Hacc Suresi

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden

Önceki Sure: Enbiyâ SuresiKur'ânMü'minûn Suresi: Sonraki Sure

Bu sureyi Hacc suresi okuma sayfasında mealiyle beraber okuyabilirsiniz

Bu surede bahsi geçen ibadet için Hac sayfasına gidin

Hacc (الحج) Suresi Kur'ân-ı Kerim'in 22. suresi olup Enbiyâ ve Mü'minûn sureleri arasında yer alır. Surede hac ibadetinin amacından, bazı ilke ve menâsikinden bahsedilir. Sûrede ifade edilen iman, şirk, ibadet, cihad gibi konuların üç ana çerçevede anlatıldığı görülür. Bunlar hicret, savaş ve hacdır. Alimlere göre sure hem Mekkî hem de Medenî sûrelerin özelliklerini taşır ve hem Mekke'de hem de Medine'de inen ayetleri içerir.[1]

Risale-i Nur'da Hacc Suresi ve ayetleri hakkındaki dersler:

  • Kur'an'da Lafzullah'ın (Allah kelimesinin) tekrarında çok sırlar vardır. Ayet sayısı ve lafzullah sayısı tevafuktadır. Bakara'da ayet sayısı 286, lafzullah sayısı 282 (Allah lafzı yerinde geçen dört Hû lafzı olduğundan tam tevafuk eder); Al-i İmran'da ayet sayısı 200, lafzullah sayısı 210; Nisa+Maide+En'am toplam ayet sayısı 176+120+165=461, lafzullah sayısı 229+148+87=464. Besmele sayılırsa tam tevafuk eder. Böyle meziyetlerde küçük farklar zarar vermez. İzleyen 5 suredeki (A'raf, Enfal, Tevbe, Yunus ve Hud) Allah lafızları sayısı baştaki 5 büyük suredekilerin yarısıdır. Sonra gelen 5 sure (Yusuf, Ra’d, İbrahim, Hicr ve Nahl) onun yarısıdır. Sonra gelen 6 sure (İsra, Kehf, Meryem, Taha, Enbiya ve Hacc) onun yarısıdır. Sonra Sonra gelen her beşerli sure grubu bu şekilde gider. Zuhruf suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yarısı olur. Necm suresinden başlayan 5'li sure grubunda onun yaklaşık yarısı olur. Sonra gelen küçük 5'li sure gruplarında yalnız üçer adet Allah lafzı vardır. Bu vaziyet gösteriyor ki Allah lafzının adedine tesadüf karışmamış, bir hikmet ve intizam ile adetleri tayin edilmiş.
  • İhlas Suresinin harflerinin ebcedî makamı 1003'tür. İçinde Hacc suresinin de olduğu 14 veya 15 surenin her birinin 1000 küsur kelime sayısına tevafuk eder.
  • Birçok surede olduğu gibi Hacc suresinin de 1.291 olan kelime sayısı 1291 yılındaki zelzeleli kıyameti andıran olaylara ve Rus'un dehşetli hücuma hazırlandığı vakte dikkati çeker.
  • İlk inen sure olan Alak suresinde 3 defa tekrarlanan "El-insan" kelimesi, ilk ayetinde bu kelime (İnsan) geçen 3 surenin ilk ayetlerine, yani Nisa suresinin 1. ayetine, Hacc suresinin 1. ayetine ve İnsan suresinin 1. ayetine bakar
  • Kur’an’ın hemen hemen üçten birisi haşirden bahseder. Hacc suresi de dahil olmak üzere 30-40 surenin başında haşir hakikatının kâinatın en ehemmiyetli ve vâcib bir hakikati olduğunu gösterir.
  • Hacc suresinin 11. ayetinde geçen "O, dünyasını da, ahiretini de kaybetmiştir." mealindeki ibareyi Bediüzzaman 21. Mektup'ta anne-babasına hoşnutsuzlukla soğuk davranan, ölümlerini temenni eden ve onların nazik ve hassas kalplerini rencide edenler için ve 11. Şua'da hapiste eski günahlardan tövbe edip farzlarını eda etme fırsatını değerlendirmeyenler için kullanmıştır.
