Hadid 20
Önceki Ayet: Hadid 19 ← Hadid Suresi → Hadid 21: Sonraki Ayet
Meali: 20- Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ziraatçilerin hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer çöp olur. Ahirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah'ın mağfireti ve rızası vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir.
{Dünya ve ahiret hayatının mukayesesinin yapıldığı bu âyette, özellikle, dünyanın aldatıcı tarafları izah edilmiş, onlardan kaçınılması tavsiye edilmiştir. Çünkü dünya ve dünyadakilerin boş yere yaratılmadıkları muhtelif âyetlerde açıklanmıştır. Dünya hayatı kötü değildir. Kötü olan onu Allah'a ve Peygamber'e itaate yöneltmemek; ahireti ve insanlığı unutup, sırf dünyaya ve dünyanın fenalıklarına kapılmaktır.}
Kur'an'daki Yeri: 27. Cüz, 539. Sayfa
Tilavet Notları:
Diğer Notlar:
Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]
[[:Kategori:Dünya Hayatı Oyun, Eğlence ve Aldatmacadan İbarettir Ayetleri|Dünya Hayatı Oyun, Eğlence ve Aldatmacadan İbarettir Ayetleri kategorisine bakın
Ve Kur'anın Temsil Yoluyla Dünya Nimetlerini Tavsif Ederken Va'z ü Nasihat Örneği
13-
Hadid, 57/20
14-
Zümer, 39/21
15-
Ahzab, 33/72
16-
Haşir, 59/21
17-
فَمَا لَهُمْ عَنِ التَّذْكِرَةِ مُعْرِضِينَ
كَاَنَّهُمْ حُمُرٌ مُسْتَنْفِرَةٌ
Müdessir, 79/49, 50, 51
18-
Bakara, 2/261
19-
Bakara, 2/265
Kısacık birer mealleri
13- [... Dünya hayatında mal ve evladın meseli; bir yağmur gelir, yerdeki bitkiler onunla yeşerdiğinde, ziraatçıların ziyadesiyle hoşlarına gider. Amma sonra, o nebatlar kurumaya ve büzüşmeye yüz tutarak sarardığını; daha sonra da, sap ve kuru çöpler halını aldığını görürsün.]
14- [Görmez misin ki, Cenab-ı Hak teala gökten bir su inzal eyliyor ki, onu pınarların anbar ve menba'larına yürüterek doldurdu. Sonra da o su ile, renkleri muhtelif bir çok bitkileri yerden, topraktan çıkarttı...]
15- [Muhakkak ki biz Allahü teala emanet-i kübrayı göklere, yere ve dağlara arzeyledik... Amma onlar bu emaneti yüklenmeyi ve onun mükellefiyetini ağır buldular, korkarak çekindiler ve alamadılar. Lâkin insan ise, onu aldı ve yüklendi. Muhakkak ki bu insan -nefs-i emmmaresi cihetiyle- pek zâlim ve çok cahildir.]
16- [Eğer biz Allahü teala şu Kuranı bir dağa inzal eylemiş olsaydık, o dağı sen, Allahın havf ve haşyetinden paramparça olarak yukarıdan aşağılara süratle akıp geldiğini görecektin. İşte, biz Allahü teala şu darb-ı meselleri insanlar için getiriyoruz, ola ki tefekkür edip ibret alalar.]
17- [Hak ve hakikatı dinlemeyen şu adamlara bak ki; kendilerine nasihat yoluyla hakikati ihtardan nasıl da yüz çeviriyorlar. Öyle ki adeta, yabani eşeklerdir de, arslanlardan ürküp kaçıyorlar gibidir.]
18- [Mallarını fisebilillah infak edenlerin meseli şuna benzer ki: Bir habbe tohum, toprağa ekildiğinde yedi tane sünbül verir. Her sünbülde yüz dane habbe bulunan misale benzer]
19- [.... ve mallarını Allah rızalığı yolunda infak edenlerin meseli de; bir bahçesi olan birisinin o bahçesine kuvvetli bir yağmur isabet etmişte bol bol semere ve meyveler vermiş... Şayet ona yağmur vurmasa da, gece de nem halinde teşekkül eden "kırağı" vuracak...]