Ahmed Böncü
Savlı Ahmed ile karıştırılmamalıdır
Ahmed Böncü ya da Marangoz Ahmed, Isparta'nın Sav köyündeki faal nur talebelerindendi. Mesleği marangozluk olduğu için bu lakabı almıştı. Gece-gündüz Risale-i Nurları yazmış ve neşretmiştir.[1]
Şahsi Bilgiler[değiştir]
Diğer İsimleri: Marangoz Ahmed
Doğum Yeri ve Tarihi: Sav, Isparta, 1904[1][2]
Vefat Yeri ve Tarihi: 1958[1]
Kabrinin Yeri: Sav Köyü Mezarlığı[2]
Harita Konumu: [1]
Risale-i Nur ile Nasıl Tanıştığı[değiştir]
Hacı Hafız Mehmed vasıtasıyla risalelerle tanışmıştır.[2]
Bediüzzaman Said Nursi ile Görüşmeleri[değiştir]
Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]
Latîf ve manidar bir tevafuktur ki dünkü gün masumların mecmuası elime geçti, açtım. O mecmuanın başında, o masumların bir kumandanı hükmünde ve Medrese-i Nuriye’nin kahramanlarından Marangoz Ahmed’in gayet ziynetli ve nakışlı ve dikkatli yazdığı Küçük Sözler, başında dercedilmiş gördüm. Mâşâallah Marangoz Ahmed dedim, masumların çavuşu olmuş. Aynı günde bir mektubu elime geçti, açtım. Marangoz Ahmed’in gönderdiğimiz mektupları arkadaşlara gecede okumak zamanında, iki çekirge mektubun başına gelip tâ bitinceye kadar dinlemelerini gördüm. Birkaç gün evvel biz mektubu yazarken iki güvercin, mektubun makbuliyetini ve müjdeci serçe ve kuddüs kuşlarının müjdelerini tasdik ettikleri gibi; Marangoz’un iki çekirgeleri de güvercinleri ve müjdeci kuşları tasdik ederek, biz dahi Risale-i Nur’u tanıyoruz diye lisan-ı halleri ifade ediyor diye latîf ve manidar tevafuk olmuş.
Râbian: Medrese-i Nuriye kahramanlarından Marangoz Ahmed’in bülbülü, Gül Fabrikasının mübarek gülcü kâtibinin bülbülünü tasdik etmesi pek latîf olmuş. Zaten baharda umum kuşlar namına nebatat kafilelerinin erzak-ı hayvaniyeyi getirmelerine karşı bülbüller bir hatiptir ki onları, kuşlar namına alkışlıyor. Risale-i Nur’un kuşlar tarafından alâkadarlıkları içinde elbette yine başta bülbül görünmek lâzım geliyordu ki göründü.
Medrese-i Nuriye kahramanlarından Şükrü Efe’nin, kuşların ve serçelerin alâkadarlıklarını gösteren mektubu, kahraman Marangoz’un teyidini teyid etti, bizi de memnun etti.
Sâlisen: Medrese-i Nuriyenin kahramanlarından ve Barlalı Marangoz Mustafa Çavuş ve Hâfız Mehmed’in tam vârisi Marangoz Ahmed’in Medrese-i Nuriye namına pek samimi ve hazîn taziyenamesi, beni sürurla ağlattırdı.
Medrese-i Nuriyenin eski ve yeni kahramanlarından Marangoz Ahmed’in mektubu, üç dört cihetten beni mesrur ve minnettar eyledi. O medresenin baş talebesi namını verdiği Ahmed ise hem şehit Hâfız Ali’nin vazifesini yaptığını hem Süleyman gibi kıymetli kardeşiyle ve küçük kerîmesiyle üç tane Asâ-yı Musa’yı yazmaları ve mübarek Hasan Dayı’nın hafidi olması, beni meraktan kurtardı hem çok memnun eyledi. Cenab-ı Hak ona şifa ve onlara muvaffakıyet ve saadet versin, âmin âmin!
