Kadı İyaz

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Yazdırılabilir sürüm artık desteklenmiyor ve görüntü oluşturma hataları olabilir. Lütfen tarayıcı yer işaretlerinizi güncelleyin ve bunun yerine varsayılan tarayıcı yazdırma işlevini kullanın.

Kadı İyaz (Arapça: القاضي عياض) ya da Kadı-yı İyaz ya da tam adıyla Ebü’l-Fazl İyâz b. Mûsâ b. İyâz el-Yahsubî Mâlikî kadısı, hadis, fıkıh ve dil âlimidir. Çeşitli âlimlerden temel dinî eserleri okudu. Hadis bilgisini ilerletmek için Endülüs’e, Mürsiye’ye ve Kurtuba’ya gitti. Sebte ve Gırnata kadılığı yaptı. Kadı İyâz zekâsı, etkileyici konuşması, hazırcevaplığı yanında Mağrib hattını güzel yazması gibi özellikleriyle de anılmaktadır.[1]

Şahsi Bilgiler[değiştir]

Diğer İsimleri: Allame-i Mağrib, Sebtî, Merrâküşî

Doğum Yeri ve Tarihi: Sebte (Ceuta), 476 (1083)[1]

Vefat Yeri ve Tarihi: Merakeş, 9 Cemâziyelâhir 544 (14 Ekim 1149)[1]

Kabrinin Yeri: Bâbüîlân, Merakeş

Eserleri[değiştir]

Eş-Şifâ' bi-tarîfi hukuki (fî şerefi)’l-Mustafa (Şifa-yı Şerif olarak da bilinir) vb.[1]

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Allâme-i Mağrib Kadı İyaz Şifa-i Şerif’te ulvi bir senetle, doğru ve sağlam bir an’ane ile Hazret-i Abdullah İbn-i Ömer’den haber veriyor ki: Bir seferde Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın yanına bir bedevî geldi.

Ferman etti: اَيْنَ تُرٖيدُ؟ “Nereye gidiyorsun?”

Bedevî dedi: “Ehlime.”

Ferman etti:هَلْ لَكَ اِلٰى خَيْرٍ مِنْ ذٰلِكَ؟ “Ondan daha iyi bir hayır istemiyor musun?”

Bedevî dedi: “Nedir?”

Ferman etti: اَنْ تَشْهَدَ اَنْ لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ وَحْدَهُ لَا شَرٖيكَ لَهُ وَاَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ

Bedevî dedi: “Bu şehadete şahit nedir?”

Ferman etti: هٰذِهِ الشَّجَرَةُ السَّمُرَةُ “Vâdi kenarındaki ağaç şahit olacak.”

İbn-i Ömer der ki: O ağaç yerinden sallanarak çıktı, yeri şakketti, geldi; tâ Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın yanına. Üç defa, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, o ağacı istişhad etti. Ağaç da sıdkına şehadet etti. Emretti yine yerine gidip yerleşti.

(Mektubat, 19. Mektup, 17. İşaret)


Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın Kur’an’dan sonra en büyük mu’cizesi, kendi zatıdır. Yani onda içtima etmiş ahlâk-ı âliyedir ki her bir haslette en yüksek tabakada olduğuna, dost ve düşman ittifak ediyorlar. Hattâ şecaat kahramanı Hazret-i Ali, mükerreren diyordu: “Harbin dehşetlendiği vakit, biz Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın arkasına iltica edip tahassun ediyorduk.” Ve hâkeza… Bütün ahlâk-ı hamîdede en yüksek ve yetişilmeyecek bir dereceye mâlik idi. Şu mu’cize-i ekberi, Allâme-i Mağrib Kadı İyaz’ın Şifa-i Şerif’ine havale ediyoruz. Elhak o zat, o mu’cize-i ahlâk-ı hamîdeyi pek güzel beyan edip ispat etmiştir.

(Mektubat, 19. Mektup, 9. İşaret, 2. Misal)


Allâme-i Mağrib Hazret-i Kadı-yı İyaz, Şifa-i Şerif’inde ulvi bir senetle ve Buharî sahibi gibi mühim imamlardan nakl-i sahih ile haber veriyorlar ki Hâdim-i Nebevî Hazret-i İbn-i Mesud der ki: “Biz, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın yanında taam yerken, taamın tesbihlerini işitiyorduk.”

(Mektubat, 19. Mektup, 11. İşaret, 1. Misal)


Allâme-i Mağrib Kadı-yı İyaz, Şifa-i Şerif’inde, ulvi bir an’ane ile ve müteaddid tarîklerle, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın hâdimi ve bir kumandanı ve Hazret-i Ömer’in zamanında ordu-yu İslâm’ın baş kumandanı ve İran’ın fatihi ve Aşere-i Mübeşşere’den olan Hazret-i Sa’d İbn-i Ebî Vakkas diyor:

Gazve-i Uhud’da ben Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın yanında idim. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, o gün kavsi kırılıncaya kadar küffara oklar attı. Sonra bana okları veriyordu “At!” diyordu. Nasl’sız, yani okun uçmasına yardım eden kanatları olmayan okları verirdi. Ve bana emrederdi: “At!” ben de atardım. Kanatlı oklar gibi uçardı, küffarın cesedine yerleşirdi. O halde iken, Katade İbn-i Nu’man’ın gözüne bir ok isabet etmiş, gözünü çıkarıp gözünün hadekası yüzünün üstüne indi. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm mübarek, şifalı eliyle onun gözünü alıp eski yuvasına yerleştirip iki gözünden en güzeli olarak hiçbir şey olmamış gibi şifa buldu.

(Mektubat, 19. Mektup, 13. İşaret, 1. Misal)


Bir kısmı da; az bir taamı teksirdir ki; rivayât-ı sahiha-yı meşhûre ile sabittir; pek çok defa az bir taam, bir cemaat-ı azîmeyi işbâ ederek, âdeta noksan olmamış gibi kalıyormuş.

Bir kısmı da; ihya-yı emvat, hastaları teşfiyeye aittir. Bunun gibi pek çok aksamı esanîd-i sahiha ile kütüb-ü muhakkikîn tamamıyla beyan etmişlerdir. Onun için iktisar ettik. Kadî Îyaz Şifa-i Şerif'inde, Kastalânî Mevahib-i Ledünniye'de mu'cizatı güzel tafsil etmişlerdir.

ﺟَﺰَﺍﻫُﻢُ ﻟﻠَّﻪُ ﺧَﻴْﺮًﺍ

(Asar-ı Bediiyye, Şuaat-ü Marifet-ün Nebiyy, Mukaddeme)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

Kadı İyaz'ın Fas Marakeş'teki türbedeki kabri

Kadı İyaz'ın Fas Marakeş'teki türbedeki kabri

İlgili Maddeler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]

  1. 1,0 1,1 1,2 1,3 İslam Ansiklopedisi, Kâdî İyaz maddesi