Kıyame 36

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
10.51, 26 Temmuz 2024 tarihinde Turker (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 45601 numaralı sürüm

Önceki Ayet: Kıyame 35Kıyame SuresiKıyame 37: Sonraki Ayet

Meali: 36- İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır!

Kur'an'daki Yeri: 29. Cüz, 577. Sayfa

Tilavet Notları:

Diğer Notlar:

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

VE LÂSİYYEMÂ: Bu âlemin mutasarrıfının, âlemde cereyan eden küçük-büyük hiçbir şey bırakmadan "Kitab-ı Mübin" defterlerinde yazıp kayd ve hıfzeden bir hafîziyet-i tammesi vardır. Evet "Kitab-ı Mübin"in bablarından birisi, âlemde görünen "nizam" ve "mizan" hakikatlarıdır. Çünkü görüyoruz ki; her şey vazifesi bitip, ömrü sona ermesiyle ve âlem-i şehadetteki vücuddan gitmesi ile, onun Fâtırı onun birçok suretlerini elvah-ı mahfuzada tesbit ediyor ve onun ekser tarih-i hayatını onun netaici olan meyve ve tohumlarında nakşediyor ve âlem-i gayb ve şehadetin birçok ayinelerinde ibka ediyor. Hattâ eşyadan birçoğu var ki, kendi etrafında bulunan diğer eşyanın cereyan-ı muamelelerinin suretini alıp zabtetmek için âdeta vazifedardır.

Eğer istersen beşerin hâfızasına, ağacın semeresine, meyvenin nüvesine, çiçeğin tohumuna bak. Tâ ki, hıfz ve hafîziyetin azametli kanununun ihatasını fehmedesin. Hattâ bu hafîziyet kanunu, eşya-yı seyyale-i zâilede dahi görünmektedir. Buna göre, âlem-i gayb ve âhirette semere verecek olan mühim umûrlarda, bu kanun-u hafîziyetin ne derece kuvvetli olduğunu kıyaset! İşte şu muhafaza-i tammeden anlaşılıyor ki; bu mevcudatın sahibi gayet büyük bir ehemmiyetle mülkünde cereyan eden her şeyin muamelatını zabtediyor. Hem vazife-i hâkimiyetinde nihayet dikkatli olduğu ve saltanat-ı rububiyetinde tam bir intizamı takib ettiği görünmektedir. Öyle ki, en edna bir hâdiseyi ve cüz'î, ehven bir ameli ve çok az bir hizmeti de yazar ve yazdırıyor. Ve emr-i tekvinîsi ile mülkünde cereyan eden bütün her şeyin suretlerinin alınmasını ve bütün fiil ve amellerin hıfzedilmesini ve ettirilmesini emir ediyor... İşte şu hafîziyet ise, bir muhasebeye işaret ediyor, belki tasrih ediyor ve belki öyle bir muhasebeyi istilzam ediyor. Hele bilhassa ekrem ve eşref-i mahlukat olan insanın en büyük ve en ehemmiyetli amelleri hakkında olsa!..

Evet, çünkü insan, Rububiyetin külliyat-ı şuûnuna bir şâhid ve kesret dairelerinde vahdaniyet-i İlahiyeye bir dellal ve mevcudatın tesbihatına bir müşâhid ve bir zâbittir. Ve hakeza onun emanetle mükerrem ve hilafet gerdanlığıyla müşerref olmasına hadsiz, sayılamıyacak kadar delail vardır. İşte insan, bütün bu kadar ehemmiyetiyle beraber

اَيَحْسَبُ اْلاِنْسَانُ اَنْ يُتْرَكَ سُدًي

âyetinin fermanı gibi, bu insan zanneder mi ki; başı boş bırakılacak ve yarınki hesaba çekilmeyecek, kellâ! Belki, az-çok bütün amellerinden hesap vermek üzere haşir ve ebede gidecektir.

Evet, Cenab-ı Hakk'ın kudretine nisbeten kıyamet ve haşri getirmek, güz ve baharı getirmek kadar kolaydır. Çünkü bütün geçmiş zamanlardaki vuku'a gelmiş emirler, hâdiseler onun mu'cizat-ı kudreti olduğundan, kat'iyyen şehadet eder ki; maziyi ve ondaki vuku'atı icad eden zat, elbette müstakbelin de bütün imkânatına muktedirdir. (Âmennâ!)

(Lasiyyemalar, Mesnevi-i N. (Badıllı))

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]