-vari

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden

-vâri, sonuna geldiği kelimeye "gibi, benzer" anlamı katan Farsça bir sonektir.

Bilgiler[değiştir]

Kökeni olan Farsça fiil ve anlamı: -

Risale-i Nur'da Bu Eki Taşıyan Kelimeler, Anlamları ve Örnek Cümleler[değiştir]

  • Beşaretvâri: Müjdelercesine

Nusret İlahiyenin tarihi olan sekizinci sene hicriyesine tevâfuk sırrıyla beşaretvâri işaret ediyor. (Rumuzat-ı Semaniye)

  • Dağvâri: Dağ gibi, dağ büyüklüğünde

Cevv berrak safi hiçbir şey yokken bir mahşer acaib gibi dağvâri parçalar kendi kendine toplanmıyor belki zîhayatı tanıyan birisidir ki gönderiyor. İşte şu mesafe maneviyede Kadîr Alîm Mutasarrıf Müdebbir Mürebbi Mugis Muhyî gibi esmaların matlaları görünüyor. (25. Söz)

  • Dairevâri: Daire gibi

Demek Şems mihverinde dairevâri cereyan ve hareketi olmasa yıldızlar düşerler. (İşaratül İcaz)

  • Davudvâri: Hz. Davud (as) gibi

En hoş en yüksek en ulvî bir eğlence masumaneye çalış ki dağlar sana Davudvâri birer muazzam fonoğraf olabilsin. (21. Söz)

  • Canavarvâri: Canavar gibi

Böyle canavarvâri iftirasa iştiha arzu hiç gelir mi? (Lemeat)

  • Eyyübvâri: Hz. Eyyüb (as) gibi

Hazret Eyyubvâri hayat bahşına vesile olan hâdim Kuranînin ve Nur Risalelerini... (Barla Lahikası)

  • Fihristevâri: Fihriste gibi, fihriste şeklinde

İsm Hayy ve İsm Muhyî bir cilve a'zamından olan Hayat nedir? Ve mahiyeti ve vazifesi nedir? sualine karşı fihristevâri cevab şudur ki: (30. Lema)

  • Gölgevâri: Gölge gibi

Birinci tagutu gayr kasdî gölgevâri bir âyine gibi gördüm. (Habbe)

  • Hendesevâri: Geometrik

Tabiatları latif ince ve latif san atlara meftun bazı insanlar bilhassa has bahçelerinde pek güzel hendesevâri bir şekilde şekilleri arkları havuzları şadırvanları yaptırmakla bahçelerine pek muntazam bir manzara verirler. (10. Risale)

  • Hezeyanvâri: Hezeyan gibi

Sonra insanların اُسْكُنِى يَا اَرْضُ وَانْشَقِّى يَا سَمَاءُ وَقُومِى اَيَّتُهَا الْقِيَامَةُ gibi suret-i emirde cemadata hezeyanvâri muhaveresi hiç o iki emre kabil kıyas olabilir mi? (25. Söz)

  • Hocavâri: Hoca gibi

Hem gayet sathî ve cevabları pek zahir ve güya mutaassıbane hocavâri tenkidleri ve hiç münasebeti olmayan ve hakikî mutabık olan meseleleri anlamadan... (14. Şua)

  • Hurafevâri: Hurafeye benzer, hurafe gibi uydurulmuş

Muhaddislerin bir kısmı İsrailiyattan alınma ve eskiden beri nakledilen hurafevâri hikâyelere bu hadîsi tatbik etmişler. (14. Lema)

  • İbrahimvâri: Hz. İbrahim (as) gibi

Sen dahi bîçare nefsim İbrahimvâri لاَ اُحِبُّ اْلاۤفِلِينَ gıyasını çek kurtul. (17. Söz)

  • İ'cazvâri: Mucize gibi

Evet bütün bu şeyler eczasıyla beraber Allah mülkü ve malı olduğu i'cazvâri sikke ve mühürleriyle sabittir... (Hubab)

  • İnkılapvâri: İnkılap gibi, devrim niteliğinde

Demek âlem İslâm içinde mühim ve inkılabvâri bir iş görmek İslâmiyetin desatirine inkıyad ile olabilir başka olamaz. (Tarihçe-i Hayat)

  • İsrafilvâri: Hz. İsrafil (as) gibi

İsrafilvâri melek ra'd; baharda nefh-i sur nev'inden yağmura bağırması yer altında defnedilen çekirdeklere nefh-i ruhla müjdelemesi zamanına dikkat et ki... (17. Lema)

  • Kamervâri: Aya benzer şekilde

Buraka bindirip berk gibi semavatı seyrettirip kat-ı meratib ettirerek kamervâri menzilden menzile daireden daireye rububiyet İlahiyeyi temaşa ettirip... (31. Söz)

  • Kerametvâri: Keramete benzer

Fakat böyle kerametvâri bir surette olmasın. (Emirdağ L. 1)

  • Mikyasvâri: Ölçü vesilesi gibi

Ve hakeza.. noksan sıfatlarıyla Hâlıkının evsaf-ı kemaline mikyasvâri âyine olmak. (3o. Lema)

  • Miracvâri: Mirac gibi

Ve miracvâri olan o yüksek münacata mazhar olsun. (İşaratül İcaz)

  • Mucizevâri: Mucize gibi

Bu fıkra ile dağlardan nebean eden Nil-i Mübarek Dicle ve Fırat gibi ırmakları hatırlatmakla taşların evamir-i tekviniyeye karşı ne kadar hârikanüma ve mucizevâri bir surette mazhar ve müsahhar olduğunu ifham eder. (20. Söz)

