Tevbe 36: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
 
(Aynı kullanıcının aradaki diğer 4 değişikliği gösterilmiyor)
1. satır: 1. satır:
[[Kategori:Tevbe Suresi]]
[[Kategori:Tevbe Suresi]]
[[Kategori:Halaka/Halku/Halkissemavati Vel Ard Ayetleri]]
[[Kategori:Halaka/Halku/Halkissemavati Vel Ard Ayetleri]]
[[Kategori:İnnallahe Mealmuttakin]]
[[Kategori:23. Mektup'ta Geçen Ayetler]]
[[Kategori:Mektubat'ta Geçen Ayetler]]
[[Kategori:Risale-i Nur'da Geçen Ayetler]]
[[Kategori:11. Şua'da Geçen Ayetler]]
[[Kategori:15. Şua'da Geçen Ayetler]]
[[Kategori:Şualar'da Geçen Ayetler]]
[[Kategori:Tevbe Suresinin Risale-i Nur'da Geçen Ayetleri]]
''Önceki Ayet: [[Tevbe 35]] ← [[Kuran:Tevbe|Tevbe Suresi]] → [[Tevbe 37]]: Sonraki Ayet''
''Önceki Ayet: [[Tevbe 35]] ← [[Kuran:Tevbe|Tevbe Suresi]] → [[Tevbe 37]]: Sonraki Ayet''


17. satır: 25. satır:


==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği==
==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği==
''Bkz. [[:Kategori:Halaka/Halku/Halkissemavati Vel Ard Ayetleri|Halakassemavati Vel Ard Ayetleri Kategorisi]]''
[[Bakara 153|{{Arabi|اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الصَّابِرٖينَ}}]] de hikmet ve gaye nedir?
Elcevap: Cenab-ı Hak, Hakîm ismi muktezası olarak vücud-u eşyada, bir merdivenin basamakları gibi bir tertip vaz’etmiş. Sabırsız adam teenni ile hareket etmediği için basamakları ya atlar, düşer veya noksan bırakır; maksud damına çıkamaz. Onun için hırs mahrumiyete sebeptir. Sabır ise müşkülatın anahtarıdır ki
[[Risale:23. Mektup (Ayet-Hadis Mealleri)#6|{{Arabi|اَلْحَرٖيصُ خَائِبٌ خَاسِرٌ}}]]
[[Risale:23. Mektup (Ayet-Hadis Mealleri)#7|{{Arabi|وَالصَّبْرُ مِفْتَاحُ الْفَرَجِ}}]]
durub-u emsal hükmüne geçmiştir. Demek, Cenab-ı Hakk’ın inayet ve tevfiki, sabırlı adamlarla beraberdir. Çünkü sabır üçtür:
Biri: Masiyetten kendini çekip sabretmektir. Şu sabır takvadır [[Bakara 194|{{Arabi|اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الْمُتَّقٖينَ}}]] sırrına mazhar eder.
İkincisi: Musibetlere karşı sabırdır ki tevekkül ve teslimdir
[[Al-i İmran 159|{{Arabi|اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الْمُتَوَكِّلٖينَ}}]]
[[Al-i İmran 146|{{Arabi|اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الصَّابِرٖينَ}}]]
şerefine mazhar ediyor.
Ve sabırsızlık ise Allah’tan şikayeti tazammun eder. Ve ef’alini tenkit ve rahmetini ittiham ve hikmetini beğenmemek çıkar. Evet, musibetin darbesine karşı şekva suretiyle elbette âciz ve zayıf insan ağlar fakat şekva ona olmalı, ondan olmamalı. Hazret-i Yakub aleyhisselâmın [[Yusuf 86|{{Arabi|اِنَّمَا اَشْكُوا بَثّٖى وَ حُزْنٖى اِلَى اللّٰهِ}}]] demesi gibi olmalı. Yani musibeti Allah’a şekva etmeli, yoksa Allah’ı insanlara şekva eder gibi “Eyvah! Of!” deyip “Ben ne ettim ki bu başıma geldi?” diyerek, âciz insanların rikkatini tahrik etmek zarardır, manasızdır.
Üçüncü Sabır: İbadet üzerine sabırdır ki şu sabır onu makam-ı mahbubiyete kadar çıkarıyor. En büyük makam olan ubudiyet-i kâmile canibine sevk ediyor.
([[Risale:23._Mektup#D.C3.B6rd.C3.BCnc.C3.BC_Sualiniz|23. Mektup]])


==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==
==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==


==İlgili Maddeler==
==İlgili Maddeler==

17.50, 21 Ağustos 2024 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

Önceki Ayet: Tevbe 35Tevbe SuresiTevbe 37: Sonraki Ayet

Meali: 36- Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah'ın yazısına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram aylarıdır. İşte bu doğru hesaptır. O aylar içinde (Allah'ın koyduğu yasağı çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin ve müşrikler nasıl sizinle topyekün savaşıyorlarsa siz de onlara karşı topyekün savaşın ve bilin ki Allah (kötülükten) sakınanlarla beraberdir.

