Şura 40: Revizyonlar arasındaki fark
("Kategori:Şura Suresi ''Önceki Ayet: Şura 39 ← Şura Suresi → Şura 41: Sonraki Ayet'' Dosya:Şura 40.png '''Mea..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu) |
Değişiklik özeti yok |
||
(Aynı kullanıcının aradaki bir diğer değişikliği gösterilmiyor) | |||
1. satır: | 1. satır: | ||
[[Kategori:Şura Suresi]] | [[Kategori:Şura Suresi]] | ||
[[Kategori:Hizb-ül Kur'an Ayetleri]] | |||
[[Kategori:Şura Suresindeki Hizb-ül Kur'an Ayetleri]] | |||
[[Kategori:İşarat-ül İ'caz'da Geçen Ayetler]] | |||
[[Kategori:Risale-i Nur'da Geçen Ayetler]] | |||
''Önceki Ayet: [[Şura 39]] ← [[Kuran:Şura|Şura Suresi]] → [[Şura 41]]: Sonraki Ayet'' | ''Önceki Ayet: [[Şura 39]] ← [[Kuran:Şura|Şura Suresi]] → [[Şura 41]]: Sonraki Ayet'' | ||
15. satır: | 19. satır: | ||
==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler== | ==Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler== | ||
İşte birinci cümle olan | |||
{{Arabi|يُخاَدِعُونَ اللّٰهَ وَالَّذِينَ اٰمَنُوا}} | |||
da nazm vechi şöyledir ki: Münafıkların yaptığı kötü iş ve pis amellerinden söz ederken, mudari' siğasını kullanarak {{Arabi|يُخاَدِعُونَ}} deyip onları hilecilikle tavsif etmesi, hususan müşareket babından ele alması, (Yani karşılıklı iştiraktan) (Yani: {{Arabi|يُخاَدِعُونَ}} ile ifade edilen "Allahı ve iman etmiş mü'minleri iki taraftan aldatıyorlar" manasıyla ele alması) bilhassa peygamberin adını zikretme yerine, Allah lafzını ikame eylemesi.. Hem {{Arabi|اَلْمُؤْمِنٖينَ}} kelimesi yerine {{Arabi|وَالَّذِينَ اٰمَنُوا}} cümlesini vaz' eylemesi ile; münafıkların hileler ile ulaşmak istedikleri garaz ve maksadlarının muhaliyetini tansis ve tasrih etmek içindir. Hem öyle bir tarzda bu imkânsızlık ve muhaliyeti gözönüne koyuyor ki; nefisler, kalbler ondan titreyerek nefret ediyorlar. Zira hile ve hud'a içinde, nefret ve ikrahı tahrik edip îkaz eden bir istiare-i temsiliye vardır. Ayrıca mudari'lik siğasında da daimî şekilde kalbi ürkütecek bir tasvir bulunmaktadır. Keza, {{Arabi|يُخاَدِعُونَ}} deki müşarekette, hilelerinin neticesizliğini bildiren bir müşakelet, yani karşılıklı birbirine benzemeklik vardır ki [[Şura 40|{{Arabi|سَيِّئَةٌ مِثْلُهَا وَجَزَآءُ سَيِّئَةٍ}}]] ayetinde olduğu gibi: "seyyienin, kötülüğün karşılığı, onun kadar kötülüktür" olan, hilelerinin neticesizliğini netice veren hükmünün naziri gibi bir şeydir. | |||
([[Risale:Bakara_9-10:_Münafıkların_Aldatması_(İ.İ._Badıllı)#ŞİMDİ_AYETİN_ECZALARI_ARASINDAKİ_NAZM|İşaratül İ'caz (Badıllı)]]) | |||
==İlgili Maddeler== | ==İlgili Maddeler== |
20.13, 17 Temmuz 2024 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
Önceki Ayet: Şura 39 ← Şura Suresi → Şura 41: Sonraki Ayet
Meali: 40- Bir kötülüğün cezası, ona denk bir kötülüktür. Kim bağışlar ve barışı sağlarsa, onun mükâfatı Allah'a aittir. Doğrusu O, zalimleri sevmez.
Kur'an'daki Yeri: 25. Cüz, 486. Sayfa
Tilavet Notları:
Diğer Notlar:
Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[değiştir]
Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[değiştir]
İşte birinci cümle olan
يُخاَدِعُونَ اللّٰهَ وَالَّذِينَ اٰمَنُوا
da nazm vechi şöyledir ki: Münafıkların yaptığı kötü iş ve pis amellerinden söz ederken, mudari' siğasını kullanarak يُخاَدِعُونَ deyip onları hilecilikle tavsif etmesi, hususan müşareket babından ele alması, (Yani karşılıklı iştiraktan) (Yani: يُخاَدِعُونَ ile ifade edilen "Allahı ve iman etmiş mü'minleri iki taraftan aldatıyorlar" manasıyla ele alması) bilhassa peygamberin adını zikretme yerine, Allah lafzını ikame eylemesi.. Hem اَلْمُؤْمِنٖينَ kelimesi yerine وَالَّذِينَ اٰمَنُوا cümlesini vaz' eylemesi ile; münafıkların hileler ile ulaşmak istedikleri garaz ve maksadlarının muhaliyetini tansis ve tasrih etmek içindir. Hem öyle bir tarzda bu imkânsızlık ve muhaliyeti gözönüne koyuyor ki; nefisler, kalbler ondan titreyerek nefret ediyorlar. Zira hile ve hud'a içinde, nefret ve ikrahı tahrik edip îkaz eden bir istiare-i temsiliye vardır. Ayrıca mudari'lik siğasında da daimî şekilde kalbi ürkütecek bir tasvir bulunmaktadır. Keza, يُخاَدِعُونَ deki müşarekette, hilelerinin neticesizliğini bildiren bir müşakelet, yani karşılıklı birbirine benzemeklik vardır ki سَيِّئَةٌ مِثْلُهَا وَجَزَآءُ سَيِّئَةٍ ayetinde olduğu gibi: "seyyienin, kötülüğün karşılığı, onun kadar kötülüktür" olan, hilelerinin neticesizliğini netice veren hükmünün naziri gibi bir şeydir.