Kuran:Mü'min: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
 
(Aynı kullanıcının aradaki diğer 3 değişikliği gösterilmiyor)
1. satır: 1. satır:
[[Kategori:Kur'an]]
[[Kategori:Sure Okuma Sayfaları]]
''Önceki Sure: [[Kuran:Zümer|Zümer]] ← [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] → [[Kuran:Fussilet|Fussilet]]: Sonraki Sure''
''Önceki Sure: [[Kuran:Zümer|Zümer]] ← [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] → [[Kuran:Fussilet|Fussilet]]: Sonraki Sure''


8. satır: 8. satır:
===Bölüm 1===
===Bölüm 1===


<div id="1">[[Dosya:Mü’min 1.png]]</div>  
<div id="1">[[Dosya:Mümin 1.png]]</div>  


1- Hâ. Mîm.
1- Hâ. Mîm.
14. satır: 14. satır:
{Bu harflerin tefsiri için Bakara sûresi, 1. âyete bakın.}
{Bu harflerin tefsiri için Bakara sûresi, 1. âyete bakın.}


<div id="2">[[Dosya:Mü’min 2.png]]</div>
<div id="2">[[Dosya:Mümin 2.png]]</div>


<div id="3">[[Dosya:Mü’min 3.png]]</div>  
<div id="3">[[Dosya:Mümin 3.png]]</div>  


2-3- Bu Kitap mutlak galip, hakkıyla bilen, günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, azabı çetin, lütuf sahibi Allah tarafından indirilmiştir. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur, dönüş ancak O'nadır.
2-3- Bu Kitap mutlak galip, hakkıyla bilen, günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, azabı çetin, lütuf sahibi Allah tarafından indirilmiştir. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur, dönüş ancak O'nadır.


<div id="4">[[Dosya:Mü’min 4.png]]</div>
<div id="4">[[Dosya:Mümin 4.png]]</div>


4- İnkâr edenler müstesna, hiç kimse Allah'ın âyetleri hakkında tartışmaz. Onların şehirlerde (rahatlıkla) gezip dolaşması seni aldatmasın.
4- İnkâr edenler müstesna, hiç kimse Allah'ın âyetleri hakkında tartışmaz. Onların şehirlerde (rahatlıkla) gezip dolaşması seni aldatmasın.
26. satır: 26. satır:
{İnkârcıların dolaşmaları, ticaret ve kârlı kazançlar için korkusuz ve tehlikesizce seyahat etmeleri, dünyada sağladıkları üstünlük ve buna karşı Cenab-ı Hakk'ın kendilerine mühlet vermesi şeklinde tefsir edilmiştir.}
{İnkârcıların dolaşmaları, ticaret ve kârlı kazançlar için korkusuz ve tehlikesizce seyahat etmeleri, dünyada sağladıkları üstünlük ve buna karşı Cenab-ı Hakk'ın kendilerine mühlet vermesi şeklinde tefsir edilmiştir.}


<div id="5">[[Dosya:Mü’min 5.png]]</div>
<div id="5">[[Dosya:Mümin 5.png]]</div>


5- Onlardan önce Nuh kavmi ve bunlardan sonraki topluluklar da (peygamberlerini) engellemeye, her ümmet kendi peygamberini yakalamaya azmetmişti. Bâtılı hakkın yerine koymak için mücadele etmişlerdi. Bunun üzerine ben onları kıskıvrak yakaladım. İşte, cezalandırmamın nasıl olduğunu gör!
5- Onlardan önce Nuh kavmi ve bunlardan sonraki topluluklar da (peygamberlerini) engellemeye, her ümmet kendi peygamberini yakalamaya azmetmişti. Bâtılı hakkın yerine koymak için mücadele etmişlerdi. Bunun üzerine ben onları kıskıvrak yakaladım. İşte, cezalandırmamın nasıl olduğunu gör!
32. satır: 32. satır:
{Âyette, Mekke kâfirlerinden önce gelen, Âd, Semûd ve Lut kavimleri gibi birtakım milletlerin inkârlarına, peygamberlerini yakalayıp öldürme çabalarına, buna karşılık da Cenab-ı Hakk'ın inkârcıları helâk edişinin, görünür örneklerine işâret edilmektedir. Çünkü inkârcıların harap yurtları ve feci âkıbetleri bunu göstermektedir.}
{Âyette, Mekke kâfirlerinden önce gelen, Âd, Semûd ve Lut kavimleri gibi birtakım milletlerin inkârlarına, peygamberlerini yakalayıp öldürme çabalarına, buna karşılık da Cenab-ı Hakk'ın inkârcıları helâk edişinin, görünür örneklerine işâret edilmektedir. Çünkü inkârcıların harap yurtları ve feci âkıbetleri bunu göstermektedir.}


<div id="6">[[Dosya:Mü’min 6.png]]</div>  
<div id="6">[[Dosya:Mümin 6.png]]</div>  


6- İnkâr edenlerin cehennem ehli olduklarına dair Rabbinin sözü böylece gerçekleşti.
6- İnkâr edenlerin cehennem ehli olduklarına dair Rabbinin sözü böylece gerçekleşti.


<div id="7">[[Dosya:Mü’min 7.png]]</div>  
<div id="7">[[Dosya:Mümin 7.png]]</div>  


7- Arş'ı yüklenen ve bir de onun çevresinde bulunanlar (melekler), Rablerini hamd ile tesbih ederler, O'na iman ederler. Müminlerin de bağışlanmasını isterler: Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tevbe eden ve senin yoluna gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru! (derler).
7- Arş'ı yüklenen ve bir de onun çevresinde bulunanlar (melekler), Rablerini hamd ile tesbih ederler, O'na iman ederler. Müminlerin de bağışlanmasını isterler: Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tevbe eden ve senin yoluna gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru! (derler).
44. satır: 44. satır:
====Sayfa 467====
====Sayfa 467====


<div id="8">[[Dosya:Mü’min 8.png]]</div>
<div id="8">[[Dosya:Mümin 8.png]]</div>


8- Rabbimiz! Onları da, onların atalarından, zevcelerinden, nesillerinden iyi olanları da kendilerine vâdettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz azîz ve hakîm olan sensin!
8- Rabbimiz! Onları da, onların atalarından, zevcelerinden, nesillerinden iyi olanları da kendilerine vâdettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz azîz ve hakîm olan sensin!


<div id="9">[[Dosya:Mü’min 9.png]]</div>
<div id="9">[[Dosya:Mümin 9.png]]</div>


9- Bir de onları, her türlü kötülüklerden koru. O gün sen kimi kötülüklerden korursan muhakkak ki onu rahmetine mazhar etmiş olursun. Bu en büyük kurtuluştur.
9- Bir de onları, her türlü kötülüklerden koru. O gün sen kimi kötülüklerden korursan muhakkak ki onu rahmetine mazhar etmiş olursun. Bu en büyük kurtuluştur.
54. satır: 54. satır:
===Bölüm 2===
===Bölüm 2===


<div id="10">[[Dosya:Mü’min 10.png]]</div>
<div id="10">[[Dosya:Mümin 10.png]]</div>


10- İnkâr edenlere şöyle seslenilir: Allah'ın gazabı, sizin kendinize olan kızgınlıktan elbette daha ağırdır. Zira siz imana davet ediliyor, fakat inkâr ediyordunuz.
10- İnkâr edenlere şöyle seslenilir: Allah'ın gazabı, sizin kendinize olan kızgınlıktan elbette daha ağırdır. Zira siz imana davet ediliyor, fakat inkâr ediyordunuz.


<div id="11">[[Dosya:Mü’min 11.png]]</div>
<div id="11">[[Dosya:Mümin 11.png]]</div>


11- Onlar: Rabbimiz, bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. Biz de günahlarımızı itiraf ettik. Bir daha (bu ateşten) çıkmaya yol var mıdır? derler.
11- Onlar: Rabbimiz, bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. Biz de günahlarımızı itiraf ettik. Bir daha (bu ateşten) çıkmaya yol var mıdır? derler.
64. satır: 64. satır:
{Birinci ölüm, dünya hayatının sonunda, ikinci ölüm ise kabirde ilk sorgulama yapıldıktan sonra vuku bulacaktır. Buna göre birinci dirilme kabirde sorgulama için, ikinci dirilme ise kıyametten sonraki ebedî hayat içindir. İnkârcıların ateşten çıkmak için sordukları yol ise, er veya geç cehennemden çıkış, Allah'a itaat ediş veya tekrar dünyaya dönüş çarelerini aramaları şeklinde yorumlanmıştır.}
{Birinci ölüm, dünya hayatının sonunda, ikinci ölüm ise kabirde ilk sorgulama yapıldıktan sonra vuku bulacaktır. Buna göre birinci dirilme kabirde sorgulama için, ikinci dirilme ise kıyametten sonraki ebedî hayat içindir. İnkârcıların ateşten çıkmak için sordukları yol ise, er veya geç cehennemden çıkış, Allah'a itaat ediş veya tekrar dünyaya dönüş çarelerini aramaları şeklinde yorumlanmıştır.}


<div id="12">[[Dosya:Mü’min 12.png]]</div>  
<div id="12">[[Dosya:Mümin 12.png]]</div>  


12- (Onlara denir ki:) İşte bunun sebebi şudur: Tek Allah'a ibadete çağrıldığı zaman inkâr edersiniz. O'na ortak koşulunca (bunu) tasdik edersiniz. Artık hüküm, yücelerin yücesi Allah'ındır.
12- (Onlara denir ki:) İşte bunun sebebi şudur: Tek Allah'a ibadete çağrıldığı zaman inkâr edersiniz. O'na ortak koşulunca (bunu) tasdik edersiniz. Artık hüküm, yücelerin yücesi Allah'ındır.