  • "Görmez misin ki, göklerde olanlar ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah'a secde ediyor; birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah kimi hor ve hakir kılarsa, artık onu değerli kılacak bir kimse yoktur. Şüphesiz Allah dilediğini yapar." mealindeki Hacc suresinin 18. ayetinin kapsamlı bir izahı 24. Söz'dedir.
  • Kur'an'daki 14 secde ayetinden Risale-i Nur'da yalnızca 2 tanesi geçer: Hacc suresinin 18. ayeti ve Neml suresinin 25. ayeti.
  • Bediüzzaman 14. Reşha'da (Mesnevi-i Nuriye (Badıllı Tercümesi)) Güneş gibi cansız varlıkları kendi kendilerine veya sebeblere isnad eden filozofların "Kim Allah'a ortak koşarsa sanki o, gökten düşüp parçalanmış da kendisini kuşlar kapmış, yahut rüzgâr onu uzak bir yere sürüklemiş (bir nesne) gibidir." mealindeki Hacc suresinin 31. ayetinin manasına masadak olduğunu beyan eder.
  • Said Nursi 1943-1944 yıllarında Denizli hapsinde yazdığı mektupları içeren 13. Şua'daki bir mektubunda sorgu hâkimi kendisini çağırdığında kardeşlerini nasıl savunacağını düşünürken İmam-ı Gazalî’nin “Hizbü’l-Masûn” kitabını/kısmını açtığını ve karşısına Hacc suresinin 38. ayetinde geçen "Allah, iman edenleri korur (savunur)." mealindeki ibare çıktığını, bu ibarenin cifir ve ebced makamının 1362 ettiğini ve bunun tam tamına içinde oldukları senenin aynı tarihine ve mü’min kardeşlerini müdafaaya azmettiği zamana hem manasının hem makamının tevafuk ettiğini gördüğünü beyan eder ve "Elhamdülillah, benim müdafaama ihtiyaç bırakmıyor" der.
  • Hacc suresinin 47. ayetinde geçen "Muhakkak ki, Rabbinin nezdinde bir gün sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir." mealindeki ibare bast-ı zamana (zamanın genişlemesi, kısa zamanda çok işler görülmesi) işaret eder. Risalede bu konuda geçen bahisleri topluca okumak için bu sayfaya bakın.
  • Bediüzzaman Hacc suresinin 65. ayetinde geçen "Allah, yerdeki eşyayı ve emri uyarınca denizde yüzen gemileri sizin hizmetinize verdi." mealindeki ibareden iktibas ederek 29. Lema'da "Allah, karada ve denizdekileri sizin hizmetinize verdi." ifadesini kullanır.
  • Hacc suresinin 65. ayetinde ve başka ayetlerde Cenab-ı Allah'ın denizde yüzen gemileri insanların hizmetinize vermesiyle ilgili Risale-i Nur'da geçen bahisleri topluca bu sayfada okuyabilirsiniz.
  • Bediüzzaman Hacc suresinin 73. ayetini Risale-i Nur'un çeşitli yerlerinde tefsir ederek maddi sebeplerin bir tek sineğin maddelerini toplayıp muntazaman çalıştıramayacağını beyan eder. Bu husustaki tüm dersleri topluca bu sayfada okuyabilirsiniz.
  • Kur'anın yüceliğinin bir meziyeti de kesret bahislerinin arkasından vahdet bahislerini dercetmesi, ayrıntılı açıklamalardan sonra icmal etmesi, cüz'iyat bahislerinden sonra rububiyet-i mutlakanın düsturlarıyla birleştirmesidir. Bu hususta Bediüzzaman Hacc suresinin 74. ayetinde geçen "Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla bilemediler." mealindeki ibareyi bu meziyete misal olarak verir. (İzahı Şu'le risalesindedir (Mesnevi-i N. - Badıllı tercümesi)).

Bilgiler[değiştir]

İsminin Anlamı ve Kaynağı: Adını, Allah’ın Hz. İbrâhim’e Kâbe’nin ziyaret edilmesiyle ilgili emrini ihtiva eden 27. âyetindeki “hac” kelimesinden alır.

