Fussilet 36: Revizyonlar arasındaki fark
Değişiklik özeti yok |
Değişiklik özeti yok |
||
7. satır: | 7. satır: | ||
[[Kategori:Hizb-ül Kur'an Ayetleri]] | [[Kategori:Hizb-ül Kur'an Ayetleri]] | ||
[[Kategori:Fussilet Suresindeki Hizb-ül Kur'an Ayetleri]] | [[Kategori:Fussilet Suresindeki Hizb-ül Kur'an Ayetleri]] | ||
[[Kategori:Kur'an'daki Emirler ve Yasaklar]] | |||
''Önceki Ayet: [[Fussilet 35]] ← [[Kuran:Fussilet|Fussilet Suresi]] → [[Fussilet 37]]: Sonraki Ayet'' | ''Önceki Ayet: [[Fussilet 35]] ← [[Kuran:Fussilet|Fussilet Suresi]] → [[Fussilet 37]]: Sonraki Ayet'' | ||
09.42, 5 Temmuz 2024 tarihindeki hâli
Önceki Ayet: Fussilet 35 ← Fussilet Suresi → Fussilet 37: Sonraki Ayet
Meali: 36- Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah'a sığın. Çünkü O, işiten, bilendir.
Kur'an'daki Yeri: 24. Cüz, 479. Sayfa
Tilavet Notları:
Diğer Notlar:
Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]
وَ اِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهٖ
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ
Hüccetü’l-Kur’an Ale’ş-şeytan ve Hizbihi
İblisi ilzam, şeytanı ifham (إفحام), ehl-i tuğyanı iskât eden Birinci Mebhas; bîtarafane muhakeme içinde şeytanın müthiş bir desisesini kat’î bir surette reddeden bir vakıadır. O vakıanın mücmel bir kısmını on sene evvel Lemaat’ta yazmıştım. Şöyle ki:
Bu risalenin telifinden on bir sene evvel ramazan-ı şerifte İstanbul’da Bayezid Cami-i Şerifi’nde hâfızları dinliyordum. Birden şahsını görmedim fakat manevî bir ses işittim gibi bana geldi. Zihnimi kendine çevirdi. Hayalen dinledim.
Baktım ki bana der:
Sen Kur’an’ı pek âlî, çok parlak görüyorsun. Bîtarafane muhakeme et, öyle bak. Yani bir beşer kelâmı farz et, bak. Acaba o meziyetleri, o ziynetleri görecek misin?
Hakikaten ben de ona aldandım. Beşer kelâmı farz edip öyle baktım. Gördüm ki nasıl Bayezid’in elektrik düğmesi çevrilip söndürülünce ortalık karanlığa düşer. Öyle de o farz ile Kur’an’ın parlak ışıkları gizlenmeye başladı. O vakit anladım ki benim ile konuşan şeytandır. Beni vartaya yuvarlandırıyor. Kur’an’dan istimdad ettim. Birden bir nur kalbime geldi. Müdafaaya kat’î bir kuvvet verdi. O vakit şöylece şeytana karşı münazara başladı.