Kuran:Hicr: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Değişiklik özeti yok
(Aynı kullanıcının aradaki diğer 6 değişikliği gösterilmiyor)
4. satır: 4. satır:
=15. Hicr Suresi=
=15. Hicr Suresi=


{Hicr sûresi, 99 âyet olup 87'si Medine'de, diğerleri Mekke'de inmiştir. Hicr, bir yer adıdır. 80-84. âyetlerde Hicr'den bahsedildiği için sûreye bu ad verilmiştir.}
=Cüz 14=
([https://www.youtube.com/watch?v=CncYWyYN8Xo&ab_channel=fussiletKuranMerkezi 14. Cüz Dinleme Bağlantısı])
([[Cüz 14 (Tüm Cüz)|14. cüz okuma sayfası]])
===Bölüm 1===
====Sayfa 261====
<div id="1">[[Dosya:Hicr 1.png]]</div>
1- Elif. Lâm. Râ. Bunlar Kitab'ın ve apaçık bir Kur'an'ın âyetleridir.
<div id="2">[[Dosya:Hicr 2.png]]</div>
2- İnkâr edenler zaman zaman, keşke biz de müslüman olsaydık, diye arzu ederler.
{İnkâr edenlerin zaman zaman bu arzuyu taşımalarına rağmen yine de iman etmemiş olmalarının sebebi, onların dünya menfaatlerine düşkün olmaları, kötülük ve inkârlarıyla şartlanmış bulunmalarıdır. Âyetten, kâfirlerin ahirette "Keşke dünyada iken iman etmiş olsaydık!" diye hayıflanacakları da anlaşılabilir.}
<div id="3">[[Dosya:Hicr 3.png]]</div>
3- Onları bırak; yesinler, eğlensinler ve boş ümit onları oyalayadursun. (Kötü sonucu) yakında bilecekler!
<div id="4">[[Dosya:Hicr 4.png]]</div>
4- Helâk ettiğimiz hiçbir ülke yoktur ki hakkında (bizce) bilinen bir yazgı olmasın.
{Gerek arazisini yere batırmak ve gerekse halkını yok etmek suretiyle veya başka âfetlerle helâk edilen memleketlerin hiçbiri, körükörüne, tesadüfî olarak helâk edilmiş değildir. Allah tarafından tayin ve takdir edilip levh-i mahfuz'da yazılmış şaşmaz, unutulmaz ve gaflet edilmez bir yazı gereğince helâk olmuşlardır. Demek ki, devlet ve milletlerin de fertler gibi takdir edilmiş belli ömürleri vardır. Fertler doğduğu, geliştiği, ihtiyarladığı nihayet öldüğü gibi, devletler de kurulur, gelişir ve nihayet Allah'ın takdir ettiği gün gelince yıkılıp tarihe karışırlar. Fertler gibi bunların da bazıları uzun ömürlü, bazıları ise kısa ömürlü olur.}
<div id="5">[[Dosya:Hicr 5.png]]</div>
5- Hiçbir millet, ecelinin önüne geçemez, ve onu geciktiremez.
<div id="6">[[Dosya:Hicr 6.png]]</div>
6- Dediler ki: "Ey kendisine Kur'an indirilen (Muhammed)! Sen mutlaka bir mecnunsun!"
<div id="7">[[Dosya:Hicr 7.png]]</div>
7- "Eğer doğru söyleyenlerden idiysen, bize melekleri getirmeliydin."
{Eski Araplar şairin cinden ilham aldığına inanırlardı. Resûlullah, belâğat ve fesahat bakımından şiirden ve edebî nesirden daha üstün bir kitap getirdiği için ona "mecnun şair" dediler.}
<div id="8">[[Dosya:Hicr 8.png]]</div>
8- Biz melekleri ancak hak ile indiririz. O zaman onlara mühlet verilmez.
<div id="9">[[Dosya:Hicr 9.png]]</div>
9- Kur'an'ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız.
{Bu âyet açıkça göstermektedir ki, Kur'an-ı Kerim Allah'ın koruması altındadır ve kaybolmaksızın, en ufak bir tahrife uğramaksızın kıyamete kadar aslını muhafaza edecektir.}
<div id="10">[[Dosya:Hicr 10.png]]</div>
10- Andolsun, senden önceki milletler arasında da elçiler gönderdik.
<div id="11">[[Dosya:Hicr 11.png]]</div>
11- Onlara bir peygamber gelmeyedursun, hemen onunla alay ederlerdi.
<div id="12">[[Dosya:Hicr 12.png]]</div>
12- İşte böylece biz onu, (inkârcılığı) suçluların kalplerine sokarız.
<div id="13">[[Dosya:Hicr 13.png]]</div>
13- Öncekilerin başına gelenlerden ders almaları gerekirken onlar hala buna (Kur'an'a) inanmıyorlar.
<div id="14">[[Dosya:Hicr 14.png]]</div><div id="15">[[Dosya:Hicr 15.png]]</div>
14-15- Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar, yine de "Gözlerimiz boyandı, daha doğrusu bize büyü yapılmıştır" derler.
===Bölüm 2===
====Sayfa 262====
<div id="16">[[Dosya:Hicr 16.png]]</div>
16- Andolsun, biz gökte birtakım burçlar yarattık ve seyr edenler için onu süsledik.
{Burç, aslında yüksek köşk demektir. Gökyüzünde özel bir şekilde toplanmış olan birtakım yıldızlar kümesine de bu manada burç denilir. Bu kümelerin meşhurları oniki tane olmakla beraber, âyet-i kerimede "burûc" kelimesi, nekre ve çoğul olarak zikredildiğine göre, gökyüzünde daha keşfedilmemiş bir çok yıldız kümelerinin var olduğuna işaret edilmektedir.}
<div id="17">[[Dosya:Hicr 17.png]]</div>
