Lut (as)

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
19.17, 4 Haziran 2024 tarihinde Turker (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 42668 numaralı sürüm (→‎Kur'an'da İsminin Geçtiği Yerler)

Hz. Lut (as) Kur’ân'da çok yerde bahsi geçen bir peygamberdir. Hz. İbrahim'in yeğenidir. Peygamberlik göreviyle Sodom’a gitmiş ve onlara Allah’a karşı gelmekten sakınmalarını, kadınlar yerine erkeklerle beraber olmalarının büyük ahlâksızlık ve günah olduğunu bildirmiştir. Kavminin onu yalanlaması üzerine Allah'ın emriyle Lut (as) kendisine inananlarla orayı terketmiş ve ardından kavminin başına taş yağdırılmış ve Hz. Lut'un karısı da dahil olmak üzere hepsi helak olmuştur.[1]

Bediüzzaman Hz. Lut'un tahrif edilmiş Tevrat ve İncil’de geçen bahislerinin akide-i Ehl-i Sünnet ve Cemaat’te olan masumiyet-i enbiyaya aykırı olduğunu hatırlatır.

Bediüzzaman 1947'de Rusya’nın Viladivostok Ormanlarına insanlık tarihinin en büyük meteorunun düşmesini dalaletin cezası olarak Lut kavminin başına taş yağmasına benzetir ve Ebabil kuşlarının Ebrehe'nin ordusuna taş atmasından bahseden Fil suresinin ebced hesabıyla işaret ettiği 1359 ve 1360 tarihlerinin bu tarihlerden hemen sonra gerçekleşen bu hadiseden haber verdiğini keşfeder.

Bilgiler[değiştir]

Diğer İsimleri:

Doğum Yeri ve Tarihi: -

Annesi: -

Babası: -

Kardeşleri: -

Soyu: Hz. İbrahim'in yeğenidir.

Vefat Yeri ve Tarihi: -

Kabrinin Yeri:

Harita Konumu: -

Hanımları: -

Çocukları: -

Peygamberlikle Görevlendirildiği Yer ve Tarih: -

Peygamber Olarak Gönderildiği Kavim: Sodom (Humus'ta)

Kur'an'da İsminin Geçtiği Yerler[değiştir]

Hz. Lut'un ismi Kur'an'da 27 ayette toplam 27 defa geçer.

Lut Peygamberin (AS) İsmi Geçen Ayetler

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Halbuki Üçüncü Mukaddime’nin sırrıyla zahir-perestler kabul ederek ve muhakkikîn dahi hikâyat gibi ehemmiyetsiz olduğundan tenkitsiz şu tevili dinlediler. O teşrihatı, muharref olan Tevrat ve İncil’de olduğu gibi kabul ederse akide-i Ehl-i Sünnet ve Cemaat’te olan masumiyet-i enbiyaya muhalefet oluyor. Kıssa-i Lût ve Davud aleyhimesselâm, buna iki şahittir. Vaktâ ki keyfiyette içtihad ve tevilin mecali vardır.

Ben de bitevfikillah derim: İtikad-ı câzim, Hudâ ve Peygamberimizin muradlarına kat’iyen vâcibdir zira zaruriyat-ı diniyedendir. Fakat murad hangisidir, muhtelefün fîhdir.

(Muhakemat)


Ol nurdan için Yunus’u hıfzeyledi ol hut

Ol nur ile kahreyledi hem kavmini ol Lût

...

Hasan Feyzi

(Emirdağ L. 1)


Zümre-i Tağut’u hep berbat eder,

Lût gibi rükn-ü salabettir sözün.

...

Ahmed Galib

(Barla L.)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

Aziz, sıddık kardeşlerim!

Bütün tarih-i beşeriyede kat’iyen misli görülmemiş ve kavm-i Lût’un başına yağan semavî taşlardan daha müthiş taşlar, dinsizlik hesabına milyonlarla ehl-i imanı ve masumları edyan-ı semaviye ve kavanin-i İlahiye haricine dehşetli vasıtalarla sevk eden bir memleketi semavî taşlarla tokatlamasının bir mukaddimesi olarak, resmî gazetelerin kat’î haber verdikleri bir hâdise-i semaviyeyi, âdetime muhalif olarak bir Nur şakirdi bana haber verdi.

Dedim: Yirmi beş sene gazetelerin havadislerini merak etmedim. Fakat bu taşlar, Risale-i Nur’un dinsizlere manevî tokatlarını temsil ettiği cihette ve beş altı sene evvel ondan haber verdiği için o şakirde dedim: “Git, yalnız o hâdiseyi tamamıyla oku, tahkik et.”

O tahkik etti, geldi. Diyor ki: Bu baharda Rusya’nın Viladivostok Ormanlarına, zemin yüzünde hiç emsali görülmeyen büyüklükte semadan taşlar düşmüş. Ve en büyüğü, yirmi beş metre uzunluğunda ve on metre boyundadır. Düştüğünde etrafındaki ağaçları devirmiş ve otuz kadar büyük çukurlar husule getirmiş. Tetkik edilen parçalarında; demir, çelik ve başka maddeler karışık olarak mizansız bulunmaktadır.

İşte resmî gazetelerin kat’î verdikleri bu haber, bin üç yüz altmış sene evvel Sure-i Fil’in mu’cizane تَرْمٖيهِمْ بِحِجَارَةٍ cümlesi ile bin üç yüz elli dokuz (1359) tarihinde dünyayı dine tercih eden ve dinsizliği esas tutan, bir nevi medeniyet hesabına beşeri yoldan çıkaranların başlarına, Ebabil kuşları gibi semavî tayyarelerden bombalar başlarına inecek ve semavî taşlar yağdırmasına mukaddimesi olacak diye haber veriyor.

Ve فٖى تَضْلٖيلٍ aynen bin üç yüz altmış (1360) tarihini gösterip dalaletin cezası olarak kavm-i Lût’un başına gelen ahcar-ı semaviyeyi andıran semavî taşlar o tarihlerden sonra geleceğini haber verip tehdit ediyor.

Ve Risale-i Nur’un Sure-i Fil nüktesine ait beyanatı içinde hâşiyeli bu cümle var: “Evet bu tokatlardan pür-şer beşer, şirkten şükre girmezse ve Kur’an’a tarziye vermezse melaike elleriyle de ahcar-ı semaviye başlarına yağacağını, bu sure bir mana-yı işarî ile tehdit ediyor.”

İşte bu fıkra doğrudan doğruya bu taşlara işareti olmasına iki emare var:

Birincisi: Şimdiye kadar gelen semavî taşlar bir iki karış oldukları halde, böyle yirmi beş metre uzunluğunda ve on metre genişliğinde dağ gibi taşlar, elbette semavatın dinsizliğe karşı bir alâmet-i hiddetidir. Sure-i Fil mu’cizane ona bakması, onun tefsiri ona işaret etmesi hakikattir. O hâdisenin o ihbara liyakati var. Çünkü emsalsizdir.

İkinci emaresi: Bütün zemin yüzünü ve nev-i beşeri tehdit eden dehşetli bir dinsizliğin merkezlerine gelmesidir. Ve dinsizler bunu hissetmişler ki küçücük hâdiseleri ehemmiyetle neşrettikleri halde, bir iki aydır bu acib dehşetli hâdiseyi, ellerinden geldiği kadar şaşaalandırmamaya çalışmışlar.

(Emirdağ L. 1)

İlgili Resimler/Fotoğraflar[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

Kaynakça[değiştir]