Mehmed Tahiri Mutlu: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
105. satır: 105. satır:
([[Risale:Lemeat%27tan_Sonraki_Mektuplar_(Kastamonu)#22. Parça|Kastamonu Lahikası]])
([[Risale:Lemeat%27tan_Sonraki_Mektuplar_(Kastamonu)#22. Parça|Kastamonu Lahikası]])
----
----
Sabri’nin tabiriyle, Risale-i Nur’un zülfikarı olan Hizbü’l-Ekber-i Nurî elhak me’mulümüzün fevkinde gayet parlak ve güzel ve dikkatli ve sıhhatli ve yanlışları pek az bir tarzda Cenab-ı Hakk’ın inayetiyle vücuda gelmiş. Hâfız Ali, '''Tahirî''', Hâfız Mustafa bu vazifede elhak tam çalışmışlar. Risale-i Nur’un eline bir elmas kılınç verdiler.


([[Risale:Lemeat%27tan_Sonraki_Mektuplar_(Kastamonu)#24. Parça|Kastamonu Lahikası]])
----
Bu defa Hâfız Ali’nin mektubunda büyük bir beşaret hissettik ki Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ımızı tabedilecek esbab var, maniler yok. Madem mübarek Hüsrev geldi; en birinci hak, bu meselede onundur. Ve madem iki Ali ile '''Tahirî''', Hâfız Mustafa, hârika tesanüdleriyle ve şimdiye kadar bütün Risale-i Nur talebelerini sevindiren ve ehl-i imanı memnun ve minnettar eden meydandaki hizmetleriyle ve kahraman Rüşdü’nün lâyetezelzel sadakatiyle, Hüsrev’le beraber bu büyük ve ağır ve kıymettar hizmet-i Kur’aniyeye kemal-i tesanüdle çalışmak lâzımdır.


Sakın, dikkat ediniz! İhtilaf-ı meşrebinizden ve zayıf damarlarınızdan ve derd-i maişet zaruretinizden ehl-i dalalet istifade edip birbirinizi tenkit ettirmeye meydan vermeyiniz. Meşveret-i şer’iye ile reylerinizi teşettütten muhafaza ediniz. İhlas Risalesi’nin düsturlarını her vakit göz önünüzde bulundurunuz. Yoksa az bir ihtilaf, bu vakitte Risale-i Nur’a büyük bir zarar verebilir.


Hattâ sizden saklamam, işte şimdi Feyzi de Emin de biliyorlar ki mabeyninizde gayet ehemmiyetsiz bir tenkit, bize burada zarar veriyor gibi size, hiç bilmediğim halde, bu noktaya dair iki mektup yazdım ve ruhen çok endişe ediyordum. “Acaba yeni bir taarruz mu var?” diye muzdarip idim.


Hem o zarardandır ki mübarek Hüsrev’in gelmesiyle yeni bir şevk ve süratle bize Hizb-i Nurî’nin arkasına ilhak edilen münâcat parçası on beş gün tehire uğradı. On beş gün evvel bize geleceğini tahmin ediyordum.


İnsan kusursuz olmaz ve rakipsiz de olmaz. Risale-i Nur’un kahraman şakirdleri her müşkülata galebe ettikleri gibi inşâallah bu ehemmiyetli ve dehşetli mevsimde yine galebe ederler. Safvet ve ihlaslarını bozmayacaklar ve hizmetlerine fütur getirmeyecekler.


Siz, tedbir-i maddiyeyi benden daha iyi bilirsiniz. Fakat madem Hüsrev’le Rüşdü, Risale-i Nur’da çok ehemmiyetli rükünlerdir. Hem etraflarında Risale-i Nur’un çok ehemmiyetli şakirdleri var. Ve madem Hâfız Ali, '''Tahirî''', Hâfız Mustafa, Küçük Ali Risale-i Nur hizmetinde tam muvaffakıyetleriyle tam makbul oldukları tahakkuk etmiş. Bu iki cereyan baştaki iki göz gibi olmalı. Tam bir tesanüd lâzım ki bu ağır defineye omuzları dayanabilsin.