17- Onları, taşlanmış (kovulmuş) her şeytandan koruduk.
<div id="18">[[Dosya:Hicr 18.png]]</div>
18- Ancak kulak hırsızlığı eden müstesna. Onun da peşine açık bir alev sütunu düşmüştür.
<div id="19">[[Dosya:Hicr 19.png]]</div>
19- Yeri uzatıp yaydık, orada sabit dağlar yerleştirdik, yine orada miktarı ve ölçüsü belirli olan şeyler bitirdik.
<div id="20">[[Dosya:Hicr 20.png]]</div>
20- Orada hem sizin için hem de rızıkları size ait olmayanlar için (gerekli) geçim vasıtaları yarattık.
<div id="21">[[Dosya:Hicr 21.png]]</div>
21- Her şeyin hazineleri yalnız bizim yanımızdadır. Biz onu ancak belli bir ölçüyle indiririz.
<div id="22">[[Dosya:Hicr 22.png]]</div>
22- Biz, rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik ve gökten bir su indirdik de onunla su ihtiyacınızı karşıladık. (Biz bunları yapmasaydık) siz onu (yeterli) suyu depolayamazdınız.
{Âyette rüzgârın bir aşılayıcı olarak gönderildiği ifade edilmektedir ki, bugün ilim, yağmurun yağmasında rüzgârın büyük rol oynadığını; aynı zamanda bitkiler üzerinden eserken, onların erkek tohumlarını dişi tohumlarının üzerine kondurmak suretiyle onları aşıladığını isbat etmektedir. Bu âyette ayrıca, gökten inen suların yer katmanlarında stok edildiği ve buralardan insanlığın ihtiyacı karşılandığı ifade edilmektedir.}
<div id="23">[[Dosya:Hicr 23.png]]</div>
23- Şüphesiz biz diriltir ve biz öldürürüz! Ve her şeye biz vâris oluruz.
<div id="24">[[Dosya:Hicr 24.png]]</div>
24- Andolsun biz, sizden önce gelip geçenleri de biliriz, geri kalanları da biliriz.
<div id="25">[[Dosya:Hicr 25.png]]</div>
25- Şüphesiz Rabbin onları (kıyamette) toplayacaktır. Çünkü O, hakîmdir, alîmdir.
===Bölüm 3===
<div id="26">[[Dosya:Hicr 26.png]]</div>
26- Andolsun biz insanı, (pişmiş) kuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan yarattık.
<div id="27">[[Dosya:Hicr 27.png]]</div>
27- Cinleri de daha önce zehirli ateşten yaratmıştık.
<div id="28">[[Dosya:Hicr 28.png]]</div>
28- Hani Rabbin meleklere demişti ki: "Ben kupkuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan bir insan yaratacağım."
<div id="29">[[Dosya:Hicr 29.png]]</div>
29- "Ona şekil verdiğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın!"
<div id="30">[[Dosya:Hicr 30.png]]</div>
30- Meleklerin hepsi de hemen secde ettiler.
<div id="31">[[Dosya:Hicr 31.png]]</div>
31- Fakat İblis hariç! O, secde edenlerle beraber olmaktan kaçındı.
====Sayfa 263====
<div id="32">[[Dosya:Hicr 32.png]]</div>
32- (Allah:) Ey İblis! Secde edenlerle beraber olmayışının sebebi nedir? dedi.
<div id="33">[[Dosya:Hicr 33.png]]</div>
33- (İblis:) Ben kuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan yarattığın bir insana secde edecek değilim, dedi.
<div id="34">[[Dosya:Hicr 34.png]]</div>
34- Allah şöyle buyurdu: Öyle ise oradan çık! Artık kovuldun!
<div id="35">[[Dosya:Hicr 35.png]]</div>
35- Muhakkak ki kıyamet gününe kadar lânet senin üzerine olacaktır!
<div id="36">[[Dosya:Hicr 36.png]]</div>
36- (İblis:) Rabbim! Öyle ise, (varlıkların) tekrar dirileceği güne kadar bana mühlet ver, dedi.
<div id="37">[[Dosya:Hicr 37.png]]</div><div id="38">[[Dosya:Hicr 38.png]]</div>
37-38- Allah: Sen bilinen bir vakte kadar kendilerine mühlet verilenlerdensin, buyurdu.
<div id="39">[[Dosya:Hicr 39.png]]</div>
39- (İblis) dedi ki: Rabbim! Beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde onlara (günahları) süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım!
<div id="40">[[Dosya:Hicr 40.png]]</div>
40- Ancak onlardan ihlâslı kulların müstesna.
<div id="41">[[Dosya:Hicr 41.png]]</div>
41- (Allah) şöyle buyurdu: "İşte bana varan dosdoğru yol budur."
<div id="42">[[Dosya:Hicr 42.png]]</div>
42- "Şüphesiz kullarım üzerinde senin bir hakimiyetin yoktur. Ancak azgınlardan sana uyanlar müstesna."
<div id="43">[[Dosya:Hicr 43.png]]</div>
43- Muhakkak cehennem, onların hepsine vâdolunan yerdir.
<div id="44">[[Dosya:Hicr 44.png]]</div>
44- Cehennemin yedi kapısı vardır. Onlardan her kapı için birer gurup ayrılmıştır.
{Cehennemin yedi kapısından maksat bazı tefsirlere göre yedi tabakadır. "Cüz'ün maksûm" da o kapılardan girerek yerlerini alacak olan guruplardır. Bazı rivayetlere göre bu tabakalardan ilki olan Hâviye, günahkâr müminler için, ikincisi Sakar, yahudiler için, üçüncüsü Sa'îr hıristiyanlar için, dördüncüsü Cahîm Sâbie için, beşincisi Lezâ ateşperestler için, altıncısı Hutame putperestler için ve pek çok adlarla anılan yedincisi münafıklar içindir.}