Diğer İsimleri: -

Kur'ân'daki Sırası: 22

Kur'ân'daki Yeri: 17. cüz, 331. sayfa

Mekkî/Medenî: Mekkî/Medenî (Cumhurun görüşüne göre ise bu sûrede Mekkî ve Medenî âyetler karışıktır.)[1]

Nuzül (İnme) Sırası: 103

Kendisinden Önce Nazil Olan Sure: Nur

Kendisinden Sonra Nazil Olan Sure: Münafikun

Nuzülü (İnme) Hakkındaki Bilgiler:

Uzunluğu: 9,9 sayfa

Ayet Sayısı: 78

Satır Sayısı: 148

Kelime Sayısı: 1.291[2]

Harf Sayısı: 5.135[3]

Fasıla Harfleri: Elif, Be, Cim, Dal, Ra, Ze, Tı, Zı, Kaf, Mim, Nun

Bölüm (Ayn Durakları) Sayısı: 9 (Türkiye'deki Kur'anlarda), 10 (Diğer İslam ülkelerindeki Kur'anlarda Hacc 57'de ilave Ayn durağı vardır)[4]

Secde Ayeti: Hacc 18 (Hanefîler ve Mâlikîler’e göre sadece 18. âyette; Şâfiîler ile Hanbelîler göre hem 18. hem de 77. ayette secde edilir)

Allah lafzı sayısı (Besmele hariç): 75

Rahman ismi sayısı (Besmele dahil): 1

Rahim ismi sayısı (Besmele dahil): 2

Rab ismi sayısı: 8

İçinde Kur'an kelimesi geçen ayetler: -

Hizb-ül Kur'an'da Geçen Ayetler Listesi: Hacc Suresindeki Hizb-ül Kur'an Ayetleri (25 ayet)

Bu ayetleri okumak için: Hizb-i Azam-ı Kur'an, Hacc Kısmı

Münâcât-ül Kur'an'da İktibas Edilen Ayetler: 26., 27., 63. ve 78. ayetler (4 ayet)

Risale-i Nur'da Geçen Ayet Sayısı: 10 (Bkz. Hacc Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri listesi)

(Not: Hacc 65'ten bir ifade iktibas suretinde geçer)

Risale-i Nur'da Tamamı Geçen Ayetler: 1., 2., 18., 73. ve 74. ayetler (Toplam 5 ayet)

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Sureler itibarıyladır. Onun dahi çok nükteleri var. Bir intizam, bir kasd ve bir iradeyi gösterir bir tarzda tevafukatı vardır.

Sure-i Bakara’da, âyâtın adediyle lafz-ı Celal’in adedi birdir. Fark dörttür ki Allah lafzı yerinde dört Hû lafzı var. Mesela, Lâ İlahe İllâ Hû’daki Hû gibi. Onunla muvafakat tamam olur.

Âl-i İmran’da yine âyâtıyla lafz-ı Celal tevafuktadır, müsavidirler. Yalnız lafz-ı Celal, iki yüz dokuzdur, âyet iki yüzdür. Fark dokuzdur. Böyle meziyat-ı kelâmiyede ve belâgat nüktelerinde küçük farklar zarar vermez, takribî tevafukat kâfidir.

Sure-i Nisa, Maide, En’am üçünün mecmu-u âyetleri, mecmuundaki lafz-ı Celal’in adedine tevafuktadır. Âyetlerin adedi dört yüz altmış dört, lafz-ı Celal’in adedi dört yüz altmış bir; Bismillah’taki lafzullah ile beraber tam tevafuktadır.

Hem mesela, baştaki beş surenin lafz-ı Celal adedi; Sure-i A’raf, Enfal, Tevbe, Yunus, Hud’daki lafz-ı Celal adedinin iki mislidir. Demek bu âhirdeki beş, evvelki beşin nısfıdır. Sonra gelen Sure-i Yusuf, Ra’d, İbrahim, Hicr, Nahl surelerindeki lafz-ı Celal adedi, o nısfın nısfıdır. Sonra Sure-i İsra, Kehf, Meryem, Tâhâ, Enbiya, Hac (Hâşiye[5]) o nısfın nısfının nısfıdır. Sonra gelen beşer beşer, takriben o nisbetle gidiyor; yalnız bazı küsuratla fark var. Öyle farklar, böyle makam-ı hitabîde zarar vermez. Mesela, bir kısım yüz yirmi bir, bir kısmı yüz yirmi beş, bir kısmı yüz elli dört, bir kısmı yüz elli dokuzdur.