<div id="13">[[Dosya:Mü’min 13.png]]</div>
<div id="13">[[Dosya:Mümin 13.png]]</div>


13- Size âyetlerini gösteren, sizin için gökten rızık indiren O'dur. Allah'a yönelenden başkası ibret almaz.
13- Size âyetlerini gösteren, sizin için gökten rızık indiren O'dur. Allah'a yönelenden başkası ibret almaz.
74. satır: 74. satır:
{Gösterilen "âyetler" ilâhî kudrete delâlet eden hârika eserler ve kemal yollarını gösteren şeylerle; indirilen "rızık" da, rızkın sebebi olan yağmur, güneş ve hava ile izah edilmiştir.}
{Gösterilen "âyetler" ilâhî kudrete delâlet eden hârika eserler ve kemal yollarını gösteren şeylerle; indirilen "rızık" da, rızkın sebebi olan yağmur, güneş ve hava ile izah edilmiştir.}


<div id="14">[[Dosya:Mü’min 14.png]]</div>
<div id="14">[[Dosya:Mümin 14.png]]</div>


14- Haydi, kâfirlerin hoşuna gitmese de Allah'a, Allah için dindar ve ihlâslı olarak dua edin!
14- Haydi, kâfirlerin hoşuna gitmese de Allah'a, Allah için dindar ve ihlâslı olarak dua edin!


<div id="15">[[Dosya:Mü’min 15.png]]</div>
<div id="15">[[Dosya:Mümin 15.png]]</div>


15- Dereceleri yükselten, Arş'ın sahibi Allah, kavuşma günüyle korkutmak için kullarından dilediğine iradesiyle ilgili vahyi indirir.
15- Dereceleri yükselten, Arş'ın sahibi Allah, kavuşma günüyle korkutmak için kullarından dilediğine iradesiyle ilgili vahyi indirir.
84. satır: 84. satır:
{"Dereceleri yükselten" tabiri, gökleri birbiri üstüne kurup yükselten, dünyada kullarına yüce mertebeler veren, cennetteki yerlerini yücelten, meleklerin Arş'a veya göklere yükselmelerini temin eden, müminlerin sevap derecelerini yükselten şeklinde açıklanmıştır. Âyette geçen "ruh"tan maksat Allah'ın, kullarından dilediğine ihsan ettiği ilâhî vahiydir. "Kavuşma günü" kıyamet günüdür. Çünkü o günde göklerde ve yerdekiler, öncekiler ve sonrakiler, âbidle mâbud, zalimle mazlum, hep orada buluşacaklardır.}
{"Dereceleri yükselten" tabiri, gökleri birbiri üstüne kurup yükselten, dünyada kullarına yüce mertebeler veren, cennetteki yerlerini yücelten, meleklerin Arş'a veya göklere yükselmelerini temin eden, müminlerin sevap derecelerini yükselten şeklinde açıklanmıştır. Âyette geçen "ruh"tan maksat Allah'ın, kullarından dilediğine ihsan ettiği ilâhî vahiydir. "Kavuşma günü" kıyamet günüdür. Çünkü o günde göklerde ve yerdekiler, öncekiler ve sonrakiler, âbidle mâbud, zalimle mazlum, hep orada buluşacaklardır.}


<div id="16">[[Dosya:Mü’min 16.png]]</div>
<div id="16">[[Dosya:Mümin 16.png]]</div>


16- O gün onlar (kabirlerinden) meydana çıkarlar. Onların hiçbir şeyi Allah'a gizli kalmaz. Bugün hükümranlık kimindir? Kahhâr olan tek Allah'ındır.
16- O gün onlar (kabirlerinden) meydana çıkarlar. Onların hiçbir şeyi Allah'a gizli kalmaz. Bugün hükümranlık kimindir? Kahhâr olan tek Allah'ındır.
92. satır: 92. satır:
====Sayfa 468====
====Sayfa 468====


<div id="17">[[Dosya:Mü’min 17.png]]</div>  
<div id="17">[[Dosya:Mümin 17.png]]</div>  


17- Bugün herkese kazandığının karşılığı verilir. Bugün haksızlık yoktur. Şüphesiz Allah, hesabı çarçabuk görendir.
17- Bugün herkese kazandığının karşılığı verilir. Bugün haksızlık yoktur. Şüphesiz Allah, hesabı çarçabuk görendir.


<div id="18">[[Dosya:Mü’min 18.png]]</div>  
<div id="18">[[Dosya:Mümin 18.png]]</div>  


18- Yaklaşan gün hususunda onları uyar! Çünkü o onda dehşet içinde yutkunurken yürekleri ağızlarına gelmiştir. Zalimlerin ne dostu ne de sözü dinlenir şefaatçısı vardır.
18- Yaklaşan gün hususunda onları uyar! Çünkü o onda dehşet içinde yutkunurken yürekleri ağızlarına gelmiştir. Zalimlerin ne dostu ne de sözü dinlenir şefaatçısı vardır.


<div id="19">[[Dosya:Mü’min 19.png]]</div>
<div id="19">[[Dosya:Mümin 19.png]]</div>


19- Allah, gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediğini bilir.
19- Allah, gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediğini bilir.


<div id="20">[[Dosya:Mü’min 20.png]]</div>
<div id="20">[[Dosya:Mümin 20.png]]</div>


20- Allah, adaletle hükmeder. O'nu bırakıp taptıkları ise, hiçbir şeye hükmedemezler. Şüphesiz Allah, hakkıyla işiten ve görendir.
20- Allah, adaletle hükmeder. O'nu bırakıp taptıkları ise, hiçbir şeye hükmedemezler. Şüphesiz Allah, hakkıyla işiten ve görendir.
110. satır: 110. satır:
===Bölüm 3===
===Bölüm 3===


<div id="21">[[Dosya:Mü’min 21.png]]</div>  
<div id="21">[[Dosya:Mümin 21.png]]</div>  


21- Onlar, yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, kendilerinden öncekilerin âkıbetinin nasıl olduğunu görsünler! Onlar, kuvvet ve yeryüzündeki eserleri yönünden bunlardan daha da üstündüler. Böyleyken Allah onları günahları yüzünden yakaladı. Onları Allah'ın gazabından koruyan da olmadı.
21- Onlar, yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, kendilerinden öncekilerin âkıbetinin nasıl olduğunu görsünler! Onlar, kuvvet ve yeryüzündeki eserleri yönünden bunlardan daha da üstündüler. Böyleyken Allah onları günahları yüzünden yakaladı. Onları Allah'ın gazabından koruyan da olmadı.


<div id="22">[[Dosya:Mü’min 22.png]]</div>  
<div id="22">[[Dosya:Mümin 22.png]]</div>  


22- Bunun sebebi, peygamberleri kendilerine apaçık mucizeler getirdikleri halde, inkâr etmeleri idi. Allah da kendilerini tutup yakalayıverdi. Doğrusu O, kuvvetlidir; azabı da pek çetindir.
22- Bunun sebebi, peygamberleri kendilerine apaçık mucizeler getirdikleri halde, inkâr etmeleri idi. Allah da kendilerini tutup yakalayıverdi. Doğrusu O, kuvvetlidir; azabı da pek çetindir.


<div id="23">[[Dosya:Mü’min 23.png]]</div>
<div id="23">[[Dosya:Mümin 23.png]]</div>


<div id="24">[[Dosya:Mü’min 24.png]]</div>
<div id="24">[[Dosya:Mümin 24.png]]</div>


23-24- Andolsun ki biz Musa'yı mucizelerimiz ve apaçık hüccetle, Firavun, Hâmân ve Karun'a gönderdik. Onlar: Bu, çok yalancı bir sihirbazdır! dediler.
23-24- Andolsun ki biz Musa'yı mucizelerimiz ve apaçık hüccetle, Firavun, Hâmân ve Karun'a gönderdik. Onlar: Bu, çok yalancı bir sihirbazdır! dediler.


<div id="25">[[Dosya:Mü’min 25.png]]</div>
<div id="25">[[Dosya:Mümin 25.png]]</div>


25- İşte o (Musa), tarafımızdan kendilerine hakkı getirince: Onunla beraber iman edenlerin oğullarını öldürün, kadınları sağ bırakın! dediler. Ama kâfirlerin tuzağı elbette boşa çıkar.
25- İşte o (Musa), tarafımızdan kendilerine hakkı getirince: Onunla beraber iman edenlerin oğullarını öldürün, kadınları sağ bırakın! dediler. Ama kâfirlerin tuzağı elbette boşa çıkar.
132. satır: 132. satır:
====Sayfa 469====
====Sayfa 469====


<div id="26">[[Dosya:Mü’min 26.png]]</div>  
<div id="26">[[Dosya:Mümin 26.png]]</div>  


26- Firavun: Bırakın beni, dedi. Musa'yı öldüreyim; (Kurtarabilirse) Rabbine yalvarsın! Çünkü ben onun, dininizi değiştireceğinden, yahut yeryüzünde fesat çıkaracağından korkuyorum.
26- Firavun: Bırakın beni, dedi. Musa'yı öldüreyim; (Kurtarabilirse) Rabbine yalvarsın! Çünkü ben onun, dininizi değiştireceğinden, yahut yeryüzünde fesat çıkaracağından korkuyorum.
138. satır: 138. satır:
{Firavun'un, bırakın beni, Musa'yı öldüreyim diye konuşması, onun öldürmekten alıkonduğunu göstermektedir. Çünkü Firavun'a Musa için bu senin korkacağın bir kimse değildir. Eğer onu öldürürsen, halkın kalbine bir şüphe sokmuş olursun. Herkes senin açık delille tartışmaktan âciz olduğuna hükmeder demişlerdi. Bununla beraber Firavun'un zikredilen ifadesi, kendisinin Musa (a.s.)'dan ne derece korktuğunu da göstermektedir.}
{Firavun'un, bırakın beni, Musa'yı öldüreyim diye konuşması, onun öldürmekten alıkonduğunu göstermektedir. Çünkü Firavun'a Musa için bu senin korkacağın bir kimse değildir. Eğer onu öldürürsen, halkın kalbine bir şüphe sokmuş olursun. Herkes senin açık delille tartışmaktan âciz olduğuna hükmeder demişlerdi. Bununla beraber Firavun'un zikredilen ifadesi, kendisinin Musa (a.s.)'dan ne derece korktuğunu da göstermektedir.}


<div id="27">[[Dosya:Mü’min 27.png]]</div>
<div id="27">[[Dosya:Mümin 27.png]]</div>