===Bölüm 4===
<div id="45">[[Dosya:Hicr 45.png]]</div>
45- (Allah'ın azabından korkup rahmetine sığınan) takvâ sahipleri, mutlaka cennetlerde ve pınar başlarında olacaklar.
<div id="46">[[Dosya:Hicr 46.png]]</div>
46- "Oraya emniyet ve selâmetle girin" (denilir, onlara).
<div id="47">[[Dosya:Hicr 47.png]]</div>
47- Biz, onların gönüllerindeki kini söküp attık; onlar artık köşkler üzerinde karşı karşıya oturan kardeşler olacaklar.
{Allah Teâlâ, dünyada birbirinden incinmiş ve birbirine kin beslemiş olan müminlerin kalplerinden o kini çıkaracak ve müminler, kardeş olarak sohbet edeceklerdir.}
<div id="48">[[Dosya:Hicr 48.png]]</div>
48- Onlara orada hiçbir yorgunluk gelmeyecek ve onlar, oradan çıkarılmayacaklardır.
<div id="49">[[Dosya:Hicr 49.png]]</div>
49- (Resûlüm!) Kullarıma, benim, çok bağışlayıcı ve pek esirgeyici olduğumu haber ver.
<div id="50">[[Dosya:Hicr 50.png]]</div>
50- Benim azabımın elem verici bir azap olduğunu da bildir.
<div id="51">[[Dosya:Hicr 51.png]]</div>
51- Onlara İbrahim'in misafirlerinden (meleklerden) de haber ver.
====Sayfa 264====
<div id="52">[[Dosya:Hicr 52.png]]</div>
52- Onun yanına girdikleri zaman, "selam" dediler. (İbrahim:) Biz sizden çekiniyoruz, dedi.
<div id="53">[[Dosya:Hicr 53.png]]</div>
53- Dediler ki: Korkma; biz sana bilgin bir oğul müjdeliyoruz.
<div id="54">[[Dosya:Hicr 54.png]]</div>
54- (İbrahim:) Bana ihtiyarlık çökmesine rağmen beni müjdeliyor musunuz? Beni ne ile müjdeliyorsunuz? dedi.
<div id="55">[[Dosya:Hicr 55.png]]</div>
55- Sana gerçeği müjdeledik, sakın ümitsizliğe düşenlerden olma! dediler.
<div id="56">[[Dosya:Hicr 56.png]]</div>
56- (İbrahim:) dedi ki: Rabbinin rahmetinden, sapıklardan başka kim ümit keser?
<div id="57">[[Dosya:Hicr 57.png]]</div>
57- "Ey elçiler! (Başka) ne işiniz var?" dedi.
{Hz. İbrahim, onların Allah tarafından gönderilmiş melekler olduklarını anlayınca, böyle bir melek cemaatinin sadece bir müjde için gelmiş olmayacağını, daha başka mühim vazifelerinin de olabileceğini tahmin ederek bu soruyu sordu.}
<div id="58">[[Dosya:Hicr 58.png]]</div>
58- Dediler ki: "Biz, suçlu bir topluma (onları helâk etmeye) gönderildik."
<div id="59">[[Dosya:Hicr 59.png]]</div>
59- "Ancak Lût ailesi hariç. Onların hepsini kurtaracağız."
<div id="60">[[Dosya:Hicr 60.png]]</div>
60- "(Fakat Lût'un) karısı müstesna; biz onun geri kalanlardan olmasını takdir ettik."
===Bölüm 5===
<div id="61">[[Dosya:Hicr 61.png]]</div><div id="62">[[Dosya:Hicr 62.png]]</div>
61-62- Elçiler Lût âilesine gelince, Lût onlara: "Hakikaten siz tanınmayan kimselersiniz" dedi.
<div id="63">[[Dosya:Hicr 63.png]]</div>
63- Dediler ki: "Bilakis, biz sana, onların şüphe etmekte oldukları şeyi (azabı ve helâkı) getirdik.
<div id="64">[[Dosya:Hicr 64.png]]</div>
64- Sana gerçeği getirdik; biz, hakikaten doğru söyleyenleriz.
<div id="65">[[Dosya:Hicr 65.png]]</div>
65- Gecenin bir bölümünde aile fertlerini yola çıkar, sen de arkalarından yürü. Sizden hiç kimse, sakın dönüp de ardına bakmasın, istenen yere gidin."
<div id="66">[[Dosya:Hicr 66.png]]</div>
66- Ona (Lût'a) şu hükmümüzü vahyettik: "Sabaha çıkarlarken mutlaka onların ardı kesilmiş olacaktır."
<div id="67">[[Dosya:Hicr 67.png]]</div>
67- Şehir halkı, birbirlerini kutlayarak, (meleklerin yanına) geldiler.
{Çünkü genç erkekler sûretinde gelen melekler onların eşcinsellikten doğan kötü arzularını uyandırmıştı.}
<div id="68">[[Dosya:Hicr 68.png]]</div><div id="69">[[Dosya:Hicr 69.png]]</div>
68-69 -(Lût) onlara "Bunlar benim misafirimdir. Sakın beni utandırmayın; Allah'tan korkun, beni rezil etmeyin!" dedi.
<div id="70">[[Dosya:Hicr 70.png]]</div>
70- "Biz seni, elâlemin işine karışmaktan men etmemiş miydik?" dediler.
====Sayfa 265====
<div id="71">[[Dosya:Hicr 71.png]]</div>
71- (Lût:) İşte kızlarım! (Düşündüğünüzü) yapacaksanız (onlarla evlenin), dedi.
<div id="72">[[Dosya:Hicr 72.png]]</div>
72- (Resûlüm!) Hayatın hakkı için onlar, sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.
<div id="73">[[Dosya:Hicr 73.png]]</div>