Merhum Hâfız Mehmed’in iki kardeşi o merhumun vazifesini yapmaları ve Mustafa’nın yazısı, Hüsrev’in tatlı hattına mutabık gelmesi, benim nazarımda, yeniden iki Hâfız Mehmed’i bulmuş kadar memnun oldum.
Kahraman Marangoz’un gayretiyle Gökdereli hatip, Risale-i Nur’a üç oğluyla beraber talebe olup yazmaya başlamalarıyla hem onları hem marangozu hem köylerini tebrik ederiz. Ve Marangoz’un onlara söylediği manzumesini Lâhika’ya geçirdik.
Sâlisen: Marangoz merhum Barlalı, hârika sadakatli Mustafa Çavuş’un tam yerine geçen Medrese-i Nuriyenin tam çalışkan kahramanlarından Marangoz Ahmed’in benim için Sava’nın Davraz Dağı’nda berzahî ve uhrevî bir menzil, bir mezar düşünmesi ve yazması, beni çok sevindirdi ve hazînane ağlattırdı.
Hem çok eski hem çok sadık hem çok muktedir, sebatkâr Medrese-i Nuriye kahramanlarından Marangoz Ahmed’in o medresenin üstadı olan merhum Hacı Hâfız’ın kerametli vefatına dair güzel, hazîn mektubunda, o Medrese-i Nuriye’nin şakirdlerinin, o merhum üstadlarına karşı gösterdikleri dindarane vaziyet ve yağmurun zahmet vermemek ve onları ıslatmamak ve üşütmemek için durması, iş bittikten sonra başlaması, o merhum zatın ruhuna büyük rahmetlerin nüzulüne emare…
Cenab-ı Hak o rahmet katreleri adedince ona ve onlara rahmet etsin, âmin!
Marangoz Ahmed’in, cidden beni sürurla ağlattıran ve çok meraklarımı izale eden Risale-i Nur’un mübarek şakirdlerinin kerametkârane, bir gecede oraya gelen mektupları lâzım gelen yerlere göndermek için yazmaları, beni fevkalâde mesrur ve müteşekkir eden mektubu, bir kitap kadar ve on mektup yerinde kabul ettik. Merhum ve kıymettar ve çok vefakâr ve fedakâr ve sekiz sene bana hizmet eden bir kardeşimiz Marangoz Mustafa Çavuş yerine, Cenab-ı Hak rahmetiyle, kahraman Marangoz Ahmed’i verdi.
Bugünlerde benimle altı adam, başta Marangoz Ahmed, âhirinde ben, manevî ihtara binaen birer meseleye medar olmuşuz:
Birincisi
Faal, cidden çalışkan, Risale-i Nur ve Medrese-i Nuriye talebelerinden Marangoz Ahmed’in mektubunda, Eşref namında on yaşında bir masum çocuğun; köyünü, malını terk edip iki gün mesafeden gelip hiç yazı yazmadığı halde, on gün zarfında Risale-i Nur’u yazmaya muvaffak olması, Risale-i Nur’un bir kerameti olduğu gibi Medrese-i Nuriye’nin de hârika bir çiçeğidir deniliyor.
Evet, biz de deriz ki: Maddî bir kışta güzel çiçeklerin açılması, bir hârika-i kudret olduğu gibi; bu asrın manevî ve dehşetli kışında, Sava karyesinin yani Sava şeceresi bin güzel çiçekler ve cennet meyveleri açması ve Isparta memleket bahçesi, binler gül-ü Muhammedî (asm) çiçekleri açması (Hâşiye[3]) elbette hârika bir mu’cize-i rahmet ve bu memlekete hârika bir keramet-i inayet-i Rabbaniye ve Risale-i Nur talebelerine hârikulâde bir ikram-ı İlahîdir diye itikad edip Cenab-ı Hakk’a hadsiz şükrederiz.
