Yusuf 109: Revizyonlar arasındaki fark
Değişiklik özeti yok |
Değişiklik özeti yok |
||
1. satır: | 1. satır: | ||
[[Kategori:Yusuf Suresi]] | [[Kategori:Yusuf Suresi]] | ||
[[Kategori:Efela Ta'kilun Ayetleri]] | [[Kategori:Efela Ta'kilun Ayetleri]] | ||
[[Kategori:29. Mektup'ta Geçen Ayetler]] | |||
[[Kategori:Mektubat'ta Geçen Ayetler]] | |||
[[Kategori:Risale-i Nur'da Geçen Ayetler]] | |||
''Önceki Ayet: [[Yusuf 108]] ← [[Kuran:Yusuf|Yusuf Suresi]] → [[Yusuf 110]]: Sonraki Ayet'' | ''Önceki Ayet: [[Yusuf 108]] ← [[Kuran:Yusuf|Yusuf Suresi]] → [[Yusuf 110]]: Sonraki Ayet'' | ||
16. satır: | 19. satır: | ||
==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği== | ==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği== | ||
Hem Kur’an-ı Hakîm lisanıyla | |||
[[Bakara 44|{{Arabi|اَفَلَا تَعْقِلُونَ}}]] | |||
[[Nisa 82|{{Arabi|اَفَلَا يَتَدَبَّرُونَ}}]] | |||
[[En'am 50|{{Arabi|اَفَلَا يَتَفَكَّرُونَ}}]] | |||
gibi kudsî havaleler ile aklı istişhad ediyor ve ikaz ediyor ve akla havale ediyor, tahkike sevk ediyor. Onun ile ehl-i ilim ve ashab-ı akla din namına makam veriyor, ehemmiyet veriyor. Katolik mezhebi gibi aklı azletmiyor, ehl-i tefekkürü susturmuyor, körü körüne taklit istemiyor. | |||
([[Risale:29._Mektup#.C4.B0kinci_.C4.B0.C5.9Faret|29. Mektup]]) | |||
==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler== | ==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler== | ||
==İlgili Maddeler== | ==İlgili Maddeler== |
17.05, 10 Ağustos 2024 tarihindeki hâli
Önceki Ayet: Yusuf 108 ← Yusuf Suresi → Yusuf 110: Sonraki Ayet
Meali: 109- Senden önce de, şehirler halkından kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını peygamber göndermedik. (Kâfirler)yeryüzünde hiç gezmediler mi ki, kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğunu görsünler! Sakınanlar için ahiret yurdu elbette daha iyidir. Hâla aklınızı kullanmıyor musunuz?
{Bu âyet, "Allah, peygamber olarak melekleri gönderseydi ya!" diyen kâfirlere cevap olarak inmiştir.}
Kur'an'daki Yeri: 13. Cüz, 247. Sayfa
Tilavet Notları:
Diğer Notlar:
Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]
Hem Kur’an-ı Hakîm lisanıyla
gibi kudsî havaleler ile aklı istişhad ediyor ve ikaz ediyor ve akla havale ediyor, tahkike sevk ediyor. Onun ile ehl-i ilim ve ashab-ı akla din namına makam veriyor, ehemmiyet veriyor. Katolik mezhebi gibi aklı azletmiyor, ehl-i tefekkürü susturmuyor, körü körüne taklit istemiyor.