73- Güneş doğarken onları o korkunç ses yakaladı.
<div id="74">[[Dosya:Hicr 74.png]]</div>
74- Böylece ülkelerinin üstünü altına getirdik. Üzerlerine de balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık.
{Lût kavmi, homoseksüellik gibi kötü bir günahı işledikleri için Allah Teâlâ, onlara önce korkunç bir ses duyurmuş, sonra memleketlerinin altını üstüne getirmiş, daha sonra da üzerlerine taş yağdırmıştır ki, bir milletin yok olup tarih sahnesinden silinmesi için bundan daha şiddetli felâket olamaz.}
<div id="75">[[Dosya:Hicr 75.png]]</div>
75- İşte bunda ibret alanlar için işaretler vardır.
<div id="76">[[Dosya:Hicr 76.png]]</div>
76- Onlar hâla gözler önünde duran bir yol üzerindedirler.
<div id="77">[[Dosya:Hicr 77.png]]</div>
77- Hakikaten bunda iman edenler için bir ibret vardır.
<div id="78">[[Dosya:Hicr 78.png]]</div>
78- Eyke halkı da gerçekten zalim idiler.
{Âyette sözü edilen Eyke, sık ormanlık demektir. Şuayb Peygamber ve kavminin oturduğu ülke ormanlık olduğu için onlara Eyke halkı denilmiştir.}
<div id="79">[[Dosya:Hicr 79.png]]</div>
79- Biz onlardan da intikam aldık. İkisi de (Eyke ve Medyen) açık bir yol üzerindedir.
===Bölüm 6===
<div id="80">[[Dosya:Hicr 80.png]]</div>
80- Andolsun, Hicr halkı da peygamberleri yalanlamıştı.
{Hicr, Salih Peygamber'in kavminin yaşadığı bölgenin adıdır. Burada yaşamış olan halk Semûd kavmi diye anılmıştır.}
<div id="81">[[Dosya:Hicr 81.png]]</div>
81- Biz onlara mucizelerimizi vermiştik; fakat onlardan yüz çevirmişlerdi.
<div id="82">[[Dosya:Hicr 82.png]]</div>
82- Onlar, dağlardan emniyet içinde kalacakları evler oyarlardı.
<div id="83">[[Dosya:Hicr 83.png]]</div>
83- Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç ses yakaladı.
<div id="84">[[Dosya:Hicr 84.png]]</div>
84- Kazanmakta oldukları şeyler onlardan hiçbir zararı savmadı.
<div id="85">[[Dosya:Hicr 85.png]]</div>
85- Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri ancak hak ile yarattık. O saat (kıyamet), mutlaka gelecektir. Şimdilik onlara güzel muamele et.
<div id="86">[[Dosya:Hicr 86.png]]</div>
86- Şüphesiz Rabbin hakkıyla yaratan pek iyi bilendir.
<div id="87">[[Dosya:Hicr 87.png]]</div>
87- Andolsun ki, biz sana tekrarlanan yedi âyeti ve yüce Kur'an'ı verdik.
{Resûlullah'dan rivayet edilen bir hadise göre bu yedi âyet, namazların her rek'atında tekrar edilen Fâtiha sûresi'dir.}
<div id="88">[[Dosya:Hicr 88.png]]</div>
88- Sakın onlardan bazı sınıflara verdiğimiz dünya malına göz dikme, onlardan dolayı üzülme ve müminlere alçak gönüllü ol.
<div id="89">[[Dosya:Hicr 89.png]]</div>
89- De ki: Şüphesiz ben apaçık bir uyarıcıyım.
<div id="90">[[Dosya:Hicr 90.png]]</div>
90- Nitekim biz, komplo kuranlara (azabı) indirmişizdir.
====Sayfa 266====
<div id="91">[[Dosya:Hicr 91.png]]</div>
91- Onlar, Kur'an'ı tutarsız parçalar olarak nitelendirenlere gelince,
<div id="92">[[Dosya:Hicr 92.png]]</div>
<div id="93">[[Dosya:Hicr 93.png]]</div>
92 -93- Rabbin hakkı için, mutlaka onların hepsini yaptıklarından dolayı sorguya çekeceğiz.
<div id="94">[[Dosya:Hicr 94.png]]</div>
94- Sana emrolunanı açıkça söyle ve ortak koşanlardan yüz çevir!
{91-94. âyetlerde de görüldüğü gibi Kur'an-ı Kerim'in bir kısmına inanıp, bir kısmına inanmayanlardan Allah "müşrikler" diye söz ediyor. Bakara sûresi 85. âyetinde Kur'an'ın bir kısmına inanıp, bir kısmına inanmayanların cezasının dünyada rüsvaylık, ahirette de en şiddetli azabı çekme olduğu bildiriliyor. Nisâ sûresi 150. ve 151. âyetlerinde ise Allah'la peygamberleri birbirinden ayıran ve "Bir kısmına inanırız, bir kısmına da inanmayız" diyenlerin gerçek anlamda kâfir oldukları vurgulanıyor.}
<div id="95">[[Dosya:Hicr 95.png]]</div>
95- (Seninle) alay edenlere karşı biz sana yeteriz.
<div id="96">[[Dosya:Hicr 96.png]]</div>
96- Onlar Allah ile beraber başka bir ilâh edinenlerdir. (Kimin doğru olduğunu) yakında bilecekler!
<div id="97">[[Dosya:Hicr 97.png]]</div>
97- Onların söyledikleri şeyler yüzünden senin canının sıkıldığını andolsun biliyoruz.
<div id="98">[[Dosya:Hicr 98.png]]</div>
98- Sen şimdi Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol!
<div id="99">[[Dosya:Hicr 99.png]]</div>
99- Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et!


