Zümer 29: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
 
(Aynı kullanıcının aradaki diğer 2 değişikliği gösterilmiyor)
1. satır: 1. satır:
[[Kategori:Zümer Suresi]]
[[Kategori:Zümer Suresi]]
[[Kategori:Kur'an'da Geçen Temsiller]]
[[Kategori:İşarat-ül İ'caz'da Geçen Ayetler]]
[[Kategori:Fihrist'te (Mektubat) Geçen Ayetler]]
[[Kategori:20. Mektup'ta Geçen Ayetler]]
[[Kategori:20. Mektup'ta Geçen Ayetler]]
[[Kategori:Mektubat'ta Geçen Ayetler]]
[[Kategori:Mektubat'ta Geçen Ayetler]]
26. satır: 29. satır:


([[Risale:20._Mektup#Yirminci_Mektup.E2.80.99un_Onuncu_Kelimesine_Zeyldir|20. Mektup]])
([[Risale:20._Mektup#Yirminci_Mektup.E2.80.99un_Onuncu_Kelimesine_Zeyldir|20. Mektup]])
----
İhticac ve İstidlal Makamında
4-
[[Bakara 17|{{Arabi|مَثَلُهُمْ كَمَثَلِ الَّذِى اسْتَوْقَدَ نَاراً}}]]
Bakara, 2/17
5-
[[Bakara 18|{{Arabi|اَوْكَصَيِّبٍ مِنَ السَّمَٓاءِ فٖيهِ ظُلُمَاتٌ}}]]
Bakara, 2/18
6-
[[Ankebut 41|{{Arabi|مَثَلُ الَّذِينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللَّهِ اَوْلِيَٓاءَ كَمَثَلِ الْعَنْكَبُوتِ اِتَّخَذَتْ بَيْتًا}}]]
Ankebut, 29/41
7-
[[Ra'd 17|{{Arabi|نْزَلَ مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءً فَسَالَتْ اَوْدِيَةٌ بِقَدَرِهَا فَاحْتَمَلَ السَّيْلُ زَبَدًا رَابِيًا وَمِمَّا يُوقِدُونَ عَلَيْهِ فِي النَّارِ ابْتِغَٓاءَ حِلْيَةٍ اَوْ مَتَعٍ زَبَدٌ مِثْلُهُ}}]]
Raad, 13/17
8-
[[Bakara 171|{{Arabi|وَمَثَلُ الَّذِينَ كَفَرُوا كَمَثَلِ الَّذِي يَنْعِقُ بِمَا لَا يَسْمَعُ اِلَّا دُعَٓاءً وَنِدَآءً}}]]
Bakara, 2/171
9-
[[Zümer 29|{{Arabi|ضَرَبَ اللَّهُ مَثَلًا رَجُلًا فِيهِ شُرَكَٓاءُ مُتَشَكِسُونَ وَرَجُلًا سَلَمًا لِرَجُلٍ هَلْ يَسْتَوِيَانِ مَثَلًا}}]]
Zümer, 39/29
Ve daha bunlara başka ayetleri kıyasla..
Kısacık birer meâlleri:
4- [Münafıkların hali; Karanlık içinde kalmış kimselerin, etraflarını görebilmek için ateş yakanların misali gibidir.
5- [... ya da gökten süratlice inen içi karanlıklı yağmur danelerine tutulanların misalidir...)
6- (Allahın gayrisini uluhiyet ve mabudiyet noktasından dost ittihaz edenlerin meseli, örümcek gibidir ki; o, kendine bir ev ittihaz etmiştir. Eğer onlar bilse idiler ki, Ankebûtun evi, evlerin en zaif ve ehvenidir..]
Lâkin asıl hakikî mealine geçiyoruz ki, Hz. Üstad Bediüzzaman 1949-1953 lerde 2. kez Emirdağında kalebend iken, bu ayetin bir kısmını, bakınız ne kadar, Kur'anın i'cazına uygun meallendirmiş:
'''"İmana gelmeyen Kureyş reisleri Peygambere (A.S.M.) su-i kasd edeceklerini ve o su-i kasdın içinde, en zaif ve en küçük bir hayvan olan örümcek o reislerin o şiddetli hücumlarına karşı mukabele edip galebe edecek. Yani: Örümceğin hanesi olan ağ, en zaif bir perde iken, o kuvvetli reisleri mağlub edeceğini göstermekle, ayet diyor ki: "En zaif bir hayvana mağlub olacaklarını faraza bilse idiler bu cinayete, bu su-i kasda teşebbüs etmiyeceklerdi." (Emirdağ Lâhikası-2 sh: 127)'''
7- [Cenab-ı Allah semadan suyu inzal eyleyerek akıttı.. O su ile dolabildiği kadar vadiler, dereler dolup taşdı. Akıp giden su seyllerinin yüzündeki köpükleride beraberinde götürdü. Akan seylin üstünde köpükler olduğu gibi; kap-kacak yapımında, ateşte erittiğiniz madenlerin bir çeşit köpüğü mesabesinde olan pas ve zengarı da ateş ile eriyip gidiyor.]
8- [İman etmeyip inkâr eden kafirler; kelamın, (hakkın) manasını anlayıp bilmeyen, ancak bir ıslıklı ses, ya da çığlık gibi bir nidadan anlayan hayvanlar gibidirler...]
9- [Cenab-ı Allah meselleri, temsilleri darbeyler ki, hakikatlerin özü anlaşılsın.. Ki mesela: Bir recül (köle) vardır ki, birkaç ortağın malıdır. O ortaklar bu kölenin üstünde çekişirler.. bir adamda (köle) vardır ki, bir tek efendisi, sahibi vardır; elbette ki bunun üstünde hiçbir münakaşa mevzu-u bahis değildir. İşte acaba bu ikisinin hali birbiriyle hiç müsavi olur mu?] (Onun gibi; bir tek Rabb-i vahide inanıp ibadet edenler ile, bir çok gayr-ı ma'bud rabblere ibadet edenin halı da ona benzer.)
([[Risale:Bakara_17-18:_Münafıklar_Hakkında_Ateş_Temsili_(İ.İ._Badıllı)#İhticac_ve_İstidlal_Makamında|İşaratül İ'caz (Badıllı)]])