Sonra Sure-i Zuhruf’tan başlayan beş sure, o nısf-ı nısf-ı nısfın nısfına iniyor. Sure-i Necm’den başlayan beş, o nısf-ı nısf-ı nısf-ı nısfın nısfıdır fakat takribîdir. Küçük küsuratın farkları, böyle makamat-ı hitabiyede zarar vermez. Sonra gelen küçük beşler içinde, üç beşlerin yalnız üçer adet lafz-ı Celal’i var.

İşte bu vaziyet gösteriyor ki lafz-ı Celal’in adedine tesadüf karışmamış, bir hikmet ve intizam ile adetleri tayin edilmiş.

(29. Mektup)


Sure-i Kadr'ın yüz yirmi hurufu var. Gayr-ı melfuz hemze sayılmazsa yüz on dörttür. En evvel nâzil olan Sure-i Alak küsuratından kat'-ı nazar nısf-ı evvelin hurufatı ve tam surenin kelimat-ı nahviyesi yüz küsur olmakla; Sure-i Duha, Sure-i Elem Neşrah Leke ve Sure-i Zilzal ve Sure-i Tekâsür ve Sure-i El-Maun ve Sure-i El-Alak'ın nısf-ı evveli ve Sure-i Vettîn ve Sure-i El-Karia ve Sure-i Hümeze'nin her birinin yüz aded-i hurufuna tevafuku ve o on surenin küsuratından kat'-ı nazar birbiriyle manidar muvafakatı tesadüfî olamaz.

Aynen öyle de: Sure-i El-Kadr'in mütevafıkları olan o on surelerin her biri yüz adet hurufu ise, kelimat noktasında da Sure-i Fecr, Sure-i Abese, Sure-i El-Mürselât, Sure-i El-Buruc, Sure-i El-Mutaffifîn, Sure-i El-İnşikak, Sure-i En-Naziat, Sure-i Nebe', Sure-i Münafikûn ve Sure-i Cumua'nın her birinin yüz küsur örfî aded-i kelimatına yüzlükte manidar tevafukları tesadüfî olmadığı gibi...

Evvelki huruf cihetinde de on adet sure-i mütevafıkanın ve kelimat cihetinde son on adet suver-i mütevafıkanın küsurattan kat'-ı nazar tevafuklarıyla beraber o iki kabile olan onar adet sureler müttefikan âyet nokta-i nazarında Sure-i İsra, Sure-i Kehf, Sure-i Tâhâ, Sure-i Yusuf, Sure-i Hûd, Sure-i Yunus, Sure-i Nahl, Sure-i Enbiya, Sure-i Mü'minûn, Sure-i Tevbe, Sure-i Maide her birinin yüz küsur adet âyetlerine manidar tevafukları elbette bir hikmeti var. Ve her halde şuursuz, hikmetsiz tesadüfün işi değildir.[6]

Küsuratlarının farkları cüz'îdir.

Mesela: Tenvirü'l-Mikbas tefsirinin gösterdiği adede binaen Sure-i Yunus'un kesri dokuz, Kehf'ın on, İsra'nın on bir, Hûd'un on iki, Mü'minûn'un on dokuz, Maide yirmi, Alak'ın nısf-ı evveli yirmi bir, El-Kadr yirmi iki, Nahl yirmi sekiz, Tevbe otuz, Tîn elli, El-Karia elli iki ve hâkeza... İşte böyle kesirlerin küçücük farkları, münasebat-ı tevafukiyeyi elbette bozmaz.

Hem Sure-i Kadr yüz on dört (114) harfiyle, yüz on üç (113) surelerin adedine bir fark ile tevafuku manidardır. Güya benden başka yüz on iki (112) sure ile bir de küçük bir Kur'an olan Fatiha geleceğine bir îmadır.

Bu surelerin âyât cihetindeki tevafukatta bir letafeti şudur ki:

ألف isminin ebcedî makamı olan yüz on bir (111) ki üç eliftir yani ااا Hem Sure-i İsra, hem Sure-i Yusuf, hem bir kavle göre Sure-i Kehf aynen yüz on bir (111) olması ve o üç eliften ikisi bir çizgi üstüne konulsa, bu suret olur الل ki Lafzullah'tır.

