Vakıa 64: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
 
(Aynı kullanıcının aradaki bir diğer değişikliği gösterilmiyor)
1. satır: 1. satır:
[[Kategori:Vakıa Suresi]]
[[Kategori:Vakıa Suresi]]
[[Kategori:Şemme'de (Mesnevi N.) Geçen Ayetler]]
[[Kategori:Mesnevi-i Nuriye'de Geçen Ayetler]]
[[Kategori:Risale-i Nur'da Geçen Ayetler]]
[[Kategori:Hizb-ül Kur'an Ayetleri]]
[[Kategori:Hizb-ül Kur'an Ayetleri]]
[[Kategori:Vakıa Suresindeki Hizb-ül Kur'an Ayetleri]]
[[Kategori:Vakıa Suresindeki Hizb-ül Kur'an Ayetleri]]
[[Kategori:Münacat-ül Kur'an'da Geçen Ayetler]]
''Önceki Ayet: [[Vakıa 63]] ← [[Kuran:Vakıa|Vakıa Suresi]] → [[Vakıa 65]]: Sonraki Ayet''
''Önceki Ayet: [[Vakıa 63]] ← [[Kuran:Vakıa|Vakıa Suresi]] → [[Vakıa 65]]: Sonraki Ayet''


15. satır: 19. satır:


==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği==
==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği==
{{Arabi|اِعْلَمْ}} Ey kardeş bil ki!
[[Vakıa 64|{{Arabi|اَمْ نَحْنُ الزَّارِعُونَ}}]]
âyetinde azîm bir sır ve büyük bir mesel vardır. Evet nasıl ki sen, bazı tohumları boşa gitmekten ve zayi olmaktan muhafaza ediyor ve saklıyorsun. Sonra kendi tarlanda onu ekiyorsun.
Aynen öyle de: Cenab-ı Varis-i Bais ve Hafîz, ruy-i zemini, mevtinden sonra diriltip, bütün nebatatın semerat-ı a'mallerini, tohumlarında kalem-i kaderi ile yazar. O tohumlar kavim ve milletlerinin ana ve asıllarının muhafazakâr birer varisi olurlar. Sonra da o tohumları ruy-i zemin tarlasında hikmetli bir tevzi' ve bazı tohumları etrafa uçurarak, intizamlı bir taksim içinde neşrettirip zer' ediyor. Tâ ki, her bir nev' yalnız kendi aslının arkasında toplu bir halde ictima' etmesinler!..
Hem sonra onların yaprak ve çiçeklerini öyle bir tarzda neşrediyor ki, âdeta
[[Tekvir 10|{{Arabi|وَاِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْ}}]]
hakikatına bir nazîre teşkil ediyorlar.
Şimdi sen kendi takatın nisbetinde, bazı tohumları muhafazada gösterdiğin şiddetli ihtimamından doğru hareketle, Hafîz-i Mutlak'ın kemal-i hafîziyetine bak! Tâ ki, mistar-ı kader ile tayin edilen ve ana ve asıllarının birer fihristesini mutazammın olan hesabsız tohumlarının latif sandukçalarını gayr-ı ma'dud inkılablar içerisinde, hadsiz bozucu ve ifsad edici şeylerden muhafaza etmesi ve nihayet karışık iken, son derece ayırdedip temyiz etmesi içindeki kemal-i hafîziyetini göresin.
İşte şu hıfz ve muhafaza ise, seni ey insan, ipin boğazına sarılmış bir vaziyette serbest olarak istediğin şeyi irtikâb etmene, sonra da ölüp istirahata çekilmene müsaade edip bırakmayacaklardır.
Evet
[[Kıyame 36|{{Arabi|اَيَحْسَبُ اْلاِنْسَانُ اَنْ يُتْرَكَ سُدًي}}]]
yani âyâ bu insan zanneder mi ki başıboş kalacak, kellâ! Belki az çok, büyük küçük her şeyden, her amelinden muhasebe ve sorguya çekilecektir.
([[Risale:Şemme_(Mesnevi_Badıllı)#72._Parça|Şemme, Mesnevi-i N. (Badıllı)]])


==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==
==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==


==İlgili Maddeler==
==İlgili Maddeler==

08.15, 28 Temmuz 2024 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

Önceki Ayet: Vakıa 63Vakıa SuresiVakıa 65: Sonraki Ayet

Meali: 64- Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz?

Kur'an'daki Yeri: 27. Cüz, 535. Sayfa

Tilavet Notları:

Diğer Notlar:

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

اِعْلَمْ Ey kardeş bil ki!

اَمْ نَحْنُ الزَّارِعُونَ

âyetinde azîm bir sır ve büyük bir mesel vardır. Evet nasıl ki sen, bazı tohumları boşa gitmekten ve zayi olmaktan muhafaza ediyor ve saklıyorsun. Sonra kendi tarlanda onu ekiyorsun.

Aynen öyle de: Cenab-ı Varis-i Bais ve Hafîz, ruy-i zemini, mevtinden sonra diriltip, bütün nebatatın semerat-ı a'mallerini, tohumlarında kalem-i kaderi ile yazar. O tohumlar kavim ve milletlerinin ana ve asıllarının muhafazakâr birer varisi olurlar. Sonra da o tohumları ruy-i zemin tarlasında hikmetli bir tevzi' ve bazı tohumları etrafa uçurarak, intizamlı bir taksim içinde neşrettirip zer' ediyor. Tâ ki, her bir nev' yalnız kendi aslının arkasında toplu bir halde ictima' etmesinler!..

Hem sonra onların yaprak ve çiçeklerini öyle bir tarzda neşrediyor ki, âdeta

وَاِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْ

hakikatına bir nazîre teşkil ediyorlar.

Şimdi sen kendi takatın nisbetinde, bazı tohumları muhafazada gösterdiğin şiddetli ihtimamından doğru hareketle, Hafîz-i Mutlak'ın kemal-i hafîziyetine bak! Tâ ki, mistar-ı kader ile tayin edilen ve ana ve asıllarının birer fihristesini mutazammın olan hesabsız tohumlarının latif sandukçalarını gayr-ı ma'dud inkılablar içerisinde, hadsiz bozucu ve ifsad edici şeylerden muhafaza etmesi ve nihayet karışık iken, son derece ayırdedip temyiz etmesi içindeki kemal-i hafîziyetini göresin.

İşte şu hıfz ve muhafaza ise, seni ey insan, ipin boğazına sarılmış bir vaziyette serbest olarak istediğin şeyi irtikâb etmene, sonra da ölüp istirahata çekilmene müsaade edip bırakmayacaklardır.

Evet

اَيَحْسَبُ اْلاِنْسَانُ اَنْ يُتْرَكَ سُدًي

yani âyâ bu insan zanneder mi ki başıboş kalacak, kellâ! Belki az çok, büyük küçük her şeyden, her amelinden muhasebe ve sorguya çekilecektir.

(Şemme, Mesnevi-i N. (Badıllı))

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]