==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==
==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==


==İlgili Maddeler==
==İlgili Maddeler==

20.45, 17 Temmuz 2024 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

Önceki Ayet: Zümer 28Zümer SuresiZümer 30: Sonraki Ayet

Meali: 29- Allah, çekişip duran birçok ortakların sahip olduğu bir adam (köle) ile yalnız bir kişiye bağlı olan bir adamı misal olarak verir. Bu ikisi eşit midir? Hamd Allah'a mahsustur. Fakat onların çoğu bilmezler.

Kur'an'daki Yeri: 23. Cüz, 460. Sayfa

Tilavet Notları:

Diğer Notlar:

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

ضَرَبَ اللّٰهُ مَثَلًا رَجُلًا فٖيهِ شُرَكَٓاءُ مُتَشَاكِسُونَ

Sual: Sen çok yerlerde demişsin ki: “Vahdette nihayet derecede kolaylık var, kesrette ve şirkte nihayet müşkülat oluyor. Vahdette vücub derecesinde bir suhulet var, şirkte imtina derecesinde bir suubet var.” diyorsun. Halbuki gösterdiğin müşkülat ve muhalat, vahdet tarafında da cereyan eder. Mesela, diyorsun: “Eğer zerreler memur olmazlarsa her bir zerrede, ya bir ilm-i muhit veya bir kudret-i mutlaka veya hadsiz manevî makineler, matbaalar bulunmak lâzım gelir. Bu ise yüz derece muhaldir.” Halbuki o zerreler memur-u İlahî de olsalar yine öyle bir mazhariyet lâzım gelir tâ hadsiz muntazam vazifelerini yapabilsinler. Bunun hallini isterim.

Elcevap: Çok Sözlerde izah ve ispat etmişiz ki: Bütün mevcudat bir tek Sâni’e verilse bir tek mevcud gibi kolay ve suhuletli olur. Eğer müteaddid esbaba ve tabiata isnad edilse bir tek sinek, semavat kadar; bir çiçek, bir bahar kadar; bir meyve, bir bahçe kadar müşkülatlı ve suubetli olur. Madem şu mesele başka Sözlerde izah ve ispat edilmiş, onlara havale edip şurada yalnız üç işaret ile o hakikate karşı nefsin itminanını temin edecek üç temsil beyan edeceğiz:

(20. Mektup)


