalanladılar. Bunun üzerine üçüncü bir elçi gönderdik. Onlar: Biz size gönderilmiş Allah elçileriyiz! dediler.
<div id="15">[[Dosya:Yasin 15.png]]</div>
15- Elçilere dediler ki: Siz de ancak bizim gibi birer insansınız. Rahmân, herhangi bir şey indirmedi. Siz ancak yalan söylüyorsunuz.
<div id="16">[[Dosya:Yasin 16.png]]</div>
16- (Elçiler) dediler ki: Rabbimiz biliyor; biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz.
<div id="17">[[Dosya:Yasin 17.png]]</div>
17- "Bizim vazifemiz, açık bir şekilde Allah'ın buyruklarını size tebliğ etmekten başka bir şey değildir" dediler.
<div id="18">[[Dosya:Yasin 18.png]]</div>
18- (Bunun üzerine onlar:) Doğrusu siz bize uğursuz geldiniz. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun sizi taşlarız. Ve bizden size mutlaka fena bir kötülük dokunur, dediler.
<div id="19">[[Dosya:Yasin 19.png]]</div>
19- Elçiler şöyle cevap verdi: Sizin uğursuzluğunuz sizinle beraberdir. Size nasihat ediliyorsa bu uğursuzluk mudur? Bilakis, siz aşırı giden bir milletsiniz.
<div id="20">[[Dosya:Yasin 20.png]]</div>
20- Derken şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi. "Ey kavmim! dedi, bu elçilere uyunuz!"
<div id="21">[[Dosya:Yasin 21.png]]</div>
21- "Sizden herhangi bir ücret istemeyen bu kimselere tâbi olun, çünkü onlar hidayete ermiş kimselerdir."
{Bu tavsiyesinden ötürü adama dönerek "Vay, sen de mi onların dinindensin" dediler. Bunun üzerine adam 22. âyette meâli verilen sözü söyledi.}
<div id="22">[[Dosya:Yasin 22.png]]</div>
22- "Bana ne olmuş ki, beni yaratana ibadet etmeyecekmişim! Halbuki, hepiniz O'na döndürüleceksiniz."
<div id="23">[[Dosya:Yasin 23.png]]</div>
23- "O'ndan başka ilâhlar mı edineyim? O çok esirgeyici Allah, eğer bana bir zarar dilerse onların (putların) şefâati bana hiçbir fayda vermez, beni kurtaramazlar."
<div id="24">[[Dosya:Yasin 24.png]]</div>
24- "İşte o zaman ben apaçık bir sapıklığın içine gömülmüş olurum."
<div id="25">[[Dosya:Yasin 25.png]]</div>
25- "Şüphesiz ben, Rabbinize inandım, beni dinleyin."
{Azgınlar bu sözleri dinlemeyip o zâtı taş yağmuruna tuttular. Tam öleceği esnada ona 26 ve 27. âyette meâli verilen söz söylendi.}
<div id="26">[[Dosya:Yasin 26.png]]</div>
<div id="27">[[Dosya:Yasin 27.png]]</div>
26-27- Gir cennete! denildi. "Keşke, dedi, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikrama mazhar olanlardan kıldığını kavmim bilseydi!" 
=Cüz 23=
([https://www.youtube.com/watch?v=gBiRFq8-8zA&ab_channel=Hayr%C3%A2tVakf%C4%B1 23. Cüz Dinleme Bağlantısı])
([[Cüz 23 (Tüm Cüz)|23. cüz okuma sayfası]])
====Sayfa 441====
<div id="28">[[Dosya:Yasin 28.png]]</div>
28- Biz ondan sonra, onun milletini helâk etmek için üzerlerine gökten herhangi bir ordu indirmedik ve indirecek de değildik.
<div id="29">[[Dosya:Yasin 29.png]]</div>
29- (Onları helâk eden) korkunç sesten başka bir şey değildi. Birdenbire sönüverdiler.
<div id="30">[[Dosya:Yasin 30.png]]</div>
30- Ne yazık şu kullara! Onlara bir peygamber gelmeyegörsün, ille de onunla alay etmeye kalkışırlar.
<div id="31">[[Dosya:Yasin 31.png]]</div>
31- Müşrikler görmüyorlar mı ki, onlardan önce nice kavimler helâk ettik. Onlar tekrar dönüp de bunlara gelmezler.
<div id="32">[[Dosya:Yasin 32.png]]</div>
32- Elbette onların hepsi (kıyamet gününde) karşımızda hazır bulunacaklar.
===Bölüm 3===
<div id="33">[[Dosya:Yasin 33.png]]</div>
33- (Bu hususta) ölü toprak onlar için mühim bir delildir. Biz ona yağmurla hayat verdik ve ondan dane çıkardık. İşte onlar bundan yerler.
<div id="34">[[Dosya:Yasin 34.png]]</div>
34- Biz, yeryüzünde nice nice hurma bahçeleri, üzüm bağları yarattık ve oralarda birçok pınarlar fışkırttık.
<div id="35">[[Dosya:Yasin 35.png]]</div>
35- Ta ki, onların meyvelerinden ve elleriyle bunlardan imal ettiklerinden yesinler. Hâla şükretmeyecekler mi?
<div id="36">[[Dosya:Yasin 36.png]]</div>
36- Yerin bitirdiklerinden, insanların kendilerinden ve henüz mahiyetini bilmedikleri şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah'ı tesbih ve takdis ederim.