27- Musa da: Ben, hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabbim, sizin de Rabbinize sığındım, dedi.
27- Musa da: Ben, hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabbim, sizin de Rabbinize sığındım, dedi.
144. satır: 144. satır:
===Bölüm 4===
===Bölüm 4===


<div id="28">[[Dosya:Mü’min 28.png]]</div>
<div id="28">[[Dosya:Mümin 28.png]]</div>


28- Firavun ailesinden olup, imanını gizleyen bir mümin adam şöyle dedi: Siz bir adamı "Rabbim Allah'tır" diyor diye öldürecek misiniz? Halbuki o, size Rabbinizden apaçık mucizeler getirmiştir. Eğer o yalancı ise yalanı kendisinedir. Eğer doğru söylüyorsa sizi tehdit ettiğinin (azâbın), bir kısmı olsun gelip size çatar. Şüphesiz Allah, haddi aşan, yalancı kimseyi doğru yola eriştirmez.
28- Firavun ailesinden olup, imanını gizleyen bir mümin adam şöyle dedi: Siz bir adamı "Rabbim Allah'tır" diyor diye öldürecek misiniz? Halbuki o, size Rabbinizden apaçık mucizeler getirmiştir. Eğer o yalancı ise yalanı kendisinedir. Eğer doğru söylüyorsa sizi tehdit ettiğinin (azâbın), bir kısmı olsun gelip size çatar. Şüphesiz Allah, haddi aşan, yalancı kimseyi doğru yola eriştirmez.
150. satır: 150. satır:
{Firavun'un ailesinden imanını gizleyen bu kişinin, Firavun'un amcazâdesi olduğu söylenmiş, ismi hakkında da ihtilâf edilmiştir.}
{Firavun'un ailesinden imanını gizleyen bu kişinin, Firavun'un amcazâdesi olduğu söylenmiş, ismi hakkında da ihtilâf edilmiştir.}


<div id="29">[[Dosya:Mü’min 29.png]]</div>  
<div id="29">[[Dosya:Mümin 29.png]]</div>  


29- Ey kavmim! Bugün, yeryüzüne hakim kimseler olarak hükümranlık sizindir. Ama Allah'ın azabı bize gelip çatarsa, kim bize yardım eder? Firavun: Ben size kendi görüşümü söylüyorum ve yine size ancak doğru yolu gösteriyorum dedi.
29- Ey kavmim! Bugün, yeryüzüne hakim kimseler olarak hükümranlık sizindir. Ama Allah'ın azabı bize gelip çatarsa, kim bize yardım eder? Firavun: Ben size kendi görüşümü söylüyorum ve yine size ancak doğru yolu gösteriyorum dedi.


<div id="30">[[Dosya:Mü’min 30.png]]</div>
<div id="30">[[Dosya:Mümin 30.png]]</div>


<div id="31">[[Dosya:Mü’min 31.png]]</div>
<div id="31">[[Dosya:Mümin 31.png]]</div>


30-31- İman etmiş olan dedi ki: "Ey kavmim! Doğrusu ben sizin için, Nuh kavminin, Âd, Semûd ve onlardan sonra gelenlerin durumu gibi, (peygamberleri yalanlayan) toplulukların başlarına gelen bir âkıbetten korkuyorum. Allah, kullarına bir zulüm dileyecek değildir."
30-31- İman etmiş olan dedi ki: "Ey kavmim! Doğrusu ben sizin için, Nuh kavminin, Âd, Semûd ve onlardan sonra gelenlerin durumu gibi, (peygamberleri yalanlayan) toplulukların başlarına gelen bir âkıbetten korkuyorum. Allah, kullarına bir zulüm dileyecek değildir."


<div id="32">[[Dosya:Mü’min 32.png]]</div>
<div id="32">[[Dosya:Mümin 32.png]]</div>


<div id="33">[[Dosya:Mü’min 33.png]]</div>
<div id="33">[[Dosya:Mümin 33.png]]</div>


32-33- "Ey kavmim! Gerçekten sizin için o bağrışıp çağrışma gününden, arkanıza dönüp kaçacağınız günden korkuyorum. Sizi Allah'tan (O'nun azabından) kurtaracak kimse yoktur. Allah kimi saptırırsa, artık onu doğru yola iletecek de yoktur."  
32-33- "Ey kavmim! Gerçekten sizin için o bağrışıp çağrışma gününden, arkanıza dönüp kaçacağınız günden korkuyorum. Sizi Allah'tan (O'nun azabından) kurtaracak kimse yoktur. Allah kimi saptırırsa, artık onu doğru yola iletecek de yoktur."  
168. satır: 168. satır:
====Sayfa 470====
====Sayfa 470====


<div id="34">[[Dosya:Mü’min 34.png]]</div>
<div id="34">[[Dosya:Mümin 34.png]]</div>


34- Andolsun ki, (Musa'dan) önce Yusuf da size açık deliller getirmişti ve onun size getirdiği şeyler hakkında şüphe edip durmuştunuz. Nihayet o vefat edince "Allah ondan sonra peygamber göndermez" dediniz. İşte Allah o aşırı giden şüphecileri böyle saptırır.
34- Andolsun ki, (Musa'dan) önce Yusuf da size açık deliller getirmişti ve onun size getirdiği şeyler hakkında şüphe edip durmuştunuz. Nihayet o vefat edince "Allah ondan sonra peygamber göndermez" dediniz. İşte Allah o aşırı giden şüphecileri böyle saptırır.
174. satır: 174. satır:
{Bazı müfessirler "Buradaki Yusuf'tan maksat, Hz. Yusuf'un torunu Yusuf b. Efrâîm'dir" demişlerse de Yusuf b. Ya'kup'dur diyen rivayet daha kuvvetli görülmektedir.}
{Bazı müfessirler "Buradaki Yusuf'tan maksat, Hz. Yusuf'un torunu Yusuf b. Efrâîm'dir" demişlerse de Yusuf b. Ya'kup'dur diyen rivayet daha kuvvetli görülmektedir.}


<div id="35">[[Dosya:Mü’min 35.png]]</div>
<div id="35">[[Dosya:Mümin 35.png]]</div>


35- Kendilerine gelmiş hiçbir delil olmadığı halde Allah'ın âyetleri hakkında mücadele edenler gerek Allah yanında, gerekse iman edenler yanında büyük bir nefretle karşılanır. Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini işte böyle mühürler.
35- Kendilerine gelmiş hiçbir delil olmadığı halde Allah'ın âyetleri hakkında mücadele edenler gerek Allah yanında, gerekse iman edenler yanında büyük bir nefretle karşılanır. Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini işte böyle mühürler.


<div id="36">[[Dosya:Mü’min 36.png]]</div>
<div id="36">[[Dosya:Mümin 36.png]]</div>


<div id="37">[[Dosya:Mü’min 37.png]]</div>
<div id="37">[[Dosya:Mümin 37.png]]</div>


36-37- Firavun: Ey Hâmân, bana yüksek bir kule yap; belki yollara, göklerin yollarına erişirim de Musa'nın ilâhı'nı görürüm! Doğrusu ben onu, yalancı sanıyorum, dedi. Böylece Firavun'a, yaptığı kötü iş süslü gösterildi ve yoldan saptırıldı. Firavun'un tuzağı tamamen boşa çıktı.
36-37- Firavun: Ey Hâmân, bana yüksek bir kule yap; belki yollara, göklerin yollarına erişirim de Musa'nın ilâhı'nı görürüm! Doğrusu ben onu, yalancı sanıyorum, dedi. Böylece Firavun'a, yaptığı kötü iş süslü gösterildi ve yoldan saptırıldı. Firavun'un tuzağı tamamen boşa çıktı.
186. satır: 186. satır:
===Bölüm 5===
===Bölüm 5===


<div id="38">[[Dosya:Mü’min 38.png]]</div>
<div id="38">[[Dosya:Mümin 38.png]]</div>


38- O iman eden kimse: Ey kavmim! dedi, siz bana uyun, sizi doğru yola götüreceğim.
38- O iman eden kimse: Ey kavmim! dedi, siz bana uyun, sizi doğru yola götüreceğim.


<div id="39">[[Dosya:Mü’min 39.png]]</div>  
<div id="39">[[Dosya:Mümin 39.png]]</div>  


39- Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya hayatı, geçici bir eğlencedir. Ama ahiret, gerçekten kalınacak yurttur.
39- Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya hayatı, geçici bir eğlencedir. Ama ahiret, gerçekten kalınacak yurttur.


<div id="40">[[Dosya:Mü’min 40.png]]</div>
<div id="40">[[Dosya:Mümin 40.png]]</div>


40- Kim bir kötülük işlerse, onun kadar ceza görür. Kim de kadın veya erkek, mümin olarak faydalı bir iş yaparsa işte onlar, cennete girecekler, orada onlara hesapsız rızık verilecektir.
40- Kim bir kötülük işlerse, onun kadar ceza görür. Kim de kadın veya erkek, mümin olarak faydalı bir iş yaparsa işte onlar, cennete girecekler, orada onlara hesapsız rızık verilecektir.
200. satır: 200. satır:
====Sayfa 471====
====Sayfa 471====


<div id="41">[[Dosya:Mü’min 41.png]]</div>  
<div id="41">[[Dosya:Mümin 41.png]]</div>  


41- Ey kavmim! Nedir bu hal? Ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz beni ateşe çağırıyorsunuz.
41- Ey kavmim! Nedir bu hal? Ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz beni ateşe çağırıyorsunuz.


<div id="42">[[Dosya:Mü’min 42.png]]</div>
<div id="42">[[Dosya:Mümin 42.png]]</div>


42- Siz beni, Allah'ı inkâr etmeye ve hiç tanımadığım nesneleri O'na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi, azîz ve çok bağışlayan Allah'a davet ediyorum.
42- Siz beni, Allah'ı inkâr etmeye ve hiç tanımadığım nesneleri O'na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi, azîz ve çok bağışlayan Allah'a davet ediyorum.


