Maide 44: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
1. satır: 1. satır:
[[Kategori:Maide Suresi]]
[[Kategori:Maide Suresi]]
[[Kategori:Asar-ı Bediyye'de Geçen Ayetler]]
[[Kategori:Risale-i Nur'da Geçen Ayetler]]
[[Kategori:Münacat-ül Kur'an'da Geçen Ayetler]]
[[Kategori:Münacat-ül Kur'an'da Geçen Ayetler]]
''Önceki Ayet: [[Maide 43]] ← [[Kuran:Maide|Maide Suresi]] → [[Maide 45]]: Sonraki Ayet''
''Önceki Ayet: [[Maide 43]] ← [[Kuran:Maide|Maide Suresi]] → [[Maide 45]]: Sonraki Ayet''
14. satır: 16. satır:


==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği==
==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği==
S-<ref>Şu sual maalcevap ehemmiyetsizlik ile beraber, cevapta bir iki nokta-i mühimme vardır. (Müellif)</ref> İnkılabdan on sene evvel, hükûmete nihayet derecede mu'teriz olduğun halde; hükûmete hücum edenlere dahi itiraz ederdin. Hatta selatîn-i Osmaniyeyi ifrat ile sena ederdin. Hatta der idin: Muhtemeldir Abdulhamîd muktedir değildir ki; dizgini gevşetsin; milletin saadetine yol versin. Veyahud hata bir içtihad ile olabilir; bir gayr-ı makbul özrü kendine bulsun.. Veyahud avanelerinin ve vehminin elinde mahbus gibidir. Sonra birden bütün kabahatı ona attın. Neden hem itiraz hem hücum ederdin? Hem de bazılara karşı müdafaa ederdin?..
C- İnkılabdan onaltı sene evvel Mardin cihetlerinde beni hakka irşâd eden bir zata rastgeldim; siyasetteki muktesit mesleği bana gösterdi. Hem tâ o vakitte meşhur "[[Namık Kemal|Kemal]]'in rüyasıyla"<ref>Namık Kemal'in hürriyeti bir huriye benzeterek ve rü'ya ile vasıflandırarak edîbâne bir tasvir ile anlattığı makalesi ve kitapçığıdır. (Naşir)</ref> uyandım. Lâkin maateessüf sû'-i tesadüf ile hükûmete itiraz edenlerden ehl-i ifrat ve ehl-i tefrite rast geldim. Ehl-i ifratın bir kısmı, Arab'dan sonra İslâmiyetin kıvamı olan Etrak'i tadlil ediyorlardı. Hattâ bir kısmı o derece tecavüz etti ki, ehl-i kanunu tekfir ederdi. Otuz sene evvel kanun-u esasî ve hürriyetin ilânını tekfire delil gösterirdi,
[[Maide 44|{{Arabi|ﻭَﻣَﻦْ ﻟَﻢْ ﻳَﺤْﻜُﻢْ ﺑِﻤَﺎ ﺍَﻧْﺰَﻝَ ﺍﻟﻠَّﻪُ}}]]
ilâ âhir.. hüccet ederdi.
Bîçare bilmezdi ki: [[Risale:Asar-ı Bediiyye (Ayet-Hadis Mealleri)#270|{{Arabi|ﻣَﻦْ ﻟَﻢْ ﻳَﺤْﻜُﻢْ}}]] bi-mana [[Risale:Asar-ı Bediiyye (Ayet-Hadis Mealleri)#271|{{Arabi|ﻣَﻦْ ﻟَﻢْ ﻳُﺼَﺪِّﻕْ}}]] dır.
Acaba sâbık istibdadı hürriyet zanneden ve kanun-u esasîye itiraz eden adamlara nasıl itiraz etmeyeceğim elbette... Eğer çendan hükûmete itiraz ederdiler, lâkin onlar istibdadın daha dehşetlisini istediler. Bunun için onları reddederdim. İşte şimdi ehl-i hürriyeti tadlil eden şu kısımdandır.
İkinci kısım olan ehl-i tefriti gördüm. Dini bilmiyorlar, ehl-i İslâma insafsızca itiraz ediyorlar, taassubu delil getiriyorlardı. İşte şimdi Osmanlılıktan tecerrüd edip, tamamı tamamına Avrupa'ya temessül etmek fikrinde bulunanlar şu kısımdandır. Bununla beraber istibdad kendini muhafaza etmek için, herkese vesvese verdiği gibi; beni de inkılâbdan on sene evvel aldattı. Ki, ehl-i ihtilâlin ekseri masondur. Lillahil-hamd o vesvese bir iki sene zarfında zail oldu. Tâ o vakitte anladım; bizim ekser ahrarımız mutekîd müslümanlardır.
Elhâsıl:
Hükûmete hücum edenlerin bazıları "Haydo Haydo!" derlerdi. Bazıları "Haydar Ağa, Haydar Ağa!." derlerdi. Ben "Haydar" derdim. Şimdi de Haydar derim vesselâm!..
Eyyühel-avam! Şimdi Allahaısmarladık! Siz durunuz, havass ile konuşulacak bir davam var. Hükûmet ve eşraf ve İttihad Terakki'ye karşı bir mühim mes'elem var.
Ey tabaka-i havas! Biz avam ve ehl-i medrese, sizden hakkımızı isteriz.
([[Risale:Münazarat_(Asar-ı_Bediiyye)#125._Sual|Münazarat]])