<div id="37">[[Dosya:Yasin 37.png]]</div>
37- Gece de onlar için bir ibret alâmetidir. Biz ondan gündüzü sıyırıp çekeriz de onlar karanlıklara gömülürler.
<div id="38">[[Dosya:Yasin 38.png]]</div>
38- Güneş, kendisi için belirlenen yerde akar (döner). İşte bu, azîz ve alîm olan Allah'ın takdiridir.
<div id="39">[[Dosya:Yasin 39.png]]</div>
39- Ay için de birtakım menziller (yörüngeler) tayin ettik. Nihayet o, eğri hurma dalı gibi (hilâl) olur da geri döner.
<div id="40">[[Dosya:Yasin 40.png]]</div>
40- Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzerler.
====Sayfa 442====
<div id="41">[[Dosya:Yasin 41.png]]</div>
41- Onların zürriyetlerini dopdolu bir gemide taşımamız da onlar için büyük bir ibrettir.
<div id="42">[[Dosya:Yasin 42.png]]</div>
42- Onlar için, bunun gibi binecekleri başka şeyler de yarattık.
<div id="43">[[Dosya:Yasin 43.png]]</div>
43- Dilesek onları suda boğarız. O zaman ne onların imdadına koşan olur, ne de onlar kurtarılırlar.
<div id="44">[[Dosya:Yasin 44.png]]</div>
44- Ancak bizim tarafımızdan bir rahmet ve belli bir zamana kadar dünyadan faydalandırmamız müstesnadır.
{Yüce Allah 32. âyette kıyamet gününde bütün insanların kendi huzurunda toplanacaklarını bildirmiş ve daha sonraki âyetlerde de buna muktedir olduğuna dair birçok delil getirmiştir. Bu cümleden olarak ölmüş toprağın diriltilmesi ve bundan çeşitli bitki ve meyvelerin elde edilmesi, çift varlıkların yaratılması, gece ve gündüzün birbirini takip etmesi, güneşle ayın kendi yörüngelerinde dönmeleri, gemilerin denizde yüzmeleri ve diğer binek vasıtalarının yaratılması gibi deliller zikretmiştir. Dilediği takdirde insanları denizde boğabileceğini, rahmeti ve takdirinin gereği olarak belli bir süre insanları yaşatacağını da bildirmiştir.}
<div id="45">[[Dosya:Yasin 45.png]]</div>
45- Onlara yapmakta olduğunuz ve yapıp arkada bıraktığınız işlerde Allah'tan korkun; umulur ki size merhamet olunur denildiğinde (aldırmazlar).
<div id="46">[[Dosya:Yasin 46.png]]</div>
46- Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmeyedursun, ille de ondan yüz çevirmişlerdir.
<div id="47">[[Dosya:Yasin 47.png]]</div>
47- Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden hayra sarfediniz, denildiğinde, kâfirler müminlere dediler ki: Allah'ın dilediği takdirde doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız? Siz gerçekten apaçık bir sapıklık içindesiniz.
<div id="48">[[Dosya:Yasin 48.png]]</div>
48- Onlar: Eğer gerçekten doğru söylüyorsanız, bu tehdit ne zaman gerçekleşecektir? derler.
<div id="49">[[Dosya:Yasin 49.png]]</div>
49- Onlar, birbirleriyle çekişip dururken kendilerini ansızın yakalayacak korkunç bir sesi bekliyorlar.
<div id="50">[[Dosya:Yasin 50.png]]</div>
50- İşte o anda onlar ne bir vasiyyette bulunabilirler, ne de ailelerine dönebilirler.
===Bölüm 4===
<div id="51">[[Dosya:Yasin 51.png]]</div>
51- Nihayet Sûr'a üfürülecek. Bir de bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkıp koşarak Rablerine giderler.
<div id="52">[[Dosya:Yasin 52.png]]</div>
52- (İşte o zaman:) Eyvah, eyvah! Bizi kabrimizden kim kaldırdı? Bu, Rahmân'ın vâdettiğidir. Peygamberler gerçekten doğru söylemişler! derler.
<div id="53">[[Dosya:Yasin 53.png]]</div>
53- Olan müthiş bir sesten ibarettir. Bunun üzerine onların hepsi hemen huzurumuzda hazır bulunurlar.
<div id="54">[[Dosya:Yasin 54.png]]</div>
54- O gün hiçbir kimse en ufak bir haksızlığa uğramaz. Siz orada ancak yaptıklarınızın karşılığını alırsınız.
====Sayfa 443====
<div id="55">[[Dosya:Yasin 55.png]]</div>
55- O gün cennetlikler, gerçekten nimetler içinde safa sürerler.
<div id="56">[[Dosya:Yasin 56.png]]</div>
56- Onlar ve eşleri gölgeler altında tahtlara kurulurlar.
<div id="57">[[Dosya:Yasin 57.png]]</div>
57- Orada onlar için her çeşit meyve vardır. Bütün arzuları yerine getirilir.
<div id="58">[[Dosya:Yasin 58.png]]</div>
58- Onlara merhametli Rabb'in söylediği selam vardır.
<div id="59">[[Dosya:Yasin 59.png]]</div>
59- "Ayrılın bir tarafa bugün, ey günahkârlar!"
