Muhammed 38: Revizyonlar arasındaki fark

Nurpedia.org - İman ve İslam Hakikatlerine Dair Nur Ansiklopedisi sitesinden
("Kategori:Muhammed Suresi ''Önceki Ayet: Muhammed 37Muhammed SuresiFetih 1: Sonraki Ayet'' Dosya:Muhammed 38..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
 
Değişiklik özeti yok
 
(Aynı kullanıcının aradaki diğer 2 değişikliği gösterilmiyor)
1. satır: 1. satır:
[[Kategori:Muhammed Suresi]]
[[Kategori:Muhammed Suresi]]
[[Kategori:İşarat-ül İ'caz'da Geçen Ayetler]]
[[Kategori:Risale-i Nur'da Geçen Ayetler]]
''Önceki Ayet: [[Muhammed 37]] ← [[Kuran:Muhammed|Muhammed Suresi]] → [[Fetih 1]]: Sonraki Ayet''
''Önceki Ayet: [[Muhammed 37]] ← [[Kuran:Muhammed|Muhammed Suresi]] → [[Fetih 1]]: Sonraki Ayet''


[[Dosya:Muhammed 38.png]]
[[Dosya:Muhammed 38.png]]


'''Meali:''' 38- İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağırılıyorsunuz. İçinizden kiminiz cimrilik ediyor. Ama kim cimrilik ederse, ancak kendisine cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer O'ndan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir toplum getirir, artık onlar sizin gibi de olmazlar. {Âyete göre, insanlar farz olan harcamayı yapmak zorundadırlar. Eğer bunu yerine getirmezlerse helâki hak eden bir toplum olurlar.}
'''Meali:''' 38- İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağırılıyorsunuz. İçinizden kiminiz cimrilik ediyor. Ama kim cimrilik ederse, ancak kendisine cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer O'ndan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir toplum getirir, artık onlar sizin gibi de olmazlar.
 
{Âyete göre, insanlar farz olan harcamayı yapmak zorundadırlar. Eğer bunu yerine getirmezlerse helâki hak eden bir toplum olurlar.}


'''Kur'an'daki Yeri:''' [[Kuran:Muhammed#38|26. Cüz, 509. Sayfa]]
'''Kur'an'daki Yeri:''' [[Kuran:Muhammed#38|26. Cüz, 509. Sayfa]]
13. satır: 17. satır:


==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği==
==Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği==
Delil-i İmkânî
Bu âyetin, Sâni’in vücuduna işaret eden delillerinden birisi de “delil-i imkânî”dir ki [[Muhammed 38|{{Arabi|وَاللّٰهُ الْغَنِىُّ وَاَنْتُمُ الْفُقَرَٓاءُ}}]] âyetiyle işaret edilmiştir. Bu delilin hülâsası:
Kâinatın ihtiva ettiği zerrelerden her birisinin gerek zatında, gerek sıfâtında, gerek ahvalinde ve gerek vücudunda gayr-ı mütenahî imkânlar, ihtimaller, müşkülatlar, yollar, kanunlar varken birdenbire o zerre, gayr-ı mütenahî yollardan muayyen bir yola sülûk eder. Ve gayr-ı mahdud hallerden bir vaziyete girer. Ve gayr-ı ma’dud sıfatlardan bir sıfatla vasıflanır ve doğru bir kanun üzerine mukadder bir maksada harekete başlar ve vazife olarak uhdesine verilen herhangi bir hikmet ve bir maslahatı derhal intac eder ki o hikmet ve o maslahatın husule gelmesi ancak o zerrenin o çeşit hareketiyle olabilir. Acaba o kadar yollar ve ihtimaller arasında o zerrenin macerası, lisan-ı haliyle Sâni’in kasd ve hikmetine delâlet etmez mi?
İşte her bir zerre –müstakillen– kendi başıyla Sâni’in vücuduna delâlet ettiği gibi, küçük büyük herhangi bir teşekküle girerse veya hangi bir mürekkebe cüz olursa girdiği ve cüz olduğu o makamlarda kazandığı nisbete göre Sâni’ine olan delâletini muhafaza eder.
([[Risale:Bakara_Suresi_21-22._âyetler#Delil-i İmkânî|Bakara 21.-22. Ayetler, İşarat-ül İ'caz]])
----
Amma [[Muhammed 38|{{Arabi|وَاللّٰهُ الْغَنِيُّ وَاَنْتُمُ الْفُقَرَآءُ}}]] (Muhammed/38) ayeti ile işaret edilen "delil-i imkanî" ise, (imkan hakikatına bakan delil) kâinat zerratının her bir zerresi; gerek zatî şahsı itibarıyla, gerekse tek tek sıfatları itibarıyla; ve gerekse birer birer ahvalı itibarıyla; veya da ayrı ayrı vecihlerinin cihetleri itibarıyla her hepsinin zatında, sıfatlarında, hallerinde ve vucûdunda gayr-ı mütenahî imkânât yolları arasında mütereddid, mutehayyir olduklarını görmekte iken sen; fakat birden bakıyorsun k: O zerreler bütün o imkanat yolları içerisinden silkinerek kalkıyor, muayyen bir yola düşüyor ve mahsus bir sıfat giyiyor ve muntazam bir şekille şekilleniyor; ve sağlam ve savab bir kanuna binip ona tevfik-i hareket ediyor; ve muayyen ve belli bir maksada teveccüh ediyor. Sonunda da öyle bir hikmet ve maslahatı intaç ediyor ki; o şeyin o belli ve müayyen tarzından başka bir yolla olabilmesi asla mümkün değildir. İşte acaba şu zerrenin bu hal ve vaziyeti, kendi lisan-ı mahsusu ile saniinin kasd ve hikmetini ilan edip bağırmıyor mu? Ve tasrih edip ilan etmiyor mu? Evet, her bir zerre tek başıyla saniin infirad içinde birliğine delil olduğu gibi; iç içe terkip edilip terakkî içinde yükselen mürekkebatdan bir cüz' olduğunda, yani terkib edilmişin bir cüz'ü olmasıyla, onun o delaleti gittikçe daha da artmaktadır. Çünki her bir zerrenin bütün mürekkebata girip, onda bir makamı; ve her makamda bir nisbeti; ve her bir nisbette bir vazifesi; ve her bir vazifede bir çok maslahatları semere vermesi ve her bir mertebede saniin vucub-u vucudunun delillerini kendi lisanıyla tilavet eylemesi vardır. Öyle ki, adeta bu zerre bu haliyle; takımında, bölüğünde, taburunda, kolordusunda ilh.. birer münasebetleri bulunan bir nefer asker gibidir.
([[Risale:Bakara_21-22:_İbadet_ve_Tevhid_Bahsi_(İ.İ._Badıllı)#Şimdi_Tevhid'in_Delilleri|İşaratül İ'caz (Badıllı)]])


==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==
==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler==


==İlgili Maddeler==
==İlgili Maddeler==

21.07, 17 Temmuz 2024 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

Önceki Ayet: Muhammed 37Muhammed SuresiFetih 1: Sonraki Ayet

Meali: 38- İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağırılıyorsunuz. İçinizden kiminiz cimrilik ediyor. Ama kim cimrilik ederse, ancak kendisine cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer O'ndan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir toplum getirir, artık onlar sizin gibi de olmazlar.