''Önceki Sure: [[Kuran:İbrahim|İbrahim]] &larr; [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] &rarr; [[Kuran:Nahl|Nahl]]: Sonraki Sure''
''Önceki Sure: [[Kuran:İbrahim|İbrahim]] &larr; [[Kuran:Kur'an|Kur'an]] &rarr; [[Kuran:Nahl|Nahl]]: Sonraki Sure''

17.19, 1 Temmuz 2021 tarihindeki hâli

Önceki Sure: İbrahimKur'anNahl: Sonraki Sure

15. Hicr Suresi[değiştir]

{Hicr sûresi, 99 âyet olup 87'si Medine'de, diğerleri Mekke'de inmiştir. Hicr, bir yer adıdır. 80-84. âyetlerde Hicr'den bahsedildiği için sûreye bu ad verilmiştir.}

Cüz 14[değiştir]

(14. Cüz Dinleme Bağlantısı)

(14. cüz okuma sayfası)

Bölüm 1[değiştir]

Sayfa 261[değiştir]

1- Elif. Lâm. Râ. Bunlar Kitab'ın ve apaçık bir Kur'an'ın âyetleridir.

2- İnkâr edenler zaman zaman, keşke biz de müslüman olsaydık, diye arzu ederler.

{İnkâr edenlerin zaman zaman bu arzuyu taşımalarına rağmen yine de iman etmemiş olmalarının sebebi, onların dünya menfaatlerine düşkün olmaları, kötülük ve inkârlarıyla şartlanmış bulunmalarıdır. Âyetten, kâfirlerin ahirette "Keşke dünyada iken iman etmiş olsaydık!" diye hayıflanacakları da anlaşılabilir.}

3- Onları bırak; yesinler, eğlensinler ve boş ümit onları oyalayadursun. (Kötü sonucu) yakında bilecekler!