<div id="60">[[Dosya:Yasin 60.png]]</div>
60- "Ey Âdem oğulları! Size şeytana tapmayın, çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır" demedim mi?
<div id="61">[[Dosya:Yasin 61.png]]</div>
61- "Ve bana kulluk ediniz, doğru yol budur" demedim mi?
<div id="62">[[Dosya:Yasin 62.png]]</div>
62- Şeytan sizden pek çok milleti kandırıp saptırdı. Hâla akıl erdiremiyor musunuz?
<div id="63">[[Dosya:Yasin 63.png]]</div>
63- İşte, bu size vâdedilen cehennemdir.
<div id="64">[[Dosya:Yasin 64.png]]</div>
64- İnkârınız sebebiyle bugün oraya girin!
<div id="65">[[Dosya:Yasin 65.png]]</div>
65- O gün onların ağızlarını mühürleriz; yaptıklarını bize elleri anlatır, ayakları da şahitlik eder.
<div id="66">[[Dosya:Yasin 66.png]]</div>
66- Dilesek onların gözlerini büsbütün kör ederdik. O zaman doğru yolu bulmaya koşuşurlar, ama nasıl göreceklerdi?
<div id="67">[[Dosya:Yasin 67.png]]</div>
67- Eğer dilesek oldukları yerde onların şekillerini değiştirirdik de ne ileriye gitmeye güçleri yeterdi ne de geri gelmeye!
===Bölüm 5===
<div id="68">[[Dosya:Yasin 68.png]]</div>
68- Kime uzun ömür verirsek biz onun gelişmesini tersine çeviririz. Hiç düşünmüyorlar mı?
<div id="69">[[Dosya:Yasin 69.png]]</div>
69- Biz ona (Peygamber'e) şiir öğretmedik. Zaten ona yaraşmazdı da. Onun söyledikleri, ancak Allah'tan gelmiş bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.
<div id="70">[[Dosya:Yasin 70.png]]</div>
70- Diri olanları uyarsın ve kâfirler cezayı hak etsinler diye.
====Sayfa 444====
<div id="71">[[Dosya:Yasin 71.png]]</div>
71- Görmüyorlar mı ki, biz kudretimizin eseri olmak üzere onlar için birçok hayvan yarattık. Bu sayede onlar bunlara sahip olmuşlardır.
<div id="72">[[Dosya:Yasin 72.png]]</div>
72- Bu hayvanları onların emrine verdik. Onların bazısını binek olarak kullanırlar, bazısını besin olarak yerler.
<div id="73">[[Dosya:Yasin 73.png]]</div>
73- Bu hayvanlarda onlar için nice faydalar ve içilecek sütler vardır. Hâla şükretmezler mi?
<div id="74">[[Dosya:Yasin 74.png]]</div>
74- Onlar, yardım göreceklerini umarak Allah'tan başka ilâhlar edindiler.
<div id="75">[[Dosya:Yasin 75.png]]</div>
75- Halbuki ilâhların onlara yardım etmeye güçleri yetmez. Aksine kendileri bunlar için yardıma hazır askerlerdir.
<div id="76">[[Dosya:Yasin 76.png]]</div>
76- (Resûlüm!) O halde onların sözleri sakın seni üzmesin. Kuşkusuz biz, onların gizlemekte olduklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz.
{Öldükten sonra dirilmeyi inkâr eden Übey b. Halef çürümüş bir kemik alıp elinde ufaladıktan sonra Resûlullah'a dönerek: "Allah'ın, bu çürümüş kemikleri tekrar dirilteceğine mi inanıyorsun?" dedi. Rasûlullah (s.a.), "Evet, seni diriltecek ve cehenneme sokacak" diye cevap verdi. Bunun üzerine 77 ve 78. âyetler nâzil oldu.}
<div id="77">[[Dosya:Yasin 77.png]]</div>
77- İnsan görmez mi ki, biz onu meniden yarattık. Bir de bakıyorsun ki, apaçık düşman kesilmiş.
<div id="78">[[Dosya:Yasin 78.png]]</div>
78- Kendi yaratılışını unutarak bize karşı misal getirmeye kalkışıyor ve: "Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?" diyor.
<div id="79">[[Dosya:Yasin 79.png]]</div>
79- De ki: Onları ilk defa yaratmış olan diriltecek. Çünkü O, her türlü yaratmayı gayet iyi bilir.
<div id="80">[[Dosya:Yasin 80.png]]</div>
80- Yeşil ağaçtan sizin için ateş çıkaran O'dur. İşte siz ateşi ondan yakıyorsunuz.
{Bedeviler ağaçları birbirine sürterek ve yakarak ateş elde ederlerdi. Yemyeşil ağaçtan ateş çıkarmaya muktedir olan Allah çürümüş kemikleri diriltmeye de kadirdir. Âyette buna işaret edilmektedir.}
<div id="81">[[Dosya:Yasin 81.png]]</div>
81- Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerlerini yaratmaya kadir değil midir? Evet! Elbette kadirdir. O, her şeyi hakkıyla bilen yaratıcıdır.
<div id="82">[[Dosya:Yasin 82.png]]</div>
82- Bir şey yaratmak istediği zaman Onun yaptığı "Ol" demekten ibarettir. Hemen oluverir.
<div id="83">[[Dosya:Yasin 83.png]]</div>
83- Her şeyin mülkü kendi elinde olan Allah'ın şanı ne kadar yücedir! Siz de O'na döneceksiniz.