([[Risale:Lemeat%27tan_Sonraki_Mektuplar_(Kastamonu)#32. Parça|Kastamonu Lahikası]])
----
Kardeşlerim! Erkân-ı sitteden iki Ali ile '''Tahirî''' ve Hâfız Mustafa, bu iki üç senede ve bilhassa bu havalide bana yardımları ve fütuhatları ya fevkalâde ihlaslarından veya yüksek iktidar ve faaliyetlerinden o derecededir ki bu vilayette Risale-i Nur şakirdlerini ebeden minnettar edip Risale-i Nur’u dahi buralarda ebeden yerleştirdiler. Cenab-ı Hak, onlardan ve sizlerden ebeden razı olsun, âmin!


 
([[Risale:Lemeat%27tan_Sonraki_Mektuplar_(Kastamonu)#39. Parça|Kastamonu Lahikası]])
----




157. satır: 170. satır:
*[[Hüsnü Efendi]]: Tahiri ağabeyin babası.
*[[Hüsnü Efendi]]: Tahiri ağabeyin babası.
*[[Hicret Mutlu]]: Tahiri ağabeyin çocuk yaşta vefat eden kızı.
*[[Hicret Mutlu]]: Tahiri ağabeyin çocuk yaşta vefat eden kızı.
*[[Zühdü Ünal|Büyük Hafız Zühdü]]: Tahiri ağabeyin eniştesi olup Atabey'li nur talebelerindendir.


==Kaynakça==
==Kaynakça==

09.21, 6 Şubat 2018 tarihindeki hâli

Mehmed Tahiri Mutlu ya da Tahirî Nurların neşrinde çok büyük hizmetleri geçmiş ve Üstad'ın mutlak vekilleri arasında yer alan Atabey'li nur talebesidir. Hafız Ali abi ile birlikte Hizbü’l-Ekber-i Kur’aniyenin neşrinde çalışmıştır. Bir tevazu kahramanı olup ihlas ve takvasıyla mümtazdır. Aras-Atabey'de nur talebelerine vesile olmuş, ailesiyle birlikte fedakârâne hizmet etmiş, maddi fedakarlıklarda bulunmuş, teksir makinesiyle nurları neşretmiş, Üstad'ın yanında kalıp hizmetinde bulunmuş ve medresede kalırken vefat etmiştir.[1]

Şahsi Bilgiler[değiştir]

Diğer İsimleri: Atabey kahramanı, Tahir

Doğum Yeri ve Tarihi: Atabey (Aras), Isparta, 1900[1]

Vefat Yeri ve Tarihi: İstanbul, 1977[1]

Kabrinin Yeri: Eyüp Sultan Mezarlığı[1]

Risale-i Nur ile Nasıl Tanıştığı[değiştir]

Hafız Ali ağabey Atabey'de camide onunla tanışıp risalelerden bahseder. O günden sonra Tahiri ağabey iman-Kur'an hizmetinin bir fedakârı olarak ölene kadar hizmet eder.

Bediüzzaman Said Nursi ile Görüşmeleri[değiştir]

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Mehmed Tahirî, Küçük Lütfü’nün hayru’l-halefi ve Atabey’in kahramanı, bu havaliye nurlu ve güzel hediyeleri çok kıymettardır. Rahmanu’r-Rahîm hazine-i rahmetinden ona ve pederine her harfine ve her kelimeye mukabil rahmet etsin, âmin!

(Kastamonu Lahikası)


Aras Atabey’de, eskide Lütfü, Zekâi gibi iki kıymettar şakirdlerin yerlerini boş bırakmayan, Aras kahramanları olan Tahir ve Abdullah Çavuş’un Risale-i Nur’a hizmetleri, Aras hakkında endişelerimi tamamen izale etti.

(Kastamonu Lahikası)


Elhak, Tahirî’nin de Lemaat hediyesini pek çok kıymettar gördük. İnşâallah bu havalide ona çok sevap kazandıracak, tam bir Lütfü’dür. Allah muvaffak eylesin.

(Kastamonu Lahikası)


Fakat Cenab-ı Hakk’a hadsiz şükür olsun ki Tahir ve Abdullah Çavuş o endişemi tamamıyla izale ettiler, büyük bir teselli bana verdiler. Hattâ Tahir’in bu defa bize hediye ettiği Lem’alar ve Yedinci Şuâ’yı bir cilt içinde cilt ettikten sonra mütalaa ettim. O Tahir’de bir Hüsrev, bir Lütfü, bir Âsım gördüm. Cenab-ı Hak ondan ve sizlerden ebediyen razı olsun. Onun o nüshası, burada çok iş görecek inşâallah.

