Kuran:Zariyat

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Yazdırılabilir sürüm artık desteklenmiyor ve görüntü oluşturma hataları olabilir. Lütfen tarayıcı yer işaretlerinizi güncelleyin ve bunun yerine varsayılan tarayıcı yazdırma işlevini kullanın.

Önceki Sure: KâfKur'anTûr: Sonraki Sure

51. Zâriyât Suresi[değiştir]

{Mekke'de inmiştir. 60 ayettir. İlk ayette geçen ve "rüzgarlar" anlamına gelen "zariyat" kelimesi, surenin adı olmuştur..}

Bölüm 1[değiştir]

1-2-3-4-5-6- Tozdurup savuranlara, yükünü yüklenenlere, kolayca süzülenlere, işi ayıranlara andolsun ki, size vâdedilen, kesinlikle doğrudur ve ceza mutlaka vuku bulacaktır.

{Burada kendilerine yemin edilenler, rüzgarlar, bulutlar, gemiler veya meleklerdir.}

Sayfa 520[değiştir]

7-8-9- İçinde yörüngeleri olan göğe andolsun ki siz çelişkili sözler söylüyorsunuz. Ondan (Kur'an'dan veya imandan) dönen döndürülür (engellenmez).

{Gerçekten Kureyş, Hz. Peygamber ve Kur'an hakkında farklı şeyler söylüyorlardı. Peygamber ve Kur'an hakkında, sahir ve şiir, şair ve şiir, kahin ve kehanet iddiasında bulunmuşlardı.}

10- Kahrolsun o koyu yalancılar!

11- Onlar koyu bir cehalet içerisinde kalmış gafillerdir.

12- Ceza gününün ne zaman olduğunu sorarlar.

13- O gün onlar ateşe sokulacaklardır.

14- Azabınızı tadın! Acele gelmesini beklediğiniz şey budur işte! (denir.)

15-16- Şüphesiz ki Allah'a isyandan sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunacaklar. Kuşkusuz onlar, bundan önce dünyada güzel davrananlardı.

17- Geceleri pek az uyurlardı.

18- Seher vakitlerinde de istiğfar ederlerdi.

19- Mallarında, muhtaç ve yoksullar için bir hak vardı.

20- Kesin olarak inananlar için yeryüzünde âyetler vardır.

{Yeryüzünün dağlarında, denizlerinde, ağaçlarında, bitkilerinde, madenlerinde ve canlılarında Cenab-ı Hakk'ın kudret, irade ve birliğine delalet eden alametler açıkça sergilenmektedir.}

21- Kendi nefislerinizde de öyle. Görmüyor musunuz?

22- Semada da rızkınız ve size vâdedilen başka şeyler vardır.

23- Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki bu vaad, sizin konuşmanız gibi kesin ve gerçektir.

{Buna göre insan kendi konuşmasının kendisine ait olmasından nasıl şüphe etmezse, Allah'ın bildirdiği şeylerden de öylece şüphe etmemelidir.}

Bölüm 2[değiştir]

24- İbrahim'in ağırlanan misafirlerinin haberi sana geldi mi? (Bunlar meleklerdi.)

25- Onlar İbrahim'in yanına girmişler, selam vermişlerdi. İbrahim de selamı almış, içinden, "Bunlar, yabancılar" demişti.

26- Hemen ailesinin yanına giderek semiz bir dana (kebabını) getirmiş,

27- Onların önüne koyup "Yemez misiniz?" demişti.

28- Derken onlardan korkmaya başladı. "Korkma" dediler ve ona bilgin bir oğlan çocuğu müjdelediler.

{Bu, İshak (a.s.)dı.}

29- Karısı çığlık atarak geldi. Elini yüzüne çarparak: "Ben kısır bir kocakarıyım!" dedi.

30- Onlar: "Bu böyledir. Rabbin söylemiştir. O, hikmet sahibidir, bilendir" dediler.

{Hz. Peygamber'in yaşlı karısı Sare, ayette belirtildiği gibi çocuk haberini alınca, şaşkınlık içinde elini yüzüne vurarak, yaşlılığını ifade etmişti.}

Cüz 27[değiştir]

(27. Cüz Dinleme Bağlantısı)

(27. cüz okuma sayfası)

Sayfa 521[değiştir]

31- (İbrahim:) O halde işiniz nedir, ey elçiler? dedi.

