En'am 90: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Değişiklik özeti yok
1. satır: 1. satır:
[[Kategori:En'am Suresi]]
[[Kategori:En'am Suresi]]
[[Kategori:İşarat-ül İ'caz'da Geçen Ayetler]]
[[Kategori:Risale-i Nur'da Geçen Ayetler]]
''Önceki Ayet: [[En'am 89]] ← [[Kuran:En'am|En'am Suresi]] → [[En'am 91]]: Sonraki Ayet''
''Önceki Ayet: [[En'am 89]] ← [[Kuran:En'am|En'am Suresi]] → [[En'am 91]]: Sonraki Ayet''


15. satır: 17. satır:


==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği==
==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği==
Evliyalar bu işin pişdarı, imamıdırlar. Hem aynı cümle {{Arabi|نَسْتَعِينُ}} ile de alakalıdır. Zira, Ma'bud-u Zülcelallerinden istianede bulunanlar (yardım dileğinde bulunanlar) muvaffak olmuş kimselerdir. (Yani: Cenab-ı Allah onlara ibadetin nurlarına mazhariyeti ihsan buyurmuştur. Keza ayni cümle, ياِهْدِنَا ile de münasebetlidir. Çünki hidayete ermiş olan o zatlar, [[En'am 90|{{Arabi|فَبِهُدَاهُمْ اِقْتَدِهْ}}]] ayeti sırrıyle, (Meal-i Şerifi: "... O halde o geçmiş peygamberler'in hidayetli olan yollarına gir.. Ve onların nuranî cemaatlerine uy!..) Sırat-ı Müstakimin bilinmesi görünmesi, ancak o büyük nimetlere mazhar olmuş zatların mesleklerine münhasırdır. Onların yolları dışındaki yollar zulümatlıdır. İşte,
{{Arabi|صِرَاطَ الَّذِينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ}}
cümlesinin pek çok ve pek büyük ma'na mertebelerinden şu getirdiğimiz izah, ancak nûmunecik bir misaldir. Daha sair noktaları buna kıyas eyle!
([[Risale:Fatiha_Suresi_Tefsiri_(İ.İ._Badıllı)#Fatiha_7|İşaratül İ'caz (Badıllı)]])


==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==
==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==


==İlgili Maddeler==
==İlgili Maddeler==

19.55, 17 Temmuz 2024 tarihindeki hâli

Önceki Ayet: En'am 89En'am SuresiEn'am 91: Sonraki Ayet

Meali: 90- İşte o peygamberler Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların yoluna uy. De ki: Ben buna (peygamberlik görevime) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Bu (Kur'an) âlemler için ancak bir öğüttür.

{Bu âyette, yukarıda isimleri anlatılan peygamberlerin Allah'ın hidayeti ile doğru yolda gittikleri ifade edilmekte ve Peygamberimize de onların yolunu takip etmesi emrolunmaktadır. Geçmiş peygamberlerin birçok musibetlere, tehlikelere, inkârlara göğüs germeleri, herşeye rağmen vazifelerini hakkiyle yerine getirmeleri bu cümledendir. Yahudi bilginlerinden Mâlik b. Sayf, Resûlullah (s.a.)in yanına gelerek kitaplar üzerinde ileri geri konuşmaya başladı. Resûlullah: Tevrat'ı Musa'ya indiren Allah hakkı için söyle, Kitabınızda, "Allah şişman olan âlimlere buğzeder" diye bir ibare görmedin mi? dedi. Şişman bir adam olan Mâlik'in buna canı sıkılarak, "Allah hiçbir beşere hiçbir kitap indirmedi" dedi ve bütün kitapları inkâr etti. Bunun üzerine bu âyetnâzil oldu.}

Kur'an'daki Yeri: 7. Cüz, 137. Sayfa

Tilavet Notları:

Diğer Notlar:

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Evliyalar bu işin pişdarı, imamıdırlar. Hem aynı cümle نَسْتَعِينُ ile de alakalıdır. Zira, Ma'bud-u Zülcelallerinden istianede bulunanlar (yardım dileğinde bulunanlar) muvaffak olmuş kimselerdir. (Yani: Cenab-ı Allah onlara ibadetin nurlarına mazhariyeti ihsan buyurmuştur. Keza ayni cümle, ياِهْدِنَا ile de münasebetlidir. Çünki hidayete ermiş olan o zatlar, فَبِهُدَاهُمْ اِقْتَدِهْ ayeti sırrıyle, (Meal-i Şerifi: "... O halde o geçmiş peygamberler'in hidayetli olan yollarına gir.. Ve onların nuranî cemaatlerine uy!..) Sırat-ı Müstakimin bilinmesi görünmesi, ancak o büyük nimetlere mazhar olmuş zatların mesleklerine münhasırdır. Onların yolları dışındaki yollar zulümatlıdır. İşte,

صِرَاطَ الَّذِينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ

cümlesinin pek çok ve pek büyük ma'na mertebelerinden şu getirdiğimiz izah, ancak nûmunecik bir misaldir. Daha sair noktaları buna kıyas eyle!

(İşaratül İ'caz (Badıllı))

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]