Buğday Rengi: Revizyonlar arasındaki fark
Değişiklik özeti yok |
Değişiklik özeti yok |
||
2. satır: | 2. satır: | ||
[[Kategori:Mefhum]] | [[Kategori:Mefhum]] | ||
[[Dosya:Buğday rengi.png|thumb|left]] | [[Dosya:Buğday rengi.png|thumb|left]] | ||
'''Buğday Rengi''' buğdayın rengini tanımlayan renk tonudur. Açık esmer ten renkleri için kullanılır. Akdeniz ve Orta doğu'daki insan popülasyonunun yaklaşık yarısının ten rengine karşılık gelir. Risale-i Nur'da Bediüzzaman'ın bir talebesi Peygamberimizi gördüğü bir rüyayı anlatırken Peygamberimizin | '''Buğday Rengi''' buğdayın rengini tanımlayan renk tonudur. Açık esmer ten renkleri için kullanılır. Akdeniz ve Orta doğu'daki insan popülasyonunun yaklaşık yarısının ten rengine karşılık gelir. Risale-i Nur'da Bediüzzaman'ın bir talebesi Peygamberimizi gördüğü bir rüyayı anlatırken Peygamberimizin alnı dışındaki ten rengini buğday rengi olarak gördüğünü bahseder ve bu, Peygamberimiz için rivayetlerde geçen esmere çalan ten rengi tarifine uygundur.<ref>https://en.wikipedia.org/wiki/Wheat</ref> | ||
==Bilgiler== | ==Bilgiler== |
23.27, 15 Temmuz 2023 tarihindeki hâli
Buğday Rengi buğdayın rengini tanımlayan renk tonudur. Açık esmer ten renkleri için kullanılır. Akdeniz ve Orta doğu'daki insan popülasyonunun yaklaşık yarısının ten rengine karşılık gelir. Risale-i Nur'da Bediüzzaman'ın bir talebesi Peygamberimizi gördüğü bir rüyayı anlatırken Peygamberimizin alnı dışındaki ten rengini buğday rengi olarak gördüğünü bahseder ve bu, Peygamberimiz için rivayetlerde geçen esmere çalan ten rengi tarifine uygundur.[1]
Bilgiler[değiştir]
Diğer İsimleri:
Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]
Zat-ı âlînizle birlikte Medine-i Münevvere’ye gitmişiz. Harem-i Şerif’in kapısından girince Makber-i Saadet önümüzde görünüyordu. Makber-i Saadet’in içinde Peygamberimiz sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem Babü’s-Selâm’a doğru müteveccih idiler. Ben der-akab koşmak istedim. Birlikte ben sizin bir adım arkanızda olarak vardık. İmamın namazdan fariğ olduğunda nasıl yüzünü cemaate çevirir; bizim girdiğimiz tarafa doğru Zat-ı Risalet dönmüşler, diz üstüne oturmuşlar ve biz de vardık. Zat-ı âlîniz hemen bir adım mesafeli olarak diz çöküp oturdunuz. Ben de sizin arkanızda diz çöküp oturdum. Siz Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm ile epey müddet görüştünüz. Dikkatli vech-i saadete nazar ettiğimde, alnı vech-i mübareği güneş gibi gayet parlak ve sair aksamı buğday rengi, re’yü’l-ayn müşahede ettim. O esnada mükâlemeniz neye müncer olduğunu anlayamadım.
(Barla L.)