Risale:Hülasat-ül Hülasa (Hizb-ül Hakaik)

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden

Önceki Kısım: TahmidiyeHizb-ül HakaikDuâlar: Sonraki Kısım

Hülasat-ül Hülasa[değiştir]

ﺧُﻠﺎَﺻَﺔُ ﺍﻟْﺨُﻠﺎَﺻَﻪ‌

ﺍٓﻳﺖ ﺍﻟﻜﺒﺮﺍﻧﻚ ﻭ ﺣﺰﺏ ﺍﻟﻨﻮﺭﻳﻪ‌ﻧﻚ ﺧُﻠﺎَﺻَﺔُ ﺍﻟْﺨُﻠﺎَﺻَﻪ‌ﺳﻰ

ﮔﭽﻦ ﺭﻣﻀﺎﻧﻚ ﻗﺪﺳﻰ ﺑﺮ ﻫﺪﻳﻪ‌ﺳﻰ ﻭ ﺍٓﻳﺖ ﺍﻟﻜﺒﺮﺍﻧﻚ ﺑﺮﻧﺠﻰ ﻣﻘﺎﻣﻨﻚ ﺍٓﻳﺮﻯ ﻭ ﻧﻮﺭﺍﻧﻰ ﺩﻳﮕﺮ ﺑﺮ ﻃﺮﺯﻯ ﻭ ﻛﺎﺋﻨﺎﺕ ﻛﺘﺎﺑﻨﻚ ﺗﻮﺣﻴﺪ ﺩﻳﻠﻰ ﺍﻳﻠﻪ ﻗﻴﺼﻪ‌ﺟﻪ ﺍﻭﻗﻮﻣﺎﺳﻰ ﻭ ﻗﺮﺍﺋﺘﻰ ﻭ ﮔﻨﻴﺶ ﺑﺮ ﺧﻴﺎﻟﻚ ﻣﺨﺘﺼﺮ ﺑﺮ ﺗﻮﺣﻴﺪﻧﺎﻣﻪ‌ﺳﻰ ﻭ ﻧﻤﺎﺯ ﺗﺴﺒﻴﺤﺎﺗﻨﺪﻩ‌ﻛﻰ ﺗﻬﻠﻴﻠﻚ ﻛﺎﺋﻨﺎﺕ ﺣﻠﻘﻪﺀِ ﺫﻛﺮﻧﺪﻩ ﻭ ﻟﺴﺎﻥِ ﺣﺎﻝ ﻭ ﻟﺴﺎﻥِ ﻗﺎﻝ ﺍﻳﻠﻪ ﺍﺭﻛﺎﻥِ ﻋﺎﻟﻤﻚ ﭼﻜﺪﻛﻠﺮﻯ ﺍﻭ ﻛﻠﻤﻪﺀِ ﺗﻮﺣﻴﺪﻙ ﻓﻴﻀﻠﻰ ﺑﺮ ﺗﻈﺎﻫﺮﻯ ﻭ ﮔﻠﻦ ﺍٓﻳﺘﻚ ﺍﻳﻤﺎﻥ ﻧﻘﻄﻪ‌ﺳﻨﺪﻩ ﺑﺮ ﭘﺎﺭﻟﺎﻕ ﺗﻔﺴﻴﺮﻯ ﺍﻭﻟﺎﻥ ﺍﻟﺎٓﻳﺖ ﺍﻟﻜﺒﺮﺍﻧﻚ ﺧُﻠﺎَﺻَﺔُ ﺍﻟْﺨُﻠﺎَﺻَﻪ‌ﺳﻴﺪﺭ. ﺍٓﺭﺍﺻﻴﺮﺍ ﺑﻌﺾ ﻭﻗﺘﺪﻩ ﻣﺘﻔﻜّﺮﺍﻧﻪ ﺍﻭﻗﻮﻧﺴﻪ ﮔﻮﺯﻝ ﺍﻭﻟﻮﺭ، ﺍﻳﻤﺎﻧﻪ ﻗﻮّﺕ ﻭﻳﺮﺭ.

Aynı Ramazanın kudsî bir hediyesi ve Âyet-el Kübra’nın arabî birinci makamının ayrı ve nurani diğer bir tarzı ve kâinat kitabının tevhid dili ile kısaca okuması ve kıraeti ve geniş bir hayalin muhtasar bir tevhidnamesi ve namaz tesbihatındaki tehlilin kâinat halka-i zikrinde lisan-ı hal ve lisan-ı kal ile erkan-ı âlemin çekdikleri kelime-i tevhidin feyizli bir tezahürü ve bu gelen âyetin iman noktasında bir parlak tefsiri ve Risale-i Nur’un hulasası olan Âyet-el Kübra’nın Hulasat-ül hulasasıdır. Arasıra bazı vakitte mütefekkirane okunsa güzel olur. İmana kuvvet verir.

Said Nursi

ﺧُﻠﺎَﺻَﺔُ ﺍﻟْﺨُﻠﺎَﺻَﻪ‌

ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢِ

ﺗُﺴَﺒِّﺢُ ﻟَﻪُ ﺍﻟﺴَّﻤَﻮَﺍﺕُ ﺍﻟﺴَّﺒْﻊُ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﺭْﺽُ ﻭَ ﻣَﻦْ ﻓِﻴﻬِﻦَّ ﻭَ ﺍِﻥْ ﻣِﻦْ ﺷَﻰْﺀٍ ﺍِﻟﺎَّ ﻳُﺴَﺒِّﺢُ ﺑِﺤَﻤْﺪِﻩِٓ ٭ ﺍَﻣَﻨَّﺎ ﺑِﺎَﻧَّﻪُ

Rahman, Rahim olan Allah'ın ismiyle

Yedi gök ve yer ve bunlarda bulunan her şey onu tesbîh eder. Ve ona hamd ederek tesbîh etmeyen hiç bir şey yoktur. (İsra: 44)

Evet, biz îmân ettik ki:

1. Kısım (25. Gün)[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺍﻟْﻮَﺍﺟِﺐُ ﺍﻟْﻮُﺟُﻮﺩِ ﺍَﻟْﻮَﺍﺣِﺪُ ﺍﻟْﺎَﺣَﺪُ ﺑِﺎَﻟْﺴِﻨَﺔِ ﺍﻟﺴَّﻤَﻮَﺍﺕِ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﺍﻟﻨُّﺠُﻮﻡِ ﻭَ ﺍﻟﺸُّﻤُﻮﺱِ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﻗْﻤَﺎﺭِ ﻭَ ﺍﻟﺴَّﻴَّﺎﺭَﺍﺕِ ﺑِﺸَﻬَﺎﺩَﺓِ ﻧِﻈَﺎﻣَﺎﺗِﻬَﺎ ﻭَ ﻭَﻇِﻴﻔَﺎﺗِﻬَﺎ ﺍﻟْﻤُﻨْﺘَﻈَﻤَﺎﺕِ

Bütün gökler, kendisine mahsûs diller ile; Yıldızlar, güneşler, aylar ve gezegenler kelimeleriyle ve bunların şu semâ denizinde ve kendi aralarındaki düzenleri ve muntazam vazifelerinin şehâdetiyle derler ki:

Varlığı zarurî olan Vâcibü'l-Vucûd ve tek ve bir olan Allah'tan başka ilâh yoktur.

2. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺑِﻠِﺴَﺎﻥِ ﺍﻟْﺠَﻮِّ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﺍﻟﺴَّﺤَﺎﺏِ ﻭَ ﺍﻟﺮِّﻳَﺎﺡِ ﻭَ ﺍﻟْﺒَﺮْﻕِ ﻭَ ﺍﻟﺮَّﻋْﺪِ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﻣْﻄَﺎﺭِ ﺍﻟْﻤُﺴَﺨَّﺮَﺍﺕِ ﺍﻟْﻤُﻮَﻇَّﻔَﺎﺕِ ﺑِﺸَﻬَﺎﺩَﺓِ ﻣَﻨَﺎﻓِﻌِﻬَﺎ ﻭَ ﺗَﻄَﺎﺑُﻘِﻬَﺎ ﻟِﺤَﺎﺟَﺎﺕِ ﺫَﻭِﻯ ﺍﻟْﺤَﻴَﺎﺓِ

Gökyüzü, kendine mahsûs dil ile; Hizmetkâr kılınmış birer vazifeli me'mur olan bulut, rüzgâr, şimşek, gök gürültüsü ve yağmur kelimeleriyle, hem bunların faydaları ve bütün canlıların ihtiyaçlarına olan uygunluklarının şehâdetiyle der ki: Allah'tan başka ilâh yoktur.

3. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺑِﺎَﻟْﺴِﻨَﺔِ ﺍﻟْﻌَﻨَﺎﺻِﺮِ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﻣُﺼَﻨَّﻌَﺎﺕِ ﻣَﻮَﺍﻟِﻴﺪِﻫَﺎ ﻭَ ﻣُﺰَﻳَّﻨَﺎﺕِ ﻧَﺘَٓﺎﺋِﺠِﻬَﺎ ﻭَ ﻣُﻜَﻤَّﻠﺎَﺕِ ﺧَﺪَﻣَﺎﺗِﻬَﺎ ﻭَ ﻛَﻤَﺎﻝِ ﺍﻟْﻤُﺴَﺨَّﺮِﻳَّﺔِ ﻭَ ﺍﻟْﺎِﻧْﻘِﻴَﺎﺩِ ﻭَ ﺍﻟْﺎِﻃَﺎﻋَﺔِ ﻭَ ﺍﻟْﺎِﻧْﺘِﻈَﺎﻡِ ﻓِﻰ ﺗُﺮَﺍﺑِﻬَﺎ ﻭَ ﺣَﺪِﻳﺪِﻫَﺎ ﻭَ ﻣَٓﺎﺋِﻬَﺎ ﻭَ ﻫَﻮَٓﺍﺋِﻬَﺎ ﻣَﻊَ ﺟَﻬْﻠِﻬَﺎ ﻭَ ﺟُﻤُﻮﺩِﻫَﺎ ﻭَ ﺗَﺸَﺎﺑُﻬِﻬَﺎ ﻭَ ﺗَﻤَﺎﺛُﻠِﻬَﺎ ﻭَ ﺗَﺸَﺎﻛُﺴِﻬَﺎ ﻭَ ﺍِﺳْﺘِﻴﻠﺎَٓﺋِﻬَﺎ ﻭَ ﺍِﻧْﺘِﺸَﺎﺭِﻫَﺎ ﺑِﻠﺎَ ﻗَﻴْﺪٍ ﻓِﻰ ﺫَﻭَﺍﺗِﻬَﺎ ﻣَﻊَ ﻛَﻤَﺎﻝِ ﻣَﻨْﻈُﻮﻣِﻴَّﺔِ ﻭَ ﻣَﻮْﺯُﻭﻧِﻴَّﺔِ ﻣَﺎ ﻓِٓﻰ ﺍَﻳَﺎﺩِﻳﻬَﺎ

Unsurlar, kendilerine mahsûs diller ile;

Ellerinde mükemmel bir nizâm ve bir ölçü ile ortaya koydukları san'atlı ürünler, süslü neticeler, mükemmel hizmetler kelimeleriyle,

Ve zâtları i'tibâriyle hiçbir şey bilmedikleri, câmid oldukları, birbirine çok benzedikleri ve birbirinin hemen hemen aynısıymış gibi benzeştikleri, aynı zamanda birbirine zıt oldukları ve sınırsız bir şekilde her tarafı istilâ edip her yere yayıldıkları halde,

Toprağında, demirinde, suyunda ve havasında, mükemmel bir şekilde Allah'ın emrine uyma, boyun eğme, itaat etme ve düzen içinde olmalarıyla derler ki; Allah'tan başka ilâh yoktur.

4. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺑِﻠِﺴَﺎﻥِ ﺍﻟْﺎَﺭْﺽِ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﻣَﻨَﺎﻓِﻊِ ﻣَﻌَﺎﺩِﻧِﻬَﺎ ﺑِﺎﻟْﺤِﻜْﻤَﺔِ ﻟِﻠْﺤَﺎﺟَﺎﺕِ ﻭَ ﺳَﻨَﺎﺑِﻞِ ﻧَﺒَﺎﺗَﺎﺗِﻬَﺎ ﺑِﺎﻟﺮَّﺣْﻤَﺔِ ﻟِـﻠْﺎَﻗْﻮَﺍﺕِ ﻭَ ﺛَﻤَﺮَﺍﺕِ ﺷَﺠَﺮَﺍﺗِﻬَﺎ ﺑِﺎﻟْﻌِﻨَﺎﻳَﺔِ ﻟِـﻠْﺎَﺭْﺯَﺍﻕِ ﻭَ ﺻُﻮَﺭِ ﺣَﻴْﻮَﺍﻧَﺎﺗِﻬَﺎ ﺍﻟْﻤُﺪَﺑَّﺮَﺍﺕِ ﺑِﺪَﻗَٓﺎﺋِﻖِ ﺍﻟْﺤِﻜْﻤَﺔِ ﻭَ ﺍﻟْﺎِﺭَﺍﺩَﺓِ ﻓِﻰ ﻟَﻄَٓﺎﺋِﻒِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﺔِ ﻭَ ﺍﻟْﻌِﻨَﺎﻳَﺔِ

Yeryüzü kendisine mahsûs dil ile;

İhtiyaçlar için hikmetle hazırlanmış ma'denlerinin faydaları,

Gıda olmak üzere rahmetle hazırlanmış olan bitkilerinin sümbülleri,

Rızık olmak üzere inayetle hazırlanmış olan ağaçlarının meyveleri,

Rahmet ve inayet lütufları içinde hikmetin hassas ölçüleriyle idare edilen hayvanlarının çeşit çeşit, farklı suretleri kelimeleriyle der ki: Allah'tan başka ilâh yoktur.

5. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺑِﺎَﻟْﺴِﻨَﺔِ ﺍﻟْﺒِﺤَﺎﺭِ ﻭَ ﺍﻟْﻌُﻴُﻮﻥِ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﻧْﻬَﺎﺭِ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﺟَﻮَﺍﻫِﺮِﻫَﺎ ﺍﻟْﻤُﺰَﻳَّﻨَﺎﺕِ ﻭَ ﺣَﻴْﻮَﺍﻧَﺎﺗِﻬَﺎ ﺍﻟْﻤُﻨْﺘَﻈَﻤَﺎﺕِ ﻭَ ﻭَﺍﺭِﺩَﺍﺗِﻬَﺎ ﻭَ ﺻَﺮْﻓِﻴَّﺎﺗِﻬَﺎ ﺑِﺎﻟْﻤِﻴﺰَﺍﻥِ ﻭَ ﺍِﺩِّﺧَﺎﺭِﻫَﺎ ﻭَ ﻣُﺤَﺎﻓَﻈَﺘِﻬَﺎ ﺑِﺎﻟْﺎِﻧْﺘِﻈَﺎﻡِ ﻭَ ﺗَﺪْﺑِﻴﺮِﻫَﺎ ﻭَ ﺗَﺪْﻭِﻳﺮِﻫَﺎ ﻣَﻊَ ﺍﻟْﺎَﺭْﺽِ ﺣَﻮْﻝَ ﺍﻟﺸَّﻤْﺲِ ﺑِﺎﻟْﺎِﺣْﺘِﺸَﺎﻡِ

Denizler, pınarlar ve nehirler kendilerine mahsûs diller ile,

Süslü cevherleri, muntazam hayvanları ve ölçülü gelir ve giderleri, intizamlı bir şekilde depolanmaları ve korunmaları ve idare edilmeleri, dünya ile beraber güneşin etrafında muhteşem bir şekilde döndürülmeleri kelimeleri ile derler ki: Allah'tan başka ilâh yoktur.

6. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺑِﺎَﻟْﺴِﻨَﺔِ ﺍﻟْﺠِﺒَﺎﻝِ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﻭْﺩِﻳَﺔِ ﻭَ ﺍﻟﺼَّﺤَﺎﺭَﻯ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﺍَﻧْﻮَﺍﻉِ ﻓَﻮَٓﺍﺋِﺪِ ﺩَﻓَٓﺎﺋِﻨِﻬَﺎ ﻭَ ﻣَﻨَﺎﺑِﻌِﻬَﺎ ﺍﻟْﻤُﺪَّﺧَﺮَﺍﺕِ ﻟِﺎَﻧْﻮَﺍﻉِ ﺣَﺎﺟَﺎﺕِ ﺍَﻧْﻮَﺍﻉِ ﺫَﻭِﻯ ﺍﻟْﺤَﻴَﺎﺓِ ﻭَ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﻧَﺒَﺎﺗَﺎﺗِﻬَﺎ ﺍﻟْﻤُﺘَﺴَﻨْﺒِﻠﺎَﺕِ ﺍﻟْﻤُﺮْﺳَﻠﺎَﺕِ ﻟِﺎِﻧْﻔَﺎﻕِ ﺍﻟْﻤَﺨْﻠُﻮﻗَﺎﺕِ ﻭَ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﺷَﺠَﺮَﺍﺗِﻬَﺎ ﺍﻟْﻤُﺘَﺜَﻤِّﺮَﺍﺕِ ﻭَ ﺍﻟﻨَّﺎﺷِﺮَﺍﺕِ ﺍَﻳَﺎﺩِﻳﻬَﺎ ﺑِﺎﻟﺜِّﻤَﺎﺭِ ﻟِﺎِﻃْﻌَﺎﻡِ ﺫَﻭِﻯ ﺍﻟْﺤَﻴَﺎﺓِ

Dağlar, vadiler ve sahralar kendilerine mahsûs diller ile;

Her türlü canlının bütün ihtiyâçları için depolanmış definelerinin ve menba'larının çeşit çeşit faydaları kelimeleriyle,

Mahlûkâtı rızıklandırmak üzere gönderilmiş sümbüllü bitkiler kelimeleriyle,

Canlılara yedirmek için meyvelerle ellerini uzatmış meyveli ağaçlar kelimeleriyle derler ki: Allah'tan başka ilâh yoktur.

7. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺑِﺎَﻟْﺴِﻨَﺔِ ﺍَﻧْﻮَﺍﻉِ ﺍﻟﻨَّﺒَﺎﺗَﺎﺕِ ﻭَ ﺍَﺻْﻨَﺎﻑِ ﺍﻟْﺎَﺷْﺠَﺎﺭِ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﺍﻟْﺎَﻭْﺭَﺍﻕِ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﺯْﻫَﺎﺭِ ﻭَ ﺍﻟْﺒُﺬُﻭﺭِ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﺛْﻤَﺎﺭِ ﺍﻟْﻤَﻨْﻈُﻮﻣَﺎﺕِ ﺍﻟْﻤَﻮْﺯُﻭﻧَﺎﺕِ ﺑِﺸَﻬَﺎﺩَﺓِ ﻓَﺘْﺢِ ﺻُﻮَﺭِﻫَﺎ ﺍﻟْﻤُﺘَﺒَﺎﻳِﻨَﺔِ ﺑِﺎﻟْﺎِﻧْﺘِﻈَﺎﻡِ ﻭَ ﺍﻟْﻤِﻴﺰَﺍﻥِ ﻭَ ﺍﻟْﺎِﻣْﺘِﻴَﺎﺯِ

Nebatat türleri, ağaçların cinsleri kendilerine mahsûs diller ile;

Ahenkli ve ölçülü olan yapraklar, çiçekler, tohumlar ve meyveler kelimeleriyle,

Birbirinden farklı suretlerinin bir düzenle ve ölçüyle seçilerek açılıp ortaya çıkmasının şehâdetiyle derler ki: Allah'tan başka ilâh yoktur.

8. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺑِﺎَﻟْﺴِﻨَﺔِ ﺍَﻧْﻮَﺍﻉِ ﺍﻟْﺤَﻴْﻮَﺍﻧَﺎﺕِ ﻭَ ﺍﻟْﺤُﻮَﻳْﻨَﺎﺕِ ﻭَ ﺍَﻗْﺴَﺎﻡِ ﺍﻟﻄُّﻴُﻮﺭِ ﻭَ ﺍﻟﻄُّﻮَﻳْﺮَﺍﺕِ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﺍﻟْﺎَﻋْﻀَٓﺎﺀِ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﻟﺎَﺕِ ﻭَ ﺍﻟْﺠِﻬَﺎﺯَﺍﺕِ ﻭَ ﺍﻟْﺤِﺴِّﻴَّﺎﺕِ ﺍﻟْﻤُﻨْﺘَﻈَﻤَﺎﺕِ ﺑِﺸَﻬَﺎﺩَﺓِ ﻓَﺘْﺢِ ﺍِﻧْﻜِﺸَﺎﻑِ ﺻُﻮَﺭِﻫَﺎ ﺍﻟْﻤُﺘَﻤَﺎﻳِﺰَﺍﺕِ ﺍﻟْﻤَﻮْﺯُﻭﻧَﺎﺕِ ﺍﻟْﻤُﺰَﻳَّﻨَﺎﺕِ

Bütün hayvanların ve mikroskobik canlıların türleri; ve bütün kuşların, sinek ve kelebeklerin cinsleri kendilerine mahsûs diller İle;

Muntazam a'zâları, âletleri, cihazları ve duyguları kelimeleriyle,

Farklı, ölçülü ve süslü suretlerinin açılıp ortaya çıkmasının şehâdetiyle derler ki: Allah'tan başka ilâh yoktur.

9. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺑِﺎَﻟْﺴِﻨَﺔِ ﺟَﻤِﻴﻊِ ﺍﻟْﺎَﻧْﺒِﻴَٓﺎﺀِ ﻭَ ﺍﻟْﻤُﺮْﺳَﻠِﻴﻦَ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﻛَﻤَﺎﻟﺎَﺗِﻬِﻢْ ﻭَ ﻣُﻌْﺠِﺰَﺍﺗِﻬِﻢْ ﻭَ ﻛُﺘُﺒِﻬِﻢْ ﻭَ ﺻُﺤُﻔِﻬِﻢْ ﻭَ ﻣُﻌَﺎﻣَﻠﺎَﺗِﻬِﻢْ ﻭَ ﻣُﻨَﺎﺟَﺎﺗِﻬِﻢُ ﺍﻟْﻘُﺪْﺳِﻴَّﺎﺕِ ﻭَ ﺑِﺸَﻬَﺎﺩَﺍﺕِ ﺍﻟْﺎِﻣْﺪَﺍﺩَﺍﺕِ ﻭَ ﺍﻟْﺎِﻛْﺮَﺍﻣَﺎﺕِ ﻭَ ﺍﻟْﺎِﻋَﺎﻧَﺎﺕِ ﺍﻟْﻐَﻴْﺒِﻴَّﺎﺕِ ﻭَ ﺍﻟْﻤُﻘَﺎﺑَﻠﺎَﺕِ ﺍﻟﺮَّﺑَّﺎﻧِﻴَّﺎﺕِ ﻟِﺎِﺳْﺘِﻤْﺪَﺍﺩِﻫِﻢْ ﻭَ ﻣُﻨَﺎﺟَﺎﺗِﻬِﻢْ

Bütün nebiler ve resuller kendi dilleriyle;

Kudsî kemâlâtları, mu'cizeleri, kitapları, sayfaları, muameleleri ve duaları kelimeleriyle,

Rablerine olan yakarışları ve yardım taleblerine gelen gaybî meded ve yardımların ve Rabbani karşılıkların şehâdetiyle derler ki: Allah'tan başka ilâh yoktur.

10. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺑِﺎَﻟْﺴِﻨَﺔِ ﺍﻟْﺎَﺧْﻴَﺎﺭِ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﺻْﻔِﻴَٓﺎﺀِ ﻭَ ﺍﻟﺼِّﺪِّﻳﻘِﻴﻦَ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﺣِﺠَﺠِﻬِﻢْ ﻭَ ﺑَﺮَﺍﻫِﻴﻨِﻬِﻢْ ﻭَ ﺩَﻟﺎَٓﺋِﻠِﻬِﻢُ ﺍﻟﻨُّﻮﺭَﺍﻧِﻴَّﺎﺕِ ﺍﻟْﻤُﺘَﻮَﺍﻓِﻘَﺎﺕِ

Hayırlı ve iyi insanlar, asfiyâlar ve sıddîkler kendi dilleriyle;

Birbirini te'yîd eden, destek veren nûrânî hüccetler, burhanlar ve deliller kelimeleriyle derler ki: Allah'tan başka ilâh yoktur.

11. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺑِﺎَﻟْﺴِﻨَﺔِ ﺟَﻤِﻴﻊِ ﺍﻟْﺎَﻭْﻟِﻴَٓﺎﺀِ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﻗْﻄَﺎﺏِ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﺍﻟْﻤُﺸَﺎﻫَﺪَﺍﺕِ ﻭَ ﺍﻟْﻜَﺸْﻔِﻴَّﺎﺕِ ﺍﻟْﻤُﺘَﻄَﺎﺑِﻘَﺎﺕِ

Bütün evliya ve kutublar kendi dilleriyle;

Birbirini doğrulayan ve te'yîd eden müşahedeler, keşif ve kerametler kelimeleriyle derler ki: Allah'tan başka ilâh yoktur.

12. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺑِﺎَﻟْﺴِﻨَﺔِ ﺍﻟْﻤَﻠَٓﺌِﻜَﺔِ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﺭْﻭَﺍﺡِ ﺍﻟﻄَّﻴِّﺒِﻴﻦَ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﺍﻟﺘَّﺴْﺒِﻴﺤَﺎﺕِ ﻭَ ﺍﻟﺘَّﺤْﻤِﻴﺪَﺍﺕِ ﻣِﻞْﺀَ ﺍﻟﺪُّﻧْﻴَﺎ ﺑِﺸَﻬَﺎﺩَﺓِ ﺗَﻮَﺍﻓُﻖِ ﺍِﺧْﺒَﺎﺭَﺍﺗِﻬِﻢُ ﺍﻟْﻤُﺘَﻮَﺍﺗِﺮَﺍﺕِ ﻋِﻨْﺪَ ﺗَﻤَﺜُّﻠﺎَﺗِﻬِﻢْ ﻟِﺎَﻧْﻈَﺎﺭِ ﺍﻟْﺎِﻧْﺴَﺎﻥِ ﺍَﻟْﻒَ ﺍَﻟْﻒِ ﻣَﺮَّﺍﺕٍ

Melekler ve temiz ruhlar kendilerine mahsûs diller ile;

Dünya dolusu tesbîh ve hamd kelimeleriyle, İnsanların nazarlarına milyonlarca defa göründükleri sırada, hep beraber verdikleri haberlerin aynı hakikatleri te'yîd etmesi şehâdetiyle derler ki: Allah'tan başka ilâh yoktur.

13. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺑِﺎَﻟْﺴِﻨَﺔِ ﺍﻟْﻌُﻘُﻮﻝِ ﺍﻟْﻤُﺴْﺘَﻘِﻴﻤَﺔِ ﻭَ ﺍﻟْﻘُﻠُﻮﺏِ ﺍﻟﺴَّﻠِﻴﻤَﺔِ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﻳَﻘِﻴﻨِﻴَّﺎﺗِﻬِﻤَﺎ ﻭَ ﻗَﻨَﺎﻋَﺎﺗِﻬِﻤَﺎ ﻭَ ﺩَﻟﺎَٓﺋِﻠِﻬِﻤَﺎ ﻭَ ﻛَﺸْﻔِﻴَّﺎﺗِﻬِﻤَﺎ ﺍﻟْﻤُﺘَﻄَﺎﺑِﻘَﺎﺕِ ﻣَﻊَ ﺗَﺨَﺎﻟُﻒِ ﺍﻟْﻤَﺬَﺍﻫِﺐِ ﻭَ ﺍﻟْﻤَﺸَﺎﺭِﺏِ

İstikametli akıllar ve selîm kalbler kendi dilleriyle;

Mezheb ve meşreblerinin farklılığına rağmen; birbirine uygun olan, birbirini te'yîd eden kuvvetli inançları, kanaatleri, delilleri ve keşifleri kelimeleriyle derler ki: Allah'tan başka ilâh yoktur.

14. Kısım (26. Gün)[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺑِﺎَﻟْﺴِﻨَﺔِ ﻛُﻞِّ ﺍﻟْﻜُﺘُﺐِ ﻭَ ﺍﻟﺼُّﺤُﻒِ ﺍﻟﺴَّﻤَﺎﻭِﻳَّﺔِ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﺟَﻤِﻴﻊِ ﺍﻟْﻮَﺣْﻴَﺎﺕِ ﻭَ ﺍﻟْﺎِﻟْﻬَﺎﻣَﺎﺕِ ﻓِﻰ ﺍﻟْﺎَﻋْﺼَﺎﺭِ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﻗْﻄَﺎﺭِ ﻧَﻌَﻢْ ﻛَﻤَﺎ ﻳُﻈْﻬِﺮُ ﺭُﺑُﻮﺑِﻴَّﺘَﻪُ ﻭَ ﺷَﻔْﻘَﺘَﻪُ ﻓِﻌْﻠﺎً ﻭَ ﺣَﺎﻟﺎً ﺑِﺎﻟْﻤُﺸَﺎﻫَﺪَﺓِ ﻛَﺬَﻟِﻚَ ﻳُﻌْﻠِﻦُ ﺭَﺣْﻤَﺎﻧِﻴَّﺘَﻪُ ﻭَ ﺍُﻟُﻮﻫِﻴَّﺘَﻪُ ﻭَﺣْﻴًﺎ ﻭَ ﺍِﻟْﻬَﺎﻣًﺎ ﺑِﺎﻟْﺒَﺪَﺍﻫَﺔِ

Bütün semavî kitaplar ve suhuflar kendi dilleriyle;

Muhtelif zaman ve mekânlarda gelen bütün vahiy ve ilham kelimeleriyle derler ki: Allah'tan başka ilâh yoktur.

Evet, Allahü Teâlâ bütün mahlûkâtını kendisinin şefkatle besleyip, büyüttüğünü ve terbiye ettiğini gözümüzün önünde fi'len ve hâlen gösterdiği gibi, her birine olan merhamet ve şefkatini, onların yegâne İlâhı kendisinin olduğunu da vahiy ve ilham vasıtasıyla açıkça i'lân eder.

15. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺑِﻜُﻠِّﻴَّﺔِ ﻟِﺴَﺎﻥِ ﻣُﺤَﻤَّﺪٍ ﻋَﻠَﻴْﻪِ ﺍﻟﺼَّﻠﺎَﺓُ ﻭَ ﺍﻟﺴَّﻠﺎَﻡُ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﻛَﻤَﺎﻟﺎَﺗِﻪِ ﻭَ ﻣُﻌْﺠِﺰَﺍﺗِﻪِ ﻭَ ﺣَﻘَٓﺎﺋِﻖِ ﺩِﻳﻨِﻪِ ﻭَ ﺍِﺟْﻤَﺎﻉِ ﺍَﻟِﻪِ ﻭَ ﺍَﺻْﺤَﺎﺑِﻪِ ﻭَ ﺍَﺻْﻔِﻴَٓﺎﺀِ ﺍُﻣَّﺘِﻪِ ﻋَﻠَﻰ ﺗَﺼْﺪِﻳﻘِﻪِ ﻓِﻰ ﺍﻟﺘَّﻮْﺣِﻴﺪِ ﺑِﺤَﻖِّ ﺍﻟْﻴَﻘِﻴﻦِ ﻭَ ﻋَﻴْﻦِ ﺍﻟْﻴَﻘِﻴﻦِ ﻭَ ﻋِﻠْﻢِ ﺍﻟْﻴَﻘِﻴﻦِ

Muhammed Aleyhissalâtü Vesselam, (bütün ümmetini kuşatan) umûmî bir dil ile;

Harikulade kemâlâtı, mu'cizeleri, dininin hakikatleri, mübarek neslinin ve ehl-i beytinin, ashabının ve ümmetinin asfîyâları onu tevhîd hususunda hakkalyakîn, aynelyakîn ve ilmelyakîn olarak tasdîk etmek hususunda birleşmeleri kelimeleriyle der ki: Allah'tan başka ilâh yoktur.

16. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺑِﻜُﻠِّﻴَّﺔِ ﻟِﺴَﺎﻥِ ﺍﻟْﻘُﺮْﺍَﻥِ ﺍﻟْﻤُﻌْﺠِﺰِ ﺍﻟْﺒَﻴَﺎﻥِ ﺍﻟْﻤُﻨَﻮَّﺭِ ﺟِﻬَﺎﺗُﻪُ ﺍﻟﺴِّﺖُّ ﻭَ ﺍﻟْﻤُﺼَﺪَّﻕِ ﻣِﻦْ ﺟَﺎﻧِﺐِ ﺍﻟْﻤَﻘَﺎﻣَﺎﺕِ ﺍﻟﺴِّﺖِّ ﻭَ ﺍﻟْﻤُﻘَﺮَّﺭِ ﺑِﺎﻟْﺤَﻘَٓﺎﺋِﻖِ ﺍﻟﺴِّﺖِّ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﺳُﻮَﺭِﻩِ ﻭَ ﺍَﻳَﺎﺗِﻪِ ﻭَ ﺛَﻤَﺮَﺍﺗِﻪِ ﻭَ ﺍَﺛَﺎﺭِﻩِ ﻭَ ﺣَﻘَٓﺎﺋِﻘِﻪِ ﻭَ ﺍَﺳْﺮَﺍﺭِﻩِ

Altı ciheti nurlu, altı makam tarafından tasdîk edilmiş ve altı hakikatle karar kılmış olan Kur'ân-ı Mu'cizü'l-Beyân, umûmî bir dil ile;

Sûreleri, âyetleri, meyveleri, eserleri, hakikatleri ve sırları kelimeleriyle der ki: Allah'tan başka ilâh yoktur.

17. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺍﻟْﻮَﺍﺟِﺐُ ﺍﻟْﻮُﺟُﻮﺩِ ﺍَﻟْﻮَﺍﺣِﺪُ ﺍﻟْﺎَﺣَﺪُ ﺑِﻠِﺴَﺎﻥِ ﺍﻟْﺤَﻘِﻴﻘَﺔِ ﺍﻟْﺎِﻧْﺴَﺎﻧِﻴَّﺔِ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﺣَﻴَﺎﺗِﻬَﺎ ﻭَ ﺣِﺴِّﻴَّﺎﺗِﻬَﺎ ﻭَ ﺳَﺠِﻴَّﺎﺗِﻬَﺎ ﻭَ ﻣِﻘْﻴَﺎﺳِﻴَّﺘِﻬَﺎ ﻭَ ﻣِﺮْﺍَﺗِﻴَّﺘِﻬَﺎ ﻭَ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﺻِﻔَﺎﺗِﻬَﺎ ﻭَ ﺍَﺧْﻠﺎَﻗِﻬَﺎ ﻭَ ﺧِﻠﺎَﻓَﺘِﻬَﺎ ﻭَ ﻓِﻬْﺮِﺳْﺘِﻴَّﺘِﻬَﺎ ﻭَ ﺍَﻧَﺎﻧِﻴَّﺘِﻬَﺎ ﻭَ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﻣَﺨْﻠُﻮﻗِﻴَّﺘِﻬَﺎ ﺍﻟْﺠَﺎﻣِﻌَﺔِ ﻭَ ﻋُﺒُﻮﺩِﻳَّﺘِﻬَﺎ ﺍﻟْﻤُﺘَﻨَﻮِّﻋَﺔِ ﻭَ ﺍِﺣْﺘِﻴَﺎﺟَﺎﺗِﻬَﺎ ﺍﻟْﻜَﺜِﻴﺮَﺓِ ﻭَ ﻓَﻘْﺮِﻫَﺎ ﻭَ ﻋَﺠْﺰِﻫَﺎ ﻭَ ﻧَﻘْﺼِﻬَﺎ ﺍﻟْﻐَﻴْﺮِ ﺍﻟْﻤَﺤْﺪُﻭﺩَﺓِ ﻭَ ﺍِﺳْﺘِﻌْﺪَﺍﺩَﺍﺗِﻬَﺎ ﺍﻟْﻐَﻴْﺮِ ﺍﻟْﻤَﺤْﺼُﻮﺭَﺓِ

İnsanlık hakikati kendisine mahsûs bir dil ile;

Hayatı, duyguları, seciyeleri, Allah'ın isim ve sıfatlarına ölçü ve ayna oluşunun kelimeleriyle;

Sıfatları, ahlâkı, yeryüzünün halîfesi ve bütün âlemlerin fihristi olması ve (emânet-i kübrâ olan) enâniyeti kelimeleriyle;

Şümûllü yaratılışı, çok farklı ibâdetleri, pek çok ihtiyacı, nihayetsiz fakirlik, acizlik ve noksanlığı ve sınır konmamış isti'dâtları kelimeleriyle der ki: Allah'tan başka ilâh yoktur. O, Vâcibü'l-Vücud'dur. Vâhid'dir. Ehad'dir.

18. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺑِﻤُﺤِﻴﻂِ ﻟِﺴَﺎﻥِ ﺍﻟْﻜَٓﺎﺋِﻨَﺎﺕِ ﺍﻟْﻜِﺘَﺎﺏِ ﺍﻟْﻜَﺒِﻴﺮِ ﺍﻟْﻤُﺠَﺴَّﻢِ ﻭَ ﺍﻟْﻘُﺮْﺍَﻥِ ﺍﻟْﺠِﺴْﻤَﺎﻧِﻰِّ ﺍﻟْﻤُﻌَﻈَّﻢِ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﻭَﺍﺭِﺩَﺍﺗِﻬَﺎ ﻭَ ﺻَﺮْﻓِﻴَّﺎﺗِﻬَﺎ ﻭَ ﺳَﻜَﻨَﺘِﻬَﺎ ﻭَ ﻣُﺸْﺘَﻤِﻠﺎَﺗِﻬَﺎ ﻭَ ﺗَﺠْﺪِﻳﺪَﺍﺗِﻬَﺎ ﻭَ ﺗَﺒْﺪِﻳﻠﺎَﺗِﻬَﺎ ﺑِﺎﻟْﺎِﻧْﺘِﻈَﺎﻡِ ﻭَ ﺍﻟْﻤِﻴﺰَﺍﻥِ ﻭَ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﺍﻟْﺤُﺪُﻭﺙِ ﻭَ ﺍﻟْﺎِﻣْﻜَﺎﻥِ ﻭَ ﺍﻟﺘَّﻐَﻴُّﺮِ ﻓِﻰ ﻛُﻞِّ ﺳَﻜَﻨَﺘِﻬَﺎ ﻭَ ﺍﻟﺘَّﻐْﻴِﻴﺮِ ﻭَ ﺍﻟﺘَّﺼْﻮِﻳﺮِ ﻭَ ﺍﻟﺘَّﺪْﺑِﻴﺮِ ﺑِﺎﻟْﺎِﻧْﺘِﻈَﺎﻡِ ﻓِﻰ ﺟَﻤِﻴﻊِ ﻣُﺸْﺘَﻤِﻠﺎَﺗِﻬَﺎ ﻭَ ﺍﻟﺘَّﻌَﺎﻭُﻥِ ﻭَ ﺍﻟﺘَّﺴَﺎﻧُﺪِ ﻭَ ﺍﻟﺘَّﻨَﺎﺳُﺐِ ﺑِﺎﻟْﻤِﻴﺰَﺍﻥِ ﻓِﻰ ﻋُﻤُﻮﻡِ ﺍَﺟْﺰَٓﺍﺋِﻬَﺎ

Mücessem büyük bir kitap ve muazzam cismânî bir Kur'ân olan kâinat, kuşatıcı bir dil ile;

Gelir ve giderleri, üzerinde yaşayan ve içinde bulunan her şey ve bunların intizamlı ve ölçülü yenilenmeleri ve değişmeleri kelimeleriyle;

Ve bütün içindekilerin sonradan yaratılması, varlığının zorunlu değil mümkün olması, her ân başka başka hallere girmesi;

İçindeki her şeyin intizamlı değişiklikliği, (her birine farklı) şekil vermesi ve düzenlemesi;

Bütün parçaların kendi aralarındaki dengeli yardımlaşma, dayanışma ve birbirine uygun olması kelimeleriyle der ki: Allah'tan başka ilâh yoktur.

19. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺑِﺸَﻬَﺎﺩَﺓِ ﺍﻟْﻮَﺍﺟِﺐِ ﺍﻟْﻮُﺟُﻮﺩِ ﺑِﺘَﺠَﻠِّﻴَﺎﺕِ ﺻِﻔَﺎﺗِﻪِ ﻭَ ﺍَﺳْﻤَٓﺎﺋِﻪِ ﻭَ ﺷُﻮُٔﻧِﻪِ ﻭَ ﺍَﻓْﻌَﺎﻟِﻪِ ﻭَ ﺑِﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﺍَﺛَﺎﺭِﻩِ ﻭَ ﻣَﺼْﻨُﻮﻋَﺎﺗِﻪِ ﺍﻟْﻤُﺪَﺑَّﺮَﺍﺕِ ﺑِﻜَﻤَﺎﻝِ ﺍﻟﻨِّﻈَﺎﻡِ ﻭَ ﺍﻟْﻤِﻴﺰَﺍﻥِ ﻭَ ﺑِﺪَﻟﺎَﻟَﺔِ ﺗَﺒَﺎﺭُﺯِ ﺍﻟْﺎُﻟُﻮﻫِﻴَّﺔِ ﺍﻟْﻤُﻄْﻠَﻘَﺔِ ﻓِٓﻰ ﺍَﻗْﻄَﺎﺭِ ﺍﻟْﻜَٓﺎﺋِﻨَﺎﺕِ ﻓِﻰ ﻣُﻘَﺎﺑَﻠَﺔِ ﺗَﻈَﺎﻫُﺮِ ﺍَﻧْﻮَﺍﻉِ ﺍﻟْﻌِﺒَﺎﺩَﺍﺕِ ﻣِﻦْ ﺍَﻧْﻮَﺍﻉِ ﺍﻟْﻤَﻮْﺟُﻮﺩَﺍﺕِ ﻓِﻰ ﺗَﻈَﺎﻫُﺮِ ﺍﻟﺮُّﺑُﻮﺑِﻴَّﺔِ ﺍﻟْﻌَٓﺎﻣَّﺔِ ﻟِﺠَﻤِﻴﻊِ ﺍﻟْﻤَﺨْﻠُﻮﻗَﺎﺕِ ﻓِﻰ ﻣُﺸَﺎﻫَﺪَﺓِ ﺍﻟْﻔَﻌَّﺎﻟِﻴَّﺔِ ﺍﻟﺸَّﺎﻣِﻠَﺔِ ﻟِﺠَﻤِﻴﻊِ ﺍﻟْﻤَﺼْﻨُﻮﻋَﺎﺕِ

Varlığı zaruri olan Vacibü'l-Vücûd,

Bütün sıfatları, isimleri, şuûnâtı ve fiillerinin tecellileriyle,

Mükemmel nizâm ve ölçüyle idare ve programı yapılan eserlerinin ve hârika san'atıyla yarattığı mahlûkâtının kelimeleriyle şâhidlik eder ki,

Ve kâinatın her köşesindeki türlü mevcudatın çeşit çeşit ibâdetlerinin görünmesiyle beraber,

Bütün mahlûkâtını kuşatarak şefkatle besleyip, büyüttüğünü ve terbiye ettiğini gözümüzün önünde göstermesinde,

Ve bütün varlıklara yönelik İlahî fiillerinin görülmesinde,

Bütün kâinatın İlâhının, ancak kendi münezzeh zâtı olduğunun anlaşılıp belli olması delâlet eder ki: Allah'tan başka ilâh yoktur.

20. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺍﻟْﻮَﺍﺟِﺐُ ﺍﻟْﻮُﺟُﻮﺩِ ﺍَﻟْﻮَﺍﺣِﺪُ ﺍﻟْﺎَﺣَﺪُ ﺫُﻭ ﺍﻟْﻜَﻤَﺎﻟﺎَﺕِ ﻭَ ﺍﻟْﻜِﺒْﺮِﻳَٓﺎﺀِ ﻭَ ﺍﻟْﻌَﻈَﻤَﺔِ ﺍﻟْﻤُﻨَﺎﻓِﻴَﺔِ ﻟﻠِﺸِّﺮْﻛَﺔِ

Saltanatında her cihetle ortaklığı, şirki reddeden nihayetsiz Kemâlât, Kibriyâ ve Azamet sahibi, Vâcibü'l-Vücûd, Vâhid, Ehad olan Allah'tan başka ilâh yoktur.

21. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺫُﻭ ﺍﻟْﺤَﺎﻛِﻤِﻴَّﺔِ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﻣِﺮِﻳَّﺔِ ﺍﻟْﻤُﻄْﻠَﻘَﺔِ ﺍﻟْﻤَﺎﻧِﻌَﺔِ ﻣِﻦَ ﺍﻟﺸِّﺮْﻛَﺔِ

Saltanatında her cihetle ortaklığı, şirki men' eden mutlak Hâkimiyet ve Âmiriyet sahibi olan Allah'tan başka ilâh yoktur.

22. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺫُﻭ ﺍﻟﺮُّﺑُﻮﺑِﻴَّﺔِ ﺍﻟْﻌَٓﺎﻣَّﺔِ ﻭَ ﺍﻟْﺎُﻟُﻮﻫِﻴَّﺔِ ﺍﻟْﻤُﻄْﻠَﻘَﺔِ ﺍﻟْﻤُﺴْﺘَﻠْﺰِﻣَﺘَﻴْﻦِ ﻟِﻠْﻮَﺣْﺪَﺓِ

Tek ve bir olmayı gerektiren umumi Rubûbiyet ve mutlak Ulûhiyet sıfatlarının sahibi olan Allah'tan başka ilâh yoktur.

23. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺫُﻭ ﺍﻟْﻔَﺘَّﺎﺣِﻴَّﺔِ ﺍﻟْﻌَٓﺎﻣَّﺔِ ﺍﻟْﻤُﺘَﻤَﺎﺛِﻠَﺔِ

Bütün mahlûkâtı birbirine benzer, ama kendilerine hâs husûsiyetlerle yaratarak varlık âlemine çıkaran Fettâhiyet sıfatının sahibi olan Allah'tan başka ilâh yoktur.

24. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺫُﻭ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﺎﻧِﻴَّﺔِ ﺍﻟْﻮَﺍﺳِﻌَﺔِ ﺍﻟْﻤُﺘَﺸَﺎﺑِﻬَﺔِ

Kâinatın her tarafına yayılan ve birbirine benzeyen pek geniş Rahmâniyet sıfatının sahibi olan Allah'tan başka ilâh yoktur.

25. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺫُﻭ ﺍﻟْﺎِﺩَﺍﺭَﺓِ ﺍﻟْﻤُﺤِﻴﻄَﺔِ ﻣِﻦَ ﺍﻟﺬَّﺭَّﺍﺕِ ﺍِﻟَﻰ ﺍﻟﺴَّﻴَّﺎﺭَﺍﺕِ

Atomlardan gezegenlere kadar her şeyi kuşatan muhteşem İdâre sahibi olan Allah'tan başka ilâh yoktur.

26. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺫُﻭ ﺍﻟْﺎِﻋَﺎﺷَﺔِ ﺍﻟﺸَّﺎﻣِﻠَﺔِ ﺍﻟْﻤُﻘَﻨَّﻨَﺔِ ﻟِﺠَﻤِﻴﻊِ ﺫَﻭِﻯ ﺍﻟْﺤَﻴَﺎﺓِ ﺍﻟْﻤُﺨْﺘَﻠِﻄَﺎﺕِ ﺍﻟْﻤُﺘَﺪَﺍﺧِﻠﺎَﺕِ

Birbiriyle karışık ve iç içe olan bütün canlılara muntazam bir şekilde rızıklarını ve maişetlerini veren İâşe sahibi Allah'tan başka ilâh yoktur.

27. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺫُﻭ ﺍﻟْﺎَﻓْﻌَﺎﻝِ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﺳْﻤَٓﺎﺀِ ﺍﻟْﻤُﺤِﻴﻄَﺔِ ﻭَ ﺧَﺎﻟِﻖُ ﺍﻟْﻌَﻨَﺎﺻِﺮِ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﻧْﻮَﺍﻉِ ﺍﻟْﻤُﺴْﺘَﻮْﻟِﻴَﺔِ

Her tarafı kuşatan Fiillerin ve İsimlerin sahibi ve her yeri istilâ eden unsurların ve türlerin yaratıcısı olan Allah'tan başka ilâh yoktur.

28. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺧَﺎﻟِﻖُ ﺍﻟْﺎَﺷْﻴَٓﺎﺀِ ﺑِﺎﻟْﻜَﺜْﺮَﺓِ ﺍﻟْﻤُﻄْﻠَﻘَﺔِ ﻣَﻊَ ﺍﻟْﺎِﻧْﺘِﻈَﺎﻡِ ﺍﻟْﻤُﻄْﻠَﻖِ ﻓِﻰ ﺍﻟﺴُّﺮْﻋَﺔِ ﺍﻟْﻤُﻄْﻠَﻘَﺔِ ﻣَﻊَ ﺍﻟْﺎِﺗِّﺰَﺍﻥِ ﺍﻟْﻤُﻄْﻠَﻖِ ﻓِﻰ ﺍﻟْﺒُﻌْﺪَﺓِ ﺍﻟْﻤُﻄْﻠَﻘَﺔِ ﻣَﻊَ ﺍﻟْﺎِﺗِّﻔَﺎﻕِ ﺍﻟْﻤُﻄْﻠَﻖِ ﻓِﻰ ﺍﻟْﺨِﻠْﻄَﺔِ ﺍﻟْﻤُﻄْﻠَﻘَﺔِ ﻣَﻊَ ﺍﻟْﺎِﻣْﺘِﻴَﺎﺯِ ﺍﻟْﻤُﻄْﻠَﻖِ ﻓِﻰ ﺍﻟْﻤَﺒْﺬُﻭﻟِﻴَّﺔِ ﺍﻟْﻤُﻄْﻠَﻘَﺔِ ﻣَﻊَ ﻏُﻠُﻮِّ ﺍﻟْﻘِﻴْﻤَﺔِ ﺍﻟﺪَّٓﺍﻟَّﺔِ ﻫَﺬِﻩِ ﺍﻟْﻜَﻴْﻔِﻴَّﺎﺕُ ﻋَﻠَﻰ ﺍﻟْﻮَﺣْﺪَﺓِ ﺑِﺎﻟْﺒَﺪَﺍﻫَﺔِ

Bütün eşyayı;

Mutlak çoklukla beraber, sınırsız bir intizâm içinde,

Hudûdsuz sür'atle beraber, mutlak bir ölçü içinde,

Nihayetsiz uzaklıkla beraber, mutlak bir ittifak içinde.

Mutlak karışıklıkla beraber, hadsiz bir seçicilik içinde.

Mutlak bolluk ile beraber, paha biçilmez bir kıymet içinde yaratan Allah'tan başka ilâh yoktur. Bütün bu icrââtlar, açıkça onun birliğini gösterirler.

29. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺍﻟَّﺬِﻯ ﺗَﺰَﺍﺣَﻤَﺖْ ﺧَﻮَﺍﺗِﻴﻢُ ﻭَﺣْﺪَﺗِﻪِ ﻋَﻠَﻰ ﻛُﻞِّ ﻣَﻜْﺘُﻮﺏٍ ﻣِﻦْ ﻣَﺼْﻨُﻮﻋَﺎﺗِﻪِ

Birliğinin mühürleri, kendi yarattığı san'atlı eserlerinden her bir mektup üzerinde çokça görünen Allah'tan başka ilâh yoktur.

30. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺍﻟْﻮَﺍﺣِﺪُ ﺍﻟْﺎَﺣَﺪُ ﺑِﺸَﻬَﺎﺩَﺓِ ﻭَﺣَﺪَﺍﺕِ ﻣَﺪَﺍﺭَﺍﺕِ ﺗَﺪَﺍﺑِﻴﺮِ ﺍﻟْﻜَٓﺎﺋِﻨَﺎﺕِ ﺍﻟْﻤُﺴْﺘَﻠْﺰِﻣَﺔِ ﻟِﻠْﻮَﺣْﺪَﺓِ ﻣَﻊَ ﺍﻟْﺎِﻧْﺘِﻈَﺎﻡِ ﺍﻟْﺎَﻛْﻤَﻞِ ﺍﻟْﻌَٓﺎﻡِّ ﺍﻟْﻤُﻨَﺎﻓِﻰ ﻟﻠِﺸِّﺮْﻛَﺔِ

Kâinatın, sevk ve idare cihetiyle tekliği ve birliği gerektiren idare merkezlerindeki birlik,

Ve bu birliğin şirki ve ortaklığı hiçbir şekilde kabul etmeyen umumi ve mükemmel intizâmla cereyan etmesi şehâdet eder ki: Allah'tan başka ilâh yoktur. Ve o, Vâhid'dir. Ehad'dir.

31. Kısım (27. Gün)[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺑِﺸَﻬَﺎﺩَﺓِ ﺍﻟﺘَّﻌَﺎﻭُﻥِ ﻭَ ﺍﻟﺘَّﺠَﺎﻭُﺏِ ﻭَ ﺍﻟﺘَّﻮَﺍﺯُﻥِ ﻓِٓﻰ ﺍَﺟْﺰَٓﺍﺀِ ﺍﻟْﻌَﺎﻟَﻢِ ﺍﻟﺪَّٓﺍﻟَّﺔِ ﻋَﻠَﻰ ﺍﻟْﻮَﺍﺣِﺪِﻳَّﺔِ ﻣَﻊَ ﺍِﺗِّﻘَﺎﻥِ ﺍﻟﺼَّﻨْﻌَﺔِ ﺍﻟﺸُّﻌُﻮﺭِﻳَّﺔِ ﻓِﻰ ﻛُﻞِّ ﺷَﻰْﺀٍ ﻋَﻠَﻰ ﻣِﻘْﺪَﺍﺭِ ﻗَﺎﻣَﺔِ ﻗَﺎﺑِﻠِﻴَّﺘِﻪِ ﺍﻟْﻤُﻘَﻨَّﻨَﺔِ ﺑِﻘَﻠَﻢِ ﺍﻟْﻘَﺪَﺭِ ﺍﻟﺪَّٓﺍﻟَّﺔِ ﻋَﻠَﻰ ﺍﻟْﺎَﺣَﺪِﻳَّﺔِ

Her şeyin, onun birliğine delâlet edecek şekilde, kader kalemiyle belirlenmiş hususî mikdarlarla, her birinin kabiliyetine uygun olarak bilerek yapıldığını gösteren san'atındaki kusursuzluğuyla beraber,

Âlemin parçalarının kendi aralarında, hepsinin bir elden çıktığına delâlet eden yardımlaşma, birbirinin ihtiyacına cevab verme ve birbiriyle uyum ve denge içinde olmalan şehâdet eder ki; Allah'tan başka ilâh yoktur.

32. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺍﻟْﻤَﻠِﻚُ ﺍﻟْﺤَﻖُّ ﺍﻟْﻤُﺒِﻴﻦُ ﻣُﺤَﻤَّﺪٌ ﺭَﺳُﻮﻝُ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﺻَﺎﺩِﻕُ ﺍﻟْﻮَﻋْﺪِ ﺍﻟْﺎَﻣِﻴﻦِ ﺑِﺸَﻬَﺎﺩَﺓِ ﻇُﻬُﻮﺭِﻩِ ﺩَﻓْﻌَﺔً ﻣَﻊَ ﺍُﻣِّﻴَّﺘِﻪِ ﺑِﺎَﻛْﻤَﻞِ ﺩِﻳﻦٍ ﻭَ ﺍِﺳْﻠﺎَﻣِﻴَّﺔٍ ﻭَ ﺷَﺮِﻳﻌَﺔٍ ﻭَ ﺑِﺎَﻗْﻮَﻯ ﺍِﻳﻤَﺎﻥٍ ﻭَ ﺍِﻋْﺘِﻘَﺎﺩٍ ﻭَ ﻋِﺒَﺎﺩَﺓٍ ﻭَ ﺑِﺎَﻋْﻠَﻰ ﺩَﻋَﻮَﺍﺕٍ ﻭَ ﻣُﻨَﺎﺟَﺎﺕٍ ﻭَ ﺩَﻋْﻮَﺓٍ ﻭَ ﺑِﺎَﻋَﻢِّ ﺗَﺒْﻠِﻴﻎٍ ﻭَ ﺍَﺗَﻢِّ ﻣَﺘَﺎﻧَﺔٍ ﺧَﺎﺭِﻗَﺎﺕٍ ﻣُﺜْﻤِﺮَﺍﺕٍ ﻟﺎَ ﻣِﺜْﻞَ ﻟَﻬَﺎ ﺗَﺪُﻝُّ ﻋَﻠَﻰ ﻏَﺎﻳَﺔِ ﺟِﺪِّﻳَّﺘِﻪِ ﻭَ ﺍِﻃْﻤِﺌْﻨَﺎﻧِﻪِ ﻭَ ﻧِﻬَﺎﻳَﺔِ ﻭُﺛُﻮﻗِﻪِ ﻭَ ﺍِﻋْﺘِﻤَﺎﺩِﻩِ ﻭَ ﻛَﻤَﺎﻝِ ﺻِﺪْﻗِﻪِ ﻭَ ﺣَﻘَّﺎﻧِﻴَّﺘِﻪِ ﻭَ ﺑِﺸَﻬَﺎﺩَﺓِ ﺍِﺗِّﻔَﺎﻕِ ﺣَﻘَٓﺎﺋِﻖِ ﺍَﺭْﻛَﺎﻥِ ﺍﻟْﺎِﻳﻤَﺎﻥِ ﻋَﻠَﻰ ﺗَﺼْﺪِﻳﻘِﻪِ ﻭَ ﺑِﺸَﻬَﺎﺩَﺓِ ﺫَﺍﺗِﻪِ ﺑِﺎَﻟﺎَﻑِ ﻛَﻤَﺎﻟﺎَﺗِﻪِ ﻭَ ﻣُﻌْﺠِﺰَﺍﺗِﻪِ ﻭَ ﺑِﺸَﻬَﺎﺩَﺓِ ﺍﻟْﻘُﺮْﺍَﻥِ ﺑِﻤَﺎ ﻟﺎَ ﻳُﺤَﺪُّ ﻣِﻦْ ﺣَﻘَٓﺎﺋِﻘِﻪِ ﻭَ ﺑَﺮَﺍﻫِﻴﻨِﻪِ ﻭَ ﺍﻟْﺠَﻮْﺷَﻦِ ﺑِﻘُﺪْﺳِﻴَّﺔِ ﺍِﺷَﺎﺭَﺍﺗِﻪِ ﻭَ ﺍﻟﻨُّﻮﺭِ ﺑِﻘُﻮَّﺓِ ﺩَﻟﺎَٓﺋِﻠِﻪِ ﻭَ ﺍﻟْﻤَﺎﺿِﻰ ﺑِﺘَﻮَﺍﺗُﺮِ ﺍِﺭْﻫَﺎﺻَﺎﺗِﻪِ ﻭَ ﺍﻟْﺎِﺳْﺘِﻘْﺒَﺎﻝِ ﺑِﺘَﺼْﺪِﻳﻖِ ﺍُﻟُﻮﻑِ ﺣَﺎﺩِﺛَﺎﺗِﻪِ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﻝِ ﺑِﻘُﻮَّﺓِ ﻳَﻘِﻴﻨِﻴَّﺎﺗِﻬِﻢْ ﻓِﻰ ﺗَﺼْﺪِﻳﻘِﻪِ ﺑِﺪَﺭَﺟَﺔِ ﺣَﻖِّ ﺍﻟْﻴَﻘِﻴﻦِ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﺻْﺤَﺎﺏِ ﺑِﻜَﻤَﺎﻝِ ﺍِﻳﻤَﺎﻧِﻬِﻢْ ﻓِﻰ ﺗَﺼْﺪِﻳﻘِﻪِ ﺑِﺪَﺭَﺟَﺔِ ﻋَﻴْﻦِ ﺍﻟْﻴَﻘِﻴﻦِ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﺻْﻔِﻴَٓﺎﺀِ ﺑِﻘُﻮَّﺓِ ﺗَﺤْﻘِﻴﻘَﺎﺗِﻬِﻢْ ﻓِﻰ ﺗَﺼْﺪِﻳﻘِﻪِ ﺑِﺪَﺭَﺟَﺔِ ﻋِﻠْﻢِ ﺍﻟْﻴَﻘِﻴﻦِ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﻗْﻄَﺎﺏِ ﺑِﺘَﻄَﺎﺑُﻘِﻬِﻢْ ﻋَﻠَﻰ ﺭِﺳَﺎﻟَﺘِﻪِ ﺑِﺎﻟْﻜَﺸْﻒِ ﻭَ ﺍﻟْﻴَﻘِﻴﻦِ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﺯْﻣِﻨَﺔِ ﺍﻟْﻤَﺎﺿِﻴَﺔِ ﺑِﺘَﻮَﺍﺗُﺮِ ﺑَﺸَﺎﺭَﺍﺕِ ﺍﻟْﻜَﻮَﺍﻫِﻦِ ﻭَ ﺍﻟْﻬَﻮَﺍﺗِﻒِ ﻭَ ﺍﻟْﻌُﺮَﻓَٓﺎﺀِ ﻓِﻰ ﺍﻟْﺎَﺩْﻭَﺍﺭِ ﺍﻟﺴَّﺎﻟِﻔِﻴﻦَ ﻭَ ﺑِﻤُﺸَﺎﻫَﺪَﺓِ ﺑَﺸَﺎﺭَﺍﺕِ ﺍﻟﺮُّﺳُﻞِ ﺑِﺮِﺳَﺎﻟَﺘِﻪِ ﻓِﻰ ﺍﻟْﻜُﺘُﺐِ ﻭَ ﺍﻟﺼُّﺤُﻒِ ﺍﻟْﻤُﻘَﺪَّﺳَﺔِ ﻟِـﻠْﺎَﻧْﺒِﻴَٓﺎﺀِ ﻭَ ﺍﻟْﻤُﺮْﺳَﻠِﻴﻦَ ﻭَ ﺑِﺸَﻬَﺎﺩَﺓِ ﺍﻟْﻜَٓﺎﺋِﻨَﺎﺕِ ﺑِﻐَﺎﻳَﺎﺗِﻬَﺎ ﻭَ ﺣِﻜَﻢِ ﺣَﻘَٓﺎﺋِﻘِﻬَﺎ ﻋَﻠَﻰ ﺭِﺳَﺎﻟَﺘِﻪِ ﺑِﺴِﺮِّ ﺗَﻮَﻗُّﻒِ ﺣُﺼُﻮﻝِ ﻏَﺎﻳَﺎﺕِ ﺍﻟْﻜَٓﺎﺋِﻨَﺎﺕِ ﻭَ ﺍﻟْﻤَﻘَﺎﺻِﺪِ ﺍﻟْﺎِﻟَﻬِﻴَّﺔِ ﻓِﻴﻬَﺎ ﻭَ ﺗَﻘَﺮُّﺭِ ﻗِﻴْﻤَﺘِﻬَﺎ ﻭَ ﻭَﻇَٓﺎﺋِﻔِﻬَﺎ ﻭَ ﺗَﺒَﺎﺭُﺯِ ﺣُﺴْﻨِﻬَﺎ ﻭَ ﻛَﻤَﺎﻟﺎَﺗِﻬَﺎ ﻭَ ﺗَﺤَﻘُّﻖِ ﺣِﻜَﻢِ ﺣَﻘَٓﺎﺋِﻘِﻬَﺎ ﻋَﻠَﻰ ﺍﻟﺮِّﺳَﺎﻟَﺔِ ﺍﻟْﺎِﻧْﺴَﺎﻧِﻴَّﺔِ ﻟﺎَﺳِﻴَّﻤَﺎ ﻋَﻠَﻰ ﺍﻟﺮِّﺳَﺎﻟَﺔِ ﺍﻟْﻤُﺤَﻤَّﺪِﻳَّﺔِ ﺍﻟْﺠَﺎﻣِﻌَﺔِ ﺍِﺫْ ﻟَﻮْﻟﺎَ ﺍﻟﺮِّﺳَﺎﻟَﺔُ ﺍﻟْﻤُﺤَﻤَّﺪِﻳَّﺔُ ﻟَﺼَﺎﺭَﺕْ ﻫَﺬِﻩِ ﺍﻟْﻜَٓﺎﺋِﻨَﺎﺕُ ﺍﻟْﻤُﻜَﻤَّﻠَﺔُ ﺻَﺎﺣِﺐُ ﺍﻟْﻤَﻌَﺎﻧِﻰ ﺍﻟﺴَّﺮْﻣَﺪِﻳَّﺔِ ﻫَﺒَٓﺎﺀً ﻣَﻨْﺜُﻮﺭًﺍ ﻣُﺘَﻄَﺎﻳِﺮَﺓَ ﺍﻟْﻤَﻌَﺎﻧِﻰ ﻣُﺘَﺴَﺎﻗِﻄَﺔَ ﺍﻟْﻜَﻤَﺎﻟﺎَﺕِ ﻭَ ﻫُﻮَ ﻣُﺤَﺎﻝٌ ﻣِﻦْ ﻭُﺟُﻮﻩٍ ﻭَ ﺟِﻬَﺎﺕٍ

Allah'dan başka İlâh yoktur. O, Melik, Hakk ve Mübîn'dir.

Hazret-i Muhammed (asm) Allah'ın resulüdür. Va'dinde sâdık, güvenilir ve emîn olandır.

Şu delil ve şehâdetlerle ki;

Okuma yazma görmemiş olmasıyla beraber (tebliğ ettiği) en mükemmel din, İslâmiyet ve şerîatle..

Ve (da'vasında) gayet ciddiyetine ve kalbî itmi'nânına ve nihayet derecede sadâkatine ve hakkaniyetine delâlet eden,

(Sâhib olduğu) en kuvvetli îmân, itikâd ve ibadetiyle..

Ve (şahsen yaptığı) en yüksek duâ., münâcât ve da'vetiyle..

Ve (icra ettiği) en şümûllü tebliği ve emsalsiz meyveler veren en mükemmel metânetiyle ortaya çıkmasının şehâdetiyle..

Hem bütün imân esaslarına dâir hakikatlerin, ittifakla kendisini tasdik etmesi şehâdetiyle..

Hem kendi şahsının binler kemâlât ve mucizelerinin şehâdetiyle..

Hem had ve hesaba gelmeyen hakikatleri ve burhanları ile Kur'ân'ın.. Ve işaretlerinin kudsiyetiyle Cevşen'in.. Ve delillerinin kuvvetiyle Risâle-i Nûr'un..

Nübüvvetinden evvel, da'vasına delil teşkil etmek üzere zuhur eden hârikulâde hâdiseleri, inkârı mümkün olmayacak şekilde haber veren geçmiş zamanın..

Daha sonra gerçekleşen binlerce hâdise İle da'vasını tasdik eden istikbâlin..

Peygamberliğinin hakkaniyetini, hayatının birçok safhasında bizzat yaşayarak şâhid olmakla, hakkalyakîn derecesinde sarsılmaz kuvvetli imânlarıyla tasdîk eden Ehl-i Beyt'inin..