{Âyete göre, insanlar farz olan harcamayı yapmak zorundadırlar. Eğer bunu yerine getirmezlerse helâki hak eden bir toplum olurlar.}

Kur'an'daki Yeri: 26. Cüz, 509. Sayfa

Tilavet Notları:

Diğer Notlar:

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]

Delil-i İmkânî

Bu âyetin, Sâni’in vücuduna işaret eden delillerinden birisi de “delil-i imkânî”dir ki وَاللّٰهُ الْغَنِىُّ وَاَنْتُمُ الْفُقَرَٓاءُ âyetiyle işaret edilmiştir. Bu delilin hülâsası:

Kâinatın ihtiva ettiği zerrelerden her birisinin gerek zatında, gerek sıfâtında, gerek ahvalinde ve gerek vücudunda gayr-ı mütenahî imkânlar, ihtimaller, müşkülatlar, yollar, kanunlar varken birdenbire o zerre, gayr-ı mütenahî yollardan muayyen bir yola sülûk eder. Ve gayr-ı mahdud hallerden bir vaziyete girer. Ve gayr-ı ma’dud sıfatlardan bir sıfatla vasıflanır ve doğru bir kanun üzerine mukadder bir maksada harekete başlar ve vazife olarak uhdesine verilen herhangi bir hikmet ve bir maslahatı derhal intac eder ki o hikmet ve o maslahatın husule gelmesi ancak o zerrenin o çeşit hareketiyle olabilir. Acaba o kadar yollar ve ihtimaller arasında o zerrenin macerası, lisan-ı haliyle Sâni’in kasd ve hikmetine delâlet etmez mi?

İşte her bir zerre –müstakillen– kendi başıyla Sâni’in vücuduna delâlet ettiği gibi, küçük büyük herhangi bir teşekküle girerse veya hangi bir mürekkebe cüz olursa girdiği ve cüz olduğu o makamlarda kazandığı nisbete göre Sâni’ine olan delâletini muhafaza eder.

(Bakara 21.-22. Ayetler, İşarat-ül İ'caz)


Amma وَاللّٰهُ الْغَنِيُّ وَاَنْتُمُ الْفُقَرَآءُ (Muhammed/38) ayeti ile işaret edilen "delil-i imkanî" ise, (imkan hakikatına bakan delil) kâinat zerratının her bir zerresi; gerek zatî şahsı itibarıyla, gerekse tek tek sıfatları itibarıyla; ve gerekse birer birer ahvalı itibarıyla; veya da ayrı ayrı vecihlerinin cihetleri itibarıyla her hepsinin zatında, sıfatlarında, hallerinde ve vucûdunda gayr-ı mütenahî imkânât yolları arasında mütereddid, mutehayyir olduklarını görmekte iken sen; fakat birden bakıyorsun k: O zerreler bütün o imkanat yolları içerisinden silkinerek kalkıyor, muayyen bir yola düşüyor ve mahsus bir sıfat giyiyor ve muntazam bir şekille şekilleniyor; ve sağlam ve savab bir kanuna binip ona tevfik-i hareket ediyor; ve muayyen ve belli bir maksada teveccüh ediyor. Sonunda da öyle bir hikmet ve maslahatı intaç ediyor ki; o şeyin o belli ve müayyen tarzından başka bir yolla olabilmesi asla mümkün değildir. İşte acaba şu zerrenin bu hal ve vaziyeti, kendi lisan-ı mahsusu ile saniinin kasd ve hikmetini ilan edip bağırmıyor mu? Ve tasrih edip ilan etmiyor mu? Evet, her bir zerre tek başıyla saniin infirad içinde birliğine delil olduğu gibi; iç içe terkip edilip terakkî içinde yükselen mürekkebatdan bir cüz' olduğunda, yani terkib edilmişin bir cüz'ü olmasıyla, onun o delaleti gittikçe daha da artmaktadır. Çünki her bir zerrenin bütün mürekkebata girip, onda bir makamı; ve her makamda bir nisbeti; ve her bir nisbette bir vazifesi; ve her bir vazifede bir çok maslahatları semere vermesi ve her bir mertebede saniin vucub-u vucudunun delillerini kendi lisanıyla tilavet eylemesi vardır. Öyle ki, adeta bu zerre bu haliyle; takımında, bölüğünde, taburunda, kolordusunda ilh.. birer münasebetleri bulunan bir nefer asker gibidir.

(İşaratül İ'caz (Badıllı))

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]

İlgili Maddeler[değiştir]