(Kastamonu Lahikası)


Hakikaten Hüsrev’in infikâki beni çok müteessir etmişti. Fakat Tahirî, o parlak kalemiyle benim o teessüratımı izale eyledi. O, bütün efrad-ı ailesiyle, peder ve validesiyle Risale-i Nur’un has talebeleri içinde her vakit hissedar olacaklardır.

Hem bu Tahir’in yüzünden bugünden itibaren Atabey de İslâmköyü, Sava köyü, Kuleönü karyeleri gibi Nurs karyesine arkadaş olup umum manevî kazancımıza hissedar oldu.

...


Yalnız bu kadar var ki Isparta havalisinde yüzer genç Saidler ve Hüsrevler yetişmişler. Bu ihtiyar ve zayıf Said, dünyadan kemal-i istirahat-i kalple veda etmeye hazırdır. Ve bilhassa mühim bir Medrese-i Nuriye olan Sava köyünün başta Hacı Hâfız olarak Ahmedleri, Mehmedleri hattâ muhterem hanımları (Tahir’in refika ve kerîmeleri gibi) ve masum çocukları Risale-i Nur’la meşgul olmalarını düşündükçe bu dünyada cennet hayatının manevî bir nevini zevk ediyorum, görüyorum. Oranın Ahmedlerinin hediyesini umum o köy hesabına bir teberrük deyip öpüp başıma koydum.

(Kastamonu Lahikası)


Hem Cenab-ı Hakk’a hadsiz şükür ve hamdediyorum ki sizlerin bu defaki hediye-i ramazaniyeniz olan çok güzel nüshalarınız, bu bayramımı çok bayramları birden toplayan bir küllî bayram hükmüne geçti. Ve bilhassa ikinci Hüsrev olan birinci Tahir’in gayet dikkat ve tevafuklu yazdığı risaleler beni o derece minnettar ve mesrur ediyor ki elimden gelseydi her bir nüshasına on altın lira verecektim. Bu derece kuvvetli bir şakird Risale-i Nur’a sahip çıkması, ümitlerimizi çok kuvvetlendirdi. Sava kahramanlarının ve Mübareklerin karyelerine kendi karyesini, onların safına getirdi. Atabey (Aras) onunla ve onun gibilerle iftihar etmeli.

Onun nüshalarında yanlışlar pek çok azdır. Yalnız, oralardaki nüshalarda manası anlaşılmayan bazı kelimeler varmış ki istinsahta öylece kaydedilmiş. Benim tashihimden geçen nüshalara mukabele edilse iyi olur.

O kuvvetli ve fedakâr kardeşimizin masum çocuklarının ve refikasının yazdıkları risaleleri güzelce bir cilt yaptık. Görenlere, hususan buradaki Risale-i Nur’un kadınlar dairesindeki kızlar ve hanımlara gayet tesirli ve cazibedar bir numune-i teşvik oldu.

(Kastamonu Lahikası)


Mübarekler, Tahir ile beraber; Tahir’in bize o kıymettar kalemiyle cennet taamları gibi çok tatlı ve huri libası gibi çok güzel yazıları, burada herkesi lezzetle mütalaaya sevk ediyor. Hâfız Ali’nin mektubunda, Tahir’in yazdığı ve göndereceği Sözler’i daha alamadık. Ve onun masume iki mübarek kızlarının yazdıkları nüshalar burada kadınlar, kızlar âleminde geziyor; görenleri Risale-i Nur’a cezbediyor. Çok çalışkan ve fedakâr Tahir’in kesretli hediyeleri, bizleri çok borç altında bıraktı.

(Kastamonu Lahikası)


Bu tarafta yol kapandı, posta gelmiyordu. Sizlerden gelecek bir mektup veya bir risaleyi bekliyordum. Şimdi ruhuma bir ihtar ile daha beklemeyerek burada hüsn-ü tesirini gösteren üç parçayı gönderiyorum. Masumların ve ümmi mübarek ihtiyarların ve kahraman Tahirî’nin nüshaları, daimî parlak bir tarzda fütuhat yapıyorlar.