<div id="43">[[Dosya:Mü’min 43.png]]</div>  
<div id="43">[[Dosya:Mümin 43.png]]</div>  


43- Gerçek şu ki, sizin beni davet ettiğiniz şeyin dünyada da ahirette de davete değer bir tarafı yoktur. Dönüşümüz Allah'adır, aşırı gidenler de ateş ehlinin kendileridir.
43- Gerçek şu ki, sizin beni davet ettiğiniz şeyin dünyada da ahirette de davete değer bir tarafı yoktur. Dönüşümüz Allah'adır, aşırı gidenler de ateş ehlinin kendileridir.


<div id="44">[[Dosya:Mü’min 44.png]]</div>
<div id="44">[[Dosya:Mümin 44.png]]</div>


44- Size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah'a havale ediyorum. Şüphesiz Allah, kullarını çok iyi görendir.
44- Size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah'a havale ediyorum. Şüphesiz Allah, kullarını çok iyi görendir.


<div id="45">[[Dosya:Mü’min 45.png]]</div>
<div id="45">[[Dosya:Mümin 45.png]]</div>


45- Nihayet Allah, onların kurdukları tuzakların kötülüklerinden bu zatı korudu, Firavun'un kavmini ise kötü azap kuşatıverdi.
45- Nihayet Allah, onların kurdukları tuzakların kötülüklerinden bu zatı korudu, Firavun'un kavmini ise kötü azap kuşatıverdi.


<div id="46">[[Dosya:Mü’min 46.png]]</div>
<div id="46">[[Dosya:Mümin 46.png]]</div>


46- Onlar sabah akşam o ateşe sokulurlar. Kıyametin kopacağı gün de: Firavun ailesini azabın en çetinine sokun (denilecek)!
46- Onlar sabah akşam o ateşe sokulurlar. Kıyametin kopacağı gün de: Firavun ailesini azabın en çetinine sokun (denilecek)!
226. satır: 226. satır:
{Kabir azabının gerçek olduğuna bu âyetle de istidlâl edilmiştir.}
{Kabir azabının gerçek olduğuna bu âyetle de istidlâl edilmiştir.}


<div id="47">[[Dosya:Mü’min 47.png]]</div>
<div id="47">[[Dosya:Mümin 47.png]]</div>


47- (Kâfirler) ateşin içinde birbirleriyle çekişirlerken zayıf olanlar, o büyüklük taslayanlara: Biz size uymuştuk. Şimdi ateşin birazını bizden savabilir misiniz? derler.
47- (Kâfirler) ateşin içinde birbirleriyle çekişirlerken zayıf olanlar, o büyüklük taslayanlara: Biz size uymuştuk. Şimdi ateşin birazını bizden savabilir misiniz? derler.


<div id="48">[[Dosya:Mü’min 48.png]]</div>
<div id="48">[[Dosya:Mümin 48.png]]</div>


48- O büyüklük taslayanlar ise: Doğrusu hepimiz bunun içindeyiz. Şüphe yok ki Allah kulları arasında vereceği hükmü verdi, derler.
48- O büyüklük taslayanlar ise: Doğrusu hepimiz bunun içindeyiz. Şüphe yok ki Allah kulları arasında vereceği hükmü verdi, derler.
236. satır: 236. satır:
{Allah'ın vereceği hüküm, müminleri cennete, kâfirleri de cehenneme sokmasıyla ilgili hükümdür.}
{Allah'ın vereceği hüküm, müminleri cennete, kâfirleri de cehenneme sokmasıyla ilgili hükümdür.}


<div id="49">[[Dosya:Mü’min 49.png]]</div>
<div id="49">[[Dosya:Mümin 49.png]]</div>


49- Ateşte bulunanlar cehennem bekçilerine: Rabbinize dua edin, bizden, bir gün olsun azabı hafifletsin! diyecekler.  
49- Ateşte bulunanlar cehennem bekçilerine: Rabbinize dua edin, bizden, bir gün olsun azabı hafifletsin! diyecekler.  
242. satır: 242. satır:
====Sayfa 472====
====Sayfa 472====


<div id="50">[[Dosya:Mü’min 50.png]]</div>
<div id="50">[[Dosya:Mümin 50.png]]</div>


50- (Bekçiler:) Size peygamberleriniz açık açık deliller getirmediler mi? derler. Onlar da: Getirdiler, cevabını verirler. (Bekçiler ise): O halde kendiniz yalvarın, derler. Halbuki kâfirlerin yalvarması boşunadır.
50- (Bekçiler:) Size peygamberleriniz açık açık deliller getirmediler mi? derler. Onlar da: Getirdiler, cevabını verirler. (Bekçiler ise): O halde kendiniz yalvarın, derler. Halbuki kâfirlerin yalvarması boşunadır.
250. satır: 250. satır:
===Bölüm 6===
===Bölüm 6===


<div id="51">[[Dosya:Mü’min 51.png]]</div>
<div id="51">[[Dosya:Mümin 51.png]]</div>


51- Şüphesiz peygamberlerimize ve iman edenlere, hem dünya hayatında, hem şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz.
51- Şüphesiz peygamberlerimize ve iman edenlere, hem dünya hayatında, hem şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz.
256. satır: 256. satır:
{Şahitler, meleklerdir. Çünkü melekler, peygamberlerin ahkâmı tebliğ ettiklerine, kâfirlerin ise bunları yalanladıklarına şahitlik edeceklerdir. Ayrıca insanlara şehadet edecek olan melekler, peygamberler ve müminler, şahitlerden sayılmışlardır.}
{Şahitler, meleklerdir. Çünkü melekler, peygamberlerin ahkâmı tebliğ ettiklerine, kâfirlerin ise bunları yalanladıklarına şahitlik edeceklerdir. Ayrıca insanlara şehadet edecek olan melekler, peygamberler ve müminler, şahitlerden sayılmışlardır.}


<div id="52">[[Dosya:Mü’min 52.png]]</div>
<div id="52">[[Dosya:Mümin 52.png]]</div>


52- O gün zalimlere, özür dilemeleri hiçbir fayda sağlamaz. Artık lânet de onlarındır, kötü yurt da onlarındır!
52- O gün zalimlere, özür dilemeleri hiçbir fayda sağlamaz. Artık lânet de onlarındır, kötü yurt da onlarındır!


<div id="53">[[Dosya:Mü’min 53.png]]</div>
<div id="53">[[Dosya:Mümin 53.png]]</div>


<div id="54">[[Dosya:Mü’min 54.png]]</div>
<div id="54">[[Dosya:Mümin 54.png]]</div>


53-54- Andolsun ki biz Musa'ya hidayeti verdik ve İsrailoğullarına, akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberi olan Kitab'ı miras bıraktık.
53-54- Andolsun ki biz Musa'ya hidayeti verdik ve İsrailoğullarına, akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberi olan Kitab'ı miras bıraktık.


<div id="55">[[Dosya:Mü’min 55.png]]</div>
<div id="55">[[Dosya:Mümin 55.png]]</div>


55- (Resûlüm!) Şimdi sen sabret. Çünkü Allah'ın vâdi gerçektir. Günahının bağışlanmasını iste. Akşam-sabah Rabbini hamd ile tesbîh et.
55- (Resûlüm!) Şimdi sen sabret. Çünkü Allah'ın vâdi gerçektir. Günahının bağışlanmasını iste. Akşam-sabah Rabbini hamd ile tesbîh et.
274. satır: 274. satır:
Rivayet edildiğine göre bir takım yahudiler Resûlullah (s.a.)'a gelerek "Ahir zamanda Deccal bizim içimizden gelecek ve olacaklar işte o zaman olacak!" dediler. Bunun üzerine bu âyet nâzil oldu.}
Rivayet edildiğine göre bir takım yahudiler Resûlullah (s.a.)'a gelerek "Ahir zamanda Deccal bizim içimizden gelecek ve olacaklar işte o zaman olacak!" dediler. Bunun üzerine bu âyet nâzil oldu.}


<div id="56">[[Dosya:Mü’min 56.png]]</div>
<div id="56">[[Dosya:Mümin 56.png]]</div>


56- Kendilerine gelmiş kesin bir delil olmaksızın, Allah'ın âyetleri hakkında münakaşa edenler var ya, hiç şüphe yok ki, onların kalplerinde, asla yetişemeyecekleri bir büyüklük hevesinden başka bir şey yoktur. Sen Allah'a sığın. Kuşkusuz O, işiten ve görendir.
56- Kendilerine gelmiş kesin bir delil olmaksızın, Allah'ın âyetleri hakkında münakaşa edenler var ya, hiç şüphe yok ki, onların kalplerinde, asla yetişemeyecekleri bir büyüklük hevesinden başka bir şey yoktur. Sen Allah'a sığın. Kuşkusuz O, işiten ve görendir.


<div id="57">[[Dosya:Mü’min 57.png]]</div>  
<div id="57">[[Dosya:Mümin 57.png]]</div>  


57- Elbette göklerin ve yerin yaratılması, insanların yaratılmasından daha büyük bir şeydir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
57- Elbette göklerin ve yerin yaratılması, insanların yaratılmasından daha büyük bir şeydir. Fakat insanların çoğu bilmezler.