''Önceki Sure: [[Kuran:Fatır|Fâtır]] &larr; [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] &rarr; [[Kuran:Saffat|Sâffât]]: Sonraki Sure''
''Önceki Sure: [[Kuran:Fatır|Fâtır]] &larr; [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] &rarr; [[Kuran:Saffat|Sâffât]]: Sonraki Sure''

08.02, 20 Ekim 2022 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

Önceki Sure: FâtırKur'anSâffât: Sonraki Sure

36. Yâ Sîn Suresi[değiştir]

{Sûre, ismini iki harften ibaret olan ilk âyetten almıştır. Mekke'de inmiştir. 83 âyettir.

Sûreye isim olarak verilen "yâsîn"in, genellikle "Ey insan!" manasına geldiği kabul edilir. Bununla kasdedilen, Hz. Peygamber'dir. Yâsîn sûresi Kur'an'ın kalbi kabul edilmiş ve müslümanlar arasında ayrı bir önem kazanmıştır. Fazileti hakkında hadisler vardır.}

Bölüm 1[değiştir]

1- Yâsîn,

2- Hikmet dolu Kur'an hakkı için,

3- Sen şüphesiz peygamberlerdensin.

4- Doğru yol üzerindesin.

5- (Bu Kur'an) üstün ve çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir.