(Kastamonu Lahikası)


Ve bilhassa çok ehemmiyetli kardeşimiz kahraman Tahirî’nin parlak ve muvaffakıyetli ve tevafuklu kalemi, kerametkârane fütuhat yapıyor. Ve onun iki masumeleri ve masumların ve ümmi ihtiyarların rengârenk, çeşit çeşit meziyetlerini gösteren yazıları, bizleri teshir ediyor, herkesi şevkle okumaya sevk ediyor. Cenab-ı Hak sizlerden ebeden razı olsun ve sizi muvaffak etsin, âmin!

(Kastamonu Lahikası)


Bu defa Nur Fabrikasının sahibiyle ve tam bir muavini ve tam bir Hüsrev olan kahraman Tahir’in beşaretli mektupları ve Medrese-i Nuriye’nin kahramanlarından Marangoz Ahmed’in ikinci rüyası ve üçüncü rüyanın âhirinde, malûm musibetin akabinde sarsılmayan faal Hâfız Mehmed’in çocuklara hatim duasını yapması ve Risale-i Nur’u okutması, üstümüzden dağ gibi manevî ağırlıkları kaldırdılar. Cenab-ı Hak sizleri ve onları âfat-ı maneviye ve maddiyeden muhafaza etsin, âmin!

(Kastamonu Lahikası)


Tahirî’nin Hizbü’l-Ekber ve Virdü’l-A’zam’ı tab için İstanbul’a gitmesini bütün ruhumuzla onu tebrik ve muvaffakıyetine dua ediyoruz.

(Kastamonu Lahikası)


Bu defa kahraman Tahir’i umumunuz namına gördüm ve onda bir Lütfü, bir Hâfız Ali, bir Hüsrev ve bir Said (fakat genç Said) müşahede ettim.

(Kastamonu Lahikası)


Hem sizi hem bizi hem Risale-i Nur dairesini ve hususan kahraman Tahir’i, bu Virdü’l-A’zam-ı Kur’anî’nin bu tarzda zuhura gelmesiyle tebrik ediyoruz. Evet, bunun tabında iki emr-i azîm var:

Birisi: Mu’cizatlı Kur’an-ı Hakîm’in ve kerametli Risale-i Nur’un tablarına matbaada görülmemiş bir çığır açtı.

İkincisi: Tahir’e ve Hâfız Ali’ye ve arkadaşlarına kazandırdığı fevkalâde bir sevap noktasıdır ki bu sırra delil-i zahir, emsali matbaada, tabda görülmemiş bir tarzda, aynen Tahir’in hattı fotoğrafla alınmış gibi kim bakıyorsa “Bu, Tahir’in yazısıdır, matbu değildir.” der.

(Kastamonu Lahikası)


Kahraman Tahirî ve Hâfız Mustafa’nın yaptıkları hizmet çok güzeldir. Onların tedbirleri isabetlidir, haktır. Nur Fabrikasının divanında verdiğiniz kararlar, ne olursa kabulümüzdür.

(Kastamonu Lahikası)


Nur Fabrikasının sahibi ile kahraman Tahirî bizi gayet mesrur eden müjdeler veriyorlar hem bazı meseleleri soruyorlar. Sizlerdeki erkânın verdikleri karar ve münasip gördüğü tarzlar, benim reyimin fevkinde inşâallah isabet ederler. Madem benim reyimi de almak istiyorlar. Şimdilik, evvelce nazlanan matbaacılara lüzum yok. Hem mesleğimize muhalif yeni hurufa, Risale-i Nur’un bir nevi müsaadesi hükmüne geçtiği için lâzım değil. Sizler, el makinesiyle yazdığınız miktar yeter. Zaten Nazif de el makinesiyle bir derece çalışıyor. Tashihine çok dikkat etmek lâzım. Eski hurufla elmas kalemli kardeşlerim matbaaya ihtiyaç bırakmıyor. Bize yardım etsinler.

(Kastamonu Lahikası)


Arabî Virdü’l-Ekber-i Nuriye’ye dair müjdeniz ve kahraman Tahirlerin ve mübareklerin, sâri ve dehşetli hastalıklara tiryaklar ve ilaçlar yetiştirmeleri ve mütemadiyen çalışmaları, bizi belki ruhanîleri ve ricalü’l-gayb zatları dahi sevindiriyor.