32- "Biz, dediler, suçlu bir kavme gönderildik."

33- "Üzerlerine çamurdan taş yağdırmaya (geldik)."

34- (Bu taşlar,) aşırı gidenler için Rabbinin katında işaretlenmiş (taşlardır).

35- Bunun üzerine orada bulunan müminleri çıkardık.

36- Zaten orada müslümanlardan, bir ev halkından başka kimse bulmadık.

37- Acı azaptan korkanlar için orada bir işaret bıraktık.

38- Musa'da da (ibretler vardır). Onu apaçık bir delil ile Firavun'a göndermiştik.

39- Firavun ordusuyla birlikte yüz çevirmiş: "O, bir büyücüdür veya bir delidir" demişti.

40- Nihayet onu da ordularını da yakalayıp denize attık, bu sırada kendini kınayıp duruyordu.

{Firavun, inkar ve inadından, peygamberi yalanlamasından ve ilâhlık davasına kalkışmasından dolayı kendini kınıyordu.}

41- Âd kavminde de (ibretler vardır). Onlara kasıp kavuran rüzgârı göndermiştik.

42- Üzerinden geçtiği şeyi canlı bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu.

43- Semûd kavminde de (ibretler vardır). Onlara: Bir süreye kadar faydalanın, denmişti.

44- Rablerinin emrine karşı geldiler. Bu yüzden, bakıp dururlarken onları yıldırım çarpıverdi.

45- Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı.

46- Bunlardan önce de Nuh kavmini helâk etmiştik. Çünkü onlar yoldan çıkmış bir toplum idiler.

Bölüm 3[değiştir]

47- Göğü kendi ellerimizle biz kurduk ve biz (onu) elbette genişleticiyiz.

{Galaksilerin ve galakside bulunan yıldızların devamlı birbirinden uzaklaşmasını ifade eden "genişleme teorisi"ne işaret vardır.}

48- Yeri de döşedik. (Bak) ne güzel döşeyiciyiz!

49- Her şeyden de çift çift yarattık ki, düşünüp öğüt alasınız.

50- O halde Allah'a koşun. Çünkü ben, size O'nun katından (gelmiş) açık bir uyarıcıyım.

51- Allah ile beraber başka bir ilâh edinmeyin. Zira ben size O'nun tarafından (gelmiş) açık bir uyarıcıyım.

Sayfa 522[değiştir]

52- İşte böylece, onlardan öncekilere her hangi bir peygamber geldiğinde hemen: O, bir büyücüdür veya delidir, dediler.

53- Bunu (nesilden nesile) birbirlerine vasiyet mi ettiler? Doğrusu onlar azgın bir topluluktur.

54- Artık onlara aldırma. (Davete uymamalarından dolayı) sen kınanacak değilsin.

{Çünkü Hz. Peygamber sürekli olarak hakka davet etmiş ve bu yolda her çabayı göstermiştir.}

55- Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt müminlere fayda verir.

56- Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.

57- Ben onlardan rızık istemiyorum. Beni doyurmalarını da istemiyorum.

58- Şüphesiz rızık veren, güç ve kuvvet sahibi olan ancak Allah'tır.

{Rızkı veren ve besleyen Allah'tır. Durum böyle olunca, Allah'ın insanlara ve cinlere ihtiyacı yoktur. Üstelik kendilerinin de, başkalarının da rızıklarını O karşılamaktadır.}

59- Muhakkak ki bu zulmedenlerin de, geçmişlerinin payı gibi (azaptan) bir payları vardır! O halde acele etmesinler!

{Mekkeliler gibi küfür ve inkara saparak Hz. Peygamber'i yalanlayanlara, önceden yok edilen kavimlerin başına gelen azap gelecektir. Öncekiler azaptan nasiplerini aldıkları gibi bunlar da alacaklardır.}

60- Başlarına gelecek (acı) günlerinden dolayı vay o kâfirlerin haline!

Önceki Sure: KâfKur'anTûr: Sonraki Sure

test