6- Ataları uyarılmamış, bu yüzden kendileri de gaflet içinde kalmış bir toplumu uyarman için indirilmiştir.

7- Andolsun ki onların çoğu cezayı hak etmişlerdir. Çünkü onlar iman etmiyorlar.

8- Biz, onların boyunlarına halkalar geçirdik. O halkalar çenelere kadar dayanmaktadır. Bu yüzden kafaları yukarı kalkıktır.

{Âyet, iman etmedikleri için ceza görecek olan kâfirlerin durumunun temsilî bir ifadesidir.}

9- Önlerinden bir set ve arkalarından bir set çektik de onları kapattık, artık göremezler.

{İman yolları, kendilerine kapalı olduğu için hakkı göremezler.}

10- Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.

11- Sen ancak zikre (Kur'an'a) uyan ve görmeden Rahmân'dan korkan kimseyi uyarabilirsin. İşte böylesini, bir mağfiret ve güzel bir mükâfatla müjdele.

12- Şüphesiz ölüleri ancak biz diriltiriz. Onların yaptıkları her işi, bıraktıkları her izi yazarız. Biz, her şeyi apaçık bir kitapta (levh-i mahfuz'da) sayıp yazmışızdır.

{Ölüleri diriltmek tabiri, cahilleri hidayete erdirmek, müşrikleri şirkten imana döndürmek şeklinde de tefsir edilmiştir.}

Bölüm 2[değiştir]

Sayfa 440[değiştir]

13- Onlara, şu şehir halkını misal getir: Hani onlara elçiler gelmişti.

{Bu şehrin Antakya olduğu söylenmiştir.}

14- İşte o zaman biz, onlara iki elçi göndermiştik. Onları yalanladılar. Bunun üzerine üçüncü bir elçi gönderdik. Onlar: Biz size gönderilmiş Allah elçileriyiz! dediler.

15- Elçilere dediler ki: Siz de ancak bizim gibi birer insansınız. Rahmân, herhangi bir şey indirmedi. Siz ancak yalan söylüyorsunuz.

16- (Elçiler) dediler ki: Rabbimiz biliyor; biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz.

17- "Bizim vazifemiz, açık bir şekilde Allah'ın buyruklarını size tebliğ etmekten başka bir şey değildir" dediler.

18- (Bunun üzerine onlar:) Doğrusu siz bize uğursuz geldiniz. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun sizi taşlarız. Ve bizden size mutlaka fena bir kötülük dokunur, dediler.

19- Elçiler şöyle cevap verdi: Sizin uğursuzluğunuz sizinle beraberdir. Size nasihat ediliyorsa bu uğursuzluk mudur? Bilakis, siz aşırı giden bir milletsiniz.

20- Derken şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi. "Ey kavmim! dedi, bu elçilere uyunuz!"

21- "Sizden herhangi bir ücret istemeyen bu kimselere tâbi olun, çünkü onlar hidayete ermiş kimselerdir."

{Bu tavsiyesinden ötürü adama dönerek "Vay, sen de mi onların dinindensin" dediler. Bunun üzerine adam 22. âyette meâli verilen sözü söyledi.}

22- "Bana ne olmuş ki, beni yaratana ibadet etmeyecekmişim! Halbuki, hepiniz O'na döndürüleceksiniz."

23- "O'ndan başka ilâhlar mı edineyim? O çok esirgeyici Allah, eğer bana bir zarar dilerse onların (putların) şefâati bana hiçbir fayda vermez, beni kurtaramazlar."

24- "İşte o zaman ben apaçık bir sapıklığın içine gömülmüş olurum."

25- "Şüphesiz ben, Rabbinize inandım, beni dinleyin."

{Azgınlar bu sözleri dinlemeyip o zâtı taş yağmuruna tuttular. Tam öleceği esnada ona 26 ve 27. âyette meâli verilen söz söylendi.}

26-27- Gir cennete! denildi. "Keşke, dedi, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikrama mazhar olanlardan kıldığını kavmim bilseydi!"

Cüz 23[değiştir]

(23. Cüz Dinleme Bağlantısı)

(23. cüz okuma sayfası)

Sayfa 441[değiştir]

28- Biz ondan sonra, onun milletini helâk etmek için üzerlerine gökten herhangi bir ordu indirmedik ve indirecek de değildik.

29- (Onları helâk eden) korkunç sesten başka bir şey değildi. Birdenbire sönüverdiler.

