Neml 25: Revizyonlar arasındaki fark
Değişiklik özeti yok |
Değişiklik özeti yok |
||
28. satır: | 28. satır: | ||
([[Risale:Bakara_17-18:_Münafıklar_Hakkında_Ateş_Temsili_(İ.İ._Badıllı)#ÜÇÜNCÜ_MESELE|İşaratül İ'caz (Badıllı)]]) | ([[Risale:Bakara_17-18:_Münafıklar_Hakkında_Ateş_Temsili_(İ.İ._Badıllı)#ÜÇÜNCÜ_MESELE|İşaratül İ'caz (Badıllı)]]) | ||
---- | |||
Geçmiş nükteden bahsederken [[Hüdhüd]]-ü [[Süleyman]]î'den bahis açıldı. Israrcı ve sualci (Haşiye<ref>Sual etmekte çalışkan ve yazmakta tenbellik eden Refet'tir.</ref>) bir kardeşimiz Hüdhüd'ün Cenab-ı Hakk'ı tavsifte | |||
[[Neml 25|{{Arabi|ﻳُﺨْﺮِﺝُ ﺍﻟْﺨَﺐْﺀَ ﻓِﻰ ﺍﻟﺴَّﻤَﻮَﺍﺕِ ﻭَﺍْﻟﺎَﺭْﺽِ}}]] | |||
diyerek en mühim makamda mühim evsaf-ı İlahiye içinde nisbeten hafif bu vasfın zikrine sebeb nedir? | |||
Elcevab: | |||
Belig bir kelâmın bir meziyeti şudur ki: Söyleyenin ziyade meşgul olduğu san'atını, meşgalesini ihsas etsin. Hüdhüd-ü Süleymanî ise, suyu az olan sahra-yı Ceziret-ül Arab'da gizli su yerlerini ferasetle kerametvari keşfeden bedevi arîfleri gibi, nev'-i hayvan ve tuyurun arîfi olarak Süleyman Aleyhisselâm'a küngânlık eden ve su buldurup çıkarttıran mübarek vazifedar bir kuş olmakla, kendi san'atının mikyasçığıyla Cenab-ı Hakk'ın semavat ve arzdaki mahfiyatı çıkarmakla mabudiyetini ve mescudiyetini isbat ettiğini kendi san'atçığıyla bilip ifade ediyor. | |||
Evet Hüdhüd pek güzel görmüş. Çünki toprak altındaki hadd ü hesaba gelmeyen tohumlar ve çekirdekler, madenlerin mukteza-yı fıtrîsi, aşağıdan yukarıya çıkmak değildir. Çünki ecsam-ı sakile ihtiyarsız, ruhsuz olduğu için, kendi yukarıya çıkamaz; yukarıdan kendi kendine aşağı düşebilir. Aşağıdan, hususan toprak sıkleti altında gizlenen bir cism-i camid omuzundaki ağır yükü silkip çıkmak, kat'iyyen kendi kendine olamaz. Demek bir kudret-i hârika ile çıkarılıyor. | |||
İşte hüdhüd, berahin-i mabudiyet ve mescudiyetin en gizlisini ve en mühimmini kendi arîfliğiyle bilmiş, bulmuş. Kur'an-ı Hakîm onun hakkındaki ifadesine bir i'caz vermiştir. | |||
([[Risale:Latif_Nükteler#Demir Yerden Çıkıyor|Latif Nükteler]]) | |||
==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler== | ==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler== | ||
==İlgili Maddeler== | ==İlgili Maddeler== |
07.29, 18 Ağustos 2024 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
Önceki Ayet: Neml 24 ← Neml Suresi → Neml 26: Sonraki Ayet
Meali: 25- (Şeytan böyle yapmış ki) göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allah'a secde etmesinler.
Kur'an'daki Yeri: 19. Cüz, 378. Sayfa
Tilavet Notları: Secde ayetidir
Diğer Notlar:
Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]
Ya da, Süleyman aleyhisselamın Hüdhüd'ünü dinle! Bak, nasıl o, şu ayette; su bulma ârîfliği ve mühendisliği olan kendi sanatına îma etmiştir. İşte:
اَلَّا يَسْجُدُوا لِلَّهِ الَّذِي يُخْرِجُ اَلْخَبْءَ ف۪ي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ
(Neml, 23/25) kısacık meali: "Bir kavm gördüm; göklerde ve yerdeki gizlilikleri, ma'den definelerini çıkaran Allah'tan gayrısına secde ediyorlardı."
Geçmiş nükteden bahsederken Hüdhüd-ü Süleymanî'den bahis açıldı. Israrcı ve sualci (Haşiye[1]) bir kardeşimiz Hüdhüd'ün Cenab-ı Hakk'ı tavsifte
ﻳُﺨْﺮِﺝُ ﺍﻟْﺨَﺐْﺀَ ﻓِﻰ ﺍﻟﺴَّﻤَﻮَﺍﺕِ ﻭَﺍْﻟﺎَﺭْﺽِ
diyerek en mühim makamda mühim evsaf-ı İlahiye içinde nisbeten hafif bu vasfın zikrine sebeb nedir?
Elcevab:
Belig bir kelâmın bir meziyeti şudur ki: Söyleyenin ziyade meşgul olduğu san'atını, meşgalesini ihsas etsin. Hüdhüd-ü Süleymanî ise, suyu az olan sahra-yı Ceziret-ül Arab'da gizli su yerlerini ferasetle kerametvari keşfeden bedevi arîfleri gibi, nev'-i hayvan ve tuyurun arîfi olarak Süleyman Aleyhisselâm'a küngânlık eden ve su buldurup çıkarttıran mübarek vazifedar bir kuş olmakla, kendi san'atının mikyasçığıyla Cenab-ı Hakk'ın semavat ve arzdaki mahfiyatı çıkarmakla mabudiyetini ve mescudiyetini isbat ettiğini kendi san'atçığıyla bilip ifade ediyor.
Evet Hüdhüd pek güzel görmüş. Çünki toprak altındaki hadd ü hesaba gelmeyen tohumlar ve çekirdekler, madenlerin mukteza-yı fıtrîsi, aşağıdan yukarıya çıkmak değildir. Çünki ecsam-ı sakile ihtiyarsız, ruhsuz olduğu için, kendi yukarıya çıkamaz; yukarıdan kendi kendine aşağı düşebilir. Aşağıdan, hususan toprak sıkleti altında gizlenen bir cism-i camid omuzundaki ağır yükü silkip çıkmak, kat'iyyen kendi kendine olamaz. Demek bir kudret-i hârika ile çıkarılıyor.
İşte hüdhüd, berahin-i mabudiyet ve mescudiyetin en gizlisini ve en mühimmini kendi arîfliğiyle bilmiş, bulmuş. Kur'an-ı Hakîm onun hakkındaki ifadesine bir i'caz vermiştir.
Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]
İlgili Maddeler[değiştir]
- ↑ Sual etmekte çalışkan ve yazmakta tenbellik eden Refet'tir.