Mehmed Akif Ersoy

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Yazdırılabilir sürüm artık desteklenmiyor ve görüntü oluşturma hataları olabilir. Lütfen tarayıcı yer işaretlerinizi güncelleyin ve bunun yerine varsayılan tarayıcı yazdırma işlevini kullanın.

Mehmed Akif Ersoy İstiklal marşının şairi, edebiyatımızın medar-ı iftiharı insaflı bir hakikat şairi, edib, mücahid ve mütefekkirdir. Osmanlı'nın son döneminde yüksek bir ilmi kuruluş olan Darü'l Hikmeti'l İslamiye'nin başkatipliğini yaparken aynı kuruluşun azası Bediüzzaman ile çok beraberlikleri vardır. Baytarlık ve çeşitli memuriyetler yapmıştır. İslami yazılar neşreden Sırât-ı Müstakîm mecmuasının başyazarlığı yapmıştır. Balkan, I. Dünya ve Kurtuluş savaşlarında mücahedelerde bulundu. Mustafa Kemal Paşa’nın teklifi üzerine Millet Meclisinde Burdur mebusu oldu. 12 Mart 1921'deki oturumda yazdığı şiir İstiklal Marşı güftesi olarak kabul edildi. Verilen para ödülünü bir hayır kurumuna bağışladı. Cumhuriyetten sonraki meclise mebus seçilmedi. 1925'ten itibaren Mısır'da yaşadı. Diyanet İşleri Başkanlığının teklifi üzerine Türkçe Kur'an Meali hazırladıysa da namazların Türkçe okunup kendi mealinin kullanılacağı endişesiyle teslim etmedi. Hayatının son döneminde İstanbul'a dönüp burada vefat etti.[1]

Şahsi Bilgiler[değiştir]

Diğer İsimleri: Mehmed Ragif

Doğum Yeri ve Tarihi: İstanbul Fatih, Aralık 1873[1]

Vefat Yeri ve Tarihi: Mısır Apartmanı, Beyoğlu İstanbul, 27 Aralık 1936[1]

Kabrinin Yeri: İstanbul Edirnekapı Şehitliği (Daha evvel Edirnekapı mezarlığında olup yol inşaatı sebebiyle şu anki yerine taşınmıştır)[1]

Eserleri[değiştir]

Manzum eserleri Safahat adlı eserde toplanmıştır. Muhtelif mensur eserleri ve tercümeleri de mevcuttur.[1]

Risale-i Nur ile Nasıl Tanıştığı[değiştir]

Bediüzzaman Said Nursi ile Görüşmeleri[değiştir]

Darü'l Hikmeti'l İslamiye'de çokça görüşmüşlerdir.

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Büyük şairimiz, edebiyatımızın medar-ı iftiharı merhum Mehmed Âkif, bir üdeba meclisinde “Viktor Hügolar, Şekspirler, Dekartlar; edebiyatta ve felsefede, Bedîüzzaman’ın bir talebesi olabilirler.” demiştir.

(Sözler, Konferans)


Sayın beyim! Cumhuriyet serbestiyetinden, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun hürriyetinden mahrum kalan bu zavallı ihtiyar adam, her suretle himayeye lâyık, bakılmaya muhtaç, akraba ve taallukatı olmayıp sırf bir İslâm hükûmetin himayesine muhtaç bir İslâm mütefekkiridir. Şair-i meşhur Âkif Bey merhumun rivayetine nazaran, Mısır’ın en maruf ulemasından olan ve garbın müteaddid lisan ve felsefesine aşina bulunan üstad-ı a’zam Abdülaziz Çaviş’in yirmi küsur sene evvelisi “El-Ehram” ceridesindeki Said hakkında yazdığı “Fatînü’l-asır” başlıklı makalesini okuyan ve kendisiyle bizzat görüşen ilim adamları, bu zatın fıtraten ilmî kudretini ve İlahî mesleğini takdir edebilirler.

...

Milliyetini, memleketini candan seven; teninde, kanında, Kürtlük, Arnavutluk, Boşnaklık kanı kokusu olmayan, Erzurum’un eski milletvekillerinden, bacağı kesik Yeşil oğlu Mehmed Salih

(Emirdağ Lahikası 1)


Hem merhum Fetva Emini Ali Rıza ve merhum Ahmed Şiranî ve merhum Şevket Efendi ve merhum Mehmed Âkif gibi insaflı, Risale-i Nur’u fevkalâde takdir ve tahsin eden o muhterem ve merhum zatların hatırı için biz, İstanbul hocalarına dostuz, onlardan gücenmeyiz. İnşâallah bir zaman “Yirminci Lem’a-i İhlas” kendini onlara okutturacak, o eski dostları da yeni dostlar yapacak.

(Emirdağ Lahikası 1)


İstanbul’u tekrar şereflendirmesi, ehl-i ilmi ve halkı çok fazla memnun ve mesrur etti. Kendisine haber verilmeden, Meşihat Dairesindeki “Dârülhikmeti’l-İslâmiye” azalığına tayin olundu. Dârülhikmet, o zaman Mehmed Âkif, İzmirli İsmail Hakkı, Elmalılı Hamdi gibi İslâm âlimlerinden mürekkeb bir İslâm akademisi mahiyetinde idi.

(Tarihçe-i Hayat, İlk hayatı)


Üstad Bedîüzzaman, Kur’an’dan başka hiçbir kitaba müracaat etmeden ve telifat zamanında yanında hiçbir kitap bulunmadan Nur Risalelerini telif etmiştir.

Merhum Mehmed Âkif’in:

Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhamı

Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâm’ı

beytiyle ifade ettiği idealini tahakkuk ettirmek, Bedîüzzaman’a müyesser olmuştur.

(Tarihçe-i Hayat, Barla hayatı)


Dünya, nurunu arıyor. Hakikat şairi Mehmed Âkif:

O nuru gönder İlahî asırlar oldu yeter!

Bunaldı milletin âfakı bir sabah ister.

diye, işte bu nura işaret ettiği, bugün bizce bir hakikattir.

(Tarihçe-i Hayat, Isparta hayatı)


Üstadla tanışmamız kırk seneyi geçti. O zamanlar hemen her gün idarehaneye gelir; Âkifler, Naimler, Ferîdler, İzmirlilerle birlikte saatlerce tatlı tatlı musahabelerde bulunurduk.

Eşref Edib

(Tarihçe-i Hayat, Isparta hayatı)


30 Nisan 1958 Tarihli Students’ Voice Gazetesi “İslâm Dünyasındaki Müsbet Uyanıklık” Başlıklı Makaleden

Her İslâm memleketinde, İslâmiyet’in hâkimiyeti için yapılan övülmeye lâyık şerefli mücadeleler anlatılıyor. Ve Türkiye’de yapılan mücadelelerin neticesi olarak hükûmet, din hürriyetini sıkan bağları gevşetmiştir. Mehmed Âkif, materyalist milliyetçiliği takbih eden ve halk arasında taze bir heyecan verecek olan “Safahat” isimli eseri yazdı.

(Tarihçe-i Hayat, Hariç Memleketler)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

  • Sebilürreşad: Mehmet Akif Ersoy'un başyazarlığını yaptığı İslami mecmua (bu mecmuanın ilk adı Sırat-ı Müstakim idi).
  • Darü'l Hikmeti'l İslamiye: Bediüzzaman ve Mehmed Akif'in de azası olduğu ilmi kuruluş.
  • Safahat: Mehmed Akif'in manzum eserlerinin toplandığı eser.

Kaynakça[değiştir]