Kamer 40
Önceki Ayet: Kamer 39 ← Kamer Suresi → Kamer 41: Sonraki Ayet
Meali: 40- Andolsun biz Kur'an'ı, öğüt almak için kolaylaştırdık. O halde düşünüp ibret alan yok mu?
Kur'an'daki Yeri: 27. Cüz, 529. Sayfa
Tilavet Notları:
Diğer Notlar:
Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]
Hem bil ki Kur'an, bütün tabakat-ı beşere, en gabî ve amiden tut, tâ en zeki ve âlime kadar; hem en şakî ve fâsıktan tut, tâ en müttakî ve kâmil veliye kadar; hem dünyaya ve maddiyata en çok dalmış, sersemleşmiş ve maneviyata karşı en kaba ve mahzul olmuş olandan tut, tâ maddî cihetten dünyadan yüz çevirmiş, ciddi âbid-i müveffiklere kadar herkese bir hitab ve dertlerine bir deva olduğundan; elbette herkese her vakit, Kur'anın tamam kıraatı müyesser olmadığı için, Cenab-ı Hakîm-i Rahim, herkese deva ve şifa olan Kur'anın ekser maksadlarını ekser surelerinde, hususan uzunlarda dercetmiştir. Âdeta öyle ki, her bir sure, birer küçük Kur'an hükmüne geçmiştir. Ve böylece herkese sırat-ı müstakimi bulmak yolunu kolaylaştırmıştır. Ve herkesi Kur'ana teşvikkârane celbederek ferman eder:
وَلَقَدْ يَسَّرْنَا الْقُرْآنَ لِلذِّكْرِ فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ
(14. Reşha, Mesnevi-i N. (Badıllı))
Kur’an, bütün beşerin tabakatına hitap ve deva olduğu için zeki gabî, takî şakî, zâhid gayr-ı zâhid, bütün insan tabakaları şu hitab-ı İlahiyeye mazhar ve bu eczahane-i Rahmaniyeden ilaç almaya hakları vardır. Halbuki Kur’an’ı tamamen ve daima okumak herkese müyesser değildir. Bunun için lüzumlu olan maksatlar, hüccetler bilhassa uzun surelerde tekrar edilmiştir ki her bir sure hemen hemen bir küçük Kur’an hükmünde olsun ki herkes suhuletle istediği vakit istediği sureyi okumakla tam Kur’an’ın sevabını kazanabilsin. Evet وَلَقَدْ يَسَّرْنَا الْقُرْاٰنَ لِلذِّكْرِ olan âyet-i kerîme bu hakikati ispat ediyor.
(Onuncu Risale, Mesnevi-i Nuriye)