Bakara 266: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
 
(Aynı kullanıcının aradaki diğer 4 değişikliği gösterilmiyor)
1. satır: 1. satır:
[[Kategori:Bakara Suresi]]
[[Kategori:Bakara Suresi]]
[[Kategori:Kur'an'da Geçen Temsiller]]
[[Kategori:Kur'an'da Geçen Temsiller]]
[[Kategori:29. Lema'da Geçen Ayetler]]
[[Kategori:Lemalar'da Geçen Ayetler]]
[[Kategori:İşarat-ül İ'caz'da Geçen Ayetler]]
[[Kategori:İşarat-ül İ'caz'da Geçen Ayetler]]
[[Kategori:Risale-i Nur'da Geçen Ayetler]]
[[Kategori:Risale-i Nur'da Geçen Ayetler]]
[[Kategori:Leallekum Yetefekkerun ve Leallekum Tetefekkerun Ayetleri]]
[[Kategori:Leallehum Yetefekkerun ve Leallekum Tetefekkerun Ayetleri]]
[[Kategori:Bakara Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri]]
[[Kategori:Tefekkür Etmeye (Üzerinde Düşünmeye) Dair Ayetler]]
[[Kategori:Allah Kelimesi Geçen Ayetler]]
''Önceki Ayet: [[Bakara 265]] ← [[Kuran:Bakara|Bakara Suresi]] → [[Bakara 267]]: Sonraki Ayet''
''Önceki Ayet: [[Bakara 265]] ← [[Kuran:Bakara|Bakara Suresi]] → [[Bakara 267]]: Sonraki Ayet''


20. satır: 25. satır:
==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği==
==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği==


Yirmi Dokuzuncu Lem’a
[[Risale:28. Lem'a (Ayet-Hadis Mealleri)#2|{{Arabi|بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ}}]]
İFADE-İ MERAM
On üç seneden beri kalbim, aklım ile imtizaç edip Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın
[[Bakara 219|{{Arabi|لَعَلَّكُمْ تَتَفَكَّرُونَ}}]]
[[Nahl 44|{{Arabi|لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ}}]]
[[Rum 8|{{Arabi|اَوَلَمْ يَتَفَكَّرُوا فٖٓى اَنْفُسِهِمْ مَا خَلَقَ اللّٰهُ السَّمٰوَاتِ وَ الْاَرْضَ}}]]
[[Rum 21|{{Arabi|لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ}}]]
gibi âyetler ile emrettiği tefekkür mesleğine teşvik ettiği ve
[[Risale:28. Lem'a (Ayet-Hadis Mealleri)#6|{{Arabi|تَفَكُّرُ سَاعَةٍ خَيْرٌ مِنْ عِبَادَةِ سَنَةٍ}}]]
hadîs-i şerifi bazen bir saat tefekkür bir sene ibadet hükmünde olduğunu beyan edip, tefekküre azîm teşvikat yaptığı cihetle, ben de bu on üç seneden beri meslek-i tefekkürde akıl ve kalbime tezahür eden büyük nurları ve uzun hakikatleri kendime muhafaza etmek için işarat nevinden bazı kelimatı o envara delâlet etmek için değil belki vücudlarına işaret ve tefekkürü teshil ve intizamı muhafaza için vaz’ettim. Gayet muhtelif Arabî ibarelerle kendi kendime o tefekkürde gittiğim zaman, o kelimatı lisanen zikrediyordum.
Bu uzun zamanda ve binler defa tekrarında ne bana usanç geliyordu ve ne de verdiği zevk noksanlaşıyordu ve ne de onlara ihtiyac-ı ruhî zâil oluyordu. Çünkü bütün o tefekkürat, âyât-ı Kur’aniyenin lemaatı olduğundan; âyâtın bir hâssası olan usandırmamak ve halâvetini muhafaza etmek hâssasının bir cilvesi, o tefekkür âyinesinde temessül etmiştir.
Bu âhirde gördüm ki Risale-i Nur’un eczalarındaki kuvvetli ukde-i hayatiye ve parlak nurlar, o silsile-i tefekküratın lem’alarıdır. Bana ettikleri tesiri başka zatlara da edeceği düşüncesiyle âhir ömrümde, mecmuunu kaleme almak niyet etmiştim. Gerçi çok mühim parçaları risalelerde dercedilmiştir fakat heyet-i mecmuasında başka bir kuvvet ve kıymet bulunacaktır.
Âhir-i ömür muayyen olmadığı için bu hapisteki mahkûmiyetim ve vaziyetim ölümden daha beter bir şekil aldığından, âhir-i hayatı beklemeyerek, kardeşlerimin ısrar ve ilhahları ile tağyir etmeyerek o silsile-i tefekkürat yedi bab üstünde yazıldı.
(Bu Lem’a’nın diğer altı babı, Hatt-ı Kur’an Lem’alar mecmuasında neşredilmiştir.)
([[Risale:29._Lem%27a#Yirmi_Dokuzuncu_Lem.E2.80.99a|29. Lem'a]])
----
Sadaka ve Zekat verirken, Riya Karıştırılan Salih Amellerin "İhbatı" Boşa Çıkarılması Hakkında Olan Temsil Misali
Sadaka ve Zekat verirken, Riya Karıştırılan Salih Amellerin "İhbatı" Boşa Çıkarılması Hakkında Olan Temsil Misali