Nübüvvet da'vâsını, hayatı boyunca birçok mu'cizesini bizzat görmekle, aynelyakîn derecesinde sarsılmaz sağlam imânlarıyla tasdik eden ashabının..

İlmî araştırmalarıyla sarsılmaz bir kanâat sahibi olmakla, ilmelyakîn derecesinde kuvvetli tahkîkatlarıyla, risâletini tasdik eden asfiyânın..

Keşif ve kerâmetleriyle, şeksiz şübhesiz kat'î delilleriyle peygamberliği hususunda kuvvetle ittifak etmiş olan aktâbın..

Kâhinler, hâtifler ve âriflerin inkâr edilemiyecek derecede çok ve kuvvetli müjdelerini içinde barındıran geçmiş zamanların..

Bütün peygamberlerin mukaddes kitap ve sahîfelerinde açıkça kendi peygamberliğini müjdelemelerinin görülmesi şehâdetiyle..

Hem kâinatın yaratılış gayeleri ve ondaki İlâhî maksadların husûlü, her şeyin kıymetinin ve vazifelerinin tamamen bilinip anlaşılması, güzelliğinin ve kemâlâtının ortaya çıkması ve hakîkatlerindeki hikmetlerin gerçekleşmesi..

Ancak ve ancak insanlara peygamberlerin gönderilmesine, bilhassa Hazret-i Muhammed (asm)ın peygamberliğine bağlı olması sırrıyla..

-Çünki Hazret-i Muhammed (asm)ın peygamberliği olmasaydı, ebedî ma'nâlar taşıyan bu mükemmel kâinat, pek kıymetsiz, ehemmiyetsiz ve ma'nâsız kalır ve kemâlâtı hiçe inerdi ki, böyle bir ihtimâl birçok vecih ve cihetlerden imkânsızdır.-

Kâinâtın yaratılışındaki bütün bu gayelerin ve her birinin hakîkatindeki hadsiz hikmetlerin şehâdetiyle sabittir.

33. Kısım[değiştir]

ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺍﻟْﻤَﻠِﻚُ ﺍﻟْﺤَﻖُّ ﺍﻟْﻤُﺒِﻴﻦُ ﻣُﺤَﻤَّﺪٌ ﺭَﺳُﻮﻝُ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﺻَﺎﺩِﻕُ ﺍﻟْﻮَﻋْﺪِ ﺍﻟْﺎَﻣِﻴﻦِ ﺑِﺸَﻬَﺎﺩَﺓِ ﺻَﺎﺣِﺐِ ﺍﻟْﻜَٓﺎﺋِﻨَﺎﺕِ ﻭَ ﺧَﻠﺎَّﻗِﻬَﺎ ﻭَ ﻣُﺘَﺼَﺮِّﻓِﻬَﺎ ﻭَ ﻣُﺪَﺑِّﺮِﻫَﺎ ﺑِﺎَﻓْﻌَﺎﻟِﻪِ ﻭَ ﺍِﺟْﺮَﺍﺍَﺕِ ﺭُﺑُﻮﺑِﻴَّﺘِﻪِ ﻋَﻠَﻰ ﺭِﺳَﺎﻟَﺘِﻪِ ﻛَﻔِﻌْﻞِ ﺭَﺣْﻤَﺎﻧِﻴَّﺘِﻪِ ﺑِﺎِﻧْﺰَﺍﻝِ ﺍﻟْﻘُﺮْﺍَﻥِ ﺍﻟْﻤُﻌْﺠِﺰِ ﺍﻟْﺒَﻴَﺎﻥِ ﻋَﻠَﻴْﻪِ ﻭَ ﺑِﺎِﻇْﻬَﺎﺭِ ﺍَﻧْﻮَﺍﻉِ ﺍﻟْﻤُﻌْﺠِﺰَﺍﺕِ ﻋَﻠَﻰ ﻳَﺪَﻳْﻪِ ﻭَ ﺑِﺘَﻮْﻓِﻴﻘِﻪِ ﻭَ ﺣِﻤَﺎﻳَﺘِﻪِ ﻓِﻰ ﻛُﻞِّ ﺣَﺎﻟﺎَﺗِﻪِ ﻭَ ﺑِﺎِﺩَﺍﻣَﺔِ ﺩِﻳﻨِﻪِ ﺑِﻜُﻞِّ ﺣَﻘَٓﺎﺋِﻘِﻪِ ﻭَ ﺑِﺎِﻋْﻠﺎَٓﺀِ ﻣَﻘَﺎﻡِ ﺣُﺮْﻣَﺘِﻪِ ﻭَ ﺍِﻛْﺮَﺍﻣِﻪِ ﻋَﻠَﻰ ﺟَﻤِﻴﻊِ ﻣَﺨْﻠُﻮﻗَﺎﺗِﻪِ ﺑِﺎﻟْﻤُﺸَﺎﻫَﺪَﺓِ ﻭَ ﺍﻟْﻌَﻴَﺎﻥِ ﻭَ ﻛَﺎِﺟْﺮَٓﺍﺍَﺕِ ﺭُﺑُﻮﺑِﻴَّﺘِﻪِ ﺑِﺠَﻌْﻞِ ﺭِﺳَﺎﻟَﺘِﻪِ ﺷَﻤْﺴًﺎ ﻣَﻌْﻨَﻮِﻳَّﺔً ﻟِﻜَٓﺎﺋِﻨَﺎﺗِﻪِ ﻭَ ﺑِﺠَﻌْﻞِ ﺩِﻳﻨِﻪِ ﻓِﻬْﺮِﺳْﺘَﺔَ ﻛَﻤَﺎﻟﺎَﺕِ ﻋِﺒَﺎﺩِﻩِ ﻭَ ﺑِﺠَﻌْﻞِ ﺣَﻘِﻴﻘَﺘِﻪِ ﻣِﺮْﺍَﺓً ﺟَﺎﻣِﻌَﺔً ﻟِﺘَﺠَﻠِّﻴَﺎﺕِ ﺍُﻟُﻮﻫِﻴَّﺘِﻪِ ﺑِﺎﻟْﺤُﺠَّﺔِ ﻭَ ﺍﻟْﺒُﺮْﻫَﺎﻥِ ﻭَ ﻛَﺘَﻮْﻇِﻴﻔِﻪِ ﺑِﻮَﻇَٓﺎﺋِﻒَ ﻗُﺪْﺳِﻴَّﺎﺕٍ ﻟﺎَﺯِﻣَﺎﺕٍ ﻟِﻮُﺟُﻮﺩِ ﺍﻟْﻤَﺨْﻠُﻮﻗَﺎﺕِ ﻓِﻰ ﻫَﺬِﻩِ ﺍﻟْﻜَٓﺎﺋِﻨَﺎﺕِ ﻛَﻠُﺰُﻭﻡِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﺔِ ﻭَ ﺍﻟْﺤِﻜْﻤَﺔِ ﻭَ ﺍﻟْﻌَﺪَﺍﻟَﺔِ ﻭَ ﻛَﻠُﺰُﻭﻡِ ﺍﻟﺸَّﻤْﺲِ ﻭَ ﺍﻟﻀِّﻴَٓﺎﺀِ ﻭَ ﺍﻟﻨَّﺴِﻴﻢِ ﻭَ ﺍﻟْﻤَٓﺎﺀِ ﻭَ ﺍﻟﺮِّﺯْﻕِ ﻭَ ﺍﻟﻨِّﻌْﻤَﺔِ ٭ ﻓَﻴَﺎ ﻣَﻦْ ﺗُﺴَﺒِّﺢُ ﻟَﻪُ ﺍﻟﺴَّﻤَﻮَﺍﺕُ ﺍﻟﺴَّﺒْﻊُ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﺭْﺽُ ﻭَ ﻣَﻦْ ﻓِﻴﻬِﻦَّ ﻧُﺸْﻬِﺪُﻙَ ﻭَ ﻧُﺸْﻬِﺪُ ﺟَﻤِﻴﻊَ ﺍﻟﺪَّﻟﺎَٓﺋِﻞِ ﺍﻟﺴَّﺎﺑِﻘَﺔِ ﺑِﺎَﻧَّﺎ ﻧَﺸْﻬَﺪُ ﺑِﺎَﻧَّﻚَ ﺍَﻧْﺖَ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺍﻟْﻮَﺍﺟِﺐُ ﺍﻟْﻮُﺟُﻮﺩِ ﺍﻟْﻮَﺍﺣِﺪُ ﺍﻟْﺎَﺣَﺪُ ﺍﻟْﻔَﺮْﺩُ ﺍﻟﺼَّﻤَﺪُ ﺍﻟْﺤَﻰُّ ﺍﻟْﻘَﻴُّﻮﻡُ ﺍﻟْﻌَﻠِﻴﻢُ ﺍﻟْﺤَﻜِﻴﻢُ ﺍﻟْﻘَﺪِﻳﺮُ ﺍﻟْﻤُﺮِﻳﺪُ ﺍﻟﺴَّﻤِﻴﻊُ ﺍﻟْﺒَﺼِﻴﺮُ ﺍﻟْﻤُﺘَﻜَﻠِّﻢُ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﻦُ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢُ ﻟَﻚَ ﺍﻟْﺎَﺳْﻤَٓﺎﺀُ ﺍﻟْﺤُﺴْﻨَﻰ ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّٓ ﺍَﻧْﺖَ ﻭَﺣْﺪَﻙَ ﻟﺎَ ﺷَﺮِﻳﻚَ ﻟَﻚَ ﻭَ ﻛَﺬَﺍ ﻧُﺸْﻬِﺪُﻙَ ﻭَ ﻧُﺸْﻬِﺪُ ﺍﻟﺪَّﻟﺎَٓﺋِﻞَ ﺍﻟْﻤَﺬْﻛُﻮﺭَﺓَ ﺑِﺎَﻧَّﺎ ﻧَﺸْﻬَﺪُ ﺑِﺎَﻥَّ ﻣُﺤَﻤَّﺪًﺍ ﻋَﺒْﺪُﻙَ ﻭَ ﻧَﺒِﻴُّﻚَ ﻭَ ﺻَﻔِﻴُّﻚَ ﻭَ ﺧَﻠِﻴﻠُﻚَ ﻭَ ﺟَﻤَﺎﻝُ ﻣِﻠْﻜِﻚَ ﻭَ ﻣَﻠِﻴﻚُ ﺻُﻨْﻌِﻚَ ﻭَ ﻋَﻴْﻦُ ﻋِﻨَﺎﻳَﺘِﻚَ ﻭَ ﺷَﻤْﺲُ ﻫِﺪَﺍﻳَﺘِﻚَ ﻭَ ﻟِﺴَﺎﻥُ ﻣُﺤَﺒَّﺘِﻚَ ﻭَ ﻣِﺜَﺎﻝُ ﺭَﺣْﻤَﺘِﻚَ ﻭَ ﻧُﻮﺭِ ﺧَﻠْﻘِﻚَ ﻭَ ﺷَﺮَﻑُ ﻣَﻮْﺟُﻮﺩَﺍﺗِﻚَ ﻭَ ﺳِﺮَﺍﺝُ ﻭَﺣْﺪَﺗِﻚَ ﻓِﻰ ﻛَﺜْﺮَﺓِ ﻣَﺨْﻠُﻮﻗَﺎﺗِﻚَ ﻭَ ﻛَﺸَّﺎﻑُ ﻃِﻠْﺴِﻢِ ﻛَٓﺎﺋِﻨَﺎﺗِﻚَ ﻭَ ﺩَﻟﺎَّﻝُ ﺳَﻠْﻄَﻨَﺔِ ﺭُﺑُﻮﺑِﻴَّﺘِﻚَ ﻭَ ﻣُﺒَﻠِّﻎُ ﻣَﺮْﺿِﻴَّﺎﺗِﻚَ ﻭَ ﻣُﻌَﺮِّﻑُ ﻛُﻨُﻮﺯِ ﺍَﺳْﻤَٓﺎﺋِﻚَ ﻭَ ﻣُﻌَﻠِّﻢُ ﻋِﺒَﺎﺩِﻙَ ﻭَ ﺗَﺮْﺟَﻤَﺎﻥُ ﺍَﻳَﺎﺕِ ﻛَٓﺎﺋِﻨَﺎﺗِﻚَ ﻭَ ﻣَﺪَﺍﺭُ ﺷُﻬُﻮﺩِﻙَ ﻭَ ﺍِﺷْﻬَﺎﺩِﻙَ ﻭَ ﻣِﺮْﺍَﺓُ ﺍَﻧْﻮَﺍﺭِ ﻣُﺤَﺒَّﺘِﻚَ ﻟِﺠَﻤَﺎﻟِﻚَ ﻭَ ﺍَﺳْﻤَٓﺎﺋِﻚَ ﻭَ ﻣُﺤَﺒَّﺘِﻚَ ﻟِﺼَﻨْﻌَﺘِﻚَ ﻭَ ﻣَﺤَﺎﺳِﻦِ ﻣَﺼْﻨُﻮﻋَﺎﺗِﻚَ ﻭَ ﺣَﺒِﻴﺒُﻚَ ﻭَ ﺭَﺳُﻮﻟُﻚَ ﺍﻟَّﺬِﻯ ﺍَﺭْﺳَﻠْﺘَﻪُ ﺭَﺣْﻤَﺔً ﻟِﻠْﻌَﺎﻟَﻤِﻴﻦَ ﻭَ ﻟِﺒَﻴَﺎﻥِ ﻣَﺤَﺎﺳِﻦِ ﺳَﻠْﻄَﻨَﺔِ ﺭُﺑُﻮﺑِﻴَّﺔِ ﺭَﺏِّ ﺍﻟْﻌَﺎﻟَﻤِﻴﻦَ ﻓِﻰ ﺣِﻜْﻤَﺔِ ﺧِﻠْﻘَﺔِ ﺻَﻨْﻌَﺔِ ﺻِﺒْﻐَﺔِ ﻧُﻘُﻮﺵِ ﻗَﺼْﺮِ ﺍﻟْﻌَﺎﻟَﻤِﻴﻦَ ﻭَ ﻟِﺘَﻌْﺮِﻳﻒِ ﻛُﻨُﻮﺯِ ﺟَﻠَﻮَﺍﺕِ ﺍَﺳْﻤَٓﺎﺀِ ﺭَﺏِّ ﺍﻟْﻌَﺎﻟَﻤِﻴﻦَ ﺑِﺎِﺷَﺎﺭَﺍﺕِ ﺣِﻜَﻤِﻴَّﺎﺕِ ﻛَﻠِﻤَﺎﺕِ ﺍَﻳَﺎﺕِ ﺳُﻄُﻮﺭِ ﻛِﺘَﺎﺏِ ﺍﻟْﻌَﺎﻟَﻤِﻴﻦَ ﻭَ ﻟِﺒَﻴَﺎﻥِ ﻣَﺮْﺿِﻴَّﺎﺗِﻚَ ﻳَﺎ ﺭَﺏَّ ﺍﻟﺴَّﻤَﻮَﺍﺕِ ﻭَ ﺍﻟْﺎَﺭَﺿِﻴﻦَ ﻓَﺼَﻞِّ ﻋَﻠَﻴْﻪِ ﻭَ ﻋَﻠَٓﻰ ﺍَﻟِﻪِ ﻭَ ﺻَﺤْﺒِﻪِ ﺑِﻌَﺪَﺩِ ﺣُﺮُﻭﻑِ ﺭَﺳَٓﺎﺋِﻞِ ﺍﻟﻨُّﻮﺭِ ﺍﻟْﻤَﻜْﺘُﻮﺑَﺔِ ﻭَ ﺍﻟْﻤَﻘْﺮُﻭﺋَﺔِ ﺍِﻟَٓﻰ ﺍَﺧِﺮِ ﺍﻟﺰَّﻣَﺎﻥِ ﻭَ ﺍﺟْﻌَﻞْ ﺑِﺮَﺣْﻤَﺘِﻚَ ﻫَﺬِﻩِ ﺍﻟﺘَّﻔَﻜُّﺮَﺍﺕِ ﺍﻟْﺎِﻳﻤَﺎﻧِﻴَّﺔَ ﻓِﻰ ﺻَﺤَٓﺎﺋِﻒِ ﺣَﺴَﻨَﺎﺗِﻰ ﻭَ ﻓِﻰ ﺻَﺤَٓﺎﺋِﻒِ ﺣَﺴَﻨَﺎﺕِ ﻃَﻠَﺒَﺔِ ﺭِﺳَﺎﻟَﺔِ ﺍﻟﻨُّﻮﺭِ ﺍﻟﺼَّﺎﺩِﻗِﻴﻦَ ﻭَ ﻓِﻰ ﺻَﺤَٓﺎﺋِﻒِ ﺣَﺴَﻨَﺎﺕِ ﺍُﺳْﺘَﺎﺫِﻧَﺎ ﺳَﻌِﻴﺪِ ﺍﻟﻨُّﻮﺭْﺳِﻰ ﺭَﺿِﻰَ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﻋَﻨْﻪُ ﻭَ ﺍَﺑَٓﺎﺋِﻨَﺎ ﻭَ ﺍُﻣَّﻬَﺎﺗِﻨَﺎ ﺍَﻣِﻴﻦَ ﻭَ ﺍﻟْﺤَﻤْﺪُ ﻟِﻠَّﻪِ ﺭَﺏِّ ﺍﻟْﻌَﺎﻟَﻤِﻴﻦَ