İhticac ve İstidlal Makamında

4-

مَثَلُهُمْ كَمَثَلِ الَّذِى اسْتَوْقَدَ نَاراً

Bakara, 2/17

5-

اَوْكَصَيِّبٍ مِنَ السَّمَٓاءِ فٖيهِ ظُلُمَاتٌ

Bakara, 2/18

6-

مَثَلُ الَّذِينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللَّهِ اَوْلِيَٓاءَ كَمَثَلِ الْعَنْكَبُوتِ اِتَّخَذَتْ بَيْتًا

Ankebut, 29/41

7-

نْزَلَ مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءً فَسَالَتْ اَوْدِيَةٌ بِقَدَرِهَا فَاحْتَمَلَ السَّيْلُ زَبَدًا رَابِيًا وَمِمَّا يُوقِدُونَ عَلَيْهِ فِي النَّارِ ابْتِغَٓاءَ حِلْيَةٍ اَوْ مَتَعٍ زَبَدٌ مِثْلُهُ

Raad, 13/17

8-

وَمَثَلُ الَّذِينَ كَفَرُوا كَمَثَلِ الَّذِي يَنْعِقُ بِمَا لَا يَسْمَعُ اِلَّا دُعَٓاءً وَنِدَآءً

Bakara, 2/171

9-

ضَرَبَ اللَّهُ مَثَلًا رَجُلًا فِيهِ شُرَكَٓاءُ مُتَشَكِسُونَ وَرَجُلًا سَلَمًا لِرَجُلٍ هَلْ يَسْتَوِيَانِ مَثَلًا

Zümer, 39/29

Ve daha bunlara başka ayetleri kıyasla..

Kısacık birer meâlleri:

4- [Münafıkların hali; Karanlık içinde kalmış kimselerin, etraflarını görebilmek için ateş yakanların misali gibidir.

5- [... ya da gökten süratlice inen içi karanlıklı yağmur danelerine tutulanların misalidir...)

6- (Allahın gayrisini uluhiyet ve mabudiyet noktasından dost ittihaz edenlerin meseli, örümcek gibidir ki; o, kendine bir ev ittihaz etmiştir. Eğer onlar bilse idiler ki, Ankebûtun evi, evlerin en zaif ve ehvenidir..]

Lâkin asıl hakikî mealine geçiyoruz ki, Hz. Üstad Bediüzzaman 1949-1953 lerde 2. kez Emirdağında kalebend iken, bu ayetin bir kısmını, bakınız ne kadar, Kur'anın i'cazına uygun meallendirmiş:

"İmana gelmeyen Kureyş reisleri Peygambere (A.S.M.) su-i kasd edeceklerini ve o su-i kasdın içinde, en zaif ve en küçük bir hayvan olan örümcek o reislerin o şiddetli hücumlarına karşı mukabele edip galebe edecek. Yani: Örümceğin hanesi olan ağ, en zaif bir perde iken, o kuvvetli reisleri mağlub edeceğini göstermekle, ayet diyor ki: "En zaif bir hayvana mağlub olacaklarını faraza bilse idiler bu cinayete, bu su-i kasda teşebbüs etmiyeceklerdi." (Emirdağ Lâhikası-2 sh: 127)

7- [Cenab-ı Allah semadan suyu inzal eyleyerek akıttı.. O su ile dolabildiği kadar vadiler, dereler dolup taşdı. Akıp giden su seyllerinin yüzündeki köpükleride beraberinde götürdü. Akan seylin üstünde köpükler olduğu gibi; kap-kacak yapımında, ateşte erittiğiniz madenlerin bir çeşit köpüğü mesabesinde olan pas ve zengarı da ateş ile eriyip gidiyor.]

8- [İman etmeyip inkâr eden kafirler; kelamın, (hakkın) manasını anlayıp bilmeyen, ancak bir ıslıklı ses, ya da çığlık gibi bir nidadan anlayan hayvanlar gibidirler...]

9- [Cenab-ı Allah meselleri, temsilleri darbeyler ki, hakikatlerin özü anlaşılsın.. Ki mesela: Bir recül (köle) vardır ki, birkaç ortağın malıdır. O ortaklar bu kölenin üstünde çekişirler.. bir adamda (köle) vardır ki, bir tek efendisi, sahibi vardır; elbette ki bunun üstünde hiçbir münakaşa mevzu-u bahis değildir. İşte acaba bu ikisinin hali birbiriyle hiç müsavi olur mu?] (Onun gibi; bir tek Rabb-i vahide inanıp ibadet edenler ile, bir çok gayr-ı ma'bud rabblere ibadet edenin halı da ona benzer.)

(İşaratül İ'caz (Badıllı))

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]