Abdullah Yeğin: Revizyonlar arasındaki fark
Değişiklik özeti yok |
Değişiklik özeti yok |
||
13. satır: | 13. satır: | ||
'''Kabrinin yeri:''' İstanbul, Eyüp Sultan Mezarlığı | '''Kabrinin yeri:''' İstanbul, Eyüp Sultan Mezarlığı | ||
==Risale-i Nur | ==Risale-i Nur ile Nasıl Tanışdığı== | ||
Kastamonu’ya bir hoca alim bir zat geldiğini, suallere cevap verdiğini, kalbi okuduğunu, hediye kabul etmediğini vb. duyunca merak eder. Kendisiyle aynı sıradaki evde ve okulda da aynı sırada oturduğu arkadaşı Rifat’a ortaokul ikinci sınıfta sorar: “Bir Hoca Efendi varmış burada. Hediye kabul etmezmiş, herkes ile konuşmazmış, böyle inziva halinde yaşar, çarşıdan pazardan bir şey istediği zaman parasını peşin verip alırmış, sonra açıkta satılan ekmekleri yemezmiş.” Bir gün Rifat ile beraber Üstadın evine ziyarete gider. Orada hem Üstadı hem de Risale-i Nur ile tanışır.<ref name='b'>http://nurdersi.de/bediuzzaman/ayegin/</ref> | Kastamonu’ya bir hoca alim bir zat geldiğini, suallere cevap verdiğini, kalbi okuduğunu, hediye kabul etmediğini vb. duyunca merak eder. Kendisiyle aynı sıradaki evde ve okulda da aynı sırada oturduğu arkadaşı Rifat’a ortaokul ikinci sınıfta sorar: “Bir Hoca Efendi varmış burada. Hediye kabul etmezmiş, herkes ile konuşmazmış, böyle inziva halinde yaşar, çarşıdan pazardan bir şey istediği zaman parasını peşin verip alırmış, sonra açıkta satılan ekmekleri yemezmiş.” Bir gün Rifat ile beraber Üstadın evine ziyarete gider. Orada hem Üstadı hem de Risale-i Nur ile tanışır.<ref name='b'>http://nurdersi.de/bediuzzaman/ayegin/</ref> | ||
22. satır: | 22. satır: | ||
Emirdağ Lahikası-1'de "...Kastamonu'da mektep gençlerinden en evvel Nurlara giren ve Ankara'daki Abdurrahman'ın oğlu Vahdet'i himaye ve muhafazaya çalışan Araçlı Abdullah'ın mektubunda tam imanlı ve dindarane ve müjdekârâne yazması ve orada okuyucuların çok olmasıyla ellerindeki risalenin kâfi olmadığına ve Konyalı arkadaşı Mehmed ile beraber gençler içerisinde Nur neşretmeleri;..." şeklinde geçer. | Emirdağ Lahikası-1'de "...Kastamonu'da mektep gençlerinden en evvel Nurlara giren ve Ankara'daki Abdurrahman'ın oğlu Vahdet'i himaye ve muhafazaya çalışan Araçlı Abdullah'ın mektubunda tam imanlı ve dindarane ve müjdekârâne yazması ve orada okuyucuların çok olmasıyla ellerindeki risalenin kâfi olmadığına ve Konyalı arkadaşı Mehmed ile beraber gençler içerisinde Nur neşretmeleri;..." şeklinde geçer. | ||
==Diğer | ==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler== | ||
==Diğer Fotoğraflar== | |||
[[Dosya:Abdullah Yeğin.jpg]] | [[Dosya:Abdullah Yeğin.jpg]] | ||
== | ==İlgili Maddeler== | ||
==Kaynakça== | |||
[[Kategori:Şahıslar]] | [[Kategori:Şahıslar]] |
11.50, 24 Ekim 2016 tarihindeki hâli
Abdullah Yeğin daha ortaokuldayken Bediüzzaman hazretleri ve Risale-i Nur ile tanışan, Urfa'da uzun yıllar iman hizmeti ile meşgul olan bir Risale-i Nur talebesidir.
Şahsi Bilgiler[değiştir]
Diğer adları: Araçlı Abdullah
Memleketi: Kastamonu
Doğum yeri ve tarihi: 1924, Kastamonu’nun Araç ilçesinin Kıyan köyü[1]
Vefat yeri ve tarihi: 7 Temmuz 2016, İstanbul
Kabrinin yeri: İstanbul, Eyüp Sultan Mezarlığı
Risale-i Nur ile Nasıl Tanışdığı[değiştir]
Kastamonu’ya bir hoca alim bir zat geldiğini, suallere cevap verdiğini, kalbi okuduğunu, hediye kabul etmediğini vb. duyunca merak eder. Kendisiyle aynı sıradaki evde ve okulda da aynı sırada oturduğu arkadaşı Rifat’a ortaokul ikinci sınıfta sorar: “Bir Hoca Efendi varmış burada. Hediye kabul etmezmiş, herkes ile konuşmazmış, böyle inziva halinde yaşar, çarşıdan pazardan bir şey istediği zaman parasını peşin verip alırmış, sonra açıkta satılan ekmekleri yemezmiş.” Bir gün Rifat ile beraber Üstadın evine ziyarete gider. Orada hem Üstadı hem de Risale-i Nur ile tanışır.[2]
Bediüzzaman Said Nursi ile görüşmeleri[değiştir]
İlk tanışmasından sonra bu ziyaretleri yıllar boyunca devam eder.[1]
Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]
Emirdağ Lahikası-1'de "...Kastamonu'da mektep gençlerinden en evvel Nurlara giren ve Ankara'daki Abdurrahman'ın oğlu Vahdet'i himaye ve muhafazaya çalışan Araçlı Abdullah'ın mektubunda tam imanlı ve dindarane ve müjdekârâne yazması ve orada okuyucuların çok olmasıyla ellerindeki risalenin kâfi olmadığına ve Konyalı arkadaşı Mehmed ile beraber gençler içerisinde Nur neşretmeleri;..." şeklinde geçer.