4- Helâk ettiğimiz hiçbir ülke yoktur ki hakkında (bizce) bilinen bir yazgı olmasın.

{Gerek arazisini yere batırmak ve gerekse halkını yok etmek suretiyle veya başka âfetlerle helâk edilen memleketlerin hiçbiri, körükörüne, tesadüfî olarak helâk edilmiş değildir. Allah tarafından tayin ve takdir edilip levh-i mahfuz'da yazılmış şaşmaz, unutulmaz ve gaflet edilmez bir yazı gereğince helâk olmuşlardır. Demek ki, devlet ve milletlerin de fertler gibi takdir edilmiş belli ömürleri vardır. Fertler doğduğu, geliştiği, ihtiyarladığı nihayet öldüğü gibi, devletler de kurulur, gelişir ve nihayet Allah'ın takdir ettiği gün gelince yıkılıp tarihe karışırlar. Fertler gibi bunların da bazıları uzun ömürlü, bazıları ise kısa ömürlü olur.}

5- Hiçbir millet, ecelinin önüne geçemez, ve onu geciktiremez.

6- Dediler ki: "Ey kendisine Kur'an indirilen (Muhammed)! Sen mutlaka bir mecnunsun!"

7- "Eğer doğru söyleyenlerden idiysen, bize melekleri getirmeliydin."

{Eski Araplar şairin cinden ilham aldığına inanırlardı. Resûlullah, belâğat ve fesahat bakımından şiirden ve edebî nesirden daha üstün bir kitap getirdiği için ona "mecnun şair" dediler.}

8- Biz melekleri ancak hak ile indiririz. O zaman onlara mühlet verilmez.

9- Kur'an'ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız.

{Bu âyet açıkça göstermektedir ki, Kur'an-ı Kerim Allah'ın koruması altındadır ve kaybolmaksızın, en ufak bir tahrife uğramaksızın kıyamete kadar aslını muhafaza edecektir.}

10- Andolsun, senden önceki milletler arasında da elçiler gönderdik.

11- Onlara bir peygamber gelmeyedursun, hemen onunla alay ederlerdi.

12- İşte böylece biz onu, (inkârcılığı) suçluların kalplerine sokarız.

13- Öncekilerin başına gelenlerden ders almaları gerekirken onlar hala buna (Kur'an'a) inanmıyorlar.

14-15- Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar, yine de "Gözlerimiz boyandı, daha doğrusu bize büyü yapılmıştır" derler.

Bölüm 2[değiştir]

Sayfa 262[değiştir]

16- Andolsun, biz gökte birtakım burçlar yarattık ve seyr edenler için onu süsledik.

{Burç, aslında yüksek köşk demektir. Gökyüzünde özel bir şekilde toplanmış olan birtakım yıldızlar kümesine de bu manada burç denilir. Bu kümelerin meşhurları oniki tane olmakla beraber, âyet-i kerimede "burûc" kelimesi, nekre ve çoğul olarak zikredildiğine göre, gökyüzünde daha keşfedilmemiş bir çok yıldız kümelerinin var olduğuna işaret edilmektedir.}

17- Onları, taşlanmış (kovulmuş) her şeytandan koruduk.

18- Ancak kulak hırsızlığı eden müstesna. Onun da peşine açık bir alev sütunu düşmüştür.

19- Yeri uzatıp yaydık, orada sabit dağlar yerleştirdik, yine orada miktarı ve ölçüsü belirli olan şeyler bitirdik.

20- Orada hem sizin için hem de rızıkları size ait olmayanlar için (gerekli) geçim vasıtaları yarattık.

21- Her şeyin hazineleri yalnız bizim yanımızdadır. Biz onu ancak belli bir ölçüyle indiririz.

22- Biz, rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik ve gökten bir su indirdik de onunla su ihtiyacınızı karşıladık. (Biz bunları yapmasaydık) siz onu (yeterli) suyu depolayamazdınız.

{Âyette rüzgârın bir aşılayıcı olarak gönderildiği ifade edilmektedir ki, bugün ilim, yağmurun yağmasında rüzgârın büyük rol oynadığını; aynı zamanda bitkiler üzerinden eserken, onların erkek tohumlarını dişi tohumlarının üzerine kondurmak suretiyle onları aşıladığını isbat etmektedir. Bu âyette ayrıca, gökten inen suların yer katmanlarında stok edildiği ve buralardan insanlığın ihtiyacı karşılandığı ifade edilmektedir.}

23- Şüphesiz biz diriltir ve biz öldürürüz! Ve her şeye biz vâris oluruz.

24- Andolsun biz, sizden önce gelip geçenleri de biliriz, geri kalanları da biliriz.

25- Şüphesiz Rabbin onları (kıyamette) toplayacaktır. Çünkü O, hakîmdir, alîmdir.

Bölüm 3[değiştir]

26- Andolsun biz insanı, (pişmiş) kuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan yarattık.

27- Cinleri de daha önce zehirli ateşten yaratmıştık.

28- Hani Rabbin meleklere demişti ki: "Ben kupkuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan bir insan yaratacağım."

