Lokman 25: Revizyonlar arasındaki fark
Değişiklik özeti yok |
|||
15. satır: | 15. satır: | ||
==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği== | ==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği== | ||
Bir yıldızın tokadıyla yere sukut eden ehl-i şirk ve dalaletin vekili, zerrelerden yıldızlara kadar hiçbir yerde zerre miktar şirke yer bulamadığından, o tarzdaki davadan vazgeçip fakat şeytan gibi vahdete dair teşkikat yapmak için üç mühim sual ile ehadiyete ve vahdete dair ehl-i tevhide vesvese yapmak istedi. | |||
Birinci sual: Zındıka lisanıyla diyor ki: “Ey ehl-i tevhid! Ben, kendi müekkillerim namına bir şey bulamadım, mevcudatta bir hisse çıkaramadım, mesleğimi ispat edemedim. Fakat siz ne ile nihayetsiz bir kudret sahibi bir Vâhid-i Ehad’i ispat ediyorsunuz? Neden onun kudretiyle beraber başka eller karışmasını kabil görmüyorsunuz?” | |||
Elcevap: Yirmi İkinci Söz’de kat’î ispat edilmiş ki bütün mevcudat, bütün zerrat, bütün yıldızlar, her biri Vâcibü’l-vücud’un ve Kadîr-i Mutlak’ın vücub-u vücuduna birer bürhan-ı neyyirdir. Bütün kâinattaki silsilelerin her biri, onun vahdaniyetine birer delil-i kat’îdir. Kur’an-ı Hakîm hadsiz bürhanlarında ispat ettiği gibi umumun nazarına en zahir bürhanları daha ziyade zikreder. Ezcümle: | |||
[[Lokman 25|{{Arabi|وَلَئِنْ سَاَلْتَهُمْ مَنْ خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ لَيَقُولُنَّ اللّٰهُ}}]] | |||
[[Rum 22|{{Arabi|وَمِنْ اٰيَاتِهٖ خَلْقُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَاخْتِلَافُ اَلْسِنَتِكُمْ وَ اَلْوَانِكُمْ}}]] | |||
gibi pek çok âyâtla Kur’an-ı Hakîm; hilkat-i arz ve semavatı, vahdaniyete bedahet derecesinde bir bürhan gösteriyor ki ister istemez zîşuur olan her adam, hilkat-i arz ve semavatta bizzarure Hâlık-ı Zülcelal’ini tasdik etmeye mecburdur ki [[Lokman 25|{{Arabi|لَيَقُولُنَّ اللّٰهُ}}]] der. | |||
([[Risale:32._Söz#Birinci_Maksat|32. Söz]]) | |||
==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler== | ==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler== | ||
==İlgili Maddeler== | ==İlgili Maddeler== |
06.27, 5 Şubat 2023 tarihindeki hâli
Önceki Ayet: Lokman 24 ← Lokman Suresi → Lokman 26: Sonraki Ayet
Meali: 25- Andolsun ki onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan, mutlaka "Allah..." derler. De ki: (Öyleyse) övgü de yalnız Allah'a mahsustur, ama onların çoğu bilmezler.
Kur'an'daki Yeri: 21. Cüz, 412. Sayfa
Tilavet Notları:
Diğer Notlar:
Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]
Bir yıldızın tokadıyla yere sukut eden ehl-i şirk ve dalaletin vekili, zerrelerden yıldızlara kadar hiçbir yerde zerre miktar şirke yer bulamadığından, o tarzdaki davadan vazgeçip fakat şeytan gibi vahdete dair teşkikat yapmak için üç mühim sual ile ehadiyete ve vahdete dair ehl-i tevhide vesvese yapmak istedi.
Birinci sual: Zındıka lisanıyla diyor ki: “Ey ehl-i tevhid! Ben, kendi müekkillerim namına bir şey bulamadım, mevcudatta bir hisse çıkaramadım, mesleğimi ispat edemedim. Fakat siz ne ile nihayetsiz bir kudret sahibi bir Vâhid-i Ehad’i ispat ediyorsunuz? Neden onun kudretiyle beraber başka eller karışmasını kabil görmüyorsunuz?”
Elcevap: Yirmi İkinci Söz’de kat’î ispat edilmiş ki bütün mevcudat, bütün zerrat, bütün yıldızlar, her biri Vâcibü’l-vücud’un ve Kadîr-i Mutlak’ın vücub-u vücuduna birer bürhan-ı neyyirdir. Bütün kâinattaki silsilelerin her biri, onun vahdaniyetine birer delil-i kat’îdir. Kur’an-ı Hakîm hadsiz bürhanlarında ispat ettiği gibi umumun nazarına en zahir bürhanları daha ziyade zikreder. Ezcümle:
وَلَئِنْ سَاَلْتَهُمْ مَنْ خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ لَيَقُولُنَّ اللّٰهُ
وَمِنْ اٰيَاتِهٖ خَلْقُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَاخْتِلَافُ اَلْسِنَتِكُمْ وَ اَلْوَانِكُمْ
gibi pek çok âyâtla Kur’an-ı Hakîm; hilkat-i arz ve semavatı, vahdaniyete bedahet derecesinde bir bürhan gösteriyor ki ister istemez zîşuur olan her adam, hilkat-i arz ve semavatta bizzarure Hâlık-ı Zülcelal’ini tasdik etmeye mecburdur ki لَيَقُولُنَّ اللّٰهُ der.
(32. Söz)