17.33, 19 Ağustos 2024 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

Önceki Ayet: Bakara 265Bakara SuresiBakara 267: Sonraki Ayet

Meali: 266- Sizden biriniz arzu eder mi ki, hurma ve üzüm ağaçlarıyla dolu, arasından sular akan ve kendisi için orada her çeşit meyveden (bir miktar) bulunan bir bahçesi olsun da, bakıma muhtaç çoluk çocuğu varken kendisine ihtiyarlık gelip çatsın, bahçeye de içinde ateş bulunan bir kasırga isabet ederek yakıp kül etsin! (Elbette bunu kimse arzu etmez.) İşte düşünüp anlayasınız diye Allah size âyetleri açıklar.

{Bu âyette verilen örnek son derece ilginçtir. Zira insanın dünya hayatında daima karşılaşması beklenen durumları dile getirmektedir. Kişinin dünyada elde ettiği mevki, makam, zenginlik gibi değerlerin aslında hiçbir garantisi yoktur. Nice saltanatlar, devletler yıkılmakta, zenginler fakir düşmekte, iç savaşlar ve ihtilâller sebebiyle beklenmedik olaylar cereyan etmektedir. Halbuki bu olaylar meydana gelmeden önce insanlar neler temenni ediyorlar, ne düşler kuruyorlardı. İşte her şeye rağmen insanı teselli edecek tek çare Allah'a iman ve ona dayanmaktır.}

Kur'an'daki Yeri: 3. Cüz, 44. Sayfa

Tilavet Notları:

Diğer Notlar:

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Yirmi Dokuzuncu Lem’a

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ

İFADE-İ MERAM

On üç seneden beri kalbim, aklım ile imtizaç edip Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın

لَعَلَّكُمْ تَتَفَكَّرُونَ

لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ

اَوَلَمْ يَتَفَكَّرُوا فٖٓى اَنْفُسِهِمْ مَا خَلَقَ اللّٰهُ السَّمٰوَاتِ وَ الْاَرْضَ

لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

gibi âyetler ile emrettiği tefekkür mesleğine teşvik ettiği ve

تَفَكُّرُ سَاعَةٍ خَيْرٌ مِنْ عِبَادَةِ سَنَةٍ

hadîs-i şerifi bazen bir saat tefekkür bir sene ibadet hükmünde olduğunu beyan edip, tefekküre azîm teşvikat yaptığı cihetle, ben de bu on üç seneden beri meslek-i tefekkürde akıl ve kalbime tezahür eden büyük nurları ve uzun hakikatleri kendime muhafaza etmek için işarat nevinden bazı kelimatı o envara delâlet etmek için değil belki vücudlarına işaret ve tefekkürü teshil ve intizamı muhafaza için vaz’ettim. Gayet muhtelif Arabî ibarelerle kendi kendime o tefekkürde gittiğim zaman, o kelimatı lisanen zikrediyordum.