  • Radyumvâri: Radyum gibi

Radyumvâri o madde-yi Kuranî ışığıyla sezmiştim. (32. Söz)

  • Romanvâri: Roman gibi

Avrupa'dan tereşşuh etmiş şu hazır edebiyat romanvâri nazarla Kuranda olan letaif ulviyet mezaya-yı haşmeti göremez hem tadamaz. (Lemeat)

  • Saikavâri: Şiddetli ses gibi

Ey mücrimler! Bir tarafa çekiliniz diye olan tüy ürpertici saıkavâri şiddetli emr-i İlahîye maruz kalacakları gibi; (İşaratül İcaz)

  • Sıravâri: Sıralı halde

Evet, şu dünyayı antika sanatlarla süslendiren ve lezzetli nimetlerle dolduran ve sanat-perverane ve nimet-perverane şu derece sanatının acibeleriyle, şu derece kıymettar nimetlerini dünyanın yüzüne serpen, sıravâri tanzim eden ve zeminin yüzünde seren, güzelce dizen bir Sâni’, bir Mün’im’den başka şu velvele-i takdir ve istihsanla ve zemzeme-i hamd ve şükranla dünyayı dolduran ve zemini bir zikirhane, bir mescid, bir temaşagâh-ı sanat-ı İlahiyeye çeviren Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan, kime yakışır ve kimin kelâmı olabilir? (25. Söz)

  • Sinemavâri: Sinema gibi

Mevsimlerin husulü ve gece ve gündüz vakitlerinin vücudu ve semavattaki ulvî ve haşmetli harekâtın zuhuru ve sinemavâri semavî levhaların tebdili gibi neticeleri istihsal için... (30. Lema)

  • Siyasetvâri: Siyasete benzer

Siyasetvâri bir tereşşuh gören söylesin. (16. Mektup)

  • Süleymanvâri: Hz. Süleyman (as) gibi

Adalet-i tâmme yapmak isterseniz; Süleymanvâri rûy-u zemini etrafıyla görmeye ve anlamaya çalışınız. (21. Söz)

  • Şifrevâri: Şifre gibi

Şifrevâri şu huruf-u mukattaanın zikri Hazret Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm fevkalâde bir zekâya mâlik olduğuna işarettir. (İşaratül İcaz)

  • Şimşekvâri: Şimşek gibi

Ve keza kader muhitinde uçan tayyare-i ömre veya hayat dağları arasında açılan uhdud ve tünellerinden şimşekvâri geçen zamanın şimendiferine bindirerek, ebedü’l-âbâd memleketinin iskelesi hükmünde olan kabir tünelinin kapısına sevk eden Hâlık-ı Rahmanu’r-Rahîm’den meded istiyorum. (Hubab)

  • Tarihvâri: Hz. İsrafil (as) gibi

Halbuki şöyle bazı hâdisat cüziyeyi tarihvâri bir surette musırrane tekrar etmekte ne mana var? (20. Söz)

  • Tecrübevâri: Tecrübe edercesine

Ben böyle işlesem sen böyle işler misin? diye tecrübevâri bir surette Cenab-ı Hakk'ın rububiyetine karşı imtihan tarzı sû-i edebdir ubudiyete münafîdir. (17. Lema)

  • Tekellümvâri: Konuşurcasına

Hususan cevv-i sema ve bulutlar gibi büyük cirmlerde tekellümvâri sadâlar dahi ehemmiyetle herkese kendini dinlettiriyor. (Latif Nükteler)

  • Tenasühvâri: Tenasüh etmiş gibi

Hem tiyatro gibi tenasühvâri mazi denilen geniş kabrin hortlakları gibi şu üç nevi romanlarıyla hiç utanmaz. (Lemeat)

  • Terakkivâri: Terakki edercesine

Elbette bütün mahlukattaki hadsiz istidadları inkişaf ettiren ve bütün mahlukatını kıymetdar vazifelerde istihdam ettikten sonra terakkivâri terhis ettiren yani unsurları madenler mertebesine; madenleri nebatlar hayatına; nebatları rızık vasıtasıyla hayvanların derece hayatına; ve hayvanları insanların şuurkârane olan yüksek hayatına çıkarıyor. (30. Lema)

  • Tevekkülvâri: Tevekkül edercesine, tevekkül gibi

Tevekkülvâri taleb rızk ise bilakis medar rahattır ve her yerde hüsn-ü tesirini gösterir. (22. Mektup)

  • Tünelvâri: Tünel gibi

Zeminin içinde tünelvâri bir mağaraya sokuldum. (32. Söz)

  • Yıldızvâri: Yıldız şeklinde

Üstad Sâni Hulusi Beyefendimi teşbih ve tabiri caiz ise saatçilerde bulunan yıldızvâri sekiz on ağızlı saat anahtarlarına benzetiyorum ki... (Barla Lahikası)

  • Yunusvâri: Hz. Yunus (as) gibi

Elbette öyle bir insan daima Yunusvâri (as) لاَ اِلَهَ اِلاَّ اَنْتَ سُبْحَانَكَ اِنِّى كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ demeye muhtaçtır. (1. Lema)

  • Zenberekvâri: Zenberekgibi

Güneş kendi merkezinde ve mihveri üzerinde zenberekvâri bir cereyan ile manzumesini emr-i İlahî ile tanzim edip tahrik eder. (25. Söz)

  • Zülüfvâri: Zülüf (yüzün iki yanından sarkan saç lülesi) gibi

Oynattırıyorlar zülüfvâri küçük dallarını ve onunla temaşa edenlere latif şevklerini ve ulvî zevklerini ihtar ediyorlar. (17. Söz)

İlgili Maddeler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]