29- "Ona şekil verdiğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın!"

30- Meleklerin hepsi de hemen secde ettiler.

31- Fakat İblis hariç! O, secde edenlerle beraber olmaktan kaçındı.

Sayfa 263[değiştir]

32- (Allah:) Ey İblis! Secde edenlerle beraber olmayışının sebebi nedir? dedi.

33- (İblis:) Ben kuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan yarattığın bir insana secde edecek değilim, dedi.

34- Allah şöyle buyurdu: Öyle ise oradan çık! Artık kovuldun!

35- Muhakkak ki kıyamet gününe kadar lânet senin üzerine olacaktır!

36- (İblis:) Rabbim! Öyle ise, (varlıkların) tekrar dirileceği güne kadar bana mühlet ver, dedi.

37-38- Allah: Sen bilinen bir vakte kadar kendilerine mühlet verilenlerdensin, buyurdu.

39- (İblis) dedi ki: Rabbim! Beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde onlara (günahları) süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım!

40- Ancak onlardan ihlâslı kulların müstesna.

41- (Allah) şöyle buyurdu: "İşte bana varan dosdoğru yol budur."

42- "Şüphesiz kullarım üzerinde senin bir hakimiyetin yoktur. Ancak azgınlardan sana uyanlar müstesna."

43- Muhakkak cehennem, onların hepsine vâdolunan yerdir.

44- Cehennemin yedi kapısı vardır. Onlardan her kapı için birer gurup ayrılmıştır.

{Cehennemin yedi kapısından maksat bazı tefsirlere göre yedi tabakadır. "Cüz'ün maksûm" da o kapılardan girerek yerlerini alacak olan guruplardır. Bazı rivayetlere göre bu tabakalardan ilki olan Hâviye, günahkâr müminler için, ikincisi Sakar, yahudiler için, üçüncüsü Sa'îr hıristiyanlar için, dördüncüsü Cahîm Sâbie için, beşincisi Lezâ ateşperestler için, altıncısı Hutame putperestler için ve pek çok adlarla anılan yedincisi münafıklar içindir.}

Bölüm 4[değiştir]

45- (Allah'ın azabından korkup rahmetine sığınan) takvâ sahipleri, mutlaka cennetlerde ve pınar başlarında olacaklar.

46- "Oraya emniyet ve selâmetle girin" (denilir, onlara).

47- Biz, onların gönüllerindeki kini söküp attık; onlar artık köşkler üzerinde karşı karşıya oturan kardeşler olacaklar.

{Allah Teâlâ, dünyada birbirinden incinmiş ve birbirine kin beslemiş olan müminlerin kalplerinden o kini çıkaracak ve müminler, kardeş olarak sohbet edeceklerdir.}

48- Onlara orada hiçbir yorgunluk gelmeyecek ve onlar, oradan çıkarılmayacaklardır.

49- (Resûlüm!) Kullarıma, benim, çok bağışlayıcı ve pek esirgeyici olduğumu haber ver.

50- Benim azabımın elem verici bir azap olduğunu da bildir.

51- Onlara İbrahim'in misafirlerinden (meleklerden) de haber ver.

Sayfa 264[değiştir]

52- Onun yanına girdikleri zaman, "selam" dediler. (İbrahim:) Biz sizden çekiniyoruz, dedi.

53- Dediler ki: Korkma; biz sana bilgin bir oğul müjdeliyoruz.

54- (İbrahim:) Bana ihtiyarlık çökmesine rağmen beni müjdeliyor musunuz? Beni ne ile müjdeliyorsunuz? dedi.

55- Sana gerçeği müjdeledik, sakın ümitsizliğe düşenlerden olma! dediler.

56- (İbrahim:) dedi ki: Rabbinin rahmetinden, sapıklardan başka kim ümit keser?

57- "Ey elçiler! (Başka) ne işiniz var?" dedi.

{Hz. İbrahim, onların Allah tarafından gönderilmiş melekler olduklarını anlayınca, böyle bir melek cemaatinin sadece bir müjde için gelmiş olmayacağını, daha başka mühim vazifelerinin de olabileceğini tahmin ederek bu soruyu sordu.}

58- Dediler ki: "Biz, suçlu bir topluma (onları helâk etmeye) gönderildik."

59- "Ancak Lût ailesi hariç. Onların hepsini kurtaracağız."

60- "(Fakat Lût'un) karısı müstesna; biz onun geri kalanlardan olmasını takdir ettik."

Bölüm 5[değiştir]

61-62- Elçiler Lût âilesine gelince, Lût onlara: "Hakikaten siz tanınmayan kimselersiniz" dedi.

63- Dediler ki: "Bilakis, biz sana, onların şüphe etmekte oldukları şeyi (azabı ve helâkı) getirdik.

64- Sana gerçeği getirdik; biz, hakikaten doğru söyleyenleriz.

65- Gecenin bir bölümünde aile fertlerini yola çıkar, sen de arkalarından yürü. Sizden hiç kimse, sakın dönüp de ardına bakmasın, istenen yere gidin."

