Haşir 20

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden

Önceki Ayet: Haşir 19Haşir SuresiHaşir 21: Sonraki Ayet

Meali: 20- Cehennem ehliyle cennet ehli bir olmaz. Cennet ehli, isteklerine erişenlerdir.

Kur'an'daki Yeri: 28. Cüz, 547. Sayfa

Tilavet Notları:

Diğer Notlar:

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Mesail-i şeriattan bir kısmına taabbüdî denilir, aklın muhakemesine bağlı değildir, emrolduğu için yapılır. İlleti, emirdir.

Bir kısmına makulü’l-mana tabir edilir. Yani bir hikmet ve bir maslahatı var ki o hükmün teşriine müreccih olmuş fakat sebep ve illet değil. Çünkü hakiki illet, emir ve nehy-i İlahîdir.

Şeairin taabbüdî kısmı; hikmet ve maslahat onu tağyir edemez, taabbüdîlik ciheti tereccuh ediyor, ona ilişilmez. Yüz bin maslahat gelse onu tağyir edemez. Öyle de “Şeairin faydası, yalnız malûm mesalihtir.” denilmez ve öyle bilmek hatadır. Belki o maslahatlar ise çok hikmetlerinden bir faydası olabilir.

Mesela biri dese: “Ezanın hikmeti, Müslümanları namaza çağırmaktır; şu halde bir tüfek atmak kâfidir.” Halbuki o divane bilmez ki binler maslahat-ı ezaniye içinde o bir maslahattır. Tüfek sesi, o maslahatı verse acaba nev-i beşer namına, yahut o şehir ahalisi namına, hilkat-i kâinatın netice-i uzması ve nev-i beşerin netice-i hilkati olan ilan-ı tevhid ve rububiyet-i İlahiyeye karşı izhar-ı ubudiyete vasıta olan ezanın yerini nasıl tutacak?

Elhasıl, cehennem lüzumsuz değil, çok işler var ki bütün kuvvetiyle “Yaşasın cehennem!” der. Cennet dahi ucuz değildir, mühim fiyat ister.

لَا يَسْتَوٖٓى اَصْحَابُ النَّارِ وَاَصْحَابُ الْجَنَّةِ اَصْحَابُ الْجَنَّةِ هُمُ الْفَٓائِزُونَ … الخ

(29. Mektup)


Evvelen, Yirmi Dokuzuncu Mektup’un altı nüktesiyle Kur’an’ın hakiki tercümesi kabil olmadığını, imandan zerre kadar nasibi olana, Yirmi Beşinci Söz’deki bürhanlara zeylen ispat ediyor. Ve şeair-i İslâmiyeyi gayet güzel bir üslup ile tarif ve müdafaa etmekle beraber, ulemaü’s-sû ashabına çok mükemmel ve manevî tokat aşk ediyorsunuz. Ve nihayette, mektuptaki hakikatlerin Kur’an’dan geldiğine aklı takvim için onun belâgat-ı i’caz ve îcazına imtisalen لَا يَسْتَوٖٓى اَصْحَابُ النَّارِ وَاَصْحَابُ الْجَنَّةِ اَصْحَابُ الْجَنَّةِ هُمُ الْفَٓائِزُونَ âyet-i kerîmesini nazara vaz’ediyorsunuz.

(Barla Lahikası)


İkinci Sualiniz: Cemaatin iştiyakına ve okuyanın niyetine göre efdaliyet tahavvül eder (Hâşiye[1]).

(Barla Lahikası)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

  1. İkinci Sual: Sabah ve akşam namazlarından sonra Sure-i Haşr’in sonunda هُوَ اللّٰهُ الَّذٖى den başlamak sünnet iken لَا يَسْتَوٖى den başlanması efdaliyeti terk olur mu?