İspanyol Nezlesi

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
09.59, 4 Mayıs 2020 tarihinde Turker (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 10620 numaralı sürüm
1918 İspanya Gribinde tedbir alan polisler.

1918 İspanya Gribi Ocak 1918-Aralık 1920 arasında dünyanın o zamanki nüfusunun üçte birine karşılık gelen yaklaşık 500 milyon insana bulaşmış ve 17 - 50 milyon arası insanın ölümüne yol açmış bir grip salgınıdır. Bu rakam 1. Dünya savaşında ölenlerin sayısından fazladır. İstanbul'da İngiliz işgali dönemine denk gelen bu hastalıktan resmi rakamlara göre 5-10 bin, gayrı resmi rakamlara göre on binlerce kişinin öldüğü tahmin edilmektedir. Salgın aslında İspanya'dan başlamadı ama İspanya büyük savaşa katılmadığından ve haberleri sansürsüz verdiğinden dünya hastalık haberlerini İspanya basınından öğrenmiş ve ismi bu şekilde kalmıştır. Dünya tarihinin en fazla ölüme yol açmış salgınlarından birisidir. Özellikle yaşı küçük olanları çok fazla etkilemiştir. Rusya'daki 2,5 yıllık esaretten kaçarak İstanbul'a gelen Bediüzzaman son derece bulaşıcı bu hastalığı o zamanki İstanbul siyasetine benzetmiştir.[1]

Diğer İsimleri[değiştir]

İspanyol Hastalığı, İspanyol, 1918 İspanya Gribi, Üç Gün Humması

Gerçekleştiği Tarih ve Yer[değiştir]

Ocak 1918-Aralık 1920 arası, tüm dünya[1]

Harita konumu[değiştir]

Hadiseye Dahil Olanlar[değiştir]

Tüm dünya halkı

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

67- Şimdilik İstanbul siyaseti, İspanyol hastalığı gibi bir hastalıktır.

(Mektubat, Hakikat Çekirdekleri)


Aynı gün pür-ümid, başka ve dünyevî bir meclise gittim. Dünyevîler dediler:

-Neden geldin geleli siyasete karışmıyorsun?

Dedim:

ﺍَﻋُﻮﺫُ ﺑِﺎﻟﻠَّﻪِ ﻣِﻦَ ﺍﻟﺸَّﻴْﻄَﺎﻥِ ﻭَ ﺍﻟﺴِّﻴَﺎﺳَﺔِ

Evet İstanbul siyaseti İspanyol gibi .... bir hastalıktır. Fikri hezeyanlaştırır. Biz müteharrik-i bizzât değiliz. Bilvasıta müteharrikiz. Avrupa üflüyor, biz burada oynuyoruz. O tenvim ile telkin eder. Biz kendimizden hayal edip, esammane tahribimizde eser-i telkini icra ederiz. Mademki menba' Avrupa'dadır. Gelen cereyan, ya menfî veya müsbettir. Menfîye kapılan, harf gibi

ﺩَﻝَّ ﻋَﻠَﻰ ﻣَﻌْﻨًﻰ ﻓِﻰ ﻧَﻔْﺲِ ﻏَﻴْﺮِﻩِ

yahud

ﻟﺎَ ﻳَﺪُﻝُّ ﻋَﻠَﻰ ﻣَﻌْﻨًﻰ ﻓِﻰ ﻧَﻔْﺴِﻪِ

tarif edilir.

Demek bütün harekâtı bizzât haric hesabına geçer. Çünki iradesi hükümsüzdür. Hulûs-u niyeti faide vermez. Bahusus menfî iki cihet-i za'fla, haric cereyanın kuvvetine bir âlet-i laya'kıl olur.

Diğer müsbet cereyan ise ki, dâhilden muvafık şeklini giyer. İsim gibi,

ﺩَﻝَّ ﻋَﻠَﻰ ﻣَﻌْﻨًﻰ ﻓِﻰ ﻧَﻔْﺴِﻪِ

dir. Hareketi kendinedir. Tebeî haricedir. Lâzım-ı mezheb mezheb olmadığından, belki muahez değil. Bahusus iki cihetle kuvveti, haric cereyanın müsbet ve za'fına inzimam etse, harici kendine âlet-i lâyeş'ur edebilir.

(Sünuhat)


İslâm Siyaseti Kendinden Çıkmalı. Başkasına Vasıta Olmamalı. Fırkacılık, Kulüpleri Tevhid-i Kulübe Değil, Tefrik-i Kulûbe Sebeptir

İstanbul'un siyaseti İspanyol nezlesi gibi, insana bulaşıyor, hem hezeyan devrini, arasıra geçiriyor.

Bizans bir kafadır fırkacılık cünûnu, o bizzat bire'sihi müteharrik değildir, bilvasıta dönüyor.

Kulağına Avrupa tenvîm ile uyutup, telkin ile üflüyor, burada oyun başlıyor. Madem oradan geliyor,

Ya menfîdir ya müsbet. Menfi ise, harf gibi gayrın menfaatına delaleti ediyor. İhtiyar selboluyor.

Niyeti tesir etmez. Müsbet ise benziyor, bir mânâ-yı ismîye, bizzat eder nefsine, delâlet ve hem hizmet, sonra vasıta olur.

Buradaki ihtilâf münharifen gidiyor, telâkî noktası da vatanda bulunmuyor. Hatta kürede de olmuyor.

Madem ki öyle olur, müsbet ismî olmalı, kuvvetli el hangiyse Kur'ân'a sahip olmalı. Zaif kalil madem düşer;

Kur'ân'ı, çünkü Kur'ân'dır, hıfz etmeli, sevmeli onu siper etmemeli, yed-i kavîye vermeli, hıfzı ona bırakmalı; muhafaza o ediyor.

Zira ki, din dahilde menfi tarzda edilmez, isti'mal ve istihdam. Otuzbir Mart gösterdi, gösteriyor;

En ehven sureti de müthiş netice verdi. İslâm zararlı çıktı.

(Asar-ı Bediiyye, Lemeat)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]