66- Ona (Lût'a) şu hükmümüzü vahyettik: "Sabaha çıkarlarken mutlaka onların ardı kesilmiş olacaktır."

67- Şehir halkı, birbirlerini kutlayarak, (meleklerin yanına) geldiler.

{Çünkü genç erkekler sûretinde gelen melekler onların eşcinsellikten doğan kötü arzularını uyandırmıştı.}

68-69 -(Lût) onlara "Bunlar benim misafirimdir. Sakın beni utandırmayın; Allah'tan korkun, beni rezil etmeyin!" dedi.

70- "Biz seni, elâlemin işine karışmaktan men etmemiş miydik?" dediler.

Sayfa 265[değiştir]

71- (Lût:) İşte kızlarım! (Düşündüğünüzü) yapacaksanız (onlarla evlenin), dedi.

72- (Resûlüm!) Hayatın hakkı için onlar, sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı.

73- Güneş doğarken onları o korkunç ses yakaladı.

74- Böylece ülkelerinin üstünü altına getirdik. Üzerlerine de balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık.

{Lût kavmi, homoseksüellik gibi kötü bir günahı işledikleri için Allah Teâlâ, onlara önce korkunç bir ses duyurmuş, sonra memleketlerinin altını üstüne getirmiş, daha sonra da üzerlerine taş yağdırmıştır ki, bir milletin yok olup tarih sahnesinden silinmesi için bundan daha şiddetli felâket olamaz.}

75- İşte bunda ibret alanlar için işaretler vardır.

76- Onlar hâla gözler önünde duran bir yol üzerindedirler.

77- Hakikaten bunda iman edenler için bir ibret vardır.

78- Eyke halkı da gerçekten zalim idiler.

{Âyette sözü edilen Eyke, sık ormanlık demektir. Şuayb Peygamber ve kavminin oturduğu ülke ormanlık olduğu için onlara Eyke halkı denilmiştir.}

79- Biz onlardan da intikam aldık. İkisi de (Eyke ve Medyen) açık bir yol üzerindedir.

Bölüm 6[değiştir]

80- Andolsun, Hicr halkı da peygamberleri yalanlamıştı.

{Hicr, Salih Peygamber'in kavminin yaşadığı bölgenin adıdır. Burada yaşamış olan halk Semûd kavmi diye anılmıştır.}

81- Biz onlara mucizelerimizi vermiştik; fakat onlardan yüz çevirmişlerdi.

82- Onlar, dağlardan emniyet içinde kalacakları evler oyarlardı.

83- Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç ses yakaladı.

84- Kazanmakta oldukları şeyler onlardan hiçbir zararı savmadı.

85- Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri ancak hak ile yarattık. O saat (kıyamet), mutlaka gelecektir. Şimdilik onlara güzel muamele et.

86- Şüphesiz Rabbin hakkıyla yaratan pek iyi bilendir.

87- Andolsun ki, biz sana tekrarlanan yedi âyeti ve yüce Kur'an'ı verdik.

{Resûlullah'dan rivayet edilen bir hadise göre bu yedi âyet, namazların her rek'atında tekrar edilen Fâtiha sûresi'dir.}

88- Sakın onlardan bazı sınıflara verdiğimiz dünya malına göz dikme, onlardan dolayı üzülme ve müminlere alçak gönüllü ol.

89- De ki: Şüphesiz ben apaçık bir uyarıcıyım.

90- Nitekim biz, komplo kuranlara (azabı) indirmişizdir.

Sayfa 266[değiştir]

91- Onlar, Kur'an'ı tutarsız parçalar olarak nitelendirenlere gelince,

92 -93- Rabbin hakkı için, mutlaka onların hepsini yaptıklarından dolayı sorguya çekeceğiz.

94- Sana emrolunanı açıkça söyle ve ortak koşanlardan yüz çevir!

{91-94. âyetlerde de görüldüğü gibi Kur'an-ı Kerim'in bir kısmına inanıp, bir kısmına inanmayanlardan Allah "müşrikler" diye söz ediyor. Bakara sûresi 85. âyetinde Kur'an'ın bir kısmına inanıp, bir kısmına inanmayanların cezasının dünyada rüsvaylık, ahirette de en şiddetli azabı çekme olduğu bildiriliyor. Nisâ sûresi 150. ve 151. âyetlerinde ise Allah'la peygamberleri birbirinden ayıran ve "Bir kısmına inanırız, bir kısmına da inanmayız" diyenlerin gerçek anlamda kâfir oldukları vurgulanıyor.}

95- (Seninle) alay edenlere karşı biz sana yeteriz.

96- Onlar Allah ile beraber başka bir ilâh edinenlerdir. (Kimin doğru olduğunu) yakında bilecekler!

97- Onların söyledikleri şeyler yüzünden senin canının sıkıldığını andolsun biliyoruz.

98- Sen şimdi Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol!

99- Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et!

Önceki Sure: İbrahimKur'anNahl: Sonraki Sure

test