Marangoz Ahmed’in mektubunda, Darıviran köyünün eski zamanın çalışkan talebelerini andıran fedakâr talebeler, bizi ve eski zaman talebelerini tahassürle yâd eden medreseden yetişme, Risale-i Nur talebelerine derin bir sürur verdi. Medrese-i Nuriye’nin hanımlar talebeleri; evrad-ı Kur’aniye ile dualarıyla, evradlarıyla çalışkan kalemlere manevî yardımları çok güzeldir. Bu havalideki hanımlara da tam bir ders olur. Cenab-ı Hak onlardan ve o medresenin umum talebelerinden ve üstadlarından ebeden razı olsun.
Ahmed’in rüyası çok mübarek ve güzeldir. Hazret-i İsa’nın (as) kuvvetli sadâsını işitmek, İsevîlerden kuvvetli bir imdat Hizbü’l-Kur’an’a iltihak etmeye işaret olabilir.
Bu defa Nur Fabrikasının sahibiyle ve tam bir muavini ve tam bir Hüsrev olan kahraman Tahir’in beşaretli mektupları ve Medrese-i Nuriye’nin kahramanlarından Marangoz Ahmed’in ikinci rüyası ve üçüncü rüyanın âhirinde, malûm musibetin akabinde sarsılmayan faal Hâfız Mehmed’in çocuklara hatim duasını yapması ve Risale-i Nur’u okutması, üstümüzden dağ gibi manevî ağırlıkları kaldırdılar. Cenab-ı Hak sizleri ve onları âfat-ı maneviye ve maddiyeden muhafaza etsin, âmin!
Marangoz Ahmed’in ikinci rüyası, Peygamberimiz aleyhissalâtü vesselâm ile alâkadarlık ve sürurlu olduğu cihetinden rüya-yı sadıka olduğuna, o Medrese-i Nuriye’nin civarlarındaki kardeşlerin ve hemşirelerin maddî hizmetleri canlı ve ruhlu bir suret alıp Peygamber aleyhissalâtü vesselâmın sünnet-i seniyesinin ihyasına medar olacağına işaret verdiği münasebetiyle, mektubunuzu almadan iki gün evvel gördüğüm bir rüyayı beyan ediyorum.
Milaslı Mehmed Efendi “Bir karyede bin kalemle Nur’a sarılan kardeşlerimizin köyündeki faaliyeti biraz mübalağalı görmüşler. Ben onun tahkiki için geldim.” dedi. Risaletü’n-Nur’un bir kerameti idi ki bu köyün kıymetli, faal bir talebesi Marangoz Ahmed yanımda idi. Ben dedim: Vakıâ ben bu köye gitmedim, kardeşlerimden soruyorum, onlar da diyordu: “Kadın erkek, çoluk çocuk, Risaletü’n-Nur’u yazan bin kalem vardır.” Sonra Marangoz Ahmed dedi ki: “Bizim köyümüz, üç yüz elli hanedir. İki hoca, bir hacı üç adamdan başka bütün evlerimize Risaletü’n-Nur girmiştir. Kadınlara, kız çocuklarına varıncaya kadar yazıyorlar. Hattâ ümmilerden –kırk yaşından yukarı– yazı yazan on kadar kardeşimiz vardır.” cevabında bulundu. Milaslı Mehmed Efendi bu faaliyete hayran oldu.
Talebeniz Hüsrev
Râbian: Hacca giden kardeşimiz Marangoz Ahmed, selâmetle gelmiş mi merak ediyorum? Hem Zülfikar ve Asâ-yı Musa’nın âhirinde Hüsrev’e ve yardımcılarına olan aynı duayı Mustafa Gül ve refiklerini ilâve ile Sözler mecmuasının âhirinde yazınız.
Bâki umumunuza selâm…
Kardeşiniz Said Nursî