==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==
==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==


==İlgili Maddeler==
==İlgili Maddeler==

16.44, 15 Temmuz 2024 tarihindeki hâli

Önceki Ayet: Maide 43Maide SuresiMaide 45: Sonraki Ayet

Meali: 44- Biz, içinde doğruya rehberlik ve nur olduğu halde Tevrat'ı indirdik. Kendilerini (Allah'a) vermiş peygamberler onunla yahudilere hükmederlerdi. Allah'ın Kitab'ını korumaları kendilerinden istendiği için Rablerine teslim olmuş zâhidler ve bilginler de (onunla hükmederlerdi). Hepsi ona (hak olduğuna) şahitlerdi. Şu halde (Ey yahudiler ve hakimler!) İnsanlardan korkmayın, benden korkun. Âyetlerimi az bir bedel karşılığında satmayın. Kim Allah'ın indirdiği (hükümler) ile hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.

Kur'an'daki Yeri: 6. Cüz, 114. Sayfa

Tilavet Notları:

Diğer Notlar:

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

S-[1] İnkılabdan on sene evvel, hükûmete nihayet derecede mu'teriz olduğun halde; hükûmete hücum edenlere dahi itiraz ederdin. Hatta selatîn-i Osmaniyeyi ifrat ile sena ederdin. Hatta der idin: Muhtemeldir Abdulhamîd muktedir değildir ki; dizgini gevşetsin; milletin saadetine yol versin. Veyahud hata bir içtihad ile olabilir; bir gayr-ı makbul özrü kendine bulsun.. Veyahud avanelerinin ve vehminin elinde mahbus gibidir. Sonra birden bütün kabahatı ona attın. Neden hem itiraz hem hücum ederdin? Hem de bazılara karşı müdafaa ederdin?..

C- İnkılabdan onaltı sene evvel Mardin cihetlerinde beni hakka irşâd eden bir zata rastgeldim; siyasetteki muktesit mesleği bana gösterdi. Hem tâ o vakitte meşhur "Kemal'in rüyasıyla"[2] uyandım. Lâkin maateessüf sû'-i tesadüf ile hükûmete itiraz edenlerden ehl-i ifrat ve ehl-i tefrite rast geldim. Ehl-i ifratın bir kısmı, Arab'dan sonra İslâmiyetin kıvamı olan Etrak'i tadlil ediyorlardı. Hattâ bir kısmı o derece tecavüz etti ki, ehl-i kanunu tekfir ederdi. Otuz sene evvel kanun-u esasî ve hürriyetin ilânını tekfire delil gösterirdi,

ﻭَﻣَﻦْ ﻟَﻢْ ﻳَﺤْﻜُﻢْ ﺑِﻤَﺎ ﺍَﻧْﺰَﻝَ ﺍﻟﻠَّﻪُ

ilâ âhir.. hüccet ederdi.

Bîçare bilmezdi ki: ﻣَﻦْ ﻟَﻢْ ﻳَﺤْﻜُﻢْ bi-mana ﻣَﻦْ ﻟَﻢْ ﻳُﺼَﺪِّﻕْ dır.

Acaba sâbık istibdadı hürriyet zanneden ve kanun-u esasîye itiraz eden adamlara nasıl itiraz etmeyeceğim elbette... Eğer çendan hükûmete itiraz ederdiler, lâkin onlar istibdadın daha dehşetlisini istediler. Bunun için onları reddederdim. İşte şimdi ehl-i hürriyeti tadlil eden şu kısımdandır.

İkinci kısım olan ehl-i tefriti gördüm. Dini bilmiyorlar, ehl-i İslâma insafsızca itiraz ediyorlar, taassubu delil getiriyorlardı. İşte şimdi Osmanlılıktan tecerrüd edip, tamamı tamamına Avrupa'ya temessül etmek fikrinde bulunanlar şu kısımdandır. Bununla beraber istibdad kendini muhafaza etmek için, herkese vesvese verdiği gibi; beni de inkılâbdan on sene evvel aldattı. Ki, ehl-i ihtilâlin ekseri masondur. Lillahil-hamd o vesvese bir iki sene zarfında zail oldu. Tâ o vakitte anladım; bizim ekser ahrarımız mutekîd müslümanlardır.

Elhâsıl:

Hükûmete hücum edenlerin bazıları "Haydo Haydo!" derlerdi. Bazıları "Haydar Ağa, Haydar Ağa!." derlerdi. Ben "Haydar" derdim. Şimdi de Haydar derim vesselâm!..

Eyyühel-avam! Şimdi Allahaısmarladık! Siz durunuz, havass ile konuşulacak bir davam var. Hükûmet ve eşraf ve İttihad Terakki'ye karşı bir mühim mes'elem var.

Ey tabaka-i havas! Biz avam ve ehl-i medrese, sizden hakkımızı isteriz.

(Münazarat)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]

  1. Şu sual maalcevap ehemmiyetsizlik ile beraber, cevapta bir iki nokta-i mühimme vardır. (Müellif)
  2. Namık Kemal'in hürriyeti bir huriye benzeterek ve rü'ya ile vasıflandırarak edîbâne bir tasvir ile anlattığı makalesi ve kitapçığıdır. (Naşir)