Hud 44: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
27. satır: 27. satır:


([[Risale:26._Mektup#.C5.9Eeytan.C4.B1n_.C4.B0kinci_K.C3.BC.C3.A7.C3.BCk_Bir_.C4.B0tiraz.C4.B1|26. Mektup]])
([[Risale:26._Mektup#.C5.9Eeytan.C4.B1n_.C4.B0kinci_K.C3.BC.C3.A7.C3.BCk_Bir_.C4.B0tiraz.C4.B1|26. Mektup]])
----
Hem mesela
[[Hud 44|{{Arabi|يَٓا اَرْضُ ابْلَعٖى مَٓاءَكِ وَيَا سَمَٓاءُ اَقْلِعٖى وَغٖيضَ الْمَٓاءُ وَقُضِىَ الْاَمْرُ وَاسْتَوَتْ عَلَى الْجُودِىِّ وَقٖيلَ بُعْدًا لِلْقَوْمِ الظَّالِمٖينَ}}]]
İşte şu âyetin bahr-i belâgatından bir katreye işaret için bir üslubunu bir temsil âyinesinde göstereceğiz. Nasıl bir harb-i umumîde bir kumandan, zaferden sonra ateş eden bir ordusuna “Ateş kes!” ve hücum eden diğer bir ordusuna “Dur!” der, emreder. O anda ateş kesilir, hücum durur. “İş bitti, istila ettik. Bayrağımız düşmanın merkezlerinde yüksek kalelerinin başında dikildi. Esfelü’s-safilîne giden o edepsiz zalimler cezalarını buldular.” der.
Aynen öyle de Padişah-ı Bîmisal, kavm-i Nuh’un mahvı için semavat ve arza emir vermiş. Vazifelerini yaptıktan sonra ferman ediyor: Ey arz! Suyunu yut. Ey sema! Dur, işin bitti. Su çekildi. Dağın başında memur-u İlahînin çadır vazifesini gören gemisi kuruldu. Zalimler cezalarını buldular. İşte şu üslubun ulviyetine bak. “Zemin ve gök iki mutî asker gibi emir dinler, itaat ederler.” diyor. İşte şu üslup işaret eder ki insanın isyanından kâinat kızıyor. Semavat ve arz hiddete geliyorlar. Ve şu işaretle der ki: “Yer ve gök iki mutî asker gibi emirlerine bakan bir zata isyan edilmez, edilmemeli.” Dehşetli bir zecri ifade eder.
İşte tufan gibi bir hâdise-i umumiyeyi bütün netaiciyle, hakaikiyle birkaç cümlede îcazlı, i’cazlı, cemalli, icmalli bir tarzda beyan eder. Şu denizin sair katrelerini şu katreye kıyas et.
([[Risale:25._Söz#.C3.9C.C3.A7.C3.BCnc.C3.BC_Nokta|24. Söz]])


==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==
==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==


==İlgili Maddeler==
==İlgili Maddeler==

15.05, 29 Ocak 2023 tarihindeki hâli

Önceki Ayet: Hud 43Hud SuresiHud 45: Sonraki Ayet

Meali: 44- (Nihayet)"Ey yer suyunu yut! Ve ey gök (suyunu)tut!" denildi. Su çekildi; iş bitirildi; (gemi de)Cûdî (dağının)üzerine yerleşti. Ve: "O zalimler topluluğunun canı cehenneme!" denildi.

Kur'an'daki Yeri: 12. Cüz, 225. Sayfa

Tilavet Notları:

Diğer Notlar:

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Eğer Kur’an’ın ism-i a’zamdan ve her ismin a’zamlık mertebesinden geldiğini bir parça fehmetmek istersen Âyetü’l-Kürsî ve âyet-i وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ ve âyet-i قُلِ اللّٰهُمَّ مَالِكَ الْمُلْكِ ve âyet-i يُغْشِى الَّيْلَ النَّهَارَ يَطْلُبُهُ حَثٖيثًا وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ وَالنُّجُومَ مُسَخَّرَاتٍ بِاَمْرِهٖ ve âyet-i يَٓا اَرْضُ ابْلَعٖى مَٓاءَكِ وَيَا سَمَٓاءُ اَقْلِعٖى ve âyet-i تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ فٖيهِنَّ ve âyet-i مَا خَلْقُكُمْ وَلَا بَعْثُكُمْ اِلَّا كَنَفْسٍ وَاحِدَةٍ ve âyet-i اِنَّا عَرَضْنَا الْاَمَانَةَ عَلَى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَالْجِبَالِ ve âyet-i يَوْمَ نَطْوِى السَّمَٓاءَ كَطَىِّ السِّجِلِّ لِلْكُتُبِ ve âyet-i وَمَا قَدَرُوا اللّٰهَ حَقَّ قَدْرِهٖ وَالْاَرْضُ جَمٖيعًا قَبْضَتُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ve âyet-i لَوْ اَنْزَلْنَا هٰذَا الْقُرْاٰنَ عَلٰى جَبَلٍ لَرَاَيْتَهُ gibi âyetlerin küllî, umumî, ulvi ifadelerine bak.

(12. Söz)


Mesela

وَ قٖيلَ يَٓا اَرْضُ ابْلَعٖى مَٓاءَكِ وَيَا سَمَٓاءُ اَقْلِعٖى وَغٖيضَ الْمَٓاءُ وَقُضِىَ الْاَمْرُ وَاسْتَوَتْ عَلَى الْجُودِىِّ وَقٖيلَ بُعْدًا لِلْقَوْمِ الظَّالِمٖينَ

Kısa birkaç cümle ile Tufan hâdise-i azîmesini netaiciyle öyle îcazkârane ve mu’cizane beyan ediyor ki çok ehl-i belâgatı, belâgatına secde ettirmiş.

(26. Mektup)


Hem mesela

يَٓا اَرْضُ ابْلَعٖى مَٓاءَكِ وَيَا سَمَٓاءُ اَقْلِعٖى وَغٖيضَ الْمَٓاءُ وَقُضِىَ الْاَمْرُ وَاسْتَوَتْ عَلَى الْجُودِىِّ وَقٖيلَ بُعْدًا لِلْقَوْمِ الظَّالِمٖينَ

İşte şu âyetin bahr-i belâgatından bir katreye işaret için bir üslubunu bir temsil âyinesinde göstereceğiz. Nasıl bir harb-i umumîde bir kumandan, zaferden sonra ateş eden bir ordusuna “Ateş kes!” ve hücum eden diğer bir ordusuna “Dur!” der, emreder. O anda ateş kesilir, hücum durur. “İş bitti, istila ettik. Bayrağımız düşmanın merkezlerinde yüksek kalelerinin başında dikildi. Esfelü’s-safilîne giden o edepsiz zalimler cezalarını buldular.” der.

Aynen öyle de Padişah-ı Bîmisal, kavm-i Nuh’un mahvı için semavat ve arza emir vermiş. Vazifelerini yaptıktan sonra ferman ediyor: Ey arz! Suyunu yut. Ey sema! Dur, işin bitti. Su çekildi. Dağın başında memur-u İlahînin çadır vazifesini gören gemisi kuruldu. Zalimler cezalarını buldular. İşte şu üslubun ulviyetine bak. “Zemin ve gök iki mutî asker gibi emir dinler, itaat ederler.” diyor. İşte şu üslup işaret eder ki insanın isyanından kâinat kızıyor. Semavat ve arz hiddete geliyorlar. Ve şu işaretle der ki: “Yer ve gök iki mutî asker gibi emirlerine bakan bir zata isyan edilmez, edilmemeli.” Dehşetli bir zecri ifade eder.

İşte tufan gibi bir hâdise-i umumiyeyi bütün netaiciyle, hakaikiyle birkaç cümlede îcazlı, i’cazlı, cemalli, icmalli bir tarzda beyan eder. Şu denizin sair katrelerini şu katreye kıyas et.

(24. Söz)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]