<div id="58">[[Dosya:Mü’min 58.png]]</div>  
<div id="58">[[Dosya:Mümin 58.png]]</div>  


58- Körle gören, inanıp iyi amellerde bulunanla kötülük yapan bir olmaz. Ne kadar az düşünüyorsunuz!  
58- Körle gören, inanıp iyi amellerde bulunanla kötülük yapan bir olmaz. Ne kadar az düşünüyorsunuz!  
288. satır: 288. satır:
====Sayfa 473====
====Sayfa 473====


<div id="59">[[Dosya:Mü’min 59.png]]</div>
<div id="59">[[Dosya:Mümin 59.png]]</div>


59- Kıyamet günü mutlaka gelecektir, bunda hiç şüphe yoktur. Fakat insanların çoğu buna inanmazlar.
59- Kıyamet günü mutlaka gelecektir, bunda hiç şüphe yoktur. Fakat insanların çoğu buna inanmazlar.
294. satır: 294. satır:
{Dünya insanlar için bir imtihan yeri olduğuna, insanlar da birtakım görevlerle yükümlü tutulduğuna göre bunun muhakeme ve muhasebesi için ikinci bir hayat zorunlu görünmektedir. Üstelik şu evrenin bir başlangıcı olduğu gibi elbette bir de sonu vardır. Ölüm gerçeği karşısında dünyanın, insanlara ait asıl karargâh olmadığı da gözler önündedir. Yaratılış ve ölüm her an tekrarlanarak gerçekleştiği gibi kıyamet ve ahiret de mutlaka gerçekleşecektir. Kıyamet bu hayatın sona ermesi, ahiret de ikinci hayatın ismidir.}
{Dünya insanlar için bir imtihan yeri olduğuna, insanlar da birtakım görevlerle yükümlü tutulduğuna göre bunun muhakeme ve muhasebesi için ikinci bir hayat zorunlu görünmektedir. Üstelik şu evrenin bir başlangıcı olduğu gibi elbette bir de sonu vardır. Ölüm gerçeği karşısında dünyanın, insanlara ait asıl karargâh olmadığı da gözler önündedir. Yaratılış ve ölüm her an tekrarlanarak gerçekleştiği gibi kıyamet ve ahiret de mutlaka gerçekleşecektir. Kıyamet bu hayatın sona ermesi, ahiret de ikinci hayatın ismidir.}


===Bölüm 7===
<div id="60">[[Dosya:Mümin 60.png]]</div>


<div id="60">[[Dosya:Mü’min 60.png]]</div>
60- Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim. Çünkü bana ibadeti bırakıp büyüklük taslayanlar aşağılanarak cehenneme gireceklerdir.


60- Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim. Çünkü bana ibadeti bırakıp büyüklük taslayanlar aşağılanarak cehenneme gireceklerdir.
===Bölüm 7===


<div id="61">[[Dosya:Mü’min 61.png]]</div>
<div id="61">[[Dosya:Mümin 61.png]]</div>


61- İçinde dinlenesiniz diye geceyi, görmeniz için de gündüzü yaratan Allah'tır. Şüphesiz Allah, insanlara karşı lütufkârdır. Fakat insanların çoğu şükretmezler.
61- İçinde dinlenesiniz diye geceyi, görmeniz için de gündüzü yaratan Allah'tır. Şüphesiz Allah, insanlara karşı lütufkârdır. Fakat insanların çoğu şükretmezler.


<div id="62">[[Dosya:Mü’min 62.png]]</div>
<div id="62">[[Dosya:Mümin 62.png]]</div>


62- İşte O, her şeyin yaratıcısı olan Rabbiniz Allah'dır. O'ndan başka ilâh yoktur. O halde nasıl olup da döndürülüyorsunuz!
62- İşte O, her şeyin yaratıcısı olan Rabbiniz Allah'dır. O'ndan başka ilâh yoktur. O halde nasıl olup da döndürülüyorsunuz!


<div id="63">[[Dosya:Mü’min 63.png]]</div>
<div id="63">[[Dosya:Mümin 63.png]]</div>


63- Allah'ın âyetlerini inatla inkâr edenler işte (haktan) böyle döndürülür.
63- Allah'ın âyetlerini inatla inkâr edenler işte (haktan) böyle döndürülür.


<div id="64">[[Dosya:Mü’min 64.png]]</div>
<div id="64">[[Dosya:Mümin 64.png]]</div>


64- Yeri sizin için yerleşim alanı, göğü de bir bina kılan, size şekil verip de şeklinizi güzel yapan ve sizi temiz besinlerle rızıklandıran Allah'tır. İşte Allah, sizin Rabbinizdir. Âlemlerin Rabbi Allah, yücelerden yücedir.
64- Yeri sizin için yerleşim alanı, göğü de bir bina kılan, size şekil verip de şeklinizi güzel yapan ve sizi temiz besinlerle rızıklandıran Allah'tır. İşte Allah, sizin Rabbinizdir. Âlemlerin Rabbi Allah, yücelerden yücedir.


<div id="65">[[Dosya:Mü’min 65.png]]</div>
<div id="65">[[Dosya:Mümin 65.png]]</div>


65- O daima diridir; O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O halde dinde ihlâslı ve samimi kişiler olarak O'na dua edin. Her türlü övgü âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
65- O daima diridir; O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O halde dinde ihlâslı ve samimi kişiler olarak O'na dua edin. Her türlü övgü âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.


<div id="66">[[Dosya:Mü’min 66.png]]</div>
<div id="66">[[Dosya:Mümin 66.png]]</div>


66- (Resûlüm)! De ki: Bana Rabbimden apaçık deliller gelince, sizin Allah'ı bırakıp o taptıklarınıza kulluk etmem bana yasaklandı ve bana âlemlerin Rabbine teslim olmam emredildi.  
66- (Resûlüm)! De ki: Bana Rabbimden apaçık deliller gelince, sizin Allah'ı bırakıp o taptıklarınıza kulluk etmem bana yasaklandı ve bana âlemlerin Rabbine teslim olmam emredildi.  
326. satır: 326. satır:
====Sayfa 474====
====Sayfa 474====


<div id="67">[[Dosya:Mü’min 67.png]]</div>  
<div id="67">[[Dosya:Mümin 67.png]]</div>  


67- Sizi topraktan, sonra meniden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan) yaratan sonra bebek olarak çıkaran, sonra sizi güçlü kuvvetli bir çağa erişmeniz, sonra da ihtiyarlamanız -ki içinizden daha önce vefat edenler de vardır- ve belli bir vakte ulaşmanız için sizi yaşatan O'dur. Umulur ki düşünürsünüz.
67- Sizi topraktan, sonra meniden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan) yaratan sonra bebek olarak çıkaran, sonra sizi güçlü kuvvetli bir çağa erişmeniz, sonra da ihtiyarlamanız -ki içinizden daha önce vefat edenler de vardır- ve belli bir vakte ulaşmanız için sizi yaşatan O'dur. Umulur ki düşünürsünüz.
332. satır: 332. satır:
{Âyette, ilk insan Âdem (a.s.)'in topraktan yaratıldığına işaret edildikten sonra, insanın ana rahminden ihtiyarlığına kadar çeşitli safhaları tasvir ediliyor.}
{Âyette, ilk insan Âdem (a.s.)'in topraktan yaratıldığına işaret edildikten sonra, insanın ana rahminden ihtiyarlığına kadar çeşitli safhaları tasvir ediliyor.}


<div id="68">[[Dosya:Mü’min 68.png]]</div>
<div id="68">[[Dosya:Mümin 68.png]]</div>


68- O, hem dirilten hem de öldürendir. O, herhangi bir işin olmasını dilediği zaman yalnız "Ol!" der, o da oluverir.
68- O, hem dirilten hem de öldürendir. O, herhangi bir işin olmasını dilediği zaman yalnız "Ol!" der, o da oluverir.
338. satır: 338. satır:
===Bölüm 8===
===Bölüm 8===


<div id="69">[[Dosya:Mü’min 69.png]]</div>  
<div id="69">[[Dosya:Mümin 69.png]]</div>  


69- Allah'ın âyetleri hakkında tartışanlara bakmadın mı? Nasıl döndürülüyorlar (onu tasdike yanaşmıyorlar)!
69- Allah'ın âyetleri hakkında tartışanlara bakmadın mı? Nasıl döndürülüyorlar (onu tasdike yanaşmıyorlar)!


<div id="70">[[Dosya:Mü’min 70.png]]</div>
<div id="70">[[Dosya:Mümin 70.png]]</div>


70- Onlar, Kitab'ı ve peygamberlerimize gönderdiklerimizi yalanlayanlardır. Onlar yakında (gerçeği) anlayacaklar!
70- Onlar, Kitab'ı ve peygamberlerimize gönderdiklerimizi yalanlayanlardır. Onlar yakında (gerçeği) anlayacaklar!


<div id="71">[[Dosya:Mü’min 71.png]]</div>
<div id="71">[[Dosya:Mümin 71.png]]</div>


<div id="72">[[Dosya:Mü’min 72.png]]</div>
<div id="72">[[Dosya:Mümin 72.png]]</div>


71-72- Boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu halde, sıcak suya sürüklenecekler, sonra da ateşte yakılacaklardır.
71-72- Boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu halde, sıcak suya sürüklenecekler, sonra da ateşte yakılacaklardır.


<div id="73">[[Dosya:Mü’min 73.png]]</div>
<div id="73">[[Dosya:Mümin 73.png]]</div>


<div id="74">[[Dosya:Mü’min 74.png]]</div>
<div id="74">[[Dosya:Mümin 74.png]]</div>


73-74- Sonra onlara: Allah'ı bırakıp da koştuğunuz ortaklar nerededir? denilecek. Onlar da: Bizden uzaklaştılar, zaten biz önceleri hiçbir şeye tapmıyorduk, diyecekler. İşte Allah kâfirleri böyle şaşırtır.
73-74- Sonra onlara: Allah'ı bırakıp da koştuğunuz ortaklar nerededir? denilecek. Onlar da: Bizden uzaklaştılar, zaten biz önceleri hiçbir şeye tapmıyorduk, diyecekler. İşte Allah kâfirleri böyle şaşırtır.
360. satır: 360. satır:
{Müşriklere sorulduğunda, taptıkları putlarını inkâr ettikleri anlaşılmaktadır. Ancak Cenab-ı Hak taptıklarını karşılarına dikince şaşırıp kalacaklardır.}
{Müşriklere sorulduğunda, taptıkları putlarını inkâr ettikleri anlaşılmaktadır. Ancak Cenab-ı Hak taptıklarını karşılarına dikince şaşırıp kalacaklardır.}


<div id="75">[[Dosya:Mü’min 75.png]]</div>
<div id="75">[[Dosya:Mümin 75.png]]</div>


75- Bu, sizin yeryüzünde haksız olarak şımarmanızdan ve aşırı derecede sevinip böbürlenmenizden ötürüdür.
75- Bu, sizin yeryüzünde haksız olarak şımarmanızdan ve aşırı derecede sevinip böbürlenmenizden ötürüdür.