30- Ne yazık şu kullara! Onlara bir peygamber gelmeyegörsün, ille de onunla alay etmeye kalkışırlar.

31- Müşrikler görmüyorlar mı ki, onlardan önce nice kavimler helâk ettik. Onlar tekrar dönüp de bunlara gelmezler.

32- Elbette onların hepsi (kıyamet gününde) karşımızda hazır bulunacaklar.

Bölüm 3[değiştir]

33- (Bu hususta) ölü toprak onlar için mühim bir delildir. Biz ona yağmurla hayat verdik ve ondan dane çıkardık. İşte onlar bundan yerler.

34- Biz, yeryüzünde nice nice hurma bahçeleri, üzüm bağları yarattık ve oralarda birçok pınarlar fışkırttık.

35- Ta ki, onların meyvelerinden ve elleriyle bunlardan imal ettiklerinden yesinler. Hâla şükretmeyecekler mi?

36- Yerin bitirdiklerinden, insanların kendilerinden ve henüz mahiyetini bilmedikleri şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah'ı tesbih ve takdis ederim.

37- Gece de onlar için bir ibret alâmetidir. Biz ondan gündüzü sıyırıp çekeriz de onlar karanlıklara gömülürler.

38- Güneş, kendisi için belirlenen yerde akar (döner). İşte bu, azîz ve alîm olan Allah'ın takdiridir.

39- Ay için de birtakım menziller (yörüngeler) tayin ettik. Nihayet o, eğri hurma dalı gibi (hilâl) olur da geri döner.

40- Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzerler.

Sayfa 442[değiştir]

41- Onların zürriyetlerini dopdolu bir gemide taşımamız da onlar için büyük bir ibrettir.

42- Onlar için, bunun gibi binecekleri başka şeyler de yarattık.

43- Dilesek onları suda boğarız. O zaman ne onların imdadına koşan olur, ne de onlar kurtarılırlar.

44- Ancak bizim tarafımızdan bir rahmet ve belli bir zamana kadar dünyadan faydalandırmamız müstesnadır.

{Yüce Allah 32. âyette kıyamet gününde bütün insanların kendi huzurunda toplanacaklarını bildirmiş ve daha sonraki âyetlerde de buna muktedir olduğuna dair birçok delil getirmiştir. Bu cümleden olarak ölmüş toprağın diriltilmesi ve bundan çeşitli bitki ve meyvelerin elde edilmesi, çift varlıkların yaratılması, gece ve gündüzün birbirini takip etmesi, güneşle ayın kendi yörüngelerinde dönmeleri, gemilerin denizde yüzmeleri ve diğer binek vasıtalarının yaratılması gibi deliller zikretmiştir. Dilediği takdirde insanları denizde boğabileceğini, rahmeti ve takdirinin gereği olarak belli bir süre insanları yaşatacağını da bildirmiştir.}

45- Onlara yapmakta olduğunuz ve yapıp arkada bıraktığınız işlerde Allah'tan korkun; umulur ki size merhamet olunur denildiğinde (aldırmazlar).

46- Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmeyedursun, ille de ondan yüz çevirmişlerdir.

47- Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden hayra sarfediniz, denildiğinde, kâfirler müminlere dediler ki: Allah'ın dilediği takdirde doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız? Siz gerçekten apaçık bir sapıklık içindesiniz.

48- Onlar: Eğer gerçekten doğru söylüyorsanız, bu tehdit ne zaman gerçekleşecektir? derler.

49- Onlar, birbirleriyle çekişip dururken kendilerini ansızın yakalayacak korkunç bir sesi bekliyorlar.

50- İşte o anda onlar ne bir vasiyyette bulunabilirler, ne de ailelerine dönebilirler.

Bölüm 4[değiştir]

51- Nihayet Sûr'a üfürülecek. Bir de bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkıp koşarak Rablerine giderler.

52- (İşte o zaman:) Eyvah, eyvah! Bizi kabrimizden kim kaldırdı? Bu, Rahmân'ın vâdettiğidir. Peygamberler gerçekten doğru söylemişler! derler.

53- Olan müthiş bir sesten ibarettir. Bunun üzerine onların hepsi hemen huzurumuzda hazır bulunurlar.

54- O gün hiçbir kimse en ufak bir haksızlığa uğramaz. Siz orada ancak yaptıklarınızın karşılığını alırsınız.