Bu uzun zamanda ve binler defa tekrarında ne bana usanç geliyordu ve ne de verdiği zevk noksanlaşıyordu ve ne de onlara ihtiyac-ı ruhî zâil oluyordu. Çünkü bütün o tefekkürat, âyât-ı Kur’aniyenin lemaatı olduğundan; âyâtın bir hâssası olan usandırmamak ve halâvetini muhafaza etmek hâssasının bir cilvesi, o tefekkür âyinesinde temessül etmiştir.

Bu âhirde gördüm ki Risale-i Nur’un eczalarındaki kuvvetli ukde-i hayatiye ve parlak nurlar, o silsile-i tefekküratın lem’alarıdır. Bana ettikleri tesiri başka zatlara da edeceği düşüncesiyle âhir ömrümde, mecmuunu kaleme almak niyet etmiştim. Gerçi çok mühim parçaları risalelerde dercedilmiştir fakat heyet-i mecmuasında başka bir kuvvet ve kıymet bulunacaktır.

Âhir-i ömür muayyen olmadığı için bu hapisteki mahkûmiyetim ve vaziyetim ölümden daha beter bir şekil aldığından, âhir-i hayatı beklemeyerek, kardeşlerimin ısrar ve ilhahları ile tağyir etmeyerek o silsile-i tefekkürat yedi bab üstünde yazıldı.

(Bu Lem’a’nın diğer altı babı, Hatt-ı Kur’an Lem’alar mecmuasında neşredilmiştir.)

(29. Lem'a)


Sadaka ve Zekat verirken, Riya Karıştırılan Salih Amellerin "İhbatı" Boşa Çıkarılması Hakkında Olan Temsil Misali

20-

اَيَوَدُّ اَحَدُكُمْ اَنْ تَكُونَ لَهُ جَنَّةٌ مِنْ نَخِيلٍ وَاَعْنَابٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا لْاَنْهَارُ لَهُ فِيهَا مِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِ وَاَصَابَهُ الْكِبَرُ وَلَهُ ذُرِّيَةٌ ضُعَفَٓاءُ فَاَصَابَهَا اِعْصَارٌ فِيهِ نَارٌ فَاحْتَرَقَتْ

Bakara, 2/266

21-

مَثَلُ الَّذِينَ كَفَرُوا بِرَبِّهِمْ اَعْمَالُهُمْ كَرَمَادٍ ۨاشْتَدَّتْ بِهِ الرِّيحُ فِي يَوْمٍ عَاصِفٍ لَا يَقْدِرُونَ مِمَّا كَسَبُوا عَلٰى شَيْءٍ ذٰلِكَ هُوَ الضَّلَالُ الْبَعِيدُ

İbrahim, 14/18

Kısacık Mealleri

20- [Biriniz istermi ki; bahçesindeki ağaçları arasından ırmakların aktığı bir hurma ve üzüm bahçesi olsun da, içinde kendisine ait her türlü meyveler bulunsun. Fakat sonra; bu hal üzere devam ederken, ihtiyarlık gelip başına çöksün... Aynı zamanda, zaif ve kuvvetsiz bazı zürriyeti, çoluk- çocuğu da vardır.. Birden o bağ ve bahçeye ateşli bir fırtına isabet etsin de, o bağ ve bahçe yanıp kül olsun]

21- Ve [Rabb-i Kerimlerine inanmayıp küfre girenlerin amelleri şu misale benzer ki; fırtınalı bir günde, rüzgarın şiddetli bir surette eserek şiddetle savurduğu ve her tarafı toz ve dumana boğduğu küllere müşabihtir ki; kesbedip elde ettikleri hiçbir şeyi ellerinde muhafaza edemez bir halde kalırlar. İşte, hak ve hakikatten uzak düşen dalaletin misali de budur.]

(İşaratül İ'caz (Badıllı))

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]