Allah'dan başka İlâh yoktur. O, Melik, Hakk ve Mübîn'dir.

Hazret-i Muhammed (asm) Allah'ın resulüdür. Va'dinde sâdık, güvenilir ve emîn olandır.

Şu delil ve şehâdetlerle ki;

Kâinatın sahibi ve yaratıcısı olup, her şey üzerinde dilediği gibi tasarruf, idare ve tedbîr eden Rabbimizin,

Lafız ve ma'nâlarıyla mu'cize olan Kur'ân-ı Kerîm'i ona indirmek,

Her çeşit mu'cizeyi onun elinde göstermek,

Onu her hâlinde muvaffak kılmak ve himaye etmek,

Dînini bütün hakîkatleriyle devam ettirmek.

Gözle görülür ve aşikâr bir şekilde onun hürmet ve şeref makamını bütün mahlûkâtının üzerinde yüceltmek gibi bütün Rahmanî fiillerinin ve her mahlûku besleyip, büyüten ve terbiye eden rubûbiyetinin icrââtının, onun peygamberliğine olan şehâdetiyle,

Ve her varlığı kendine hâs halleriyle terbiye ettiğini gösteren rubûbiyetinin,

Onun peygamberliğini âlemlere rahmet kılarak kâinata ma'nevî bir güneş yapmak,

Yüce dinini, kullarının bütün kemâlâtına fihrist yapmak,

Onun hakikatini, kendi ulûhiyetinin tecellîlerine birçok delil ve burhanla isbatlanmış şümullü bir ayna yapmak,

Bu kâinatta mahlûkâtın varlığı için güneş, ışık, hava, su ve rızık emsali ni'metlerin lüzumu gibi, bu kâinat için gerekli olan rahmet, hikmet ve adalet gibi kudsî vazifelerle onu vazifelendirmek misillû icrââtlarıyla onun risâletine olan şehâdetiyle sabittir.

Ey yedi kat gökler ve yeryüzünün ve onların içindeki her şeyin kendisini tesbih ettiği yüce Rabbimiz!

Seni ve bu geçen bütün delilleri şâhid göstererek, şehâdet ederiz ki:

Şübhesiz sen, Hazret-i Allah'sın. Vâcibü'l-Vücûd, Vâhid, Ehad, Ferd, Samed, Hayy, Kayyûm, Alîm, Hakîm, Kadîr, Mürîd, Semî', Basîr, Mütekellim, Rahmân, Rahîm'sin.

Bütün güzel isimler ancak senindir.

Senden başka İlâh yoktur, sen birsin, hiçbir cihetle ortağın, şerikin yoktur.

Ve yine senin zatını ve geçen delilleri şâhid tutarak şuna kesinlikle şâhidlik ederiz ki:

Hazret-i Muhammed (asm,) senin kulun, peygamberin ve bütün insanlar içinde kendine seçtiğin Hazret-i Mustafa'n ve yakın dostundur.

O, senin mülkünün güzelliği, san'atının sultanı, inayetinin pınarıdır.

Hidâyetinin güneşi, muhabbetinin lisânı, rahmetinin misâlidir.

Yarattığın her şeyin nuru, bütün varlıkların şerefidir.

Mahlûkâtının çokluk tabakaları içinde senin birliğinin kandili, kâinat tılsımının keşfedicisi, rubûbiyet saltanatının dellâlıdır.

Bizlerden razı olduğun şeylerin tebliğcisi, isimlerinin definelerinin tanıtıcısıdır.

Bütün kullarının muallimi, kâinattaki delillerinin tercümanı, zâtının görünüp gösterilmesinin kaynağıdır.

Senin bizzat kendi güzelliğine ve isimlerine olan muhabbetinin nurlarının; ve senin kendi san'atına ve san'atla yarattığın mahlûkâtının güzelliklerine olan muhabbetinin aynasıdır.

Habîbin ve Resûl'ündür ki sen onu, âlemlere rahmet olarak;

Ve onu, âlemlerin Rabbi olarak senin, umum âlemlerden müteşekkil muhteşem sarayının nakışlarındaki İlâhî boyanda ve her şeyi harikulade san'atla yaratışının hudûdsuz hikmetlerinde görünen saltanat dairesindeki terbiye ediciliğinin nihayetsiz güzelliklerini bizlere açıklaması için;

Ve onu, umum kâinat kitabının satırlarında bulunan âyetlerin kelimelerindeki hikmetli şeylerin işaretleri ile âlemlerin Rabbi olarak sana hâs olan isimlerinin cilvelerindeki defineleri bizlere ta'rif etmesi için;

Ve onu, razı olduğun şeyleri bizlere beyân etmesi için gönderdin.

Ey göklerin ve yerlerin Rabbi!

Kıyamete kadar yazılan ve okunan Nûr Risâleleri'nin bütün harfleri adedince ona, onun mübarek nesline ve ehl-i beytine ve ashabına salât eyle.

Bu imânı tefekkürleri rahmetinle benim sevab defterime,

Risâletü'n-Nûr'un sadâkatle hizmet eden talebelerinin sevab defterlerine,

Üstâdımız Saîd Nursî Hazretleri'nin (r.a.) sevab defterine.

Babalarımızın ve annelerimizin sevab defterlerine yazdır.

Âmîn.

Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun.

Önceki Kısım: TahmidiyeHizb-ül HakaikDuâlar: Sonraki Kısım