Al-i İmran 64: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
1. satır: 1. satır:
[[Kategori:Al-i İmran Suresi]]
[[Kategori:Al-i İmran Suresi]]
[[Kategori:Asar-ı Bediyye'de Geçen Ayetler]]
[[Kategori:Risale-i Nur'da Geçen Ayetler]]
[[Kategori:Risale-i Nur'da Geçen Ayetler]]
[[Kategori:Sözler'de Geçen Ayetler]]
[[Kategori:Sözler'de Geçen Ayetler]]
24. satır: 25. satır:


([[Risale:25._Söz#.C4.B0kinci_Cilve|25. Söz]])
([[Risale:25._Söz#.C4.B0kinci_Cilve|25. Söz]])
----
[[Al-i İmran 64|{{Arabi|ﻭَﻟﺎَ ﻳَﺘَّﺨِﺬْ ﺑَﻌْﻀُﻨَﺎ ﺑَﻌْﻀًﺎ ﺍَﺭْﺑَﺎﺑًﺎ ﻣِﻦْ ﺩُﻭﻥِ ﺍﻟﻠَّﻪِ}}]]
Binler nüktesinden bir nükte: Sofiye meşrebinden kat'-ı nazar, İslâmiyet vasıtayı red, delili kabul; ve vesileyi nefiy, imamı isbat eder. Başka din, vasıtayı kabul eder. Bu sırra binaendir ki; Hristiyanda servet ve rütbece yüksek olanlar, ziyade dindardır. İslâmiyette avam ise, servet ve rütbece yüksek olanlardan ziyade dine merbuttur. Zîrâ zîrütbe, enaniyetli bir Hristiyan, ne derece dinde mütesallib ise, o derece mevkiini muhafaza ve enaniyetini okşar, kibrinde imtiyazından fedakârlık etmez. Belki kazanır.
Bir Müslim, ne derece dine mütemessik ise, o derece kibrinden, gururundan, hattâ izzet-i rütebinden fedakârlık etmek gerektir.
Öyle ise, kendini havass zanneden zalimlere, mazlumîn ve avamın hücumu ile; Hristiyanlık havass'ın tahakkümüne yardım ettiğinden parçalanabilir. İslâmiyet ise, dünyevî havastan ziyade avamın malı olduğundan, esasat itibariyle müteessir olmamak gerektir.
([[Risale:Sünuhat_(Asar-ı_Bediiyye)#9._Parça|Sünuhat]])


==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==
==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==


==İlgili Maddeler==
==İlgili Maddeler==

20.10, 10 Temmuz 2024 tarihindeki hâli

Önceki Ayet: Al-i İmran 63Al-i İmran SuresiAl-i İmran 65: Sonraki Ayet

Meali: 64- (Resûlüm!) de ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım; O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz müslümanlarız! deyiniz.

Kur'an'daki Yeri: 3. Cüz, 57. Sayfa

Tilavet Notları:

Diğer Notlar:

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Kur’an’ın şebabetidir. Her asırda taze nâzil oluyor gibi tazeliğini, gençliğini muhafaza ediyor.

Evet Kur’an, bir hutbe-i ezeliye olarak umum asırlardaki umum tabakat-ı beşeriyeye birden hitap ettiği için öyle daimî bir şebabeti bulunmak lâzımdır. Hem de öyle görülmüş ve görünüyor. Hattâ efkârca muhtelif ve istidatça mütebayin asırlardan her asra göre güya o asra mahsus gibi bakar, baktırır ve ders verir. Beşerin âsâr ve kanunları, beşer gibi ihtiyar oluyor, değişiyor, tebdil ediliyor. Fakat Kur’an’ın hükümleri ve kanunları, o kadar sabit ve râsihtir ki asırlar geçtikçe daha ziyade kuvvetini gösteriyor.

Evet, en ziyade kendine güvenen ve Kur’an’ın sözlerine karşı kulağını kapayan şu asr-ı hazır ve şu asrın ehl-i kitap insanları Kur’an’ın يَٓا اَهْلَ الْكِتَابِ يَٓا اَهْلَ الْكِتَابِ hitab-ı mürşidanesine o kadar muhtaçtır ki güya o hitap doğrudan doğruya şu asra müteveccihtir ve يَا اَهْلَ الْكِتَابِ lafzı يَا اَهْلَ الْمَكْتَبِ manasını dahi tazammun eder. Bütün şiddetiyle, bütün tazeliğiyle, bütün şebabetiyle يَٓا اَهْلَ الْكِتَابِ تَعَالَوْا اِلٰى كَلِمَةٍ سَوَٓاءٍ بَيْنَنَا وَ بَيْنَكُمْ sayhasını âlemin aktarına savuruyor.

(25. Söz)


ﻭَﻟﺎَ ﻳَﺘَّﺨِﺬْ ﺑَﻌْﻀُﻨَﺎ ﺑَﻌْﻀًﺎ ﺍَﺭْﺑَﺎﺑًﺎ ﻣِﻦْ ﺩُﻭﻥِ ﺍﻟﻠَّﻪِ

Binler nüktesinden bir nükte: Sofiye meşrebinden kat'-ı nazar, İslâmiyet vasıtayı red, delili kabul; ve vesileyi nefiy, imamı isbat eder. Başka din, vasıtayı kabul eder. Bu sırra binaendir ki; Hristiyanda servet ve rütbece yüksek olanlar, ziyade dindardır. İslâmiyette avam ise, servet ve rütbece yüksek olanlardan ziyade dine merbuttur. Zîrâ zîrütbe, enaniyetli bir Hristiyan, ne derece dinde mütesallib ise, o derece mevkiini muhafaza ve enaniyetini okşar, kibrinde imtiyazından fedakârlık etmez. Belki kazanır.

Bir Müslim, ne derece dine mütemessik ise, o derece kibrinden, gururundan, hattâ izzet-i rütebinden fedakârlık etmek gerektir.

Öyle ise, kendini havass zanneden zalimlere, mazlumîn ve avamın hücumu ile; Hristiyanlık havass'ın tahakkümüne yardım ettiğinden parçalanabilir. İslâmiyet ise, dünyevî havastan ziyade avamın malı olduğundan, esasat itibariyle müteessir olmamak gerektir.

(Sünuhat)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]