<div id="76">[[Dosya:Mü’min 76.png]]</div>
<div id="76">[[Dosya:Mümin 76.png]]</div>


76- İçinde ebedî kalmak üzere cehennemin kapılarından girin! Kibirlenenlerin dönüp gidecekleri yer ne çirkindir!
76- İçinde ebedî kalmak üzere cehennemin kapılarından girin! Kibirlenenlerin dönüp gidecekleri yer ne çirkindir!


<div id="77">[[Dosya:Mü’min 77.png]]</div>  
<div id="77">[[Dosya:Mümin 77.png]]</div>  


77- Onun için (Resûlüm), sen sabret! Şüphesiz Allah'ın vâdi gerçektir. Onlara söz verdiğimiz azabın bir kısmını ya sana gösteririz, yahut seni daha önce vefat ettiririz. Nasıl olsa onlar bize döneceklerdir.  
77- Onun için (Resûlüm), sen sabret! Şüphesiz Allah'ın vâdi gerçektir. Onlara söz verdiğimiz azabın bir kısmını ya sana gösteririz, yahut seni daha önce vefat ettiririz. Nasıl olsa onlar bize döneceklerdir.  
374. satır: 374. satır:
====Sayfa 475====
====Sayfa 475====


<div id="78">[[Dosya:Mü’min 78.png]]</div>
<div id="78">[[Dosya:Mümin 78.png]]</div>


78- Andolsun, senden önce de peygamberler gönderdik. Onlardan sana kıssalarını anlattığımız kimseler de var, durumlarını sana bildirmediğimiz kimseler de var. Hiçbir peygamber Allah'ın izni olmaksızın herhangi bir âyeti kendiliğinden getiremez. Allah'ın emri gelince de hak uygulanır ve o zaman bâtılı seçenler hüsrana uğrayacaklardır.
78- Andolsun, senden önce de peygamberler gönderdik. Onlardan sana kıssalarını anlattığımız kimseler de var, durumlarını sana bildirmediğimiz kimseler de var. Hiçbir peygamber Allah'ın izni olmaksızın herhangi bir âyeti kendiliğinden getiremez. Allah'ın emri gelince de hak uygulanır ve o zaman bâtılı seçenler hüsrana uğrayacaklardır.
386. satır: 386. satır:
===Bölüm 9===
===Bölüm 9===


<div id="79">[[Dosya:Mü’min 79.png]]</div>
<div id="79">[[Dosya:Mümin 79.png]]</div>


79- Allah, kimine binesiniz, kimini yiyesiniz diye sizin için hayvanları yaratandır.
79- Allah, kimine binesiniz, kimini yiyesiniz diye sizin için hayvanları yaratandır.


<div id="80">[[Dosya:Mü’min 80.png]]</div>
<div id="80">[[Dosya:Mümin 80.png]]</div>


80- Onlarda sizin için daha nice faydalar vardır. Gönüllerinizdeki bir arzuya, onlara binerek ulaşırsınız. Onların ve gemilerin üstünde taşınırsınız.
80- Onlarda sizin için daha nice faydalar vardır. Gönüllerinizdeki bir arzuya, onlara binerek ulaşırsınız. Onların ve gemilerin üstünde taşınırsınız.


<div id="81">[[Dosya:Mü’min 81.png]]</div>
<div id="81">[[Dosya:Mümin 81.png]]</div>


81- Allah size âyetlerini gösteriyor. Şimdi, Allah'ın âyetlerinden hangisini inkâr edersiniz?
81- Allah size âyetlerini gösteriyor. Şimdi, Allah'ın âyetlerinden hangisini inkâr edersiniz?


<div id="82">[[Dosya:Mü’min 82.png]]</div>  
<div id="82">[[Dosya:Mümin 82.png]]</div>  


82- Onlar yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuştur, görsünler! Öncekiler bunlardan daha çoktu, kuvvetçe ve yeryüzündeki eserleri bakımından da daha sağlam idiler. Fakat kazandıkları şeyler onlara asla fayda vermemiştir.
82- Onlar yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuştur, görsünler! Öncekiler bunlardan daha çoktu, kuvvetçe ve yeryüzündeki eserleri bakımından da daha sağlam idiler. Fakat kazandıkları şeyler onlara asla fayda vermemiştir.


<div id="83">[[Dosya:Mü’min 83.png]]</div>
<div id="83">[[Dosya:Mümin 83.png]]</div>


83- Peygamberleri onlara apaçık bilgiler getirince, onlar kendilerinde bulunan (beşerî) bilgiye güvendiler (onu alaya aldılar). Alaya aldıkları şey kendilerini boğuverdi.
83- Peygamberleri onlara apaçık bilgiler getirince, onlar kendilerinde bulunan (beşerî) bilgiye güvendiler (onu alaya aldılar). Alaya aldıkları şey kendilerini boğuverdi.


<div id="84">[[Dosya:Mü’min 84.png]]</div>
<div id="84">[[Dosya:Mümin 84.png]]</div>


84- Artık o çetin azabımızı gördükleri zaman: Allah'a inandık ve O'na ortak koştuğumuz şeyleri inkâr ettik, derler.
84- Artık o çetin azabımızı gördükleri zaman: Allah'a inandık ve O'na ortak koştuğumuz şeyleri inkâr ettik, derler.


<div id="85">[[Dosya:Mü’min 85.png]]</div>
<div id="85">[[Dosya:Mümin 85.png]]</div>


85- Fakat azabımızı gördükleri zaman imanları kendilerine bir fayda vermeyecektir. Allah'ın kulları hakkında süregelen âdeti budur. İşte o zaman kâfirler hüsrana uğrayacaklardır.
85- Fakat azabımızı gördükleri zaman imanları kendilerine bir fayda vermeyecektir. Allah'ın kulları hakkında süregelen âdeti budur. İşte o zaman kâfirler hüsrana uğrayacaklardır.


''Önceki Sure: [[Kuran:Zümer|Zümer]] &larr; [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] &rarr; [[Kuran:Fussilet|Fussilet]]: Sonraki Sure''
''Önceki Sure: [[Kuran:Zümer|Zümer]] &larr; [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] &rarr; [[Kuran:Fussilet|Fussilet]]: Sonraki Sure''

08.04, 20 Ekim 2022 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

Önceki Sure: ZümerKur'anFussilet: Sonraki Sure

40. Mü'min (Gâfir) Suresi[değiştir]

{Aynı zamanda Gâfir adını da taşıyan bu sûre, 85 âyettir. 56 ve 57. âyetleri Medine'de inmiştir. Adını, Firavun ailesinden inanan bir kişinin vasıflarının sayıldığı 28-45. âyetlerden alır.}

Bölüm 1[değiştir]

1- Hâ. Mîm.

{Bu harflerin tefsiri için Bakara sûresi, 1. âyete bakın.}

2-3- Bu Kitap mutlak galip, hakkıyla bilen, günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, azabı çetin, lütuf sahibi Allah tarafından indirilmiştir. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur, dönüş ancak O'nadır.

4- İnkâr edenler müstesna, hiç kimse Allah'ın âyetleri hakkında tartışmaz. Onların şehirlerde (rahatlıkla) gezip dolaşması seni aldatmasın.

{İnkârcıların dolaşmaları, ticaret ve kârlı kazançlar için korkusuz ve tehlikesizce seyahat etmeleri, dünyada sağladıkları üstünlük ve buna karşı Cenab-ı Hakk'ın kendilerine mühlet vermesi şeklinde tefsir edilmiştir.}

5- Onlardan önce Nuh kavmi ve bunlardan sonraki topluluklar da (peygamberlerini) engellemeye, her ümmet kendi peygamberini yakalamaya azmetmişti. Bâtılı hakkın yerine koymak için mücadele etmişlerdi. Bunun üzerine ben onları kıskıvrak yakaladım. İşte, cezalandırmamın nasıl olduğunu gör!

{Âyette, Mekke kâfirlerinden önce gelen, Âd, Semûd ve Lut kavimleri gibi birtakım milletlerin inkârlarına, peygamberlerini yakalayıp öldürme çabalarına, buna karşılık da Cenab-ı Hakk'ın inkârcıları helâk edişinin, görünür örneklerine işâret edilmektedir. Çünkü inkârcıların harap yurtları ve feci âkıbetleri bunu göstermektedir.}

6- İnkâr edenlerin cehennem ehli olduklarına dair Rabbinin sözü böylece gerçekleşti.

7- Arş'ı yüklenen ve bir de onun çevresinde bulunanlar (melekler), Rablerini hamd ile tesbih ederler, O'na iman ederler. Müminlerin de bağışlanmasını isterler: Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tevbe eden ve senin yoluna gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru! (derler).

{Arşı taşıyanlar, "Hamele-i arş" denilen meleklerdir. Rivayete göre sayıları dörttür. Ancak, Hakka sûresinde (69/17) kıyamette bunların sayısının sekiz olacağı bildirilmiştir. Arşın korunma ve tedbirine memur oldukları için, bu isim kendilerine mecâzen verilmiştir. Arşın çevresindeki melekler, arşı tavaf eden meleklerdir.}

Sayfa 467[değiştir]

8- Rabbimiz! Onları da, onların atalarından, zevcelerinden, nesillerinden iyi olanları da kendilerine vâdettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz azîz ve hakîm olan sensin!

9- Bir de onları, her türlü kötülüklerden koru. O gün sen kimi kötülüklerden korursan muhakkak ki onu rahmetine mazhar etmiş olursun. Bu en büyük kurtuluştur.

Bölüm 2[değiştir]

10- İnkâr edenlere şöyle seslenilir: Allah'ın gazabı, sizin kendinize olan kızgınlıktan elbette daha ağırdır. Zira siz imana davet ediliyor, fakat inkâr ediyordunuz.

11- Onlar: Rabbimiz, bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. Biz de günahlarımızı itiraf ettik. Bir daha (bu ateşten) çıkmaya yol var mıdır? derler.