Sure-i Kevser ve Kadr ve Alak bahsi münasebetiyle Sure-i İhlas'ın bu nevi tevafukatta bir küçük nüktesini beyan etmek münasiptir. Şöyle ki:

İhlas'ın ebcedî makam-ı hurufîsi bin üçtür (1003). Küsurdan kat'-ı nazar Sure-i Nur, Sure-i Hacc, Enfal, Nahl ve İsra ve Kehf ve Enbiya ve Mü'minûn ve Zümer ve Yusuf ve Hûd ve Yunus ve Neml ve Şuara ve Tâhâ surelerinin her birinin bin küsur kelimat adetlerine tevafukuyla beraber;

Huruf cihetinde Sure-i Sebe' ve El-Hàkka ve Mümtehine ve İnsan ve Tûr ve Secde ve ve'z-Zariyat ve Rahman ve Tahrim ve Talak ve Duhan surelerinin her birinin bin adet küsur hurufuna manidar tevafuku elbette bir sülüs-ü Kur'an addedilen Sure-i İhlas'ın hikmettar bir nüktesidir ve bir sırr-ı azîmi var ve şuursuz ve hikmetsiz tesadüfün işi değildir.

(Rumuzat-ı Semaniye)


Mesela: Tenvirü'l-Mikbas tefsirine binaen nasıl ki Sure-i Ahzab 1282'ye nazar-ı dikkati celb ettiriyor, Sure-i Zümer 1192'ye nazarı çeviriyor. Sure-i Hacc 1291'de zelzeleli kıyamet-nümun hâdisatına ve Rus'un dehşetli hücuma hazırlandığı vakte nazar-ı dikkati celb ediyor. Sure-i Enbiya 1138 hâdisatına işaret ediyor. Sure-i Şuara 1267'den öteki muvafıklarının şehadetiyle haber veriyor. Sure-i Ez-Zariyat 1280 tarihinden sonraki fırtınalı vukuata hurufatıyla haber veriyor ve muvafıklarını şahit gösteriyor. Sure-i Neml 1149 tarihindeki vukuata baktırıyor. Ve Sure-i El-Kalem 1256 vukuatına işaret ediyor. Sure-i El-Müddessir 1010 tarihine yani elf-i sânînin başında başlayan hâdisat-ı İslâmiyeye قُمْ فَاَنْذِرْ fermanıyla evvel-i vahiydeki emri tekrar eder gibi bir surette şiddetli, ehl-i İslâm'ı teyakkuza davet ediyor. Ve hâkeza...

(Rumuzat-ı Semaniye)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler/Sayfalar[değiştir]

İlgili Kategoriler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]

  1. 1,0 1,1 https://islamansiklopedisi.org.tr/hac-suresi
  2. https://nurpedia.org/wiki/Risale:29._Mektubun_8._K%C4%B1sm%C4%B1_(Rumuzat-%C4%B1_Semaniye)#Birinci_Par%C3%A7as%C4%B1
  3. https://nurpedia.org/wiki/Risale:29._Mektubun_8._K%C4%B1sm%C4%B1_(Rumuzat-%C4%B1_Semaniye)#Birinci_Par%C3%A7as%C4%B1
  4. https://en.wikipedia.org/wiki/Al-Hajj
  5. Bu beşer taksimat üzere bir sır inkişaf etmişti. Hiçbirimizin haberi olmadan şurada altı sure kaydolmuş. Şüphemiz kalmadı ki gaibden, ihtiyarımızın haricinde altıncısı girmiş; tâ bu nısfiyet sırr-ı mühimmi kaybolmasın.
  6. Elhasıl: Sure-i Kadr harfleri ve Sure-i Alak'ın kelimat-ı nahviyesi ve en evvel nâzil olan nısf-ı evvelin hurufatı yüz küsur hurufuyla, on surenin hurufatına manidar tevafuk ediyor. Ve diğer on surenin kelimatına manidar tevafuk ediyor, hem uzun diğer on surenin âyâtına gayet manidar tevafuk ediyor. Demek bu otuz sureden her birisi yirmi dokuz sureye tevafuk ediyor. Demek bu küçük tevafuk-u Kur'aniyede dokuz yüz tevafuk var. Küsurattan kat'-ı nazar edilmiş. Çünkü münasebat-ı tevafukiyeyi bozmaz. Bu tarzdaki tevafuka hiç mümkün müdür ki tesadüf içine karışsın? Hem hiç mümkün müdür ki mühim hikmetleri bulunmasın?