(Kastamonu Lahikası)


Sabri’nin tabiriyle, Risale-i Nur’un zülfikarı olan Hizbü’l-Ekber-i Nurî elhak me’mulümüzün fevkinde gayet parlak ve güzel ve dikkatli ve sıhhatli ve yanlışları pek az bir tarzda Cenab-ı Hakk’ın inayetiyle vücuda gelmiş. Hâfız Ali, Tahirî, Hâfız Mustafa bu vazifede elhak tam çalışmışlar. Risale-i Nur’un eline bir elmas kılınç verdiler.

(Kastamonu Lahikası)


Bu defa Hâfız Ali’nin mektubunda büyük bir beşaret hissettik ki Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ımızı tabedilecek esbab var, maniler yok. Madem mübarek Hüsrev geldi; en birinci hak, bu meselede onundur. Ve madem iki Ali ile Tahirî, Hâfız Mustafa, hârika tesanüdleriyle ve şimdiye kadar bütün Risale-i Nur talebelerini sevindiren ve ehl-i imanı memnun ve minnettar eden meydandaki hizmetleriyle ve kahraman Rüşdü’nün lâyetezelzel sadakatiyle, Hüsrev’le beraber bu büyük ve ağır ve kıymettar hizmet-i Kur’aniyeye kemal-i tesanüdle çalışmak lâzımdır.

Sakın, dikkat ediniz! İhtilaf-ı meşrebinizden ve zayıf damarlarınızdan ve derd-i maişet zaruretinizden ehl-i dalalet istifade edip birbirinizi tenkit ettirmeye meydan vermeyiniz. Meşveret-i şer’iye ile reylerinizi teşettütten muhafaza ediniz. İhlas Risalesi’nin düsturlarını her vakit göz önünüzde bulundurunuz. Yoksa az bir ihtilaf, bu vakitte Risale-i Nur’a büyük bir zarar verebilir.

Hattâ sizden saklamam, işte şimdi Feyzi de Emin de biliyorlar ki mabeyninizde gayet ehemmiyetsiz bir tenkit, bize burada zarar veriyor gibi size, hiç bilmediğim halde, bu noktaya dair iki mektup yazdım ve ruhen çok endişe ediyordum. “Acaba yeni bir taarruz mu var?” diye muzdarip idim.

Hem o zarardandır ki mübarek Hüsrev’in gelmesiyle yeni bir şevk ve süratle bize Hizb-i Nurî’nin arkasına ilhak edilen münâcat parçası on beş gün tehire uğradı. On beş gün evvel bize geleceğini tahmin ediyordum.

İnsan kusursuz olmaz ve rakipsiz de olmaz. Risale-i Nur’un kahraman şakirdleri her müşkülata galebe ettikleri gibi inşâallah bu ehemmiyetli ve dehşetli mevsimde yine galebe ederler. Safvet ve ihlaslarını bozmayacaklar ve hizmetlerine fütur getirmeyecekler.

Siz, tedbir-i maddiyeyi benden daha iyi bilirsiniz. Fakat madem Hüsrev’le Rüşdü, Risale-i Nur’da çok ehemmiyetli rükünlerdir. Hem etraflarında Risale-i Nur’un çok ehemmiyetli şakirdleri var. Ve madem Hâfız Ali, Tahirî, Hâfız Mustafa, Küçük Ali Risale-i Nur hizmetinde tam muvaffakıyetleriyle tam makbul oldukları tahakkuk etmiş. Bu iki cereyan baştaki iki göz gibi olmalı. Tam bir tesanüd lâzım ki bu ağır defineye omuzları dayanabilsin.

(Kastamonu Lahikası)


Kardeşlerim! Erkân-ı sitteden iki Ali ile Tahirî ve Hâfız Mustafa, bu iki üç senede ve bilhassa bu havalide bana yardımları ve fütuhatları ya fevkalâde ihlaslarından veya yüksek iktidar ve faaliyetlerinden o derecededir ki bu vilayette Risale-i Nur şakirdlerini ebeden minnettar edip Risale-i Nur’u dahi buralarda ebeden yerleştirdiler. Cenab-ı Hak, onlardan ve sizlerden ebeden razı olsun, âmin!

(Kastamonu Lahikası)







(Emirdağ Lahikası-2)











Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]

  1. 1,0 1,1 1,2 1,3 Isparta kahramanları, Himmet Koçoğlu