{Birinci ölüm, dünya hayatının sonunda, ikinci ölüm ise kabirde ilk sorgulama yapıldıktan sonra vuku bulacaktır. Buna göre birinci dirilme kabirde sorgulama için, ikinci dirilme ise kıyametten sonraki ebedî hayat içindir. İnkârcıların ateşten çıkmak için sordukları yol ise, er veya geç cehennemden çıkış, Allah'a itaat ediş veya tekrar dünyaya dönüş çarelerini aramaları şeklinde yorumlanmıştır.}

12- (Onlara denir ki:) İşte bunun sebebi şudur: Tek Allah'a ibadete çağrıldığı zaman inkâr edersiniz. O'na ortak koşulunca (bunu) tasdik edersiniz. Artık hüküm, yücelerin yücesi Allah'ındır.

13- Size âyetlerini gösteren, sizin için gökten rızık indiren O'dur. Allah'a yönelenden başkası ibret almaz.

{Gösterilen "âyetler" ilâhî kudrete delâlet eden hârika eserler ve kemal yollarını gösteren şeylerle; indirilen "rızık" da, rızkın sebebi olan yağmur, güneş ve hava ile izah edilmiştir.}

14- Haydi, kâfirlerin hoşuna gitmese de Allah'a, Allah için dindar ve ihlâslı olarak dua edin!

15- Dereceleri yükselten, Arş'ın sahibi Allah, kavuşma günüyle korkutmak için kullarından dilediğine iradesiyle ilgili vahyi indirir.

{"Dereceleri yükselten" tabiri, gökleri birbiri üstüne kurup yükselten, dünyada kullarına yüce mertebeler veren, cennetteki yerlerini yücelten, meleklerin Arş'a veya göklere yükselmelerini temin eden, müminlerin sevap derecelerini yükselten şeklinde açıklanmıştır. Âyette geçen "ruh"tan maksat Allah'ın, kullarından dilediğine ihsan ettiği ilâhî vahiydir. "Kavuşma günü" kıyamet günüdür. Çünkü o günde göklerde ve yerdekiler, öncekiler ve sonrakiler, âbidle mâbud, zalimle mazlum, hep orada buluşacaklardır.}

16- O gün onlar (kabirlerinden) meydana çıkarlar. Onların hiçbir şeyi Allah'a gizli kalmaz. Bugün hükümranlık kimindir? Kahhâr olan tek Allah'ındır.

{Soran da cevabını veren de Allah'tır.}

Sayfa 468[değiştir]

17- Bugün herkese kazandığının karşılığı verilir. Bugün haksızlık yoktur. Şüphesiz Allah, hesabı çarçabuk görendir.

18- Yaklaşan gün hususunda onları uyar! Çünkü o onda dehşet içinde yutkunurken yürekleri ağızlarına gelmiştir. Zalimlerin ne dostu ne de sözü dinlenir şefaatçısı vardır.

19- Allah, gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediğini bilir.

20- Allah, adaletle hükmeder. O'nu bırakıp taptıkları ise, hiçbir şeye hükmedemezler. Şüphesiz Allah, hakkıyla işiten ve görendir.

Bölüm 3[değiştir]

21- Onlar, yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, kendilerinden öncekilerin âkıbetinin nasıl olduğunu görsünler! Onlar, kuvvet ve yeryüzündeki eserleri yönünden bunlardan daha da üstündüler. Böyleyken Allah onları günahları yüzünden yakaladı. Onları Allah'ın gazabından koruyan da olmadı.

22- Bunun sebebi, peygamberleri kendilerine apaçık mucizeler getirdikleri halde, inkâr etmeleri idi. Allah da kendilerini tutup yakalayıverdi. Doğrusu O, kuvvetlidir; azabı da pek çetindir.

23-24- Andolsun ki biz Musa'yı mucizelerimiz ve apaçık hüccetle, Firavun, Hâmân ve Karun'a gönderdik. Onlar: Bu, çok yalancı bir sihirbazdır! dediler.

25- İşte o (Musa), tarafımızdan kendilerine hakkı getirince: Onunla beraber iman edenlerin oğullarını öldürün, kadınları sağ bırakın! dediler. Ama kâfirlerin tuzağı elbette boşa çıkar.

{Bu üç kişiden Firavun ve Hâmân, Kıptîlerin ileri gelenlerinden Karun da İsrailoğullarındandır. Daha sonraki âyetlerden de anlaşılacağı gibi Onunla beraber iman edenlerin oğullarını öldürün, kadınlarını sağ bırakın diyen Firavun'dur. Ona bu fikri verenin de Hâmân olduğu rivayet edilmektedir.}

Sayfa 469[değiştir]

26- Firavun: Bırakın beni, dedi. Musa'yı öldüreyim; (Kurtarabilirse) Rabbine yalvarsın! Çünkü ben onun, dininizi değiştireceğinden, yahut yeryüzünde fesat çıkaracağından korkuyorum.

{Firavun'un, bırakın beni, Musa'yı öldüreyim diye konuşması, onun öldürmekten alıkonduğunu göstermektedir. Çünkü Firavun'a Musa için bu senin korkacağın bir kimse değildir. Eğer onu öldürürsen, halkın kalbine bir şüphe sokmuş olursun. Herkes senin açık delille tartışmaktan âciz olduğuna hükmeder demişlerdi. Bununla beraber Firavun'un zikredilen ifadesi, kendisinin Musa (a.s.)'dan ne derece korktuğunu da göstermektedir.}

27- Musa da: Ben, hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabbim, sizin de Rabbinize sığındım, dedi.

Bölüm 4[değiştir]

28- Firavun ailesinden olup, imanını gizleyen bir mümin adam şöyle dedi: Siz bir adamı "Rabbim Allah'tır" diyor diye öldürecek misiniz? Halbuki o, size Rabbinizden apaçık mucizeler getirmiştir. Eğer o yalancı ise yalanı kendisinedir. Eğer doğru söylüyorsa sizi tehdit ettiğinin (azâbın), bir kısmı olsun gelip size çatar. Şüphesiz Allah, haddi aşan, yalancı kimseyi doğru yola eriştirmez.

{Firavun'un ailesinden imanını gizleyen bu kişinin, Firavun'un amcazâdesi olduğu söylenmiş, ismi hakkında da ihtilâf edilmiştir.}

29- Ey kavmim! Bugün, yeryüzüne hakim kimseler olarak hükümranlık sizindir. Ama Allah'ın azabı bize gelip çatarsa, kim bize yardım eder? Firavun: Ben size kendi görüşümü söylüyorum ve yine size ancak doğru yolu gösteriyorum dedi.

30-31- İman etmiş olan dedi ki: "Ey kavmim! Doğrusu ben sizin için, Nuh kavminin, Âd, Semûd ve onlardan sonra gelenlerin durumu gibi, (peygamberleri yalanlayan) toplulukların başlarına gelen bir âkıbetten korkuyorum. Allah, kullarına bir zulüm dileyecek değildir."

32-33- "Ey kavmim! Gerçekten sizin için o bağrışıp çağrışma gününden, arkanıza dönüp kaçacağınız günden korkuyorum. Sizi Allah'tan (O'nun azabından) kurtaracak kimse yoktur. Allah kimi saptırırsa, artık onu doğru yola iletecek de yoktur."

Sayfa 470[değiştir]

34- Andolsun ki, (Musa'dan) önce Yusuf da size açık deliller getirmişti ve onun size getirdiği şeyler hakkında şüphe edip durmuştunuz. Nihayet o vefat edince "Allah ondan sonra peygamber göndermez" dediniz. İşte Allah o aşırı giden şüphecileri böyle saptırır.

{Bazı müfessirler "Buradaki Yusuf'tan maksat, Hz. Yusuf'un torunu Yusuf b. Efrâîm'dir" demişlerse de Yusuf b. Ya'kup'dur diyen rivayet daha kuvvetli görülmektedir.}

35- Kendilerine gelmiş hiçbir delil olmadığı halde Allah'ın âyetleri hakkında mücadele edenler gerek Allah yanında, gerekse iman edenler yanında büyük bir nefretle karşılanır. Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini işte böyle mühürler.

36-37- Firavun: Ey Hâmân, bana yüksek bir kule yap; belki yollara, göklerin yollarına erişirim de Musa'nın ilâhı'nı görürüm! Doğrusu ben onu, yalancı sanıyorum, dedi. Böylece Firavun'a, yaptığı kötü iş süslü gösterildi ve yoldan saptırıldı. Firavun'un tuzağı tamamen boşa çıktı.

Bölüm 5[değiştir]

38- O iman eden kimse: Ey kavmim! dedi, siz bana uyun, sizi doğru yola götüreceğim.

39- Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya hayatı, geçici bir eğlencedir. Ama ahiret, gerçekten kalınacak yurttur.

40- Kim bir kötülük işlerse, onun kadar ceza görür. Kim de kadın veya erkek, mümin olarak faydalı bir iş yaparsa işte onlar, cennete girecekler, orada onlara hesapsız rızık verilecektir.

Sayfa 471[değiştir]

41- Ey kavmim! Nedir bu hal? Ben sizi kurtuluşa çağırıyorum, siz beni ateşe çağırıyorsunuz.

42- Siz beni, Allah'ı inkâr etmeye ve hiç tanımadığım nesneleri O'na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi, azîz ve çok bağışlayan Allah'a davet ediyorum.

43- Gerçek şu ki, sizin beni davet ettiğiniz şeyin dünyada da ahirette de davete değer bir tarafı yoktur. Dönüşümüz Allah'adır, aşırı gidenler de ateş ehlinin kendileridir.

44- Size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah'a havale ediyorum. Şüphesiz Allah, kullarını çok iyi görendir.

45- Nihayet Allah, onların kurdukları tuzakların kötülüklerinden bu zatı korudu, Firavun'un kavmini ise kötü azap kuşatıverdi.

46- Onlar sabah akşam o ateşe sokulurlar. Kıyametin kopacağı gün de: Firavun ailesini azabın en çetinine sokun (denilecek)!

{Kabir azabının gerçek olduğuna bu âyetle de istidlâl edilmiştir.}

47- (Kâfirler) ateşin içinde birbirleriyle çekişirlerken zayıf olanlar, o büyüklük taslayanlara: Biz size uymuştuk. Şimdi ateşin birazını bizden savabilir misiniz? derler.