Sayfa 443[değiştir]

55- O gün cennetlikler, gerçekten nimetler içinde safa sürerler.

56- Onlar ve eşleri gölgeler altında tahtlara kurulurlar.

57- Orada onlar için her çeşit meyve vardır. Bütün arzuları yerine getirilir.

58- Onlara merhametli Rabb'in söylediği selam vardır.

59- "Ayrılın bir tarafa bugün, ey günahkârlar!"

60- "Ey Âdem oğulları! Size şeytana tapmayın, çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır" demedim mi?

61- "Ve bana kulluk ediniz, doğru yol budur" demedim mi?

62- Şeytan sizden pek çok milleti kandırıp saptırdı. Hâla akıl erdiremiyor musunuz?

63- İşte, bu size vâdedilen cehennemdir.

64- İnkârınız sebebiyle bugün oraya girin!

65- O gün onların ağızlarını mühürleriz; yaptıklarını bize elleri anlatır, ayakları da şahitlik eder.

66- Dilesek onların gözlerini büsbütün kör ederdik. O zaman doğru yolu bulmaya koşuşurlar, ama nasıl göreceklerdi?

67- Eğer dilesek oldukları yerde onların şekillerini değiştirirdik de ne ileriye gitmeye güçleri yeterdi ne de geri gelmeye!

Bölüm 5[değiştir]

68- Kime uzun ömür verirsek biz onun gelişmesini tersine çeviririz. Hiç düşünmüyorlar mı?

69- Biz ona (Peygamber'e) şiir öğretmedik. Zaten ona yaraşmazdı da. Onun söyledikleri, ancak Allah'tan gelmiş bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.

70- Diri olanları uyarsın ve kâfirler cezayı hak etsinler diye.

Sayfa 444[değiştir]

71- Görmüyorlar mı ki, biz kudretimizin eseri olmak üzere onlar için birçok hayvan yarattık. Bu sayede onlar bunlara sahip olmuşlardır.

72- Bu hayvanları onların emrine verdik. Onların bazısını binek olarak kullanırlar, bazısını besin olarak yerler.

73- Bu hayvanlarda onlar için nice faydalar ve içilecek sütler vardır. Hâla şükretmezler mi?

74- Onlar, yardım göreceklerini umarak Allah'tan başka ilâhlar edindiler.

75- Halbuki ilâhların onlara yardım etmeye güçleri yetmez. Aksine kendileri bunlar için yardıma hazır askerlerdir.

76- (Resûlüm!) O halde onların sözleri sakın seni üzmesin. Kuşkusuz biz, onların gizlemekte olduklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz.

{Öldükten sonra dirilmeyi inkâr eden Übey b. Halef çürümüş bir kemik alıp elinde ufaladıktan sonra Resûlullah'a dönerek: "Allah'ın, bu çürümüş kemikleri tekrar dirilteceğine mi inanıyorsun?" dedi. Rasûlullah (s.a.), "Evet, seni diriltecek ve cehenneme sokacak" diye cevap verdi. Bunun üzerine 77 ve 78. âyetler nâzil oldu.}

77- İnsan görmez mi ki, biz onu meniden yarattık. Bir de bakıyorsun ki, apaçık düşman kesilmiş.

78- Kendi yaratılışını unutarak bize karşı misal getirmeye kalkışıyor ve: "Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?" diyor.

79- De ki: Onları ilk defa yaratmış olan diriltecek. Çünkü O, her türlü yaratmayı gayet iyi bilir.

80- Yeşil ağaçtan sizin için ateş çıkaran O'dur. İşte siz ateşi ondan yakıyorsunuz.

{Bedeviler ağaçları birbirine sürterek ve yakarak ateş elde ederlerdi. Yemyeşil ağaçtan ateş çıkarmaya muktedir olan Allah çürümüş kemikleri diriltmeye de kadirdir. Âyette buna işaret edilmektedir.}

81- Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerlerini yaratmaya kadir değil midir? Evet! Elbette kadirdir. O, her şeyi hakkıyla bilen yaratıcıdır.

82- Bir şey yaratmak istediği zaman Onun yaptığı "Ol" demekten ibarettir. Hemen oluverir.

83- Her şeyin mülkü kendi elinde olan Allah'ın şanı ne kadar yücedir! Siz de O'na döneceksiniz.

Önceki Sure: FâtırKur'anSâffât: Sonraki Sure

test