Kıyame 17: Revizyonlar arasındaki fark
Değişiklik özeti yok |
Değişiklik özeti yok |
||
4. satır: | 4. satır: | ||
[[Kategori:Risale-i Nur'da Geçen Ayetler]] | [[Kategori:Risale-i Nur'da Geçen Ayetler]] | ||
[[Kategori:Rumuzat-ı Semaniye'de Geçen Ayetler]] | [[Kategori:Rumuzat-ı Semaniye'de Geçen Ayetler]] | ||
[[Kategori:Kur'an Kelimesi Geçen Ayetler]] | |||
''Önceki Ayet: [[Kıyame 16]] ← [[Kuran:Kıyame|Kıyame Suresi]] → [[Kıyame 18]]: Sonraki Ayet'' | ''Önceki Ayet: [[Kıyame 16]] ← [[Kuran:Kıyame|Kıyame Suresi]] → [[Kıyame 18]]: Sonraki Ayet'' | ||
17.05, 2 Ağustos 2024 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
Önceki Ayet: Kıyame 16 ← Kıyame Suresi → Kıyame 18: Sonraki Ayet
Meali: 17- Şüphesiz onu, toplamak (senin kalbine yerleştirmek) ve onu okutmak bize aittir.
Kur'an'daki Yeri: 29. Cüz, 576. Sayfa
Tilavet Notları:
Diğer Notlar:
Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]
Kur'an'da altmış dokuz قُرْاٰنْ kelimesi gördük. Altmış yedi tam ve manidar tevafuktadır. İkisi, Suretü'l-Kıyamet'te iki قُرْاٰنْ lafzı kıraat manasında olduğundan tevafuka girmemişler. Bu adem-i tevafuk manidar bir işarettir ve bir tevafuktur.
Lafz-ı Resul'deki nükte-i azîmenin beyanında yüz altmış âyet yazıldı. İşbu âyetlerin hâsiyeti pek azîm olmakla beraber mana cihetiyle birbirini ispat ve tekmil ettiğinden çok manidar olduğu için muhtelif âyâtı hıfzetmek veya okumak arzusunda bulunanlara bir hizb-i Kur'anî olduğu gibi... قُرْاٰنْ kelimesindeki nükte-i azîmenin beyanında altmış dokuz âyât-ı azîmenin derece-i belâgatı pek fevkalâde ve kuvvet-i cezaleti pek ulvidir. Bu da ikinci bir hizb-i Kur'anî olarak ihvana tavsiye edilir.
Yalnız قُرْاٰنْ kelimesi yedi silsile-i Kur'an'da mevcud olup umum o kelimeyi tutmuş. Hariç iki kalmış. O iki de kıraat manasında olduğundan o huruc, nükteye kuvvet vermiştir.