48- O büyüklük taslayanlar ise: Doğrusu hepimiz bunun içindeyiz. Şüphe yok ki Allah kulları arasında vereceği hükmü verdi, derler.

{Allah'ın vereceği hüküm, müminleri cennete, kâfirleri de cehenneme sokmasıyla ilgili hükümdür.}

49- Ateşte bulunanlar cehennem bekçilerine: Rabbinize dua edin, bizden, bir gün olsun azabı hafifletsin! diyecekler.

Sayfa 472[değiştir]

50- (Bekçiler:) Size peygamberleriniz açık açık deliller getirmediler mi? derler. Onlar da: Getirdiler, cevabını verirler. (Bekçiler ise): O halde kendiniz yalvarın, derler. Halbuki kâfirlerin yalvarması boşunadır.

{Bekçiler, "Kendiniz yalvarın derken" kâfirlere şefâat etmeyeceklerini ifade etmektedirler.}

Bölüm 6[değiştir]

51- Şüphesiz peygamberlerimize ve iman edenlere, hem dünya hayatında, hem şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz.

{Şahitler, meleklerdir. Çünkü melekler, peygamberlerin ahkâmı tebliğ ettiklerine, kâfirlerin ise bunları yalanladıklarına şahitlik edeceklerdir. Ayrıca insanlara şehadet edecek olan melekler, peygamberler ve müminler, şahitlerden sayılmışlardır.}

52- O gün zalimlere, özür dilemeleri hiçbir fayda sağlamaz. Artık lânet de onlarındır, kötü yurt da onlarındır!

53-54- Andolsun ki biz Musa'ya hidayeti verdik ve İsrailoğullarına, akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberi olan Kitab'ı miras bıraktık.

55- (Resûlüm!) Şimdi sen sabret. Çünkü Allah'ın vâdi gerçektir. Günahının bağışlanmasını iste. Akşam-sabah Rabbini hamd ile tesbîh et.

{Allah'ın vâdi dostlarını muzaffer kılması biçiminde yorumlanmıştır. Firavun'un karşısında Musa'nın durumu bunun delilidir. (Hz. Peygamber'in sabah-akşam hamd ve tesbihi, aynı zamanda ümmete bırakılan bir sünnettir.)

Rivayet edildiğine göre bir takım yahudiler Resûlullah (s.a.)'a gelerek "Ahir zamanda Deccal bizim içimizden gelecek ve olacaklar işte o zaman olacak!" dediler. Bunun üzerine bu âyet nâzil oldu.}

56- Kendilerine gelmiş kesin bir delil olmaksızın, Allah'ın âyetleri hakkında münakaşa edenler var ya, hiç şüphe yok ki, onların kalplerinde, asla yetişemeyecekleri bir büyüklük hevesinden başka bir şey yoktur. Sen Allah'a sığın. Kuşkusuz O, işiten ve görendir.

57- Elbette göklerin ve yerin yaratılması, insanların yaratılmasından daha büyük bir şeydir. Fakat insanların çoğu bilmezler.

58- Körle gören, inanıp iyi amellerde bulunanla kötülük yapan bir olmaz. Ne kadar az düşünüyorsunuz!

Sayfa 473[değiştir]

59- Kıyamet günü mutlaka gelecektir, bunda hiç şüphe yoktur. Fakat insanların çoğu buna inanmazlar.

{Dünya insanlar için bir imtihan yeri olduğuna, insanlar da birtakım görevlerle yükümlü tutulduğuna göre bunun muhakeme ve muhasebesi için ikinci bir hayat zorunlu görünmektedir. Üstelik şu evrenin bir başlangıcı olduğu gibi elbette bir de sonu vardır. Ölüm gerçeği karşısında dünyanın, insanlara ait asıl karargâh olmadığı da gözler önündedir. Yaratılış ve ölüm her an tekrarlanarak gerçekleştiği gibi kıyamet ve ahiret de mutlaka gerçekleşecektir. Kıyamet bu hayatın sona ermesi, ahiret de ikinci hayatın ismidir.}

60- Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim. Çünkü bana ibadeti bırakıp büyüklük taslayanlar aşağılanarak cehenneme gireceklerdir.

Bölüm 7[değiştir]

61- İçinde dinlenesiniz diye geceyi, görmeniz için de gündüzü yaratan Allah'tır. Şüphesiz Allah, insanlara karşı lütufkârdır. Fakat insanların çoğu şükretmezler.

62- İşte O, her şeyin yaratıcısı olan Rabbiniz Allah'dır. O'ndan başka ilâh yoktur. O halde nasıl olup da döndürülüyorsunuz!

63- Allah'ın âyetlerini inatla inkâr edenler işte (haktan) böyle döndürülür.

64- Yeri sizin için yerleşim alanı, göğü de bir bina kılan, size şekil verip de şeklinizi güzel yapan ve sizi temiz besinlerle rızıklandıran Allah'tır. İşte Allah, sizin Rabbinizdir. Âlemlerin Rabbi Allah, yücelerden yücedir.

65- O daima diridir; O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O halde dinde ihlâslı ve samimi kişiler olarak O'na dua edin. Her türlü övgü âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.

66- (Resûlüm)! De ki: Bana Rabbimden apaçık deliller gelince, sizin Allah'ı bırakıp o taptıklarınıza kulluk etmem bana yasaklandı ve bana âlemlerin Rabbine teslim olmam emredildi.

Sayfa 474[değiştir]

67- Sizi topraktan, sonra meniden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan) yaratan sonra bebek olarak çıkaran, sonra sizi güçlü kuvvetli bir çağa erişmeniz, sonra da ihtiyarlamanız -ki içinizden daha önce vefat edenler de vardır- ve belli bir vakte ulaşmanız için sizi yaşatan O'dur. Umulur ki düşünürsünüz.

{Âyette, ilk insan Âdem (a.s.)'in topraktan yaratıldığına işaret edildikten sonra, insanın ana rahminden ihtiyarlığına kadar çeşitli safhaları tasvir ediliyor.}

68- O, hem dirilten hem de öldürendir. O, herhangi bir işin olmasını dilediği zaman yalnız "Ol!" der, o da oluverir.

Bölüm 8[değiştir]

69- Allah'ın âyetleri hakkında tartışanlara bakmadın mı? Nasıl döndürülüyorlar (onu tasdike yanaşmıyorlar)!

70- Onlar, Kitab'ı ve peygamberlerimize gönderdiklerimizi yalanlayanlardır. Onlar yakında (gerçeği) anlayacaklar!

71-72- Boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu halde, sıcak suya sürüklenecekler, sonra da ateşte yakılacaklardır.

73-74- Sonra onlara: Allah'ı bırakıp da koştuğunuz ortaklar nerededir? denilecek. Onlar da: Bizden uzaklaştılar, zaten biz önceleri hiçbir şeye tapmıyorduk, diyecekler. İşte Allah kâfirleri böyle şaşırtır.

{Müşriklere sorulduğunda, taptıkları putlarını inkâr ettikleri anlaşılmaktadır. Ancak Cenab-ı Hak taptıklarını karşılarına dikince şaşırıp kalacaklardır.}

75- Bu, sizin yeryüzünde haksız olarak şımarmanızdan ve aşırı derecede sevinip böbürlenmenizden ötürüdür.

76- İçinde ebedî kalmak üzere cehennemin kapılarından girin! Kibirlenenlerin dönüp gidecekleri yer ne çirkindir!

77- Onun için (Resûlüm), sen sabret! Şüphesiz Allah'ın vâdi gerçektir. Onlara söz verdiğimiz azabın bir kısmını ya sana gösteririz, yahut seni daha önce vefat ettiririz. Nasıl olsa onlar bize döneceklerdir.

Sayfa 475[değiştir]

78- Andolsun, senden önce de peygamberler gönderdik. Onlardan sana kıssalarını anlattığımız kimseler de var, durumlarını sana bildirmediğimiz kimseler de var. Hiçbir peygamber Allah'ın izni olmaksızın herhangi bir âyeti kendiliğinden getiremez. Allah'ın emri gelince de hak uygulanır ve o zaman bâtılı seçenler hüsrana uğrayacaklardır.

{Gönderilen peygamberlerin sayısını Allah'tan başkasının bilemeyeceği muhakkak olmakla beraber, tefsirlerde, yüce Allah'ın 124.000 peygamber gönderdiği rivayet edilmektedir.

Kur'an-ı Kerim'de bunlardan sadece 25 tanesinin isimleri zikredilmekte, hayatları ve Allah'ın emirlerini tebliğ hususunda verdikleri mücadelelerden bahsedilmektedir.

Âyet-i kerimede ayrıca, peygamberlerin kendiliklerinden ortaya çıkmadıkları, getirdikleri mucizeleri de Allah'ın emri ve izni ile getirdikleri ifade edilmektedir.}

Bölüm 9[değiştir]

79- Allah, kimine binesiniz, kimini yiyesiniz diye sizin için hayvanları yaratandır.

80- Onlarda sizin için daha nice faydalar vardır. Gönüllerinizdeki bir arzuya, onlara binerek ulaşırsınız. Onların ve gemilerin üstünde taşınırsınız.

81- Allah size âyetlerini gösteriyor. Şimdi, Allah'ın âyetlerinden hangisini inkâr edersiniz?

82- Onlar yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuştur, görsünler! Öncekiler bunlardan daha çoktu, kuvvetçe ve yeryüzündeki eserleri bakımından da daha sağlam idiler. Fakat kazandıkları şeyler onlara asla fayda vermemiştir.

83- Peygamberleri onlara apaçık bilgiler getirince, onlar kendilerinde bulunan (beşerî) bilgiye güvendiler (onu alaya aldılar). Alaya aldıkları şey kendilerini boğuverdi.

84- Artık o çetin azabımızı gördükleri zaman: Allah'a inandık ve O'na ortak koştuğumuz şeyleri inkâr ettik, derler.

85- Fakat azabımızı gördükleri zaman imanları kendilerine bir fayda vermeyecektir. Allah'ın kulları hakkında süregelen âdeti budur. İşte o zaman kâfirler hüsrana uğrayacaklardır.

Önceki Sure: ZümerKur'anFussilet: Sonraki Sure

test