{Allah Teâlâ gökleri ve yeri yarattığı zaman Ay'ın hareketini öyle ayarladı ki ay sistemine göre bir yılda on iki ay meydana geldi ve bir yıl 355 gün oldu. Bu ayların isimleri şöyledir: Muharrem, safer, rabiülevvel, rabiülâhir, cemâziyelevvel, cemâziyelâhir, receb, şaban, ramazan, şevval, zilkade, zilhicce. Âyette işaret buyurulan "haram aylar" zilkade, zilhicce, muharrem ve receb aylarıdır ki, bu sûrenin 5. âyetinden de anlaşılacağı üzere bu aylarda savaş yasaklanmıştır. Cahiliye devrinde, birbiriyle çarpışmaya ve talana alışmış olan Araplara fasılasız dört ay güvenlik ve sulh içinde yaşamak çok ağır geliyordu. Onun için Hz. İbrahim ve İsmail'den beri devam edegelen bu tertibi canlarının istediği gibi bozmaya, mesela muharrem ayındaki hurmeti safer ayına çevirmeye, diğer haram ayları da ileri geri götürmeye başladılar. Bu hal hicretin 10. yılına kadar devam etti. Veda Haccında Resûlullah (s.a.), ayların o sene tam yerini bulduğunu açıkladı. 37. âyet bu olayla ilgili olarak nâzil olmuştur.}

Kur'an'daki Yeri: 10. Cüz, 191. Sayfa

Tilavet Notları:

Diğer Notlar:

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Bkz. Halakassemavati Vel Ard Ayetleri Kategorisi

اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الصَّابِرٖينَ de hikmet ve gaye nedir?

Elcevap: Cenab-ı Hak, Hakîm ismi muktezası olarak vücud-u eşyada, bir merdivenin basamakları gibi bir tertip vaz’etmiş. Sabırsız adam teenni ile hareket etmediği için basamakları ya atlar, düşer veya noksan bırakır; maksud damına çıkamaz. Onun için hırs mahrumiyete sebeptir. Sabır ise müşkülatın anahtarıdır ki

اَلْحَرٖيصُ خَائِبٌ خَاسِرٌ

وَالصَّبْرُ مِفْتَاحُ الْفَرَجِ

durub-u emsal hükmüne geçmiştir. Demek, Cenab-ı Hakk’ın inayet ve tevfiki, sabırlı adamlarla beraberdir. Çünkü sabır üçtür:

Biri: Masiyetten kendini çekip sabretmektir. Şu sabır takvadır اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الْمُتَّقٖينَ sırrına mazhar eder.

İkincisi: Musibetlere karşı sabırdır ki tevekkül ve teslimdir

اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الْمُتَوَكِّلٖينَ

اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الصَّابِرٖينَ

şerefine mazhar ediyor.

Ve sabırsızlık ise Allah’tan şikayeti tazammun eder. Ve ef’alini tenkit ve rahmetini ittiham ve hikmetini beğenmemek çıkar. Evet, musibetin darbesine karşı şekva suretiyle elbette âciz ve zayıf insan ağlar fakat şekva ona olmalı, ondan olmamalı. Hazret-i Yakub aleyhisselâmın اِنَّمَا اَشْكُوا بَثّٖى وَ حُزْنٖى اِلَى اللّٰهِ demesi gibi olmalı. Yani musibeti Allah’a şekva etmeli, yoksa Allah’ı insanlara şekva eder gibi “Eyvah! Of!” deyip “Ben ne ettim ki bu başıma geldi?” diyerek, âciz insanların rikkatini tahrik etmek zarardır, manasızdır.

Üçüncü Sabır: İbadet üzerine sabırdır ki şu sabır onu makam-ı mahbubiyete kadar çıkarıyor. En büyük makam olan ubudiyet-i kâmile canibine sevk ediyor.

(23. Mektup)

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]